logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

İhtikârın Şartları:

Bir malı toplayıp bekletmenin ihtikâr sayılması için bazı şartların bu­lunması gerekir:

I- Kişi, beklettiği malı kendi arazisinden kaldırmış olmamalıdır. Buna göre; bir kimse kendi arazisinden kaldırdığı mahsulü piyasaya sürmese ve bundan halk zarar da görse muhtekir (stokçu) sayılmaz. Çünkü kişi, tarlası­nı ekmek zorunda olmadığı gibi kaldırdığı mahsulü satmak mecburiyetinde de değildir. Ancak, diğer müslümanlar ihtiyaç içinde yüzerken, onun sırf daha fazla para kazanmak maksadı ile malını satmaması bir müslümana yakışmaz.
II- Stoklanan mal, bizzat o şehirden veya o şehrin banliyösünden satın alınmış olmalıdır. Başka şehirlerden mal getirip deposunda bekleten kişi stokçu (muhtekir) sayılmaz. Dolayısıyla bu hareketi haram olmaz. Babın ilk hadi­sinin (3447) sonunda Ebû Davud'un Evzaî'ye nisbetle kaydettiği; "İhtikârcı, çarşıya çıkandır" sözü buna işarettir. Ama halkın ihtiyacı olduğu halde satmaması mekruhtur. Hz. Peygamber (s.a) bir hadisinde; "Bir kimse baş­ka bir yerden yiyecek maddesi getirip günün piyasasına göre satarsa onu ta-sadduk etmiş sayılır." buyurmaktadır.

İmam Ebû Yusuf'a göre ise, bu da ihtikârdır ve caiz değildir.   

III- İhtikâr, satılacak malı bir müddet satmayip bekletmekle gerçekle­şir. Bu müddet bir görüşe göre kırk gün, diğer bir görüşe göre de bir aydır.

IV- Kişinin mal stoklaması, kıtlık zamanında ve daha fazla kazanç sağ­lamak maksadıyla yapılmış olmalıdır. İmam Nevevî, bolluk zamanındaki stok­lama ve kıtlık zamanında kendi ihtiyacı için mal bekletmenin ihtikâr sayıl­mayacağını söyler. Ancak, insanlara zarar vermese bile gıda maddelerini top­layıp bekletmek kerahetten hali değildir. İmam Gazali, İhyâ'sında şöyle der:
"İnsanların zararına sebep olmasa bile, yenilecek şeylerde ihtikâr kera­hetten hali değildir. Çünkü bu, fiatların yükselmesini beklemektir. Zararı beklemek ise yasaktır."[384]