Onuncu Mesele:
Serî deliller iki kısımdır:
a) Aklî burhan tarzında gelen deliller. Bunlarla, istenilen sonuca ulaşılmak istenir ve bu deliller bir nevi muhaliflere karşı nasıl delil getirileceğini Öğretmek amacı taşır. Bu deliller, ilk plânda bu amaç için konulmuştur. Bu tür delhller içerisine bütün aklî deliller girer. Ayrıca aklî delil mesabesinde olanlar da onlara katılır. Örnekler: "Eğer yerle gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de bozulurdu[185] "And olsun ki: 'Muhammed'e elbette bir insan öğretiyor.' dediklerini biliyoruz. Kastettikleri kimsenin dili yabancıdır; Kur'ân ise fa- sih Arapça'dır[186] "Biz bu Kur'ân'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık: 'âyetleri uzun açıklanmalı değil miydi? Bir Araba yabancı bir dille söylenir mi?' derlerdi[187]"Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya kadir olmaz mı?[188] "İbrahim: 'Şüphesiz Allah güneşi doğudan getiriyor; sen de batıdan getirsene!' dedi. İnkâr eden şaşırıp kaldı.[189] ''Sizi yaratan-, sonra rızıklandıran, sonra öldüren daha sonra da dirilten Allah'tır. O'na ortak koştuğunuz şeylerden böyle birşey yapan var mıdır?[190].. Bu türden olan deliller hem inanana hem de karşı çıkana getirilebilir. Çünkü bunlar, aklı başında olan herkesçe zaten belli şeylerdir. Dolayısıyla sadece aynı inancı paylaşan kimselere karşı getirilmez.
b) İslâm inancını paylaşan kimseler hakkında getirilen deliller. Bunlar teklifi hükümler getiren nasslardır. Mükelleften bir-şeyin yapılmasını ya da terkini isteyen emir ve nehiy kiplerinin delâleti gibi. Ayrıca "Öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı)[191] "Size oruç yazıldı[192]; "Oruç gecesinde size cinsî ilişki helal kılındı"[193]gibi nasslar[194] da bu türden delillerdir. Bu ve benzeri nasslar, bir delil ikâmesi için gelmemiş; istidlal makamında da gelmemişlerdir. Aksine bu nasslar ile bazı hükümler getirilmekte ve onlann ka-: ' bulle karşılanması, boyun eğilerek gereği ile amel edilmesi istenmektedir. Bunların dayanağı olan temel delil, onları getiren peygamberin doğruluğunu gösteren mucize olmaktadır. Mucize delili sabit olunca, onun doğruluğu da sabit olur. Doğruluğu sabit olunca da, mükellef üzerine getirilen yükümlülük sabit olacaktır.
Alim, birinci türden delil getirdiği zaman, o delil, sanki âlimin kendisi tarafından vaz' ediliyormuş gibi, inşâî türden olur. İkinci türden bir delil kullandığı zaman, onu ilzam ve iltizam şekliyle gereğini anlamak ve ona boyun eğmek için almış oluyor anlamına gelmektedir. Bu durumda 'delil' lafzı, her iki tür için de kullanıldığı zaman, müşterek lafızlar gibi kullanılmış olur; çünkü birinci anlamında delil, ikinci anlamındaki delilden farklıdır. Delil lafzı, birinci anlamında ulemaca meşhur olan ıstılah üzerinde kullanılmış olur. İkinci mânâsında ise mucizenin ortaya çıkardığı bir sonuç olur ve bu haliyle delilden maksat sadece kabul gören bir söz demektir.[195]
a) Aklî burhan tarzında gelen deliller. Bunlarla, istenilen sonuca ulaşılmak istenir ve bu deliller bir nevi muhaliflere karşı nasıl delil getirileceğini Öğretmek amacı taşır. Bu deliller, ilk plânda bu amaç için konulmuştur. Bu tür delhller içerisine bütün aklî deliller girer. Ayrıca aklî delil mesabesinde olanlar da onlara katılır. Örnekler: "Eğer yerle gökte Allah'tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de bozulurdu[185] "And olsun ki: 'Muhammed'e elbette bir insan öğretiyor.' dediklerini biliyoruz. Kastettikleri kimsenin dili yabancıdır; Kur'ân ise fa- sih Arapça'dır[186] "Biz bu Kur'ân'ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık: 'âyetleri uzun açıklanmalı değil miydi? Bir Araba yabancı bir dille söylenir mi?' derlerdi[187]"Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya kadir olmaz mı?[188] "İbrahim: 'Şüphesiz Allah güneşi doğudan getiriyor; sen de batıdan getirsene!' dedi. İnkâr eden şaşırıp kaldı.[189] ''Sizi yaratan-, sonra rızıklandıran, sonra öldüren daha sonra da dirilten Allah'tır. O'na ortak koştuğunuz şeylerden böyle birşey yapan var mıdır?[190].. Bu türden olan deliller hem inanana hem de karşı çıkana getirilebilir. Çünkü bunlar, aklı başında olan herkesçe zaten belli şeylerdir. Dolayısıyla sadece aynı inancı paylaşan kimselere karşı getirilmez.
b) İslâm inancını paylaşan kimseler hakkında getirilen deliller. Bunlar teklifi hükümler getiren nasslardır. Mükelleften bir-şeyin yapılmasını ya da terkini isteyen emir ve nehiy kiplerinin delâleti gibi. Ayrıca "Öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı)[191] "Size oruç yazıldı[192]; "Oruç gecesinde size cinsî ilişki helal kılındı"[193]gibi nasslar[194] da bu türden delillerdir. Bu ve benzeri nasslar, bir delil ikâmesi için gelmemiş; istidlal makamında da gelmemişlerdir. Aksine bu nasslar ile bazı hükümler getirilmekte ve onlann ka-: ' bulle karşılanması, boyun eğilerek gereği ile amel edilmesi istenmektedir. Bunların dayanağı olan temel delil, onları getiren peygamberin doğruluğunu gösteren mucize olmaktadır. Mucize delili sabit olunca, onun doğruluğu da sabit olur. Doğruluğu sabit olunca da, mükellef üzerine getirilen yükümlülük sabit olacaktır.
Alim, birinci türden delil getirdiği zaman, o delil, sanki âlimin kendisi tarafından vaz' ediliyormuş gibi, inşâî türden olur. İkinci türden bir delil kullandığı zaman, onu ilzam ve iltizam şekliyle gereğini anlamak ve ona boyun eğmek için almış oluyor anlamına gelmektedir. Bu durumda 'delil' lafzı, her iki tür için de kullanıldığı zaman, müşterek lafızlar gibi kullanılmış olur; çünkü birinci anlamında delil, ikinci anlamındaki delilden farklıdır. Delil lafzı, birinci anlamında ulemaca meşhur olan ıstılah üzerinde kullanılmış olur. İkinci mânâsında ise mucizenin ortaya çıkardığı bir sonuç olur ve bu haliyle delilden maksat sadece kabul gören bir söz demektir.[195]
Konular
- Onuncu Mesele:
- On Birinci Mesele:
- On İkinci Mesele:
- DÖRDÜNCÜ KISIM ŞER'Î DELİLLER
- Şeri Deliller
- Birinci Taraf: Genel Olarak Deliller
- Birinci Mesele[2]:
- İkinci Mesele:
- Üçüncü Mesele:
- Dördüncü Mesele:[111]
- Beşinci Mesele:
- Altıncı Mesele:
- Yedinci Mesele:
- Sekizinci Mesele:
- Dokuzuncu Mesele:[168]
- Onuncu Mesele:
- Onbırıncı Mesele:
- Onikinci Mesele:
- Onüçüncü Mesele:
- Ondördüncü Mesele;
- İkinci Bakış Açısı: Avârızu'l-Edille
- Birinci Fasıl: Muhkemlik Ve Müteşâbihlik
- Birinci Mesele:
- İkinci Mesele:
- Üçüncü Mesele:
- Dördüncü Mesele:
- Beşinci Mesele:
- Altıncı Mesele:
- İkinci Fasıl Şerî Hükümler Ve Nesh