logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Altıncı Mesele:

Müteşâbihin tevil edilmesi durumunda, kendisi ile tevil edile­cek şeyde (müevvel bih) şu üç şartın bulunması aranır:

a) Tevilin şer'an dikkate alınması sahih olan bir mânâya çık­ması.
b) İhtilaf edenler arasında kısmen de olsa ittifakın sağlanaca­ğı bir noktada olması.[60]O kabul eder olması.

c) Tevil edilen lafzın, kendisine yüklenilmek istenen mânâyı

kabul eder olması.

Biraz açmak gerekirse deriz kî: Müteşâbihin tevil edilmek is­tendiği ihtimal, ya lafzın kabul edebileceği bir mânâdır ya da değil­dir. Eğer lafız, kendisine o mânânın yüklenmesini kabul etmiyorsa, o zaman lafiz, hakkında ihtimal bulunmayan bir nassdır ve bu du­rumda tevil kabul edilmez. Eğer lafız, kendisine yüklenmek isteni­len mânâyı kabul ediyorsa, bu durumda bakılır: Yüklenen bu ma­na, ya şer'î ilimlerin verileri doğrultusundadır ya da değildir. Eğer şer'î ilimlerin verileri doğrultusunda cereyan ediyorsa, o mânânın kabul edileceği konusunda herhangi bir problem bulunmamaktadır. Çünkü lafiz o mânâyı kabul etmekte, lafızdan kastedilen mana ona ters düşmemektedir. Bu durumda onun dikkate alınmayarak atıl­ması, kasden dikkate alınması mümkün olan birşeyin atılması de­mek olur. Böyle bir durumda,  ihmal edileceğine ya da mercûhiye-tine (zayıflığına) dair bir delil bulunmadıkça o mânânın terk ve ih­mali sahih değildir. Şer'î ilimlerin verileri doğrultusunda cereyan etmemesi halinde ise, bu durumda lafzın hiçbir şekilde tevile gidil­mesi sahih olmayacaktır. Bunun delili şudur: Eğer böyle bir durum sahih olacak olsaydı, bu durumda açık lafzı bırakarak o manaya gitmek, körükörüne haktan dönmek ve bilgisizce cehalete atılmak olacaktır. Böyle bir durum, herhangi bir gerekçe olmaksızın delilin terki demektir. Böyle birşey ise bâtıldır.

Bu bir.
İkincisi: Delil, ancak kendisinden daha güçlü olan bir başka [ioij delil ile tearuz durumunda tevil yoluna gidilir.[61]Şimdi iki durum arasında değerlendirme yapmakta olan kimse ya râcih olan güçlü tarafı dikkate alarak mercûh olan zayıf tarafı tamamen iptal ede­cek ve kendisini her iki tarafı da esas alma gibi bir durum içine sokmayacaktır. Bu tearuz durumunda genelde kendisine başvuru­lan bir yaklaşımdır. Ya da onu iptal etmeyerek herhangi bir yönden onunla amelde bulunma yoluna gidecektir. Eğer o yön sahih olur ve ittifak da hasıl olursa, ne âlâ ne güzel; yok sahih olmazsa o za­man (yapılan tevil delilden güdülen) amacı ortadan kaldırmak olur. Çünkü bu haliyle o, mercûh olan delilini sahih olmayan birşey ile tashihe yeltenmiş, delilin tashih işini bâtıl olan bir durumla ger­çekleştirmek istemiş olmaktadır. Bu da onun sahih olmasını istedi­ği şeyin bâtıllığını gerektirir. Böyle bir sonuç çelişkidir.
Bir üçüncü husus daha var: Delilin tevili demek, kısmen delil olması sahih olacak bir şekil üzere yorulması demektir. Bu durumda onu sahih olmayan birşeye hamletmek, onun hiçbir şekil­de sahih olmayan bir delil olduğu sonucuna dönmek demektir. Bu ise birbirine zıt olan iki şeyi bir araya getirmek demektir. Bunun örneği "Allah, İbrahim'i halli (dost) edindi"[62]âyetindeki 'halîl' (dost) sözcüğünü fakir mânâsına yoranların tevilleridir. Çünkü böy­le bir tevil, Kur'ânî mânânın sahih olmaması gibi bir sonucu gerek­tirir.[63] âyetindeki[64] kelimesinin kelimesinden[65] olduğu yorumunu yapanların tevilleri de aynıdır.

Fasıl:
Bu durum sadece tevil bahsine has değildir. Aksine Tearuz ve Tercih' bahsi için de geçerlidir. Çünkü iki delil bazen aynı konu hakkında birbirine ters düşerek vârid olur ve bu durumda ikisin­den birini diğerine tercih etmek ihtiyacı doğar. Mahallin her ikisi­ni de kabulünün sahih olmasının, her iki delilin de haddizatında sahih bulunmasının mümkün olduğu ikinci bir yer de bu (tearuz ve tercih) bahsidir. Her iki yerde kullanılan delil de aynıdır. [66]