İstincâ
îstancâ' : Sebüeyn'den (Ön ve arkadan) çıkan pisliği, temizleyip, pâk etmekıtir.
Daha açık bir ifade ile, kazayı hacetten (büyük ve küçük ab-desttcn) sonra, erkek ve kadının, ön ve arkasını temizlemesidir.
îstincâ'; su, taş, kesek, ağaç, parçası, toprak, bez, deri ve bunlara benzer şeylerle yapılır.
Çıkması mutad olan şeyin çıkması ile, mutad olmayan şeyin çıkması arasında, bir fark yoktur.
Arka ve ön yollardan çıkan şey, necaset ve idrar olmaz da, kan veya irin olursa, bunlar da, taş veya diğerleri ile temizlenirler. 0 îstincâ' mahalline, hariçten bir necaset bulaşsa, bu da istin-câ' yolu ile temizlenir.
Taşlarla İstincâ Yapmanın Şekli :
İstincâ' yapacak olan ' kimse, gücü yettiği kadar, kıbleye, . rüzgara, güneşe ve ay'a dönmemek üzere, sol tarafına meylederek, oturur. Yanında olan üç taştan birisini, önden arkaya doğru; ikincisini, arkadan Öne doğru; üçüncüsünü ise, yine önden arkaya doğru sürtmek sureti ile istincâ'mı yapar.
Ebû Ca'fer'e göre, yaz günlerinde, yukarıda anlatıldığı gibi, kış günlerinde ise, önce arkadan öne, ikinci ile önden arkaya ve üçüncü ile de yine arkadan öne doğru sürtmek sureti ile istincâ^ yapılır.
Kadın ise, her zaman, erkeklerin, kış günlerinde yaptığı istjncâ' gibi âstincâ' yapar.
Taş ile yapılan istincâ' mahallinden çıkan ter, müteahhi-rûn'a göre, temizdir. Ve o terin isabet ettiği yerler, pislenmiş sayılmaz.
Taşla istincâ' eden kimse, o halde, az bir suyun içine otursa, o su, Tebyî'in beyanına göre, pis olur. Zehiyre'de de böyledir. Sahih olan da budur.
îstincâ'da adet, sünnet değildir. Yâni, istincâ taşlarının, 3, 5, 7, 9, gibi muayyen sayılarda olması, sünnet değildir. Tebyîn'de de böyledir. :
îstincâ'da şart, temizliktir. Tek taşla temizlik vâki' olmuş olsa, yine sünnet yerini bulmuş olun Fakat, üç taşla temizlik hasıl olmamış olsa, sünnet de hasıl olmamış olur. Muzmarât'da da böyledir.
0. Müstehâb olan, istincâ' sırasında, kişinin, temiz olan taşlan sağ tarafına koyup, kullanılanları, necis olan yerleri alt tarafa getirmek suretiyle, sol tarafa bırakmasıdır. Sirâcü'l - Vehhâc'da da
böyledir.
Şayat, avret yerinin açılma ihtimali varsa, su ile değil, taş ile istincâ' yapılmalıdır. Bu durumda, efdal olan budur. Fetâvftyi Kâdîhân'da da böyledir.
En üstün istincâ' şekli, önce taşla ve sonra da, su ile yapılanıdır; yani, hem taş hem de su kullanılan istincâ'dır. Tebyîn'de ide böyledir,
«Zamanımızda sünnet olan istincâ', taş ve su ile bitlikte yapılan istincâ'dır.» denilmiştir.
En sahih olan sünnet ise, mutlak temizliktir, (hangi şekil ile olursa olsun.) Fetva da bunun üzerinedir. Sh-acü'I - Vehhâc'da da böyledir.
Taşlarla istincâ', necasetin az olduğu ve çıkış yerinin efr rafına dağılmadığı zaman caiz olur. Yoksa, dirhem miktarından fazla olan ve nıak'adın etrafına taşan necaseti, taşlarla temizlemek kâfi gelmez. Bu durumda, su ile temizlik farz olur.
Zekerin deliğinden, etrafına yayılan idrar, dirhem miktarından fazla olursa, onu da, su ile yıkamak farz olun
Necaset, çıkış yerinin etrafında, dirhemden az veya dü-faem miktarı olursa, taşla istincâ', İmâmı Azam CR.A.) ve İmâm Afciham-med (R.A.)'e göre caizdir. Hatta, çıkış yerinin necaseti ile etrafmdaki necaset birleştiği zaman, dirhemden fazla olsa bile, taşlarla istincâ' caiz olur. Su ile yıkamaya ihtiyaç kalmaz. Bu durum, kerîh de değildir: Zehiyre'de de böyledir. Sahih olan da budur. Zadda da böyledir.
Necaset, istincâ' mahallinde, dirhem miktarından fazla ise, taşlarla istincâ' yapılır ve yıkanması gerekmez. Tahâvî Şerht'nde de böyle zikredilmiştir. Bu hususta görüş ayrılığı vardır. Bazdan: «Üç taşla-silmek temizler, bu caizdir.» demişlerdir, Esahh olan da budur. Fakih Ebû'l - Leys de böyle söylemiştir. Muhıyt'te de böyledir. Muhtar olan da budur. Sirâciyye'de de böyledir.
Zekerin deliğinin bir tarafındaki necaset, dirhem1 miktann-, dan az fakat, diğer yerde olanla birleşince, dirhemden fazla olsa, mes'ele yine aynıdır. Hulasa'd a da böyledir. Sahih olan da budur. Tecnîs'de de böyledir.
Mak'adı büyük olup da onda dirhemden fazla necaset bu Kınan fakat, etrafına taşmamış olan necasetin temizlenmesi mes'-elesinde de görüş ayrılığı vardır. Ebû Şüccâ' ve Tahâvî'ye göre, bu durumda da taşlarla istincâ' caizdir. Biz de bu kavli alıyoruz. Tebyîn'de de böyledir.
Bevüden istincâ' ederken, zeker sol elle tutulur. Duvara, taşa veya kerbice sürtülür. Taş ve zeker, sağ elle tutulmaz. Taş, sol eUe de tutulmaz. Zaruret olursa, keseği iki topuğun araşma alır, sol eliyle zekerini o keseğe sürer. Ve eğer, özürü varsa, taşı sağ eliyle tutar. Onu hareket ettirmez. Zâhidî'de de böyledir.
İ&tibrâ (idrar yerini temizlemek), kalb artık idrarın gelmediğine karar kılıncaya kadar, vacibtir. Zahîriyye'de de böyledir.
Bazıları : «Bir kaç adım yürüdükten sonra istibrâ' yapılır» demişlerdir.
Bazıları da : «Bevlettikten sonra ayağını yere vurur», «... Ök-sürür gibi yapar», «...sağ ayağını sol ayağına sarar», «...yukarıdan aşağıya iner (oturur gibi yapar...., sonra da istibrâ' yapar demişlerdir.
Sahih olan : Kalbin kanaati, istincâ' ve istibrâ'da esastır. Mün-yetü'l - MusaHî'de ve Muzmarâtta da böyledir.
0 îstincâ' ve istibrâ'da da, namazdaki gibi şeytanın vesvesesine iltifat etmeyip, abdestten sonra, eteğine biraz su serpme-lidir ki, gördüğü yaşlığı, o suya hamletsin. Zahîıiyye'de de böyledir.
Bir kimse, eğer oruçlu değilse, tamamen gevşedikten sonra, su üe istincâ'i, sol eli iîe yapar. Ünce, orta parmağını diğer parmaklarının üzerine yükseltir ve tehâret mahallini temizler. Sonra, küçük parmağın yanmdakini yükselterek . temizlik yapar. Daha sonra da, küçük parmağını yükselterek istincâ' mahallini yıkar. Sonra da, şehadet parmağını yükselterek, kalbi mutmain oluncaya veya temizlendiğine dair zann-ı galibi hasıl oluncaya kadar temizlik yapar. Şayet, oruçlu değilse, bu işte mübalağada bulunur. Yani, iyice yıkar. Sayı takdir etmez, Ancak, bu kimse vesveseli ise, üç defa iyice yıkar. Tebyîn'de de böyledir.
İstincâ'da, üç parmaktan fazlası kullanılmaz. Ve parmakların uçları ile değil de, enleri ile istincâ' yapılır. Serâhsî'nin Mu-hıyt'inde de böyledir.
îstincâ sırasında su, gayet yavaş dökülür ve avret mahalline su sertçe çarpılmaz.
İstincâ esnasında, avret mahalli yavaş yavaş, mülâyemetle ovalanır.
Din büyüklerinin umumî görüşlerine göre, istincâ' esnasında, parmakları kaldırmamah ve avuç içi île istincâ' yapmalıdır.
Kadınlar hakkında, âlimlerin tamamı şöyle demişlerdir : Kadınları, bacakları açık şekilde otururlar. Avuç içleri ile, avret mahallerinin dışını yıkarlar. Parmaklarını, avret mahallerine girdirmezler, Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir. Muhtar olan da budur. Sıyrfiyye'den naklen Tatarhâniyye'de de böyledir.
Kadınlar, erkeklerden daha açık otururlar. Muzmarât'ta da böyledir.
Ebû Hanîfe (R.A.) ye göre, avret yerlerinden, önce arka, sonra da ön yıkanır.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise önce Ön, sonra arkayikamr. Tatarhâniyye'de de böyledir. Gazvî'nin görüşü de, îmâmeyn'in görüşüdür ki, eşbah olan da budur. İbn-i Emîril - Hacc'm Münyetül - Musallî Şeriü'nde de böyledir.
îstinca' mahallinin temizlenmesi üe birlikte, istincâ'" yapan el de, temizlenmiş olur. SiradyyeMe de böyledir.
îstincâ'dan sonra el yıkamak ise, daha önce yıkanmasında olduğu gibi, daha temiz ve daha nazîf oîur. (Şüphesiz ki, Peygamber (SJV.V.) Efendimiz'in, istmcâ'dan sonra elini yıkadığı rivayet olunmuştur.) Tecnîs'de de böyledir.
îstincâ', yaz mevsiminde mübalağa ile yapılır. Kış mevsiminde ise, tam bir temizlik hasıl olsun diye daha mübalağalı yapılır. Bu, daha fazla mübalağa hali, su soğuk olduğu zaman gerekir. Su sıcak olursa, kışın da yaz günü gibi yapılır. Fakat, soğuk su ile yapılan istincâ'mn sevabı, sıcak su üe yapılandan daha çok olur. Muzmarât'da da böyledir.
Aybaşı hali ve lohusahk dışında, kan gelen müstehâze kadına, eğer, büyük veya küçük abdest vâki' olmamışsa, her namaz vakti için, istincâ gerekmez.
Sol eli olmayan kimse, yardım edip su dökeni yoksa istincâ' etmez. Eğer gücü yeterse, akar sudan istincâ yapar. Hulâ-sa'da da böyledir.
Abdest olmaya güç yeüremiyen hasta bir adamın, kansı veya cariyesi yok da, oğlu veya kardeşi varsa, bunlar, ona, istincâ' etmeksizin, abdest aldırırlar. Çünkü, Onun avret mahalline el sürülemez, dolayısıyle ondan, istincâ' şakıt olur, Muhıyt'te de böyled
Hasta olan kadının, kocası olmaz ve kendisi de abdest almaya güç yetiremezse, kızı veya kız kardeşi, ona, abdest aldırırlar. Ondan da, istincâ' düşer. Fetâvâyî Kâdîhân'da da böyledir.
îstincâ' halinde, ön ve arka tarafı, kıble istikâmetine, çevirmek mekruhtur. Eğer, helada, gafletle o yöne oturulmuşsa, müstehab olan, imkân dahilinde, yün çevirmektir. Tebyîn'de de böyledir. Sahrada olsun, binalarda olsun, bize göre, bu hususta gö-rtiş ayrılığı yoktur. Vikaye Şerhi'nde de böyledir.
Kadınların, çocuklarını, kıbleye karşı tutup, abdest bozdurmaları mekruhtur. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Kemikle, tezekle Cyani sığır, deve; at ve emsalinin gübresi ile), yenilecek şeyle, etle, camla, çanak-çömlek parçası ile, ağaç yaprağı ile, kıl ile istincâ' etmek mekruh olduğu gibi sağ elle istincâ' etmek de mekruhtur. Tebyîn'de de böyledir.
Sol elinde, istincâ'ya mani' bir özrü bulunan kimsenin, bu durumda, sağ eli iİe istincâ' yapmasmda kerâhat yoktur. Sirâcü'l -Vehhâc'da da böyledir.
Necis şeylerle, kendisinin veya başkasının istincâ' yapmış bulunduğu taşla, istincâ' yapılmaz. Yalnız, taş büyük veçok köşeli ise, her defasında bir tarafı ile istincâ' yapılması, mekruh değildir. Muhıyt'te de böyledir..
Beyaz olan kağıtla da, istincâ' yapmak mekruh olur. Muzmarât'ta da böyledir.
Kiremitle, kömürle, ipek gibi kıymetli olan şeylerle, istincâ' yapmak da mekruhtur. Zâhidî'de de böyledir. [137]
Daha açık bir ifade ile, kazayı hacetten (büyük ve küçük ab-desttcn) sonra, erkek ve kadının, ön ve arkasını temizlemesidir.
îstincâ'; su, taş, kesek, ağaç, parçası, toprak, bez, deri ve bunlara benzer şeylerle yapılır.
Çıkması mutad olan şeyin çıkması ile, mutad olmayan şeyin çıkması arasında, bir fark yoktur.
Arka ve ön yollardan çıkan şey, necaset ve idrar olmaz da, kan veya irin olursa, bunlar da, taş veya diğerleri ile temizlenirler. 0 îstincâ' mahalline, hariçten bir necaset bulaşsa, bu da istin-câ' yolu ile temizlenir.
Taşlarla İstincâ Yapmanın Şekli :
İstincâ' yapacak olan ' kimse, gücü yettiği kadar, kıbleye, . rüzgara, güneşe ve ay'a dönmemek üzere, sol tarafına meylederek, oturur. Yanında olan üç taştan birisini, önden arkaya doğru; ikincisini, arkadan Öne doğru; üçüncüsünü ise, yine önden arkaya doğru sürtmek sureti ile istincâ'mı yapar.
Ebû Ca'fer'e göre, yaz günlerinde, yukarıda anlatıldığı gibi, kış günlerinde ise, önce arkadan öne, ikinci ile önden arkaya ve üçüncü ile de yine arkadan öne doğru sürtmek sureti ile istincâ^ yapılır.
Kadın ise, her zaman, erkeklerin, kış günlerinde yaptığı istjncâ' gibi âstincâ' yapar.
Taş ile yapılan istincâ' mahallinden çıkan ter, müteahhi-rûn'a göre, temizdir. Ve o terin isabet ettiği yerler, pislenmiş sayılmaz.
Taşla istincâ' eden kimse, o halde, az bir suyun içine otursa, o su, Tebyî'in beyanına göre, pis olur. Zehiyre'de de böyledir. Sahih olan da budur.
îstincâ'da adet, sünnet değildir. Yâni, istincâ taşlarının, 3, 5, 7, 9, gibi muayyen sayılarda olması, sünnet değildir. Tebyîn'de de böyledir. :
îstincâ'da şart, temizliktir. Tek taşla temizlik vâki' olmuş olsa, yine sünnet yerini bulmuş olun Fakat, üç taşla temizlik hasıl olmamış olsa, sünnet de hasıl olmamış olur. Muzmarât'da da böyledir.
0. Müstehâb olan, istincâ' sırasında, kişinin, temiz olan taşlan sağ tarafına koyup, kullanılanları, necis olan yerleri alt tarafa getirmek suretiyle, sol tarafa bırakmasıdır. Sirâcü'l - Vehhâc'da da
böyledir.
Şayat, avret yerinin açılma ihtimali varsa, su ile değil, taş ile istincâ' yapılmalıdır. Bu durumda, efdal olan budur. Fetâvftyi Kâdîhân'da da böyledir.
En üstün istincâ' şekli, önce taşla ve sonra da, su ile yapılanıdır; yani, hem taş hem de su kullanılan istincâ'dır. Tebyîn'de ide böyledir,
«Zamanımızda sünnet olan istincâ', taş ve su ile bitlikte yapılan istincâ'dır.» denilmiştir.
En sahih olan sünnet ise, mutlak temizliktir, (hangi şekil ile olursa olsun.) Fetva da bunun üzerinedir. Sh-acü'I - Vehhâc'da da böyledir.
Taşlarla istincâ', necasetin az olduğu ve çıkış yerinin efr rafına dağılmadığı zaman caiz olur. Yoksa, dirhem miktarından fazla olan ve nıak'adın etrafına taşan necaseti, taşlarla temizlemek kâfi gelmez. Bu durumda, su ile temizlik farz olur.
Zekerin deliğinden, etrafına yayılan idrar, dirhem miktarından fazla olursa, onu da, su ile yıkamak farz olun
Necaset, çıkış yerinin etrafında, dirhemden az veya dü-faem miktarı olursa, taşla istincâ', İmâmı Azam CR.A.) ve İmâm Afciham-med (R.A.)'e göre caizdir. Hatta, çıkış yerinin necaseti ile etrafmdaki necaset birleştiği zaman, dirhemden fazla olsa bile, taşlarla istincâ' caiz olur. Su ile yıkamaya ihtiyaç kalmaz. Bu durum, kerîh de değildir: Zehiyre'de de böyledir. Sahih olan da budur. Zadda da böyledir.
Necaset, istincâ' mahallinde, dirhem miktarından fazla ise, taşlarla istincâ' yapılır ve yıkanması gerekmez. Tahâvî Şerht'nde de böyle zikredilmiştir. Bu hususta görüş ayrılığı vardır. Bazdan: «Üç taşla-silmek temizler, bu caizdir.» demişlerdir, Esahh olan da budur. Fakih Ebû'l - Leys de böyle söylemiştir. Muhıyt'te de böyledir. Muhtar olan da budur. Sirâciyye'de de böyledir.
Zekerin deliğinin bir tarafındaki necaset, dirhem1 miktann-, dan az fakat, diğer yerde olanla birleşince, dirhemden fazla olsa, mes'ele yine aynıdır. Hulasa'd a da böyledir. Sahih olan da budur. Tecnîs'de de böyledir.
Mak'adı büyük olup da onda dirhemden fazla necaset bu Kınan fakat, etrafına taşmamış olan necasetin temizlenmesi mes'-elesinde de görüş ayrılığı vardır. Ebû Şüccâ' ve Tahâvî'ye göre, bu durumda da taşlarla istincâ' caizdir. Biz de bu kavli alıyoruz. Tebyîn'de de böyledir.
Bevüden istincâ' ederken, zeker sol elle tutulur. Duvara, taşa veya kerbice sürtülür. Taş ve zeker, sağ elle tutulmaz. Taş, sol eUe de tutulmaz. Zaruret olursa, keseği iki topuğun araşma alır, sol eliyle zekerini o keseğe sürer. Ve eğer, özürü varsa, taşı sağ eliyle tutar. Onu hareket ettirmez. Zâhidî'de de böyledir.
İ&tibrâ (idrar yerini temizlemek), kalb artık idrarın gelmediğine karar kılıncaya kadar, vacibtir. Zahîriyye'de de böyledir.
Bazıları : «Bir kaç adım yürüdükten sonra istibrâ' yapılır» demişlerdir.
Bazıları da : «Bevlettikten sonra ayağını yere vurur», «... Ök-sürür gibi yapar», «...sağ ayağını sol ayağına sarar», «...yukarıdan aşağıya iner (oturur gibi yapar...., sonra da istibrâ' yapar demişlerdir.
Sahih olan : Kalbin kanaati, istincâ' ve istibrâ'da esastır. Mün-yetü'l - MusaHî'de ve Muzmarâtta da böyledir.
0 îstincâ' ve istibrâ'da da, namazdaki gibi şeytanın vesvesesine iltifat etmeyip, abdestten sonra, eteğine biraz su serpme-lidir ki, gördüğü yaşlığı, o suya hamletsin. Zahîıiyye'de de böyledir.
Bir kimse, eğer oruçlu değilse, tamamen gevşedikten sonra, su üe istincâ'i, sol eli iîe yapar. Ünce, orta parmağını diğer parmaklarının üzerine yükseltir ve tehâret mahallini temizler. Sonra, küçük parmağın yanmdakini yükselterek . temizlik yapar. Daha sonra da, küçük parmağını yükselterek istincâ' mahallini yıkar. Sonra da, şehadet parmağını yükselterek, kalbi mutmain oluncaya veya temizlendiğine dair zann-ı galibi hasıl oluncaya kadar temizlik yapar. Şayet, oruçlu değilse, bu işte mübalağada bulunur. Yani, iyice yıkar. Sayı takdir etmez, Ancak, bu kimse vesveseli ise, üç defa iyice yıkar. Tebyîn'de de böyledir.
İstincâ'da, üç parmaktan fazlası kullanılmaz. Ve parmakların uçları ile değil de, enleri ile istincâ' yapılır. Serâhsî'nin Mu-hıyt'inde de böyledir.
îstincâ sırasında su, gayet yavaş dökülür ve avret mahalline su sertçe çarpılmaz.
İstincâ esnasında, avret mahalli yavaş yavaş, mülâyemetle ovalanır.
Din büyüklerinin umumî görüşlerine göre, istincâ' esnasında, parmakları kaldırmamah ve avuç içi île istincâ' yapmalıdır.
Kadınlar hakkında, âlimlerin tamamı şöyle demişlerdir : Kadınları, bacakları açık şekilde otururlar. Avuç içleri ile, avret mahallerinin dışını yıkarlar. Parmaklarını, avret mahallerine girdirmezler, Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir. Muhtar olan da budur. Sıyrfiyye'den naklen Tatarhâniyye'de de böyledir.
Kadınlar, erkeklerden daha açık otururlar. Muzmarât'ta da böyledir.
Ebû Hanîfe (R.A.) ye göre, avret yerlerinden, önce arka, sonra da ön yıkanır.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.)'e göre ise önce Ön, sonra arkayikamr. Tatarhâniyye'de de böyledir. Gazvî'nin görüşü de, îmâmeyn'in görüşüdür ki, eşbah olan da budur. İbn-i Emîril - Hacc'm Münyetül - Musallî Şeriü'nde de böyledir.
îstinca' mahallinin temizlenmesi üe birlikte, istincâ'" yapan el de, temizlenmiş olur. SiradyyeMe de böyledir.
îstincâ'dan sonra el yıkamak ise, daha önce yıkanmasında olduğu gibi, daha temiz ve daha nazîf oîur. (Şüphesiz ki, Peygamber (SJV.V.) Efendimiz'in, istmcâ'dan sonra elini yıkadığı rivayet olunmuştur.) Tecnîs'de de böyledir.
îstincâ', yaz mevsiminde mübalağa ile yapılır. Kış mevsiminde ise, tam bir temizlik hasıl olsun diye daha mübalağalı yapılır. Bu, daha fazla mübalağa hali, su soğuk olduğu zaman gerekir. Su sıcak olursa, kışın da yaz günü gibi yapılır. Fakat, soğuk su ile yapılan istincâ'mn sevabı, sıcak su üe yapılandan daha çok olur. Muzmarât'da da böyledir.
Aybaşı hali ve lohusahk dışında, kan gelen müstehâze kadına, eğer, büyük veya küçük abdest vâki' olmamışsa, her namaz vakti için, istincâ gerekmez.
Sol eli olmayan kimse, yardım edip su dökeni yoksa istincâ' etmez. Eğer gücü yeterse, akar sudan istincâ yapar. Hulâ-sa'da da böyledir.
Abdest olmaya güç yeüremiyen hasta bir adamın, kansı veya cariyesi yok da, oğlu veya kardeşi varsa, bunlar, ona, istincâ' etmeksizin, abdest aldırırlar. Çünkü, Onun avret mahalline el sürülemez, dolayısıyle ondan, istincâ' şakıt olur, Muhıyt'te de böyled
Hasta olan kadının, kocası olmaz ve kendisi de abdest almaya güç yetiremezse, kızı veya kız kardeşi, ona, abdest aldırırlar. Ondan da, istincâ' düşer. Fetâvâyî Kâdîhân'da da böyledir.
îstincâ' halinde, ön ve arka tarafı, kıble istikâmetine, çevirmek mekruhtur. Eğer, helada, gafletle o yöne oturulmuşsa, müstehab olan, imkân dahilinde, yün çevirmektir. Tebyîn'de de böyledir. Sahrada olsun, binalarda olsun, bize göre, bu hususta gö-rtiş ayrılığı yoktur. Vikaye Şerhi'nde de böyledir.
Kadınların, çocuklarını, kıbleye karşı tutup, abdest bozdurmaları mekruhtur. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Kemikle, tezekle Cyani sığır, deve; at ve emsalinin gübresi ile), yenilecek şeyle, etle, camla, çanak-çömlek parçası ile, ağaç yaprağı ile, kıl ile istincâ' etmek mekruh olduğu gibi sağ elle istincâ' etmek de mekruhtur. Tebyîn'de de böyledir.
Sol elinde, istincâ'ya mani' bir özrü bulunan kimsenin, bu durumda, sağ eli iİe istincâ' yapmasmda kerâhat yoktur. Sirâcü'l -Vehhâc'da da böyledir.
Necis şeylerle, kendisinin veya başkasının istincâ' yapmış bulunduğu taşla, istincâ' yapılmaz. Yalnız, taş büyük veçok köşeli ise, her defasında bir tarafı ile istincâ' yapılması, mekruh değildir. Muhıyt'te de böyledir..
Beyaz olan kağıtla da, istincâ' yapmak mekruh olur. Muzmarât'ta da böyledir.
Kiremitle, kömürle, ipek gibi kıymetli olan şeylerle, istincâ' yapmak da mekruhtur. Zâhidî'de de böyledir. [137]
Konular
- Özürlü İle İlgili Bazı Hükümler :
- 7- NECASET VE HÜKÜMLERİ
- Necasetleri (Pislikleri) Temizlemek
- 1- Yıkamak:
- 2- Silmek:
- 3- Ovalamak:
- 4 - Sürtmek:
- 5- Kurumak :
- 6- Yakmak:
- 7- Bir Şeyim Mahiyetini Değiştirerek, Temizlemek:
- Temizleme İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler :
- Görünen Necaset (Pislikler)
- 1- Necaset-iGalîza :
- 2- Necaset-i Hafîfe (Hafif Pislikler)
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Meseleler :
- İstincâ
- İstinca Çeşitleri
- Tuvalete Girileceği Zaman :
- Heladan, Çıkıldığı Zaman.
- KİTÂBÜT-TAHARRÎ
- 1- TAHARRİNİN MÂNÂSI, RÜKNÜ VE ŞARTI
- Taharrinin Hükmü:
- 2- ZEKÂT HAKKINDA TAHARRİ
- 3- ELBİSE, DERİ VE KAPLAR HAKKINDA TAHARRÎ
- 4- TAHARRİ HUSUSUNDA ÇEŞİTLİ MESELELER
- KİTABÜ'T- TALÂK
- 1- TALÂK'IN MANÂSI, RÜKNÜ, ŞARTI, HÜKMÜ, VASFI, KISIMLARI VE TALÂKI VÂKİ OLAN VE OLMAYAN KİMSELER
- Talâk'ın Manâsı:
- Talâk'ın Rüknü :
- Talâk'in Şartı: