Bir Bozgun
«Düstur'ul Mücahidin li İzzeddin» adlı eserde;
«... Yağmacılığın ne kadar zararlı olduğunu gösteren bir makalede, kazanılmakta olan bir savaşın, yağmaya dalmak yüzünden nasıl mağlubiyete dönüştüğünü, harp haline ne çok tesiri olduğunu öğrenmek için, ancak böyle bozgun misallerinden sonra anlamak mümkündür... der.
Karamanoğlu ile yapılan savaşta, Osmanlı Ordusu içinde vazife almış olan 2000 Sırplı asker, savaş içinde ve sonrasında birtakım yağmalama hareketlerinde bulunmuşlardı. Bu hareketi yapanlar, derhal yakalanmış ve İslâm Kanunlarının emri icabı cezalan verilmişti. Sırplı askerlerin ileri gelenleri, bu durumu Sırp Kralına bildirmişlerdi. Sırp Kralı hiddetlenmiş ve bunu, Sırplara hareket saymıştı. Derhal Osmanlıya karşı komşu kralları birleşmeye davet etmişti. H. 789/M. 1387 de Sırp ve Bosna Kralları açıktan, Bulgar kralı Sosma-nos gizlice anlaştılar ve Osmanlı hududuna tecavüze başiadılar.
Sultan Murad, Şahin Paşa'yı 20.000 mücahidle Bosna üzerine gönderdi. Şahin Paşa kuvvetlerinin önüne çıkan İş-kodra Prensi, gelip bağlılığını sundu. Orduya klavuzluk yapmaya talip oldu. Fakat fikri klavuzluktan ziyade, onları yağmacılığa teşvik etmek, yağmanın ihtirasına düşenlerin çoğalması, kuvveti parçalayacağından, «parçala-böl-yut» politikasının icabını yerine getirmekti. Maalesef bu prens bunda mu-vafak oldu. Asker parçalara ayrılarak yağmacılığa başladılar. İşkodra prensi son hiyanetini de ifa ederek, gizlice Bosna Kralına haber uçurup, yağmaya sevkettiği Osmaniı kuvvetlerinin parça parça olduğunu bildirdi. Bosna Kralı, her biri bir yerde yağma işine dalmış bu gafil askerleri kuvvetli ve muntazam olan 30.000 askeriyle kıstırdığı yerde yok ediyordu. Yağmacılığa meyletmenin sebeb olduğu bu dağınıklık, toplanma imkanı vermedi. Disiplin ve İslâm ölçüsünden ayrılan bu kuvvetin 15.000'i düşman tarafından öldürüldüler. Ancak 5000 kişi kurtulabildi. 88 senedir ordunun durmadan yaptığı savaşlarda böyle bir bozguna uğradığı görülmemiştir. Bazı tarihçiler, bu ordunun kumandanı Şahin Paşa değil Timurtaş Paşa'dır derler. Eğer Şahin Paşa ise, bu başka bir Şahin Pa-şa'dır. Zira daha evvei ölmüş olan Lala Şahin Paşa, Sultan Murad'ın lalası olduğundan, ismi zikredilirken daima unvanı olan lala kelimesi de beraberinde kullanılmıştır. Türkiye Tarihi yazan Yılmaz Öztuna Bey de Kuia Şahin Paşa olarak belirtir. Lala Şahin Paşa ve Timurtaş Paşa olmadığını söylemiştir. Biz de bu görüşe katılıyoruz.
Bu bozgunun, yağmacılık yüzünden meydana geldiğini tesbit ettikten sonra, en mühim neticesi şudur ki; cesaretlenen hristiyaniar, Osmanlı üzerine yeni bir haçlı seferi açmaya karar verirler. Çünkü geçen^zaman, Hacı İl Bey'den yedikleri tokadın acısını unutturmuştu...
«... Yağmacılığın ne kadar zararlı olduğunu gösteren bir makalede, kazanılmakta olan bir savaşın, yağmaya dalmak yüzünden nasıl mağlubiyete dönüştüğünü, harp haline ne çok tesiri olduğunu öğrenmek için, ancak böyle bozgun misallerinden sonra anlamak mümkündür... der.
Karamanoğlu ile yapılan savaşta, Osmanlı Ordusu içinde vazife almış olan 2000 Sırplı asker, savaş içinde ve sonrasında birtakım yağmalama hareketlerinde bulunmuşlardı. Bu hareketi yapanlar, derhal yakalanmış ve İslâm Kanunlarının emri icabı cezalan verilmişti. Sırplı askerlerin ileri gelenleri, bu durumu Sırp Kralına bildirmişlerdi. Sırp Kralı hiddetlenmiş ve bunu, Sırplara hareket saymıştı. Derhal Osmanlıya karşı komşu kralları birleşmeye davet etmişti. H. 789/M. 1387 de Sırp ve Bosna Kralları açıktan, Bulgar kralı Sosma-nos gizlice anlaştılar ve Osmanlı hududuna tecavüze başiadılar.
Sultan Murad, Şahin Paşa'yı 20.000 mücahidle Bosna üzerine gönderdi. Şahin Paşa kuvvetlerinin önüne çıkan İş-kodra Prensi, gelip bağlılığını sundu. Orduya klavuzluk yapmaya talip oldu. Fakat fikri klavuzluktan ziyade, onları yağmacılığa teşvik etmek, yağmanın ihtirasına düşenlerin çoğalması, kuvveti parçalayacağından, «parçala-böl-yut» politikasının icabını yerine getirmekti. Maalesef bu prens bunda mu-vafak oldu. Asker parçalara ayrılarak yağmacılığa başladılar. İşkodra prensi son hiyanetini de ifa ederek, gizlice Bosna Kralına haber uçurup, yağmaya sevkettiği Osmaniı kuvvetlerinin parça parça olduğunu bildirdi. Bosna Kralı, her biri bir yerde yağma işine dalmış bu gafil askerleri kuvvetli ve muntazam olan 30.000 askeriyle kıstırdığı yerde yok ediyordu. Yağmacılığa meyletmenin sebeb olduğu bu dağınıklık, toplanma imkanı vermedi. Disiplin ve İslâm ölçüsünden ayrılan bu kuvvetin 15.000'i düşman tarafından öldürüldüler. Ancak 5000 kişi kurtulabildi. 88 senedir ordunun durmadan yaptığı savaşlarda böyle bir bozguna uğradığı görülmemiştir. Bazı tarihçiler, bu ordunun kumandanı Şahin Paşa değil Timurtaş Paşa'dır derler. Eğer Şahin Paşa ise, bu başka bir Şahin Pa-şa'dır. Zira daha evvei ölmüş olan Lala Şahin Paşa, Sultan Murad'ın lalası olduğundan, ismi zikredilirken daima unvanı olan lala kelimesi de beraberinde kullanılmıştır. Türkiye Tarihi yazan Yılmaz Öztuna Bey de Kuia Şahin Paşa olarak belirtir. Lala Şahin Paşa ve Timurtaş Paşa olmadığını söylemiştir. Biz de bu görüşe katılıyoruz.
Bu bozgunun, yağmacılık yüzünden meydana geldiğini tesbit ettikten sonra, en mühim neticesi şudur ki; cesaretlenen hristiyaniar, Osmanlı üzerine yeni bir haçlı seferi açmaya karar verirler. Çünkü geçen^zaman, Hacı İl Bey'den yedikleri tokadın acısını unutturmuştu...
Konular
- Edirne'nin Fethi Kararlaştırıyor
- Pençik Usulünün Konması
- Filibe'nin Fethi
- Meriç Zaferi Ve Biga'nın Fethi
- Fetihler Zincirinin Devamı
- Hüdavendigâr Sultan Murad'ın Bir Kerameti
- Niş Kalesinin Alınışı
- Padişah Düğünü
- Fetihlerin Devamı
- Harp Hiledir
- Nefise Sültan'ın Karamanoğlu Ali Bey'le Düğünü
- Üzücü Olaylar Zinciri
- Ve Karamanoglü İsyanı
- Evranos «Bey'in Taltifi
- Bir Bozgun
- Kaleler Fütuhatı
- Kosova Savaşı
- Sultan Mürad-I Hüdavendigârın Hanımları Ve Çocuklar
- Sultan Hüidavendigâr'ın Şehadeti
- Sultan Mürad-I Hüdavendıgar'ın Son Sözleri
- SULTAN YILDIRIM BÂYEZİD HAN
- Sultan Yıldırım Bayezid Tahta Çıkışı
- Yakub Beyin Şehadeti
- Anadolu Beyliklerinin İlhakı
- Karaman Ve Sivas'ın Fethi
- Bizans'ın Yaptığı Sûrların Kendilerine Yıktırtılması
- Nıgbolü Savaşı
- Yıldırım'ın Doğan Bey'le Konuşması
- Yıldırım Bayezıd'ın Civanmertliği