logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Daltaban Mustafa Paşa'nın Azli Ve Şahadeti


Sadrazam Mustafa paşa Rus hududunda bir takım hazırlık­larını yürütme sırasında, Devlet Giray Hân'dan gelen bir ha­ber devlet adamlarının heyecanlanmasına yol açtı. Haber şuydu: Ruslar saldırılabilecek bölgelere kuvvet yığıyordu. Rus elçisi derhal Bâbıâliye mülakata davet edildi. Tabiatıyla büyükelçi, devletinin asla böyle bir niyet taşımadığını beyan ettikten sonra devletinin Potka] Kazaklarını itaat altında bu­lundurma gayreti gütmektedir. Ayrıca Azak Denizinde bulu­nan 12 parça gemisini Osmanlı devletine satma teklifi getir­diğini de ilâve etti. Bu cevap, haberi veren Devlet Giray'ın kafasında patladı. Bazı entrikalar çeviriyor tÖhmetiyle Hân'Iıktan azledildi. Yerinede ihtiyar Selim Giray Hân nasbe-dildi.

Devlet Giray ise yapılanın yanlış olduğunu ileri sürerek iti­razını büyültüp, isyan mertebesine getirdi. Bu vaziyet karşı­sında üzerine asker yollanması kararı zuhur etti. Sadrazamın konuşmalarından ahali, Avusturya, Rusya üzerine sefer yapı­lıyor hükmünü çıkarmaktaydı.   Şeyhülislâm ise padişahı, veziriazam aleyhine bilgilendirmekte idi. "Veziriazam, sizden farklı politika takip etmek istediğinden zehirletmek düşünce­sinde olduğunu, bu adam mührü hümayun sahibi oldukça Kırım'ın karışıklıktan kurtulamayacağını ifade ediyor ve şâ-hid olarak da, Rami Efendi ile Mavro Kordato beyi gösteri­yordu. İftira ve şehadet tamamlanınca Daltaban Mustafa Pa­şanın azli gerçekleşti, üç gün sonrada hayatına son verildi.

Böyle Rus düşmanı bir zâtın harcanması üzerinde bir neb­ze olsada durmak gerekir diye düşünüyorum. Böyle bir zâtın yok edilmesinin verdiği günahı, şeyhülislâm efendinin nasıl Ödeyebileceği üzerinde kafa yormaktansa, böyle makamlara gelenlerin başarıları dine uygun hareket etmelerinden, kötü­lükleri ise, nefs ve dinin yasakladığı hususlara önem verme­melerine bağlamak gerekiyor. Bazı müsteşrikler ve bîdinler, şeyhülislâmlık müessesesini, böyle nâdir uygulamalar yü­zünden, hırpalamayı adet edinmişlerdir. Halbuki kendileri de bu yanlış davranışın mensub olunan dinden değil, şahsi ku­surun olduğunu bile bile, yüklenmeye devam ederler. Rami Paşa sadaret makamına oturdu. Devlet Giray ise, sadrazamı değiştiren Osmanlı karşısında mücadeleyi bırakıp, Kuban ta­raflarına çekilmesi burada topluca yaşayan, Çerkeslere iltica etmesi, sanki Daltaban Mustafa Paşa'nın yokluğunda müca­deleye devama imkân bulmayacağını düşündüğü, noktai na­zarına sürüklüyor bizi. Doğrusunu Allah (c.c) bilir.

Aslında tarihi vakaların üzerine gidilirken, tek doğrudan zi­yade çeşitli ihtimâller hesabını yapmak doğru bir davranış sayılır, ancak emin olunmayan meselelerde kesin hükmü, Cenâb-ı Mevlâ'ya terk etmek en doğrusudur. Devlet Giray'ın Çerkeslere sığınmasının akabinde Kırım'da Selim Giray'a, muhalefet edecek kimse kalmadığından, şeyhülislâm Fey-zullah efendinin dediği gibi karışıklıklar hakikaten duruldu.