Savaş
Muteber kaynaklarda harbin ilk günleri şöyle anlatılmaktadır: Rus orduları kuzey cihetinden, Fransız ve İngiliz ortak donanması güney yönünden yürüdükleri,Tuna'da ise, Serda-nekrem Ömer Paşa komutasında bir müdafaa hattı meydana getirilerek hareket plânlanmıştı. Bir yandan da avrupa devletleri hükümetlerine mensup vekiller, savaşın olmaması için diplomatik faaliyetleri hummalı bir şekilde sürdürmekteydiler.
Rusya başvekili Nesilrod, İngiliz elçisi Sir Hamilton Sey-mur'a, İstanbul'daki İngiliz elçisinin her çeşit teşebbüsatı anlaşmayı önlemek ve men etmekte başarılı olduğunu Mençi-kof ise, resmî bir antlaşma imzalamakla işe giriştiği halde, yavaş yavaş konuşma tarzını değiştirerek, önce bir taahhüde sonra adi bir nota istediğini bildirmişti. İngiliz kabinesi suihu isterce görüntü çizerek haziran ayı boyunca donanmasını boğaz dışında Beşike Limanında bekletmiş, Ruslar,3/temmuz'da askerlerini Prut Nehrinden geçirip, hazırlanırken, öte yandan yavaş bir surette müzakerelere eğilim göstermişti.
Fransa'da 3.Napolyon ve bnun hârici ye nâzın Droin dö Lovnis, Rusya ile savaşmak için, İngiltere ile ittifak imzaladıklarına dâir söylentilerin asılsız olduğunu ilân etmişti. Londra'daki elçisine bu mevzuuda kesin talimat verildiği halde, Viyana sefiri tarafından dahi, Avusturya başvekili, Kont Bool'a Fransa'nın niyet ve arzusunun sulh olduğunu bildirmiş, Napolyon'un hükümeti 1841 tarihli antlaşmalarla Osmanlı devletinin istiklâl-i tâmmesini savunmadan başka bir emel taşımadığını bildirmişti. Avusturya'ya adı geçen antlaşmanın metni üzerine Çar nezdinde teşebbüse geçilecek olursa harbin önlenmesinin kabil olduğu anlatılmıştı. İngilterede de, efkâr-i umûmiye, tehdit altında bulunan Osmanlı devleti lehine ve boğazların ise savunulması noktasında heyecanlı gösteriler yapıyordu.
Palmerston ve partisi Rusya ale yine tahrikler yapmaktaydı. İstanbul'da ise, resmî beyannamenin son fıkrasında görüldüğü üzere hükümet kararına uymaktan başka çâre kalmamış ve ahali daima harp istikametinde yönlendirilmiştir.
Bu sırada ise meşhur edib Victor Hugo, Quint gibi cumhuriyet taraftan kişiler kalemleri ile Rusya aleyhinde ifadelerde bulundular. Hele katolik cereyanı mukaddes yerlerle ilgili Fransız politikasını hızla lehimize yönlendirmekteydi. Yalnız Avusturya başvekili bulunan Boul, Rusya ve avrupa âlemine dostâne yaklaşım taraftarıydı. 1/temmuz'da Viyana'da bulunan bütün b.elçileri davet ederek, avrupa âlemini tatmin ve Çar Nikola'yı te-min için, Mençikof ile Osmanlı devleti temsilcileri arasında kararlaştırılıp, Stratford'un, karşı çıkması ile bozulan nota'nin aslını, büyük devletlere tebliğinin, gerektiğini ileriye sürdü.
Çar, buna razı oluyor ve böylece de savaş geriye kalıyordu. Fakat Startford Radklif İstanbul'da sefirlerin kabulünden sonra Mustafa Reşid Paşa ile gizlice görüşerek Viyana'da tanzim edilen nota'nın Rus hükümetinin arzularından doğmuş olduğunu Rusya 'nın Viyana sefirinin, Vikont Boul'un kaimbiraderi olan, Mayendorf'un teşvikiyle, Osmanlıları; sulha feda etmek üzere, kaleme alındığını anlatıp, Paşa'yi ikna etdi. Mustafa Reşid Paşa, on senedenberi İngilterenin nasi-hatlarıyla, Ruslardan bir intikam almak üzere Osmanlı ordu-ve mâliyesini tanzim etmiş olduğu gibi iki aydan beri Ae hazırlıklara başlamıştı. Maksadına devama karar verdi.
Meslirod, Kaynarca ve Edirne antlaşlannın iptali suretiyle Viyana notasının değiştirilmesini, padişahın hristiyan mezhepleri babıâlî'nin himayesinde olmak üzere Kaynarca ve Edirne antlaşmaları hükümlerine, sâdık kalacağı tarzında, İslahını istedi. Rusları 3.defa olmak üzere iddialarında boşa çıkarıyorlardı. Hâl böyle olunca savaş artık kaçınılmaz ol maya başladı. Palmerston'un teşvikiyle, İngiliz halkının heyecanı, Rusların Buğdan'a tecavüzleri savaş ilânını kesinleştirdi. Viyana notasının değiştirilmesi ve.savaş hakkında bizde, şöyle bir kayıt vardır:
"Deviet-i âliye ile Rusya devleti arasında ortaya çıkan münazara ve anlaşmazlıktan dolayı ıslah-i devletin şu sıradaki vaziyetini Mösyö Debidor, Tarih-i Siyasa'sında şöyle tarif ediyor: "Rusya, Au ustur ya ue Prusya'nın iıayırhatıane dau-ranışna itimat ettiğinden iki devlet arasında olan halin düzelmesi niyetiyle taraf-ı saltanat-ı seniyyeye arz olunan suret-i tanzimiyenin bazı mahalleri devlet-i âliye nin matlubu yâni beğendiği tarzda düzeltilmedikçe diğer devletler tarafından istenilen teminat verilmedikçe muvaffak olunamayacağı ka-rarlaşmıştı. Evvelce gelmiş olan müsveddeye Osmanlı devleti tarafından yapılan değişiklik ve tashihatın, Rusya'nın kabulüne, Osmanlı devletinin yanında yer alan dört büyük devlet tarafından büyük gayret gösterilmişse de, Ruslara tesir etmeye muvaffak olunamamıştır. Velhasıl; sulh içinde, şu anlaşmazlığın bertaraf edilmesi kabil olamayacağı anlaşıldığından
Rus askeri gücünün tecavüzü ise bu antlaşmayı nakz eüi-91 bütün devletlerin malumu olduğundan bunun böyle gitmeyeceği 22/ziihicce/1269-27'/eylül/]853 günü ya puan umumî meclis toplantısında azaların oybirliğiyle Rusya'ya harb ilânına uerilen karan yine o meüzuuda alınan fetva-i şerife tarafından te'yid edilince meclis mazbatası padişah-t şahaneye arz olunup, hatt-ı hümayun elde edilmiştir. Uzun uzun anlatıldığına göre iki deuletin sauaşması gerçekleşmiş olup, Eflâk ve Buğdan topraklarının tahliyesi hakkında Rusya askerinin kumandanına usûl icâbı gönderilen mektup târihinden itibaren 15 gün içinde tahliye emri verilmediği takdirde düşmanca harekâta başlanması hususunda Serdar-ı ekrem Ömer Paşaya ve diğer vazifelilere devletimiz tarafından gereken talimat verildi." Demekte.Fransa ile İngiltere'nin harp için aralarında anlaşacaklarına bir türlü inanamıyordu. Bundan başka Balkan yarımadasında bulunan hristiyan ahalininde ayaklanacakları hakkında çok büyük ümitler taşımaktaydı. Gerek teselya gerekse Epir taraflarında büyük heyecanlar kendini göstermekteydi. Atina da bulunan çok sayıda ve tesir gücü fazla olan Rusyalı memurlar Yunanistanı bu iki bölge üzerine atılma hususunda tahrik ve teşvik ediyorlardı. Kral Othon ile haris karısı kraliçe Amelya açıktan açığa Moskova politikasını tercih ederek Na-pist yâni Rus hükümeti taraftarı partisini kışkırtıyorlardı.
Osmanlı topraklarına geçip, ihtilâl çıkartmak için, Yunan subay ve askerlerine müsaid davranıyorlardı. Aynı zamanda Çar İran'ı da Osmanlı devleti aleyhine davranışa yöneltiyor hâttâ Baltık denizinde emniyet içinde görmek için Danimarka kralını bile ortaklığa çağırmaktan usanmıyor para azlığı yüzünden Osmanlı devletinin ilk baharda sulh yapma eyili-mine koşacağını ümid ediyordu. Bu sebeble; tecavüzi hareketlerde bulunmayıp, müdafaada bulunmaya önem verip, buna sebeb olarakda, savaş ilânının kendi tarafından olmadığı, sulh severliğinin hâlis niyetini ortaya koymaktan ileri geldiğini bildirdi. Bu vaziyet üzerine de Avusturya başvekili Boul. Rusya başbakanından aldığı kabul haberi üzerine 5/ara-hk'da Viyana Konferansını açtı. Dört devlet arasında müzakereler başladı. Babıâli'ye gönderilen protokolün özeti şu idi: "a- Osmanlı devletinin mülkiyet-i tâmmesi-
b-Padişahın, hristiyan tebânın rahat yaşamasını sağlaması şartıyla İstiklâli tâmmesi" Bu protokola iliştirilmiş notada, babıâli'nin Rusya ile müzakerelere girişmek için ileri süreceği şartların çok çabuk bildirilmesi rica ediliyordu. Fakat savaşın başlangıcı Rusya'yıda elde ettiği vaziyetden ayıracak hâle getirdi. Vidin civarında bulunan Ferik Salim Paşa yeterli kuvvet ile Kalafat Adasına geçmiş ve Rumeli Ordusu erkân ı harp reisi İsmail Paşa da Rahova tarafından gelerek, Kakjfat Ada iskelesi ve hududa yakın, Şevketil Kalesinin muhasarasına girişilerek kısa zamanda bütün silahlarını teslim etmek suretiyle isteklerimiz olan maksada muvaffak olundu.
Öte yandan da Rumeli ordusu Kumandanı Macarlı Ömer Paşa da Tutrakan önündeki Ada'ya gönderdiği kuvvetlerin himayesinde istihkâmlar inşaasına başlatmış, taş binalar karantinaya alınmış ve içine bir kaç tabur askerle, cephane ko-nulmuştu. Ruslar; 20 tabur piyade, 3 alay süvari, 1 alay Kazak süvarisi ve 32 adet piyade ve süvari toplarıyla birlikte hücum ettiler. Dört saat devam eden bu kanlı sava şın bilançosunda Ruslar ikibin yaralı ve bin ölü ile bfrakrak çekildiğinde bu savaş târihi mize, *Çetine Muzafferİyeti" adıyla şan ve şerefle yazılıyordu. Bu savaş neticesinden olarak, Rus-Sırp ittihadı ümidi bir başka zamana kadar tehire uğramış oluyordu. Ayrıca İngiltere ve Fransa'ya aid gemiler Beşike Limanında bulunuyordu ki bunların oniki tanesi padişah fermanı ile Çanakkale Boğazından geçip Büyükdere önlerinde demir attı.
Rus deniz filolarının, Osmanlı devletine aid Karadeniz'deki sahillerine tecavüzü menetmek maksadıyla Bahriye Paşası Kayserili Ahmed Paşa komutasında Osmanlı savaş gemileri gönderildi. Bu donanmada 12 parça gemi bulunup,top sayısı ise bir hayli faz la olup, 1118 tane idi. Bu arada Fransa ve İngiliz donanmalarının Beşike limanına gelmesi Çar Niko-la'nın son derece gazablanmasına sebeb oldu. Babıâli'den aldığı cevap üzerine Rusya ahalisine bir beyanname neşretmek mecburiyetinde kaldı. Bu beyanname adetâ bir haçlı seferi teşvikiydi.
Başvekil Neselrod, Çar'm yalnız Osmanlı tarafınca değil Fransa ve İngiltere cihetlerinden de tahrike uğradığını, haysiyet, şeref ve hakkı olan menfaatini gözetmek için için ileri harekâta mecbur olduğunu avrupaya bildirmeye çalıştı. Rus Çar'ı ve başvekili Neseirod bu mevzuuda kısır bir davranış cindeydi. Çünkü, Rusların Osmanlı sahillerine tecavüzü, Fransız ve İngilizlerin Beşike'ye gelmesinden önce idi. Beşike limanına gelmiş bulunan avrupa devletlerinin gemileri hiçbir antlaşmayı ihlâl etmiş olmuyorlardı. Ayrıca da Rusya Osmanlı topraklarına tecavüzde bulunduğundan harekât-ı tecavüz davranışınında sahibi olmuştu. Neselrod'un ifadesine göre de Çar Nikola, Osmanlı devletiyle harp etmekten ziyade, kendini emniyet altında hissetmek istiyordu. Bu istikametteki arzusu kabul edildiğinde ele geçirdiği topraklan iadeye razı gelecekti. Ancak,bu tarz hareket pek sert ve haysiyet kırıcı idi. Özelliklede geleceği kim te'min edebilir?
Bu işlerin sonunda Avusturya ve Macaristan müşkül bir duruma düşmüştü. 1849 ve 18 50'deki Avusturya da vuku-bulan ihtilâlde Ruslar, Fransuva Jozef'e yardım ederek adetâ Avusturya'nın, yeniden dirilmesine sebeb olmuşlardı. Bundan başka; Ruslar gerek Bohemya'da, gerekse Sava Nehri taraflarındaki, Sava Slavların: ayaklandırabilirdi. Bu bakımdan Avusturya devleti ve onun hükümeti Rusya aleyhine davranışa geçemezdi. Fakat Osmanlı devletinin yıkılmasına da seyirci kalamazdı.
Çünkü böyle bir hâl gerçekleştiğinde Avusturya ne olacaktı? Diğer taraftanda Fransa ile İngiltere'ye yardımcı olmazsa bunlarda başına bir ihtilâl çorabı örmezlermİ? İtalya'ya Macaristan'a,Polonya'ya kalkın demezlermi? Verlhasıl Avusturya hükümeti şöyle veya böyle Osmanlı devletinin tarafını tercihe memur oldu. Bunun için her iki hükümet arasında müphem, meşkûk, zavallıca bir ro! oynamağa iki tara-fıda, bir noktaya getirme vazifesini yapmak için her tarafa sallanmaya mecbur oldu. Viyana'da kaleme alınıp, Osmanlı devleti tarafından değişiklik gerektiği lüzumu gösterilen nota, işte böyle bir mecburiyet üzerine yapılmış kaçak işlerdendi. Fransa ve İngiltere Donanmasının Çanakkale'den geçişleri de, Rusların her türlü antlaşmayı yasak hâle getiren tarz şeklinde anlaması üzerine vukubuldu. Târih-i Lütfi diyorki:
"Berveçhl muharrer (yukarıda yazıldığı gibi) deulet-i âliye-i mecburiyeti meşruası cihetiyle muharebeye şur'u ey/e-miş ve asar-ı fev-u zafer zuhura başlamış oldu ğundan nâm-ı şev ket-i itsâmı Padişahi, Gâzi'lik unvanı celiliyle, cevami-l şerife min berinde ilân olundu. Yemen eski valisi Sarı Paşa ile id Paşa, Mühürdar Behçet Efendi, Livalıkdan mütekaid ve Çerkeş kumandanlardan, Sefer Paşa ve bazıları Ba tum Ordusuna gönderildiler. Çerkeş Paşanın Çerkezlstan'la münasebetlerde istifadeleri umulan kimselerin göndentmele-û pek bir şeye yaramadı. Belki, sülhden sonra Çerkeş kabile-Lerinden vatana uğramaları sağlanmış olabilir Bilhassa Fransa sulha alakadar bulunuyordu.
Hatta İstanbul'a Barakey Di'iye isimli, sert ve de Stratford Radklif ile boy ölçüşebilecek vasıfta bir diplomat gönderdi. Fakat, İngiliz Stratford maksadını temine berdevamdı. 21 /ey-lül'de başvekil Palmerston, İngiltere Harbiye müsteşarına, Rusya'nın Lehistan ile Kafkasya, Gürcistan gibi zayıf damarları vardır. Demişti. Staratford bunu bir plan hâline koyarak Rusya'yı tehdit maksadı ile akın etmekliğimizi tavsiye etdi." Demektedir.
Rusya başvekili Nesilrod, İngiliz elçisi Sir Hamilton Sey-mur'a, İstanbul'daki İngiliz elçisinin her çeşit teşebbüsatı anlaşmayı önlemek ve men etmekte başarılı olduğunu Mençi-kof ise, resmî bir antlaşma imzalamakla işe giriştiği halde, yavaş yavaş konuşma tarzını değiştirerek, önce bir taahhüde sonra adi bir nota istediğini bildirmişti. İngiliz kabinesi suihu isterce görüntü çizerek haziran ayı boyunca donanmasını boğaz dışında Beşike Limanında bekletmiş, Ruslar,3/temmuz'da askerlerini Prut Nehrinden geçirip, hazırlanırken, öte yandan yavaş bir surette müzakerelere eğilim göstermişti.
Fransa'da 3.Napolyon ve bnun hârici ye nâzın Droin dö Lovnis, Rusya ile savaşmak için, İngiltere ile ittifak imzaladıklarına dâir söylentilerin asılsız olduğunu ilân etmişti. Londra'daki elçisine bu mevzuuda kesin talimat verildiği halde, Viyana sefiri tarafından dahi, Avusturya başvekili, Kont Bool'a Fransa'nın niyet ve arzusunun sulh olduğunu bildirmiş, Napolyon'un hükümeti 1841 tarihli antlaşmalarla Osmanlı devletinin istiklâl-i tâmmesini savunmadan başka bir emel taşımadığını bildirmişti. Avusturya'ya adı geçen antlaşmanın metni üzerine Çar nezdinde teşebbüse geçilecek olursa harbin önlenmesinin kabil olduğu anlatılmıştı. İngilterede de, efkâr-i umûmiye, tehdit altında bulunan Osmanlı devleti lehine ve boğazların ise savunulması noktasında heyecanlı gösteriler yapıyordu.
Palmerston ve partisi Rusya ale yine tahrikler yapmaktaydı. İstanbul'da ise, resmî beyannamenin son fıkrasında görüldüğü üzere hükümet kararına uymaktan başka çâre kalmamış ve ahali daima harp istikametinde yönlendirilmiştir.
Bu sırada ise meşhur edib Victor Hugo, Quint gibi cumhuriyet taraftan kişiler kalemleri ile Rusya aleyhinde ifadelerde bulundular. Hele katolik cereyanı mukaddes yerlerle ilgili Fransız politikasını hızla lehimize yönlendirmekteydi. Yalnız Avusturya başvekili bulunan Boul, Rusya ve avrupa âlemine dostâne yaklaşım taraftarıydı. 1/temmuz'da Viyana'da bulunan bütün b.elçileri davet ederek, avrupa âlemini tatmin ve Çar Nikola'yı te-min için, Mençikof ile Osmanlı devleti temsilcileri arasında kararlaştırılıp, Stratford'un, karşı çıkması ile bozulan nota'nin aslını, büyük devletlere tebliğinin, gerektiğini ileriye sürdü.
Çar, buna razı oluyor ve böylece de savaş geriye kalıyordu. Fakat Startford Radklif İstanbul'da sefirlerin kabulünden sonra Mustafa Reşid Paşa ile gizlice görüşerek Viyana'da tanzim edilen nota'nın Rus hükümetinin arzularından doğmuş olduğunu Rusya 'nın Viyana sefirinin, Vikont Boul'un kaimbiraderi olan, Mayendorf'un teşvikiyle, Osmanlıları; sulha feda etmek üzere, kaleme alındığını anlatıp, Paşa'yi ikna etdi. Mustafa Reşid Paşa, on senedenberi İngilterenin nasi-hatlarıyla, Ruslardan bir intikam almak üzere Osmanlı ordu-ve mâliyesini tanzim etmiş olduğu gibi iki aydan beri Ae hazırlıklara başlamıştı. Maksadına devama karar verdi.
Meslirod, Kaynarca ve Edirne antlaşlannın iptali suretiyle Viyana notasının değiştirilmesini, padişahın hristiyan mezhepleri babıâlî'nin himayesinde olmak üzere Kaynarca ve Edirne antlaşmaları hükümlerine, sâdık kalacağı tarzında, İslahını istedi. Rusları 3.defa olmak üzere iddialarında boşa çıkarıyorlardı. Hâl böyle olunca savaş artık kaçınılmaz ol maya başladı. Palmerston'un teşvikiyle, İngiliz halkının heyecanı, Rusların Buğdan'a tecavüzleri savaş ilânını kesinleştirdi. Viyana notasının değiştirilmesi ve.savaş hakkında bizde, şöyle bir kayıt vardır:
"Deviet-i âliye ile Rusya devleti arasında ortaya çıkan münazara ve anlaşmazlıktan dolayı ıslah-i devletin şu sıradaki vaziyetini Mösyö Debidor, Tarih-i Siyasa'sında şöyle tarif ediyor: "Rusya, Au ustur ya ue Prusya'nın iıayırhatıane dau-ranışna itimat ettiğinden iki devlet arasında olan halin düzelmesi niyetiyle taraf-ı saltanat-ı seniyyeye arz olunan suret-i tanzimiyenin bazı mahalleri devlet-i âliye nin matlubu yâni beğendiği tarzda düzeltilmedikçe diğer devletler tarafından istenilen teminat verilmedikçe muvaffak olunamayacağı ka-rarlaşmıştı. Evvelce gelmiş olan müsveddeye Osmanlı devleti tarafından yapılan değişiklik ve tashihatın, Rusya'nın kabulüne, Osmanlı devletinin yanında yer alan dört büyük devlet tarafından büyük gayret gösterilmişse de, Ruslara tesir etmeye muvaffak olunamamıştır. Velhasıl; sulh içinde, şu anlaşmazlığın bertaraf edilmesi kabil olamayacağı anlaşıldığından
Rus askeri gücünün tecavüzü ise bu antlaşmayı nakz eüi-91 bütün devletlerin malumu olduğundan bunun böyle gitmeyeceği 22/ziihicce/1269-27'/eylül/]853 günü ya puan umumî meclis toplantısında azaların oybirliğiyle Rusya'ya harb ilânına uerilen karan yine o meüzuuda alınan fetva-i şerife tarafından te'yid edilince meclis mazbatası padişah-t şahaneye arz olunup, hatt-ı hümayun elde edilmiştir. Uzun uzun anlatıldığına göre iki deuletin sauaşması gerçekleşmiş olup, Eflâk ve Buğdan topraklarının tahliyesi hakkında Rusya askerinin kumandanına usûl icâbı gönderilen mektup târihinden itibaren 15 gün içinde tahliye emri verilmediği takdirde düşmanca harekâta başlanması hususunda Serdar-ı ekrem Ömer Paşaya ve diğer vazifelilere devletimiz tarafından gereken talimat verildi." Demekte.Fransa ile İngiltere'nin harp için aralarında anlaşacaklarına bir türlü inanamıyordu. Bundan başka Balkan yarımadasında bulunan hristiyan ahalininde ayaklanacakları hakkında çok büyük ümitler taşımaktaydı. Gerek teselya gerekse Epir taraflarında büyük heyecanlar kendini göstermekteydi. Atina da bulunan çok sayıda ve tesir gücü fazla olan Rusyalı memurlar Yunanistanı bu iki bölge üzerine atılma hususunda tahrik ve teşvik ediyorlardı. Kral Othon ile haris karısı kraliçe Amelya açıktan açığa Moskova politikasını tercih ederek Na-pist yâni Rus hükümeti taraftarı partisini kışkırtıyorlardı.
Osmanlı topraklarına geçip, ihtilâl çıkartmak için, Yunan subay ve askerlerine müsaid davranıyorlardı. Aynı zamanda Çar İran'ı da Osmanlı devleti aleyhine davranışa yöneltiyor hâttâ Baltık denizinde emniyet içinde görmek için Danimarka kralını bile ortaklığa çağırmaktan usanmıyor para azlığı yüzünden Osmanlı devletinin ilk baharda sulh yapma eyili-mine koşacağını ümid ediyordu. Bu sebeble; tecavüzi hareketlerde bulunmayıp, müdafaada bulunmaya önem verip, buna sebeb olarakda, savaş ilânının kendi tarafından olmadığı, sulh severliğinin hâlis niyetini ortaya koymaktan ileri geldiğini bildirdi. Bu vaziyet üzerine de Avusturya başvekili Boul. Rusya başbakanından aldığı kabul haberi üzerine 5/ara-hk'da Viyana Konferansını açtı. Dört devlet arasında müzakereler başladı. Babıâli'ye gönderilen protokolün özeti şu idi: "a- Osmanlı devletinin mülkiyet-i tâmmesi-
b-Padişahın, hristiyan tebânın rahat yaşamasını sağlaması şartıyla İstiklâli tâmmesi" Bu protokola iliştirilmiş notada, babıâli'nin Rusya ile müzakerelere girişmek için ileri süreceği şartların çok çabuk bildirilmesi rica ediliyordu. Fakat savaşın başlangıcı Rusya'yıda elde ettiği vaziyetden ayıracak hâle getirdi. Vidin civarında bulunan Ferik Salim Paşa yeterli kuvvet ile Kalafat Adasına geçmiş ve Rumeli Ordusu erkân ı harp reisi İsmail Paşa da Rahova tarafından gelerek, Kakjfat Ada iskelesi ve hududa yakın, Şevketil Kalesinin muhasarasına girişilerek kısa zamanda bütün silahlarını teslim etmek suretiyle isteklerimiz olan maksada muvaffak olundu.
Öte yandan da Rumeli ordusu Kumandanı Macarlı Ömer Paşa da Tutrakan önündeki Ada'ya gönderdiği kuvvetlerin himayesinde istihkâmlar inşaasına başlatmış, taş binalar karantinaya alınmış ve içine bir kaç tabur askerle, cephane ko-nulmuştu. Ruslar; 20 tabur piyade, 3 alay süvari, 1 alay Kazak süvarisi ve 32 adet piyade ve süvari toplarıyla birlikte hücum ettiler. Dört saat devam eden bu kanlı sava şın bilançosunda Ruslar ikibin yaralı ve bin ölü ile bfrakrak çekildiğinde bu savaş târihi mize, *Çetine Muzafferİyeti" adıyla şan ve şerefle yazılıyordu. Bu savaş neticesinden olarak, Rus-Sırp ittihadı ümidi bir başka zamana kadar tehire uğramış oluyordu. Ayrıca İngiltere ve Fransa'ya aid gemiler Beşike Limanında bulunuyordu ki bunların oniki tanesi padişah fermanı ile Çanakkale Boğazından geçip Büyükdere önlerinde demir attı.
Rus deniz filolarının, Osmanlı devletine aid Karadeniz'deki sahillerine tecavüzü menetmek maksadıyla Bahriye Paşası Kayserili Ahmed Paşa komutasında Osmanlı savaş gemileri gönderildi. Bu donanmada 12 parça gemi bulunup,top sayısı ise bir hayli faz la olup, 1118 tane idi. Bu arada Fransa ve İngiliz donanmalarının Beşike limanına gelmesi Çar Niko-la'nın son derece gazablanmasına sebeb oldu. Babıâli'den aldığı cevap üzerine Rusya ahalisine bir beyanname neşretmek mecburiyetinde kaldı. Bu beyanname adetâ bir haçlı seferi teşvikiydi.
Başvekil Neselrod, Çar'm yalnız Osmanlı tarafınca değil Fransa ve İngiltere cihetlerinden de tahrike uğradığını, haysiyet, şeref ve hakkı olan menfaatini gözetmek için için ileri harekâta mecbur olduğunu avrupaya bildirmeye çalıştı. Rus Çar'ı ve başvekili Neseirod bu mevzuuda kısır bir davranış cindeydi. Çünkü, Rusların Osmanlı sahillerine tecavüzü, Fransız ve İngilizlerin Beşike'ye gelmesinden önce idi. Beşike limanına gelmiş bulunan avrupa devletlerinin gemileri hiçbir antlaşmayı ihlâl etmiş olmuyorlardı. Ayrıca da Rusya Osmanlı topraklarına tecavüzde bulunduğundan harekât-ı tecavüz davranışınında sahibi olmuştu. Neselrod'un ifadesine göre de Çar Nikola, Osmanlı devletiyle harp etmekten ziyade, kendini emniyet altında hissetmek istiyordu. Bu istikametteki arzusu kabul edildiğinde ele geçirdiği topraklan iadeye razı gelecekti. Ancak,bu tarz hareket pek sert ve haysiyet kırıcı idi. Özelliklede geleceği kim te'min edebilir?
Bu işlerin sonunda Avusturya ve Macaristan müşkül bir duruma düşmüştü. 1849 ve 18 50'deki Avusturya da vuku-bulan ihtilâlde Ruslar, Fransuva Jozef'e yardım ederek adetâ Avusturya'nın, yeniden dirilmesine sebeb olmuşlardı. Bundan başka; Ruslar gerek Bohemya'da, gerekse Sava Nehri taraflarındaki, Sava Slavların: ayaklandırabilirdi. Bu bakımdan Avusturya devleti ve onun hükümeti Rusya aleyhine davranışa geçemezdi. Fakat Osmanlı devletinin yıkılmasına da seyirci kalamazdı.
Çünkü böyle bir hâl gerçekleştiğinde Avusturya ne olacaktı? Diğer taraftanda Fransa ile İngiltere'ye yardımcı olmazsa bunlarda başına bir ihtilâl çorabı örmezlermİ? İtalya'ya Macaristan'a,Polonya'ya kalkın demezlermi? Verlhasıl Avusturya hükümeti şöyle veya böyle Osmanlı devletinin tarafını tercihe memur oldu. Bunun için her iki hükümet arasında müphem, meşkûk, zavallıca bir ro! oynamağa iki tara-fıda, bir noktaya getirme vazifesini yapmak için her tarafa sallanmaya mecbur oldu. Viyana'da kaleme alınıp, Osmanlı devleti tarafından değişiklik gerektiği lüzumu gösterilen nota, işte böyle bir mecburiyet üzerine yapılmış kaçak işlerdendi. Fransa ve İngiltere Donanmasının Çanakkale'den geçişleri de, Rusların her türlü antlaşmayı yasak hâle getiren tarz şeklinde anlaması üzerine vukubuldu. Târih-i Lütfi diyorki:
"Berveçhl muharrer (yukarıda yazıldığı gibi) deulet-i âliye-i mecburiyeti meşruası cihetiyle muharebeye şur'u ey/e-miş ve asar-ı fev-u zafer zuhura başlamış oldu ğundan nâm-ı şev ket-i itsâmı Padişahi, Gâzi'lik unvanı celiliyle, cevami-l şerife min berinde ilân olundu. Yemen eski valisi Sarı Paşa ile id Paşa, Mühürdar Behçet Efendi, Livalıkdan mütekaid ve Çerkeş kumandanlardan, Sefer Paşa ve bazıları Ba tum Ordusuna gönderildiler. Çerkeş Paşanın Çerkezlstan'la münasebetlerde istifadeleri umulan kimselerin göndentmele-û pek bir şeye yaramadı. Belki, sülhden sonra Çerkeş kabile-Lerinden vatana uğramaları sağlanmış olabilir Bilhassa Fransa sulha alakadar bulunuyordu.
Hatta İstanbul'a Barakey Di'iye isimli, sert ve de Stratford Radklif ile boy ölçüşebilecek vasıfta bir diplomat gönderdi. Fakat, İngiliz Stratford maksadını temine berdevamdı. 21 /ey-lül'de başvekil Palmerston, İngiltere Harbiye müsteşarına, Rusya'nın Lehistan ile Kafkasya, Gürcistan gibi zayıf damarları vardır. Demişti. Staratford bunu bir plan hâline koyarak Rusya'yı tehdit maksadı ile akın etmekliğimizi tavsiye etdi." Demektedir.
Konular
- İrtica Ve Sebebleri
- Alemdar Vakası Ve İrticaın Sonu!
- Alemdar Mustafa Paşa'nın Biyografisi
- Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa
- Başvekilin Şehadeti
- Alemdarın Tesbiti
- Kumanda Zafiyeti
- Göz Yaşartan Sadakat
- İrticaın Vahşeti
- SULTAN ABDÜLMECİD HAN
- Girid'de Rumların İhtilâli
- Kavalalı Mehmed Ali Paşa İstanbul'da
- Macaristan İhtilâli-Memleketeyn Meselesi
- Osmanli Devletinde Bazı Olaylar
- Mençikof Ve Paltosu
- Savaş
- Sinop Vak'ası
- Sivastopol Muharebesi
- Çar'ın Ölümü-Sivastopal'un Zaptı
- Kafkas - Rüs Savaşlarının Târihi Bir Analizi
- Kabardey-Rüs-Kırım İlişkilerinde İlk Safha
- Rusların Kabardeyi İşgal Safhası
- Ruslar'ın Batı Çerkesya'yı İşgal Hareketlerinin Başlaması
- Tanzimat Üzerinde Tetebbu
- Osmanlıda Islahat Devri
- Bir Başka Kaynaktan
- Sadarette Değişiklikler
- Padişahın Donanma Gayreti
- Harp Sonrası
- Memâliki Osmaniye'de Kaynama