logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa


Biatin yapılmasından sonra karışıklığa ve irticaya sebeb olanların bu günkü deyimle mürtecilerin önde gelenleri birer birer eie geçirilip kimi idam edilmekte kimi ise ele geçirme esnasında karşı koyduğundan öldürülmekte idi. Kimileri de; sürgün hapsi boylamak gibi cezalara uğratılıyordu. Bu taviz­siz davranma anlayışı asayişinde kısa zamanda rayına otur­masını sağladı (Hareket ordusu İstanbul'a girdikten sonra aynen böyle olmadımıydı?) Sultan 2. Mahmud, yeniden niza­mı cedid usulünü tatbike koyuldu. Üstelik yalnız İstanbulda değil ülkenin her tarafında uygulamaya soktu. Mutlak surette askeri alanda büyük hamlelerin yapılması icab ettiğini her fırsatta dile getirmeye başladı. Bu arada bir çok askerin meslek ile ilişkilerini kesip, orduyuda tensikata tâbi tuttu. Ne varki; askeri alanda bunlar yapılırken sivil idare ve bilhassa adliye üzerinde hemen hemen hiçbir hususa el atılmadı. En iyimser deyimle yapmaya vakit bulamadılar denebilirki, bu­da ileri sürdüğümüz hususlarda bir şey yapılmamış olduğu manasına gelir. Bütün ölümlülere hâkim olabilecek hususlar­dan sayılan gurur Alemdar Mustafa paşanın da içine işle­mekte vakit kaybetmedi.
Sultan 4. Mustafa'yı tahttan indirip, Sultan 2. Mahmud'u Osmanlı tahtına çıkaran, kendiside sadrazam olan, her dedi­ğinin ikiletmeden yerine getirilmesinden hasıl olan neticeler­den devletin ve bilhassa İstanbul'un huzura kavuşturulması başarısının her devirde bulunan dalkavukların yalana dayalı takdirleri istikameti sağlam olanları dahi şaşırtır. Bozuk isti-kametlileri de safına celbederdi. Alemdar paşa öyle bir anla­yışa sahip haîe gelmiştiki, artık kendisini, biri karşı çıkacak diye bir sıkıntı duymamaktaydı. Alemdar'a göre; artık yeni- hiç bir değeri yok, ahali ise bir fesada kapılacak ce- ve kabiliyete hâiz değildi. Halbuki paşa bu anlayışında ^tüğü gurur illeti yüzünden yanılıyordu. Çünkü; yeni usul-rnemnun kılığıyla kendini yutturan ancak eski usulün amini isteyen ve bunu da temine lâzım gelişmeleri tertip-vecek bol sayıdada gayrı memnunlar vards. Bu zümreye a hil olanlar, her an tutuşacak bir ihtilâl ocağı hazırlamışlar sadece kibrit çakmayı bekliyorlardı. Böyle niyet taşıyanların en çok kullandıkları silah ise, iftira, ülkenin işlerinin kötüledi-ği hususunda yalanların çoğunluğu teşkil ettiği şayialar yay­mak, bazı kimseleri birbirine düşürücü beyanlar uçurmak ol­duğu herkesçe bilinir. Böyle düşünce yapısına bölgelerin ta­nınmış kahramanları da katıldımı, artık iş sadece ahaliyi tah­rik etmeye kalırki, bunlarda yalan haberleri yaymağa çalış­mak ve sık sık toplantılar tertibiyle ihtilâlin sebeb vede esas­ları hazırlanırdı. Artık bütün bunlar olmakta idi. Bazı güngör-müş ve kendisine sevgi besleyen kimseler, memlekette kay­natılmaya hazırlanan kazan hakkında bazı bilgi ve haberler verdiler. Ne varki; kör olası gurur denen şeytan pisliğinin in­sanı aldatıcı tesiri burada da kendini gösterdi. Alemdar paşa­ya ne söylense kaale almıyordu.

Artık itibar ve nüfuzunu artırmak için nizamı cedid askeri­ne eski dönemde yaptığından da fazla alâka ve iltifat göster­meye başlamıştı. Beri yandan bazı ulemâya kaba davranma­sı devlet hazinesinden bir sürü adamın hiç bir haklan olmadı­ğı halde senelerdir almakta olduğu maaşları kesmesi, kona­ğına cariyeleri doldurarak, akşamlan içki içip çalgı çaldırıyor dedikoduları mübalağalı bir şekilde müslüman ahaliye duyu­ruluyordu. Hele birde kalenin içinden ele geçirilişi vardıki, o a Şöyle olmuştu: her ne kadar paşanın adamıymış gibi ge-Ç'nen, gizliden gizliye ihtilâl yapacak kimselere yardımı esir­gemeyen bazı müfsidler irticaın yüksek tabaka arasında yer alan mensupları, harem dairesindeki cariyeleri bile elde ede­rek, Alemdarın şerefine zarar verecek hallerin yapılmasını te­min etmiştiler. Meselâ divanhaneye ve camiye silahsız git­meleri adet olmayan sadrazamların yerine, böyle yerlere si­lahsız giden bir sadrazam çıkmıştı ortaya. Bu sadrazam Alemdar Mustafa paşaydı. Paşanın bu tarz davranışı Rumeli askerinin bile infialine sebebolmuştu. Vaziyet bütün açıklığı ile belirmişti. Ülke değil amma İstanbul'un insanlarının bü­yük bir kısmı Alemdar paşa'nın hasmı kesilmişti.