logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Mukaddime


Tarihin tekerrürden ibaret olduğunu iddia edenler hikmet-i tarihiyenin bir faslına büyük isabetle vukuf sahibi olan kişi­lerdir. Esasında bu uçsuz bucaksız kâinatı işgal eden yıldızla­rın ve cisimlerin hiç biri-mutlakiyet itibanyia-diğerinin aynı olmadığı halde, harekât, teşkilat, tekamülat açısından birbir­lerine benzemeleri pek çoktur. Hattâ şu zemin üzerinde yaşa-makda olan ve birbuçuk milyar nüfusa varan insanoğlunun, parçaları dahi, meselâ yüzü, eğilimleri, ahlâki yapısı o dere­ce ihtilaf doludurki, nerdeyse dünyada ne kadar insan varsa, o kadar çeşitçehre yâni surat, o kadar bol çeşit ahlâk vardır denilebilir. Bu; insanın parçalarından, yüksek cisimlere kadar bütün âlemleri idare eden idarecinin tabiyesinin, tesir edici maddiyesi neticesi olarak biribirine benzer şekilde tekrarlan­dığı görüldüğü gibi durum ve insanların sosyal safhaları ara­sında arada sırada aynı tekrarlamalarında olduğunu kimse inkâr edemez. Yıldızlar semada dönüşlerini tamamladıkları sırada, nasıl her seferinde devrini belli bir noktadan geçerek yapıyorsa, insanlarında mahrek vukuatları ve tekemmüiatı üzerindeki seyir ve hareketleri esnasında ara ara birbirine karşı ve uygun noktalardan geçtiklerini tarih kendine has olan apaçık ve de dürüstçe bir lisanla bize hatırlatıyor. Mese­lâ tarih, peygamberlerin bazılarından özetle <Hz. Muham-med, Hz. Musa ve Hz. İbrahim> ortaya çıkışlarını, macerala­rını vede yaymakta oldukları din hakkındaki, cihadları ve mücadeleleri, çektikleri zahmet ve yapmaya mecbur olduk­ları hicret, esnasında, büyük büyük münasebetler, benzerlikler olduğunu, Roma hükümetinin kurulması ile, Osmanlı im­paratorluğunun kurulması ve Osmanlı ve İspanya ihtilâl ve inkıiâbları arasında dahi epeyice mühim problemler ve ayrı­lıklar bulunduğunu izaha hacet görülemez. Tarihde bunlara dair o kadar garib ve çok denecek misallere rast gelinir ki: insanın bunları tesadüfden ziyade tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bir hakikat şeklinde kabul edeceği, adeta her va­kanın bir benzeri, bir eşi olacağına İnanası gelir Biz bu haki­kate diğer milletlerin tarihinden şahid ve misalgetirmeyip, yalnız kendi tarihimizin en önemli kısmına dair vebir asrı fa­sıla ile husule gelen iki vakanın, ilk ve ikinci irtica ve birbirle­ri ile olan münasebeti ve benzerliğini, izaha ve beyana baş­vurmakla iktifa edeceğiz. Emirgân: İKânun-u evvel ara-hk/1326/1910 rumi Ali Şeydi