2- Ecîr Konusunda Çeşitli Meseleler:

Nevazil'de şöyle zikredilmiştir:

Bir adam, kılıcını, cilalatmak için cilacıya verdiğinde, onun kınım­da verir ve bu kın çalınırsa, tazminat gerekmez. Muhıyt'te de böyledir.

Ceddim   olan   Biirhânü'd-Dîn,   Fevâid   isimli   kitabında   şöyle buyurmuştur:

Bir adam, mücellide, ciltlemesi için mushaf verir; o da onunla bir­likte sefere çıkar ve hırsızlar mushafı alırlarsa, tazminat gerekir mi?

—Evet, gerekir.

Amcam   Nizâmü'd-DînMe:   ' 'Mûtemed   olduğu   için   ödemez.'' buyurmuştur.

Fıkhın zahiri hükmüne göre, kendisine emânet bırakılan bir şahıs, o emânetle birlikte yolculuğa çıkar ve emânet olan şey zayi olursa, taz­minat gerekmez.

"Ücretle konulan emânet tazmin edelir." denilmez. Çünkü, ücret, korumak için değildir..

Ancak Hasan'm fıkhına işaretle buyurmuş ki: Tazminat gerekir. Çün­kü emânetler ücretsiz olursa, tazminat gerekmez. Zira emânet için me­kân ta'ymi yapılmamıştır.

Şayet emânet ücretli olursa, tazminat gerekir. Sebebi ise: Onu mu­hafaza için, o mekân tayin edilmiştir. Hıfzı söylenilince de maksud icâ-redir. îcârede ise, tayini mekân vardır. İşte bunun için tazminat gere­kir. Füsûlü'l-İmâdiyye'de de böyledir.

Bir adam, kuyumcuya süslemesi ve bilezik yapılması için altın verir, o da tezhibi bilmeyip bir başkasına verir ve bu altını çalarlarsa, —önceki adamın, asıl sahibinin emri olmadan, ikinci adama vermiş ol­ması; onun da birinci adamın ücretlisi veya talebesi olmaması hâlinde— altın sahibi muhayyerdir. Onlardan hangisini isterse, onu tazmin ettirir.

İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre, öncekine ödetir.

Şayet ikinci adam, "bilezik yaptıktan sonra çalındı." derse; taz­min eylemez; .yaparken elinde, çalınirsa o takdirde tazminatta bulunur. Kübra'da da böyledir.

Elbise temizlikçisi, terzi, dokumacı gibi müşterek ecîre verilirse, bunun hilafınadır. Şayet, bir adam, bir köleyi veya hayvanı icara verir; müste'cir de ondan fariğ olursa, onu sahibine teslim etmesi gerekir. Mu-hıyt'te de böyledir.

Yetimin müşterek ecîri, o yetimin malından bir şey zayi ederse, İmâmeyn'e göre, onu tazmin eder. Bu, mal, evin haricinde olduğu za­man böyledir. Şayet evin içinde zayi ederse (hırsızın çalması gibi...) esahh olan kavle göre, onu tazmin eylemez. Hızânetü'l-Müftin'de de böyledir.

Köle ve câriye alıp satan bir müşterek ecîr, bir cariyeyi veya bir köleyi —kendi sun'u olmadan —zayi ederse, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre tazminat gerekmez.

Keza, müşterek ecir olan dellala, bir elbise vererek "onu, birisine gösterip satmasını" söyler; dellal da, o elbiseyi alıp götürür ve o işi ya­pamaz, elbise de zayi olursa; dellala tazminat gerekmez.

Şayet deîlalın yanında bir elbise olur, bir adam da: "Bu benimdir; çalınmıştı." der; dellal da, onu kendisine verene geri verirse, dellala taz­minat gerekrnez. Zehıyre'de de böyledir.

Bir adam, bir boyacıya, boyaması için ibrişim verir ve renginide tarif ettikten sonra "ibrişimimi boyama. Bana geri ver." der. O da ver­mez, sonra bu ibrişim zayi olursa, boyacı onu ödemez. Hizânetü'l-Müftin"de de böyledir.

Bir sürmeci, birinin gözüne ilaç sürer ve gözün görmesi kaybo­lursa, tazminat gerekmez.

Sünnetçi de böyledir. Yalnız hata ederse, o müstesna... (Yani taz­minatta bulunur.)

Şayet iki kişi "bu ehil değil." derlerse tazminat gerekir. Eğer ıkı kişi "bu ehildir." derlerse ona tazminat gerekmez. Eğer sürmescı tara­fından bir kişi "ehildir." der; diğer taraftanda iki kişi "ehil değildir." derlerse, bu cinayette tazminat gerekir.

Mecmûa'n-NevâziTde şöyle zikredilmiştir:
En dorusunu bilen Allahu Teâlâ'dır. [55]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..