Zelletü'l  Kârî (Namazda Kur'ân Okuyan Kimsenin Hata Etmesi)

Bir keKmenin son harftni, diğer kelimenin ilk harfine bitiştir-ırek, okuyucunun hatasmdandır.

Namaz kılan kimse, Kur'an okurken, bir kelimenin son har-fini, diğer kelimenin ilk harfine bitiştirirse, bunu kasden yapmış clsa bile, o kimsenin namazı sahih olan kavle göre fasid olmaz. Me­selâ :

İyyake na'büdü'dc, kef harfini, mm harfine bitiştirerek oku­mak, veya,

Ğayri'l - mağdübi 'aleyhim'de, be harfini, 'ayn harfine bitiştire­rek okumak, veya,

SemiTalIahü İbnen hamideh'de, Allah lâfzının he'sini,, Iâm'a bi­tiştirerek okumak gibi... Bu gibi haller, kasden yapılmış olsa bile namaz bozulmaz. Hulâsa'da da böyledir.

Bir kelime yerine başka bir kelimeyi okumak da okuyanım ha-tasmdandir.

Bir kimse, bir kelime yerine başka bir kelimeyi okur ve bu durumda, eğer mana değişmemiş olursa, namazı bozulmaz :

«İni'I - müslimîne» yerine «imıe'z - zâlimine» okumak veya ben­zerleri gibi...

Bir kimse, birinden diğerini meşakkatsiz ayırma imkânı olan iki harften birini diğerinin yerine okursa ve bu durumda da maıia bozulursa, o kimsenin   namazı, bütün    âlimlerimize göre faşid ulur :

Sad yerine ti ile, salihât'ı tâllhât okumak gibi...

Fakat, Zı ile Dad, Sad ile sin, Ti ile te   harflerinde olduğu ihi bu iki harfin arası meşakkatsiz ayırdedilemezse, bu durumda ler ihtilaf etmişlerdir; ekserisi ise «bu durum namazı bozmaz.» demişlerdir.

Kadı İmâm Ebû'ı - Hasan ve Kadı İmâm Ebû Asım : «Eğer, bu­nu kasdcn yaparsa yani kasden böyle okursa kimsenin namazı bozulur; fakat, düzgün okumak istemesine rağmen, bu iki harfin aralarını ayırd edemezse, namazı bozulmaz.» demişlerdir. Bu kavil kavillerin en adaletlisidir. Vecîzü'l - Kerderî'nin ihtiyar ettiği kavil de bu kavildir.

Bazı harfleri düzgün okuyamıyaıı kimse, bu harfleri güzel okumaya gayret sarf etmelidir; uygun oî an budur. Bu gayreti gös­termezse, mazur sayılmaz.

Bir kimse, bazı harfleri teleffuz edemez ve bu harflerin bulun­madığı âyet de olmazsa, o kimsenin namazı eaiz olur. Ancak, bu kim­se, başkalarına imâm olamaz. Fakat içinde, o kimsenin okuyama­dığı harf bulunmayan âyet var ise, namazda o "âyeti okur. Ve namazı caiz olur. Fakat, böyle bir âyet bulunmasına rağmen, okuyamadığı harfin bulunduğu âyeti okursa, bazıları : «Bu kimsenin namazı caiz olmaz.» demişlerdi". Kâdîhân'da da böyledir. Sahih olan da budur. Muhıyt'te de böyledir.

Harfi hazfetmek de, zelle-î kâridendir :

Hazf, icaz ve tcrhıyn yoluyla olur, mana da değişmezse, bü­tün âlimlere göre namazı bozmaz. Yâ mâlik'i, yâ mâli okumak gibi.

Eğer hazf, îcâz ve lerhıym yönünden olmaz ve mana da bozul­mazsa, yine namazı bozmaz; : Ve lekad ca'ehüm rusülünâ bi'I - bey-jiinat lafzında ca'et'ten te'nin hazfedilmiş olması gibi...

Eğer hazf ten dolayı mana değişirse, bütün alimlere göre namaz bozulur : Femâ Iehüm yü'minûn'da Iâ'nın hazfedilmesi gibi... Ki, bu lafzın aslı lâ yü'minûn'dur. Muhıyt'te de böyledir. Itabiyyede : «Sahih olan budur. » denilmiştir. Tatarhaniyye'de de böyledir.

Bir kimse, ve hüm lâ yuzlemûn fereeyete şeklinde okuyarak, efereeyte'nin eÜf'ini hazf etmiş ve yuzlemım'un mm'unu efereeyte'-nin fe'sine bitiştirirse;; veya yahsebûne nehüm yuhsinüne sım'an şeklinde okuyarak, eniıehüm'ün elifini hazfetmiş ve nun'u nun'a bi­tiştirerek okumuş olsa, namazı bozulmuş olmaz. Zehıyre'de böyledir.

Bir harf ziyâde ederek okumak da zelle-i kâridendir :

Namazda Kur'ân okuyan kimse, bir harf ziyâdeleştirerek okur ve bu durumda mana da bozulmazsa, âlimlerin tamamına göre, namazı fasid olmaz : Bir ye ilâve ederek ve enhâ 'anil münker şeklinde okumak gibi. Hulâsa'da da böyledir.

Hümüllezîne keferû'nun hüm'ünün mün'ini cezmedip ellezî' nin elifini izhar ederek okuyan kimsenin namazı bozulmaz.
Ve mâ haîaka'z - zekere ve'1-ünsâ lafzında da yukarıdaki gi­bi hazfedilerek okunması gereken elifi izhâr edip, zefde i d gam olunmuş bulunan lâm'ı da izhar ederek okumuş olan kimsenin na­mazı da bozulmaz. Muhıyt'te de böyledir.

Bir harf ilave etmekle mana değişmiş olursa, namaz bozu­lur :

yerine  okumak veya,Yenne  okumak gibi... Veyahut da

lafızlarında birer vav ilavesi ile mananın ve namazın bozulması gibi... Hulâsa'da da böyledir.

Bir kelimeye bedel olarak, başka bir kelime okumak da, namaz­da, Kur'ân okuyan kimse için hatadır :

A Başka bir kelimeye bedel olarak okunan kelimenin manası, yerine okunduğu kelimenin manasına yakınsa ve okunan kdlime Kur'ân' da da varsa, bu şekilde okuyan kimsenin, namazı bozulmaz: el- 'alîm yerine el-hakîm lafzının okunması gibi...

O İmâmı A'zam CR.AJ ve İmâm Muhammed CR.A.)'e göre, bir kelimeye bedel olarak, Kur'ân'da bulunmayan ve fakat manası yerine okunduğu kelimeye  yakın olan başka bir kelimeyi oku­yan kimsenin namazı da bozulmaz. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) buna muhaliftir. O'na göre, bu kimsenin namazı bozulur :

 yerine okumak gibi...

Kur'ân'da bulunmayan ve manaca da yakınlığı olmayan bir kelime, Kur'ân'd an bir kelimeye bedel olarak okunursa, namazı bo­zar. Bu hususta ihtilaf yoktur. Fakat, bu kelimenin tesbîh, tahmîd veya zikir kelimelerinden olmaması da gerekir.

Kur'ân'da bulunmasına rağmen, mana bakımından araların­da yakınlık olmayan   ve değişik okunduğu   zamandaki manasının doğruluğuna inanmanın insanı kafir edeceği kelimelerden birini diğerinin yerine okumak, bütün âlimlere göre namazı bozar :

yerin   okumak ve benzerleri gibi..

Sahih olan budur. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) 'un görüşü de budur. Hu-lâsa'da da böyledir.

Bir kimse, bir şahsın nesebini yanlış okumak suretiyleNisbet ettiği isim Kur'ân'da bulunursa, İmâm Muhammedi (R. A.) 'e göre, bu durumda o kimsenin namazı bozulmaz :

veya gibi... Alimlerimizin tamamı bu görüştedir. Fa­kat, bir kimse şeklinde okursa namazı bozulur. diye okuyunca namazı bozulmaz. Çünkü :

Hz. îsâ'nm babası yoktur; Hz. Musa'nın ise babası vardır. Bu du­rumda, sadece isimde hata etmiş olur. Vecîzü'l - Kerderf de de böy­ledir.

Bedel olmadan bir kelime ekliyerek okumak da hatadır:

Fazla olarak okunan kelime, manayı bozuyorsa ve bu keli­me Kur'ân'da da bulunmakta ise, bu okuyuşun namazı bozduğunda hilaf yoktur: 

okumak gibi...

Fazla olarak okunan kelime, Kur'ân'da bulunmuyor ve manayı da bozuyorsa, bunu okuyan kimsenin namazı da ihtilafsız bozulur :-şeklinde okumak gibi...

Fazla olarak okunan kelime, eğer manayı bozmazsa ve bu kelime Kur'ân'da bulunmakta ise, bil-icrna' namazı bozmaz : şeklinde okumak gibi...

Bu durumda, fazla olarak okunan fakat manayı bozmayan keli­me Kur'ân'da bulunmasa bile âlimlerimizin ammesine göre yine na­maz bozulmaz : okumak gibi şeklinde Muhıyt'te de böyledir.
Bir harfi veya bir kelimeyi tekrarlayarak okumak : 9   Bir harf, şeddelenmek sureti ile tekrar okunmuş olursa, bu okayuş namazı bozmaz : diye okumak gibi...

Fakat, el-hamdü liUah lafzı, üç lâm ile şeklinde okunursa, namaz bozulur.

Bir kelimenin .tekrar okunmasından dolayı mana bozulmaz, namaz da bozulmaz. Fakat bir kdlimenin tekrar okunmasından do­layı mana bozulursa, sahih olan kavle göre, namazın bozulacağında şüpheyoktur

seklinde okumak gibi... Zahîriyye'de de böyledir. Takdim veya Tehir :

Namaz kılan kimse, bir kelimeyi başka bir kelimeden öne alarak dursa veya başka bir kelimeden daha sonraya bıraksa ye bu durumda da mana bozulmazsa, namaz da bozulmaz :lafzını okurken, şehıyk kelimesini Öne geçinpek gibi..; Hulâsa'da daböyledir.

Takdim veya te'hîr yapılması halinde, mana bozulursa, âlim­lerin ekserisine göre, bu durumda namaz da bozulur :

şeklinde okumak gibi... Zahîriyye'de de böyledir.

Namaz kılan bir kimse, iki kelimeyi, diğer iki kelime üze­rine takdim eder ve bu durumda da mana bozulursa, o kimsenin na­mazı da bozulur :âyetini, şeklinde okumak gibi...

îki kelimenin takdim veya te'hiri halinde mana bozulmazsa, na­maz da bozulmaz :

ayetim    şeklinde okumak gibi...
0 Bir harfin, diğer bir harfin önüne geçmesi halinde manâ bozulursa, namaz da bozulur : ui'r-f- yerine ru*it okumak gibi...

Fakat, bu durumda mana bozulmazsa, namaz da bozulmaz : O»J/'*ti£ yerine ^J^l <Ûc okumak gibi. Muhtar olan kavil de budur. Hulâsa'da da böyledir.

B'r âyet yerine, başka bir âyeti okumak :
0 Namaz kıtan kimse, bir âyet yerine başka bir âyeti okumuş olsa; şayet, bu durumda, önceokuduğu âyeti okuduktan sonra tam bir duruş ile durmuş olur ve sonra başka âyete başlamış bulunursa.

Veya okuduğu âyetin bir kısmınd dedikten sonra, demiş olsa; veya  lafzını okuduktan sonra âyetini okursa; veya lafzını okuduktan sonra  dese, bu kimsenin namazı bozulmaz. Bu âyetlerin ilkinde durmayıp âyetleri birleştirmiş olan kimse­nin, bu okuyuşunda, mana bozulmazsa, namaz da bozulmaz: »veli yerine  âyetini okumak gibi...

âyetini okumak gibi...

Bir âyet yerine, başka bir âyet okunduğu zaman, mana bo-. zulursa, âîimllrimizin ekserisine göre namaz da bozulur:

şeklinde okumak gibi... Salih olan da budur. Huîâsa'da da böyİedİr. Kur'ân okurken, lüzumsuz yerde durmak, geçmek veya yersiz başlamak:

Namaz kılan kimse, durulmaması gerek.en yerde durduğu veya başlanmaması gereken yerden başladığı zaman, bu durumda eğer mana fazla bir şekilde bozulmuyor ise, o kimsenin namazı, biMcmâ' bozulmaz :

âyetini okuyup, duran kimsenin diye başlaması gibi... Mumyt'te de böyledir. Keza, veya gibi kaviller­de durmayıp geçmek halleri de namazı bozmaz. Fakat, bunlar çir­kin görülmüştür. Hulâsa'da da böyledir.
Namaz kılan kimse, durulmaması gereken yerde durur ve-va başlanmaması gereken yerden başlarsa ve bu durumda da mana bozulursa, âlimlerimizin âmmesi yanında, namazı bozulmaz1

Namaz kılan kimse. deyip durur, sonra 've okursa, namazı bozulmaz. Bazı âlimlere göre ise, bu durumda namaz bozulur. Fakat, fetva, bu durumlarda na-mazın bozulmayacağı üzerinedir. Muhıyt'te de böyledir.
Kâdî İmâm Sa'id Necîb Ebû Bekir: «Namaz kılan kimse, kıraati tamamlayıp rükû' için tekbir almayı istediği zaman, eğer bitim sena ile ise, Allahü Ekber'e vasi etmek (bitiştirmek, geçmek) evlâdır. Şayet sena ile <deği2se, fals etmek (arasını ayırmak) evladır» demiştir.

kavli gibi... Tatarhâniyye'de de böyledir.

İ'rabda Lahn yapmak:

Namaz kılan kimse, lahn yaptığı zaman, mana değişmez-se, namazı bil-icmâ' fasid olmaz. fzmi okurken te harfinin sesini yükseltmek gibi...

Eğer lahn, manayı fazlaca bozar ve namaz kılan kimse, bunu kasden yapmış olursa, kâfir olur: âyetini mim

harfinin nasbi ve Rab kelimesinin ref'i ile okumak ve benzerlerin­de olduğu gibi...

Fakat, bu okuyuş kasden olmaz da, hataen olursa, mütekaddi-mîn'in kavillerine göre, bu kimsenin namazı bozulur. Müteahhirîn ise, bu hususta ihtilâf etmişlerdir. Muhammed Wn Mukâtil, Ebu Nasr Muhammed bin Selâm, Ebû Bekir bin Sa'îdi'I-Belhî Fakîh, Ebû Ca'fer el-Hindivânî, Ebû Bekir Muhammed bin Fadl, Şeyhü'l-İmânı Zahidi ve Şemsü'I-Eimme Halvâıü: «Bu kimsenin namazı bozulmaz.» demişlerdir.

Mutekaddimîn'in kavilleri, ihtiyata daha uygundur. Çünkü, bu durumda küfür kasdı vardır. Küfür olan ise, Kur'ân'dan değildir. Müteahhirîne gelince, ontann kavillerinde de bir genişlik vardır. Çünkü insanlar, i'râbm inceliklerini bilip ayırdedemezler. Mu-hryt'te de böyledir. Fetvada bunun üzerinedir. Itataiyye'de ve Zahîriyye'de de böyledir.

Şeddeyi ve medeti terketmek :

Namaz kılan kimse âyetinde şeddeyi terk etse veya âyetineki Rabb  kelimesinin be'sini şeddesiz okusa, her ne kadar, bazı âlimler namazı bozulur demişlerse de muhtar olan kavle göre, o kimsenin  namazı bozulmaz.

Eğer manayı bozmazsa, meddi terk etmek namazı bozmaz: lafızlarını rnedsiz okumak gibi...lafızlarında medleri terk etmek manayı bozsa bile, namaz bozulmaz; Şeddenin terke-dilmesinde bozulmadığı gibi... Hulâsa'd a da böyledir. Fetva da buna göredir. Itâbe'de de böyledir.

İdgâmı terketmek veya olmadığı yerde idgâm yapmak:

Bir kimse,, hiç bir kimsenin idgâm yapmadığı yerde idgâm yaparsa, ibareyi çirkinleştirmiş olur. Böyle yapan kimse, kelimenin manasını anlaşılmaz hale getirmiş olursa, namazı bozulur.

lafzındakî ğayın harfini lâm harfine idgâm ife okumak gibi...

Bir kimse, hiç bir kimsenin idgâm yapmadığı yerde idgâm ya­par ve bu durumda da mana bozulmazsa, yani idgâmsız okunduğu zamandaki mana anlaşılırsa, o kimsenin namazı, bozulmaz:

lafzında, lâm'ı sîn'e idgâm ederek okumak   gibi...

Namaz kılan kimse, idgâm yapılacak yerde, idgâmı terk et­miş olsa ve bu durumda da ibare yönünden fazlalık bulunsa, yine de, o kimsenin  namazı  bozulmaz : Lafzında olduğu gibi... Muhiyt'te de böyledir.

Uygun olmayan yerde Smâle yapmak :

Namaz kılan kimsenin, imale yapılabilecek yerlerin dışın­da imale yapması da kıraat hatalanndandır.

Namaz kılan kimse, besmele'de, maliki yevmi'd-din'de ve bun­lara benziyen lâfızlarda, imale yaptığı zaman namazı bozulmaz Mumyt'te de böyledir.

Kur'ân'da olmayanı okumak:

Emîrü'l-Müminîn Hz. Osman (R.A.)'m toplamış bulundu­ğu Kur'ân'da bulunmayan bir lafzı, okumak da kıraat hatalarm-dandir. Bazı âlimler : «Bir kimse, bilinen mushafta bulunmayan ve manası da yerinde olmayan bir lafzı, kendi nefsi hakkında duâ ve sena kasdı da olmadan okursa, ittifakla o kimsenin namazı bozu­lur.» demişlerdir.

Ancak bu kimse, manası yerinde olan bir kıraati okursa, İmâ-meyn'in kavli üzere, namazı bozulmaz. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) : «Bu kimsenin namazı bozulur.» demiştir.

Bu hususta, sahih olan kavil şudur: Bir kimse, İbn-i Mes'ud"-un veya diğerlerinin sahifelerinde bulunan bir lafzı okuduğu za­man, bu okuduğu, namazda okunması mûtad olanlardan olmasa bile, namazı bozulmaz. Namazın caiz olacağı miktarda, ammenin sahifeîerinde bulunanı okusa bile, o kimsenin namazı caiz olur. Muhıyt'te de böyledir.

Bir kelimenin bazı harflerini okumamak :

Kelimenin bazı harflerini okuyup diğerlezini bırakmak da kıraat hatalarındandır. Bu hal, ya nefesin kesilmesinden veya keli­menin kalan kısmının unutülmasından meydana gelir. Unutan kim­se, sonra hatırlarsa, kalan kısmı okur.

Meselâ: Elhamdülillah lafzım okumak isteyen kimse, el de­yip, nefesi kesilebilir veya kalan kısmı unutabilir. Sonra hatırlarsa, hamdülülah der. Veya, bu kimse kalan kısmı hatırlamıyabilir.

Fâtihâ'yı veya sûreyi okumak isteyen bir kimse, bunları unu­tabilir.

Bir kimse, fâtihâ'yı okumak ister, el diye başlar ve onu oku­duğunu hatırlayarak, okumayı terkeder ve rükû'a varır veya bazı kelimeleri hatırlar ve okudum diye bunları terkeder ve başka keli­meleri okur... Bu durumların hepsinde ve bunlara benziyen bütün durumlarda, âlimlerimizin bazılarına göre namaz bozulur. Şemsü'l-Eimme Halvâttî de, bununla felvâ vermiştir.

Bazı âlimlerimiz : «Namaz kılan kimse, bir kelimenin ya-rısmı hatırlar ve okursa, eğer bu kelimenin    tamamını okuyunca  namaz bozulması gerekirse, o kelimeyi okuyunca namazı bozulmuş olur. Kelimenin yarısını okuyan kimse, o kelimenin tamamının okunması, namazın bozulmasını gerektirmiyorsa; o kimse kelime­nin kalan yarışını da okur. Namazı bozulmuş olmaz.» demişlerdir. Zehiyre ve Muhıyt'te de böyledir. Yarım (kelinîe) hakkında, tüm kelimenin hükmü vardır. Sahih olan da budur. Fetâvâyi Kâdîhan­da da böyledir.

Bazı âlimler : Bir kimse, «Lağv olmaksızın, lügatta sahih olan vecihle, bir kelimenin yarısını okumuş olsa ve bu durumida da mana bozulmasa; uygun olan, o kimsenin namazının fesadının ge­rekmemesidir.

Fakat, okunan o yarım kelimenin bir manası yoksa, boş bir söz ise veya boş bir söz olmamakla beraber, bu okuyuş manayı bozu­cu ise, namazın fesadını icâb ettirir. Meşâyihin ammesi ise, bu du­rumun namazı bozmadığı görüşündedirler; çünkü bu hâl, namaz içindeki tenahnuh gibi, kaçırılması mümkün olmayan şeylerdendir. Zehiyre ve Muhıyt'te de böyledir.

Namazda Kur'ân okuyan kimse, kelimelerin bazı harflerini —elinde olmadan— alçaltıp gizlediği zaman, bu durumda namazı bozulmaz. Sahih olan budur. Ve bunda, umumî belvâ vardır. Mu-hıyt'te de böyledir.

$ Np.mazda, Kur'ân'ı, kelime bozulacak şekilde îâhinlerle okuyan kimsenin namazı bozulur. Fakat, bu lahn, med harflerin­de veya lîn harflerinde olursa, namaz bozulmaz; ancak, lahn fahiş olursa, bu hallerde namaz bozulur.

Namaz haricinde Kur'ân okuyan kimsenin durumu hakkında, âlimler ihtüâf etmişler ve bu hâli kerih görmüşlerdir. Hulâsa'da da böyledir. Sahih olan da budur. Kerderî'nin el-Vecîz'inde de böyle­dir Lahn ile okunan Kur'ân'ı dinlemek de kerih görülmüştür. Hulâsa'da da böyledir.
Ebû'l-Kâsım es-Saffâri'1-Buhârî'mn, şöyle dediği nakledil­miştir ; «Namaz, bazı yönlerden caiz, fakat bir cihetten fasid ise, ihtiyaten, fesadı ile hükmolunur. Yalnız, kıraat tokuma) babı, bundan müstesnadır; çünkü, bunda insanlar için umûmî belvâ vardır.» Zalıîriyye'de  de böyledir.

Cenabı Hakkın isimlerine te'nis getirmek :

Allahu Teâlâ'nın isimlerine, te'nis ifade eden bir harf ila­ve etmek de, kıraat hatalarındandir.
Mu hanım e d bin Ati bin Muhammedü'1-Edfh :

âyetini, namazda te'nis te'si ile okuyan kimsenin namazı bozulur. Çünkü, Allahu Teâlâ'nın isimlerine te'nisin duhûlü caiz değildir.» demiştir.

ve  Sibi lafızlara te'nis te'sinin duhûlü caiz olmaz.

Şeyhü'l - İmâm  Ebu Bekir Muhammed bini'I - Fadl'ın:

«...Te'nisin duhûlü namazı bozmaz. Çünkü, onu buraya getirmek ve söylemek, Allahu Teâlâ'dan başkasının işidir.» dediği rivayet olunmuştur. Âlimlerimizden bazıları, bu kavli sahih görmüşlerdir. Muhiyt'de ve Zehıyre'de de böyledir.
Fetvâid'de : «Bir kimse, namazda, fahiş bir hata ile oku­duktan sonra, dönüp doğrusunu okusa, bana göre namazı caizdir. Durum i'rabda da böyledir: ref'in yerine nasb, nasb yerine ref ve­ya ref ve nasb yerine cerr okumuş olsa, yine namazı bozulmaz.» denilmiştir. [34]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..