Cemâat


Cemaat, sünnet-i müekkededir. Mütûn'de, Hulâsa1 da, Mu-hiyt'dc ve Serahsî'nin Muhiyt'inde de böyledir.

el-Ğâyede: «Âlimlerimizin âmmesi, gerçekten cemaat, vacîb-tir, dediler.» denilmiştir.

Müfîd'de ve onun tesmiyesinde : «Cemaat, sünnetle vacib olduğu için sünnettir.» denilmiştir.

Bedâi'de : «Cemaat, akıllı, erginlik çağma gelmiş, cema­atle namaz kılmaya —zahmetsiz— gücü yeten erkekler üzerine va-cibtir.» denilmiştir.

Bir kimse, cemaate yetişemediği zaman, başka bir nıescid ara­ması gerekmez. Bu hususta ihtilaf yoktur. Ancak, cemaatle namaz kılmak için, başka bir mescide gitmek daha güzeldir.

Cemaate yetişemiyen kimsenin, namazı, kendi kavminin  mahallesinin   mescidinde kılması en güzelidir.

Kudûrî: «Cemaate yetişemiyen kimse, ehiini toplayıp, namazı onlarla beraber kılar.» demiştir.                                 

Şemsü'l-Eimme de : «Zamanımızda evlâ olan, kişinin kav­minin mescidine girmediği zaman ailesi fertleri ile cemâat olması eğer girer ise, namazını orada kılmasıdır.» demiştir.

Cemaat, bazıözürlerle düşer :

Hastaya, kötürüme, topala, eli - ayağı çaprazvari kesilmiş olan kimseye; ayağı kesilmiş olana, yürümeye gücü yetmeyen felçliye, aciz olan ihtiyara ve E'bû Hatiife CR.A.) indinde kör olana, cemaat vacib olamaz.

Sahih kavle göre, cemaat; yağmur çamur, şiddetli soğuk ve fazla karanlık sebebiyle de düşer. Tebytn'de de böyledir.

Karanlık gecede, esen rüzgar sebebiyle de cemaate gidü-meyebilir.  Fakat, gündüz esen  rüzgar özür değildir.

Bir kimsenin, büyük ve küçük abdestinin veya bunlardan bi­rinin daralması; cemaatle namaz kılmaya çıkarsa, borçlu olduğu kimsenin kendisini hapsetme tehlikesi; setere ( = yolculuğa) çık­ması, seferde namaz kılıncaya kadar kafilenin kaybolacağından korkması, hasta olan bir kimseye bakmakta olması; malının kay­bolacağından korkması; yemek hazır olup, namaz kılana kadar nefsinin onu arzu etmesi; yemek vaktinin dışında da, hazır olan yemeği canının çok istemesi, cemaate gitme vazifesini düşürür. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.

Belli bir imâmı olan ve belli bir cemaatı bulunan bir mahalle camiinde cemaatle namaz kıldıktan sonra, ikinci defa ezan okuyarak orada tekrar cemaatle namaz kılmak mühab olmaz. Fakat, ezan okumadan cemaatle namaz kılmak, icmaen mubah o-lur. Bu konuda, yol üzerindeki mescidin hükümü de aynıdır. Şerhü'il - Mecmu'da da böyledir.

Cemaat olabilmek için, iki kişinin bir arada obnası gere­kir. İkinci kişi, akılı bir çocukda olabilir. Sirâcıyyede.de böy­ledir.

Bir topluluğun, birbirlerini çağırarak, bir araya gelip, nafile bir namazı cemaatle kumaları mekruhtur.
Sadrii'ş - Şehid'in, eİ - Asi isimli kitabında : «Mahalle mesci­dinde ezansız ve kametsiz, cemaatle nafile namaz kılmak mekruh olmaz» denilmiştir. Şemsül - Eimtne Halvâıfl ise : «... imâmdan başka üç kişi olursa, biî-Mifak mekruh olmaz.» demiştir Fakat, dört kişinin nafileyi cemaatle kılmaları, Esahh olan kavle göre mekruhtur. Hulâsa'da da böyledir. [35]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..