İhtilâm Olan Kimsenin Durumu :

Bir kimse, ihtilâm o'duğu veya bir kadına bakmasından do­layı, menisinin şehvetle yerinden ayrıldığı zaman, şehveti sakinle-şinceye kadar, zekerini tutsa da, sonra o kimseden meni aksa, İmâm-i A'zam ve İmâm Muhammed'e göre, o kimseye gusül lazım olur. İmâm Ebû Yûsuf'a göre ise, lazım olmaz. Hülâsa'da da böy­ledir-

Kendisine gusül icab etmiş olan bir kimse, uyumadan ve bevletmeden önce yıkanmış olsa ve sonra da namaz kılsa, bundan sonra da meninin arta kalan kısmı çıkmış bulunsa, bu durumda İmâm-i A'zam Ebû Hanîfe ve İmâm Muhammed'e göre, o kimsenin tekrar yıkanması gerekir. İmâm Ebû Yûsuf a göre ise, tekrar yıkan­ması gerekmez.

Fakat, her üç imamımıza göre de, kılmış bulunduğu namazı tekrar kılması (iade etmesi) gerekmez. Zehıyre'de de böyledir.

Şayet, bevlettikten veya biraz uyuduktan veyahut da bir mik­tar yürüdükten sonra, o meni çıkmış olursa, bu durumda, o kimse­nin tekrar gusletmesinin gerekmediği hususunda, imâm-arımızın it­tifakı vardır. Tebyîn'de de böyledir.

îhtilâm olan bir kimsenin menisi, yerinden ayrılır ve fakat zeker deliğinin başında görünmezse, o kimsenin gusletmesi gerek­mez. Fâtâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Bir kimsenin, bevlettiğinde, menisi çıkarsa, bu durumda eğer zekeri yaygın ise, o kimseye gusül lâzım gelir; değilse, abdest lazım ge!ir. Hülâsa'da da böyledir.

Kocası ile cima ettikten sonra yıkanan bir kadından, yıkan­dıktan sonra, kocasının menisi çıksa; o kadına, gusül değil, abdest lâzım gelir.

Uyandığı zaman, yatağında veya uyluğunda yaşlık bulan bir kimse, ihtilâm olduğunu da hatırlamakta olsa; eğer, o yaşlığın, meni veya mezi olduğuna kanaat getirir veya meni mi, mezi mi ol­duğunda şüpheye düşerse, o kimse üzerine gusül lazım olur. Fakat, o yaşlığın vedi   olduğuna kanaat getirirse, kendisine gusül gerek­mez.

Eğer, yaşlığı görür fakat ihtilâm olduğunu hatırlamaz ve yaşlığın da vedi olduğu kanaatine varırsa, yine, o kimseye gusül gerekmez.

Fakat, bu yaşlığın meni olduğu kanaatine varırsa, gusletmesi icabeder.

Eğer, o kimse, yaşlığın, mezi olduğuna inanırsa, yine gusletmesi icab etmez.

Şayet, bu yaşlığın, meni veya mezi olduğu hususunda şüpheye düşerse; İmâm Ebû Yûsuf'a göre, ihtilâm olduğuna kanaat getirme­dikçe, gusletmesi lazım olmaz. îmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe ile İmâm Muhammed'e göre ise, bu durumda, gusletmesi gerekir. Bu kavilleri Şeyhu'l-İslâm nakletmiştir.

Kâdî İmâm Ebû Ali en-Nesefî, şöyle demiştir : -«Hisara, İmâm Muhammed'den, Nevâdir'de onun şöyle dediğini nakletti: Bir adam, uyandığı vakit, zekerinin deliğinde yaşlık bulsa ve ihtilâm ol­duğunu da hatırlamasa; eğer, zekeri, uyumadan önce yaygın idiyse, o kimsenin gusletmesi gerekmez. Fakat, o yaşlığın, meni olduğuna kanaat getirirse, o zaman gusleder. Fakat, o kimsenin zekeri, uyumadan önce, sakin idiyse, o senin üzerine gusül lâzım olur.
Şenısu 1-Eimme Halvânî : «Bumes'ele çok zaman vuku' bulur. Fakat, insanlar bundan habersizdirler. Bu meseleleri hıfzetmek (akü da bulundurmak) gerekir.» demiştir. Muhiyt'te de böyledir.

thtilâm olduğunu hatırlayan ve  inzal lezzetini duyan bir kimse, bir yaşlık görmese, o kimsenin gusletmesi lazım gelmez. Zâ-hârü'r-rivâve'de hüküm, kadın için de böyledir.

Kadının, üzerine guslün farz olması için, menisinin, fercinin dışma çıkmış ohnası şarttır. Fetva da bunun üzerinedir. Mİ'râcü'd Dlrfiye'do "de böyledir.
Oturduğu yerde veya ayakta veya yürüdüğü halde uyuyan kimse, uyandıktan sonra, bir yaşlık bulsa; yatarak   uyuyan kimse hakkındaki, hükme tabi'dir. Muhiyt'te de böyledir. [58]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..