İçine Pislik Atılan Suyun Durumu :


Akıcı bir suyun içine, cîfe gibi, şarap gibi bir şey atıldığı zaman, onun rengini, kokusunu veya tadını değiştirmezse, su pislen­miş olmaz. Münyetü'l – Musallfde [70]  de böyledir.

Nehre düşen köpek leşinin üzerinden akan su, üzerinden akmayandan (yani, o leşe değip geçen su, değmeden geçen sudan) az ise, o nehrin, alt tarafından abdest alınır. Durum bunun aksi ise, abdest alınmaz. Âlimlerimizden Ebû Ca'fer : «Hocam bu görüş üze­re idi.» demiştir. Vikaye Şerahi'nde de, Muhıyt'te de böyledir. Hidâ-ye Sahibi, Tecnîs'de ide  bunu doğrulamıştır.  Bahrü'r - Râik'te de böyledir.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) 'a göre, bu üç vasrfdan biri değiş­medikçe, akar su ile abdest almakta bir beis yoktur. Şerh-i Vikaye'-de de, Nisab'da da böyledir. Fetva da bunun üzerinedir. Muzmarat'-ta da böyledir.

Suyun altındaki cîfe, suyun saflığından değil de azlığından görünmekte ve cîfe, suyun aktığı arkm ortasında bulunmakta ise, bu durumda, suyun ekserisi, o cifeye dokunuyor sayılır.

Eğer, cîfe görünmüyor veya ancak arkın yansından azmi kap­lıyorsa, suyun ekserisi, o cîfeye dokunmuyor demektir. Muhıyt'te de-böyledir.

Bir damın üzerinde necaset bulunsa da, üzerine yağan yağ­mur, evin oluğundan aksa; bu durumda eğer, necaset oluğun yanın-ida ve suyun tamamı veya ekserisi veyahut da yansı, o necasete do­kunarak akıyorsa, işte o su pistir. Durum bunun aksi ise, akan su temizdir.

Eğer necaset, damın üzerinde, oluğun başında değil de, ay-t n âyn yerlerde, dağınık bir vaziyette bulunuyorsa; oradan akan su,

pis değildir. Bu su da, akar su hükmündedir. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.

Bazı âlimlerimiz ise, fetvâlannda : «Bu su, yağmur devamlı ya­ğıyorsa, akar su hükmünde olur. Ve bu su, damdaki pisliklere değ-. dikten sonra, elbiseye sıçramış olsa, suyun üç vasıftan birisi değişememiş oldukça, elbise pis olmaz.» demişlerdir.

Yağmur, kendisinde pislik bulunan bir tavana isabet eder ve bu tavanda damlamakta olur ve bu damlalar da elbiseye dokunursa; sahih olan kavle göre, yağmur kesilmediği müddetçe, tavandan damlıyan bu su, temizdir. Muhıyt'te de böyledir.

Tebiye'de : «Müteğayyir değilse, yani, suyun bir vasfı değişme misse, temizdir.» denilmiştir. Tatarhâniyye'de de böyledir.

Fakat, yağmur kesilmiş olduğu halde, tavandan su damlarsa, iş­te bu su necistir, pistir. Muhıytte de böyledir. Nevâztl'de de: «Mü-teahhirin de böyle demişlerdir. Sahih olan da budur.» denilmiştir. Tatarhâniyye'de de böyledir.

Bir nehrin veya bir kaynağın suyu üzerinde bulunan bir pisliği taşıyıp götürüyor olsa ve fakat bu suyun rengi, kokusu veya tadı değişmemiş bulunsa; bir kimsenin, o pisliğin yanından avuçlayıp alması caizdir ve bu su temizdir.

Bir nehrin suyu, üst tarafından kesilmiş olsa ida, o nehir hakkındaki akıcılık hükmü, değişmez. Fetâvâyî Kâdîhan'da da böy­ledir.
Misafirin yanında, geniş bir oluk Cboru) ve ihtiyacına yete­cek kadar da, su dolu bir kabı ]?ülunduğu halde, kalbi suyun yet-miyeceğıne kanaat getirirse; Şeyh Ebû'l-Hasen'den rivayet edildi­ğine göre, bu durumda o misafir, (yolcu) arkadaşlarından birine, kabındaki suyu, oluğun bir tarafından döküp akıtmasını söyler ve bu su ile abdest alır. Oluğun diğer tarafına da temiz bir kap koyarak akan suyu o kabta toplar. Toplanan bu su, hem temizdir ye hem de temizleyicidir. Sahih olan da budur. Zehiyre"de de böyledir. [71]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..