2- ZEKÂT HAKKINDA TAHARRİ

Eğer, bir kimsenin, taharrî'den sonra ve zann-ı galibine göre, ver­diği zekâtta şüphe vâki olur ve verdiği zat, fakir midir, değil midir veya kendisine zekât verilen şahıs yahut âdil bir kişi haber verir veya onu. fakirlerin arasında görür yahut onun, insanlardan istekte bulunduğunu görür ve kalbine onun fakir olduğu düşerse, bu durumların hepsinde "onun fakir olduğunu bilir veya zann-ı galibi onun fakir olduğuna olur yahut bir şey bilmez veya ekseri zannı "o zengindir" olur, veya onun zengin olduğu bildirilirse; İmâm Ebâ Hanîfe (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.)'e göre, verdiği zekât caizdir. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'mı görüşü de bazı durumlarda böyledir. Yalnız "zekât verdiği zatın zengin olduğunu" bilirse işte bu surette malının zekâtı caiz olmaz.(yeniden verecektir.)

Bundan sonra, İmâm Ebâ Hanîfe (R.A.) ve İmam Muhtmmed (R.A.)'e göre eğer verilen adamın zengin olduğu anlaşılırsa, sadaka caiz olur.

Fakat, onun alması helal olur mu?

Âlimler, bu hususta ihtilaf eylediler: Bazısı: "Helâl olmaz." dedi; bazısı da: "Olur." dedi.

Bazıları da: "Aldığını, müddeiye geri verir." buyurdular.

Bundan sonra, verene sevap var mı?

Bazı âlimler: "Sadaka (= zekat) sevabı yok; iylik etme sevabı var­dır." dediler.Ve buna da İmâra Ebû Yflsuf (R.A.)'un Hüccet kitabını şa­hit getirdiler. İmâm, muhtelif mes'eleler bölümünde şöyle buyurmuş: Bir adam, bir su ile abdest alsa ve namaz kılsa; sonrada o suyun temiz olmadiği anlaşılsa, şayet bunu bilmeyerek yaptı ise, namazı câizdir.Eğer bilerek yaptı ise, namazı iade eder." îşte yukarıdaki mes'ele bunun gibidir.

Şemsü'l-Eîmme Halvânî, şöyle buyurmuştur:

Bu sözün altında büyük faide vardır. Bu namaz, abdest suyunun temiz olup olmadığı bilinmediği için câizdir.Halbuki, hakikatta fasittir.

İmâm Mubammed (R.A.) şöyle buyurmuştur:

Her bir namaz ki fâsid olarak kılındığı hâlde, onu kılan şahıs, caiz diye kılmış ve bu adam, durumu bilmeden Ölmüşse, mes*ûl olmaz. Onun kanaatine itibar edilir.

Bu,İmâm Ebû Yûsuf (R.A.yun bir adam hakkında söylediğine ben­ziyor. Şöyle ki: Bir adam, bir câriye satın aldı ve ona defalarca cima yaptı; sonra da o cariyeye bir sahip çıktı. Bu durumda satın alan şah­sın, ona yaptığı cima helâldir. O adamı iyi bir adam olmaktan o hâl ge­ri bırakmaz. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'de İmâm Mobammed (R.A.) göre bu cima haramdır. Ancak sahibine günâh yoktur. Mahıyl'te de böyledir.
En doğrusunu bilen Allahu Teâlâ'dır. [3]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..