Fetavayî Hindiyye Talâk-ı Sünnîde Kullanılan Bazı Lafızlar
Bişr'in, İmâm Ebü Yûsuf (R.A.)'dan rivayet ettiğine göre: «Sünnete mahsus...»; «Sünnette...»; «Sünnet üzere...»; «Sünnet talâkı...»; «Sünnet iddeti...»; «İddet talâkı...»; «Adi talâkı...»; «Adalet talâkı yönünden...»; «Din talâkı...»; «İslâm talâkı...»; «En güzel talâk-..»; «En iyi talâk...»; «Hak olan talâk...»; Kur'an talâkı-..»; «Kitap talâkı...», gibi sözlerin tamamf, niyyet olmaksızın, talâk-ı Sünnî'nin vakitlerine hamledilir.
Bîr kimse, karısına: «Sen, Allanın kitabında olduğu gibi...» veya «Allanın kitabiyle...» yahut da «Kitapla beraber...»; «...boşsun.» ds-miş ve bunu söylerken de, talâk-ı sünnfye niyyet etmiş olursa; vakitleri gelince, sünnî talâk vâki oîur. Böyle bir niyyeti yoksa, sözü söylediği anda, talâk vâki olur. Çünkü kitap;talâk-ı sünnîye de, taiâk-ı bid'iye de, delâlet eder. Bundan dolayıdır ki, niyyete ihtiyaç vardır.
Bu kimse, eğer: «Kitap üzere...»; «Kitapla..-»; «Hâkimlerin hükmü üzere...»; «Âlimlerin kavillerine göre...», «Hakimlerin ve âlimlerin talâkıyja...», «...boşsun.» demiş ve talâk-ı sünnîye niyyet etmişse, dinen bu geçerlidir. Hüküm bakımından ise talâk, o anda vâki olur.
Koca, eğer: «Adlî olarak...» veya «Sünnî olarak...», «boşsun.» derse; İmâm Ebü Yûsuf (R.AJ'a göre, karısını, talâk-ı sünnî ile boşa-m*ş olur.
Koca, karısına : «İyi ve gözel talâkla, 'boşsun.» derse; sözü söylediği anda, talâk vâki olur.
İmâm Muhammed (R.A.) Câmiu'l - Kebîr isimli eserinde: «Her ikisinde de, talâk, o anda vâki olur.» buyurmuştur.
Bir koca, karısına : «Bid'ate mahsus talâkla veya talâk-ı bid'î ile, boşsun.» dese ve o anda, üç talâka niyyet etmiş bulunsa; karısı, sözü söylediği anda boş olur.
Şayet, bu kimse, üç talâka niyyet etmemişse ve karısı da, içinde cima' etmiş bulunduğu bîr temizlik zamanında veya hayizlı yahut da nifasli ise, o andan itibaren, bir talâk vâki olır.
Şayet kadın, içinde cima1 bulunmayan temizlik günlerinde ise; bu durumda hayız gördüğü veya kadına kocası tarafından cima' edildiği vakte kadar talâk vâki olmaz. Fethu'I - Kadîr'de de böyledir.
Bir koca, karısına : «Sen, hakîki bir talâkla boşsun.» demiş olsa; kadın, o anda boş olur.
Şayet, bu koca: «Sünnetle...», «Sünnetle beraber...», «Sünnetten sonra...» «...'boşsun.» demiş olsaydı, bu talâk, talâk-i sünnî olurdu. Serahsî'nin Muhiyt'inde de böyledir. [10]
Bîr kimse, karısına: «Sen, Allanın kitabında olduğu gibi...» veya «Allanın kitabiyle...» yahut da «Kitapla beraber...»; «...boşsun.» ds-miş ve bunu söylerken de, talâk-ı sünnfye niyyet etmiş olursa; vakitleri gelince, sünnî talâk vâki oîur. Böyle bir niyyeti yoksa, sözü söylediği anda, talâk vâki olur. Çünkü kitap;talâk-ı sünnîye de, taiâk-ı bid'iye de, delâlet eder. Bundan dolayıdır ki, niyyete ihtiyaç vardır.
Bu kimse, eğer: «Kitap üzere...»; «Kitapla..-»; «Hâkimlerin hükmü üzere...»; «Âlimlerin kavillerine göre...», «Hakimlerin ve âlimlerin talâkıyja...», «...boşsun.» demiş ve talâk-ı sünnîye niyyet etmişse, dinen bu geçerlidir. Hüküm bakımından ise talâk, o anda vâki olur.
Koca, eğer: «Adlî olarak...» veya «Sünnî olarak...», «boşsun.» derse; İmâm Ebü Yûsuf (R.AJ'a göre, karısını, talâk-ı sünnî ile boşa-m*ş olur.
Koca, karısına : «İyi ve gözel talâkla, 'boşsun.» derse; sözü söylediği anda, talâk vâki olur.
İmâm Muhammed (R.A.) Câmiu'l - Kebîr isimli eserinde: «Her ikisinde de, talâk, o anda vâki olur.» buyurmuştur.
Bir koca, karısına : «Bid'ate mahsus talâkla veya talâk-ı bid'î ile, boşsun.» dese ve o anda, üç talâka niyyet etmiş bulunsa; karısı, sözü söylediği anda boş olur.
Şayet, bu kimse, üç talâka niyyet etmemişse ve karısı da, içinde cima' etmiş bulunduğu bîr temizlik zamanında veya hayizlı yahut da nifasli ise, o andan itibaren, bir talâk vâki olır.
Şayet kadın, içinde cima1 bulunmayan temizlik günlerinde ise; bu durumda hayız gördüğü veya kadına kocası tarafından cima' edildiği vakte kadar talâk vâki olmaz. Fethu'I - Kadîr'de de böyledir.
Bir koca, karısına : «Sen, hakîki bir talâkla boşsun.» demiş olsa; kadın, o anda boş olur.
Şayet, bu koca: «Sünnetle...», «Sünnetle beraber...», «Sünnetten sonra...» «...'boşsun.» demiş olsaydı, bu talâk, talâk-i sünnî olurdu. Serahsî'nin Muhiyt'inde de böyledir. [10]
Konular
- Heladan, Çıkıldığı Zaman.
- KİTÂBÜT-TAHARRÎ
- 1- TAHARRİNİN MÂNÂSI, RÜKNÜ VE ŞARTI
- Taharrinin Hükmü:
- 2- ZEKÂT HAKKINDA TAHARRİ
- 3- ELBİSE, DERİ VE KAPLAR HAKKINDA TAHARRÎ
- 4- TAHARRİ HUSUSUNDA ÇEŞİTLİ MESELELER
- KİTABÜ'T- TALÂK
- 1- TALÂK'IN MANÂSI, RÜKNÜ, ŞARTI, HÜKMÜ, VASFI, KISIMLARI VE TALÂKI VÂKİ OLAN VE OLMAYAN KİMSELER
- Talâk'ın Manâsı:
- Talâk'ın Rüknü :
- Talâk'in Şartı:
- Talâk'ın Hükmü :
- Talâk'ın Vasfı:
- Talâkın Kısımları:
- Fetavayî Hindiyye Talâk-ı Sünnîde Kullanılan Bazı Lafızlar
- Talâk-ı Bid'îde Kullanılan Bazı Lafızlar
- Sarhoş Kimsenin Talâkı
- 2- TALÂK'IN ŞEKİLLERİ
- 1- Sarîh Talâk
- Talâkın Kadına İzafesi:
- 2- Talâkı, Zamana İzafe Etmek
- 3- Talâk'ın Teşbihi Ve Sıfatı
- 4- Dühûlden Önceki Talâk
- 5- Talâkta İkullanilan Kinaye [22] Lafızlar
- 6- Kitabet (=Yazma) Yolu İue Talâk
- 7- Farsça (Veya Diğer Dillerle) Yapılan Talâk [27]
- 3- BAŞKALARINA TEFVİZ EDİLEN TALÂK
- 1- Talâk Hususunda Kadını Muhayyer Bırakmak
- 2- Talâkı Kadının Eline Bırakmak