6- KURBAN HUSUSUNDA MÜSTEHAP OLAN ŞEYLER
Kurban edilecek hayvanı, kurban günlerinden bir kaç gün önce alıp bağlamak ve onu kıledeleyip (gerdanlık takarak) süslemek, bir hayvanı kesim mahalline güzelce götürmek, onu ite kalka zoraki götürme-meye çalışmak ve onun ayağından sürüyer i kesileceği yere çekmemek müstehaptır. Bedâi'de de böyledir.
Kurbanhğı bu şekilde süsleyen kimsenin, onu kestiği zaman, gerdanlığını ve çulunu tasadduk etmesi müstehaptır. Sirâdyye'de de böyledir.
Bir adam, kurbanlık için bir koyun satın aldığında, onu sağıp sütünü içmesi veya yününü kırkması ve ondan faydalanması mekruhtur. Çünkü o hayvan bütünüyle kurbet (= Allah'a yakınlık) içindir. Ve kesmeden önce ondan faydalanmak mekruhtur. Vakti gelmeden önce kesipte etinden faydalanmanın helâl olmadığı gibi...Âlimlerden bazıları: "Bu, nezredilen hayvan hakkındadır. Nezreden şahıs ister fakir olsun, isterse zengin olsun bu böyledir. Bu, bir de fakir olduğu hâlde, kurban olsun diye bir hayvan alan kimse hakkındadır.
Fakat, zengin olan zatın kurban niyetiyle aldığı hayvanın sütünden ve yününden faydalanmasın da bir beis yoktur. Bedâi'de de böyledir.
Sahih olan kavle göre, bir kimsenin zengin olsun, fakir olsun kurbanlığının sütünden ve yününden faydalanması doğru değildir. Bu hususta fakir ve zengin müsavidir. Gyasiyye'de de böyledir.
Bir kimse, kurbanlık hayvanını boğazlamadan önce, sütünü sağar veya yünün kırkarsa, onu tasadduk eder ve ondan menfaat temin eylemez. Zahîriyye'de de böyledir.
Tam vaktinde kesilen kurbanın sütünden ve yününden faydalanmak caizdir. Çünkü onun kesilmesiyle kurbet vâki olmuştur. Hakka kur-bet (- yakınlık ) vâki olduktan sonra ondan faydalanmak, etini yemek gibi caizdir. Muhiyt'te de böyledir.
Şayet kurbanlık hayvanın memesinde süt olur ve bunun memesine zarar vermesinden korkulursa, hayvanın memesi soğuk su ile yıkanır.
Şayet bu hal faydalı olmazsa, hayvanın sütü sağılır ve tasadduk edilir.
Kurbanlık hayvana binmek ve onu çalıştırmak mekruhtur.
Hac kurbanında olduğu gibi. .Eğer çalıştırıp hayvanı zayıflatırsa, o nisbette tasaddukta bulunur.
Eğer icara verirse, aldığı ücreti tasadduk eder.
Bir adam sütlü bir inek satın alıp, onu kurban etmeye niyet eder; onu, sütünden de mal edinirse, (para kazanırsa) o kazandığı malın benzerini tasadduk eder. Hatta o ineğin gübresini de bir fakire verir. Fakir ondan faydalanır.
Şayet ineği yayıp otlatarak besliyor ve sütünden para kazanıyor veya gübresinden faydalanıyorsa o kendine âit olur. Ondan bir şey tasadduk etmesi gerekmez. Serahsî'nin Muhiyt'nde de böyledir.
Kişi kestiği kurbanın derisini sadaka olarak verir veya onu kalbur, dağarcık yaparak kullanır. Bunda bir beis yoktur. Onun bedeli ile bir şey satın alıp ondan faydalanamaz ve o deriyi, nefsine ve ailesi fertlerine harcamak üzere para ile satamaz.
Kurbanın eti de bu hususta deri gibidir. Sahih rivayete göre onu da satamaz. Şayet, kurbân etini para mukabili satacak olursa, o parayı tasadduk eder. Çünkü, kurbet tasadduk gibidir. Tebyin'de de böyledir.
Hidâye ve Kâfi'de de bu böyledir.
Bir adam, kurban etini satarak bunun bedeli ile dağarcık satın alsa, bu caiz olur.
Şayet bir kimse, kurban etine bedel, hububat satın alırsa, bu caiz olur.
Keza, bir kimse kurban eti bedeli ile et satın alırsa, bu da caiz olur. Alimler: Esahh olan yenilen başka bir şey ile yenilen başka bir şeyi satın almak caiz olur. Yenilmeyen bir şey ile, de yenilmeyen başka bir-şeyi satın almak caiz olur. Yenilmeyen birşey ile, yenilen bir şeyi satın almak caiz olmadığı gibi, yenilen ile de yenilmeyeni satın alm;ık caiz olmaz. Zahîriyye ve Fetâvâyi Kâdihân'da da böyledir.
Bir adam, kurban derisini yemiş sepetinin içine geçirir veya onu dağarcık yaparak kullanırsa, bu caiz olur.
Eğer o sepeti veya dağarcığı icara verirse, bu caiz olmaz. Onun ücretini tasadduk eder. Âlimler şöyle demişlerdir: ('Duruma bakılır: Eğer sebze sepeti yeni ise kirasını tasadduk etmek gerekmez; eski ve yırtık ise, icarının yarısını tasadduk etmek gerekir.
İki dânik ücret almışsa, bir dânikini tasadduk eder. Çünkü sepet yeni olursa, kurban derisine muhtaç olmaz ve deri ona tâbi olur. îcârın tamamı sepete aittir.
Eğer sepet eski ise, kurban derisinden faydalandığı için, icarının yarısı tasadduk edilir. Zira icarın yarısı sepete, yansı da deriye aittir. Zahî-riyye'de de böyledir.
Kurbanın iç yağını, baş ve ayaklarını, yününü, kılım, tüyünü ve sütünü satmak helâl olmaz.
Ve bunları, deveyi veya koyunu ve sığın kesen şahsa kesme ücreti olarak vermek de doğru olmaz.
Bu söylediklerimizden bir şey satanın kurbanı, İmâm Ebû Hanîfe ve İmâm Muhsmmed (R.A.)'e göre geçerli olur.
İmâm Ebu Yûsuf (R.A.)'a göre, kurban geçerli olmaz; onun bedeli tasadduk olunur.
Bir adamın, kurban günlerinde, kurbanlık hayvanının sağ ve solundan, belli olsun diye yününü yolması caiz olmaz.
Şayet böyle bir şey yaparsa, o yünü kaldırıp bir yere atamaz; ba-ğışda yapamaz. Ancak sadaka olarak bir fakire verir. Feiâvâyi Kâdihân'da da böyledir.
Hamile olan bir kurbanlık doğurursa, yavru da anası ile birlikte boğazlanır. Bu görüş, bizim âlimlerimizin görüşüdür. Şayet o kurbanlığın sahibi fakir ise, böyle yapar. Fakat zengin biriyse, o doğan yavruyu boğazlamaz.
Şayet bayram günlerinde o yavruyu anasından önce veya sonra boğazlarsa, bu da caiz olur. Boğazlamaz ve olduğu gibi bir fakire sadaka olarak verirse bu da caiz olur.
Münteka'da şöyle zikredilmiştir. Eğer, doğan yavruyu, sağ olarak, bayram günlerinde sadaka verirse; ayrıca bedelini de tasadduk etmesi gerekir.
Eğer kurban günlerinde onu satarsa, parasını tasadduk eder.
Şayet satmaz ve boğazlamaz ve bayram günlüri de geçerse o yavruyu sağ olarak tasadduk eder.
Eğer anası ile birlikte boğazlarsa, anasının da yavrusununda etini yer.
İmâm Ebû Hanife (R.A.)'ye göre, yavrunun etini yemez. Eğer yerse bedelini sadaka olarak verir.
Bize göre en sevimli olanı o yavruyu sağ olarak tasadduk eylemektir. Hulâsa'da da böyledir.
Bir kimsenin, kurbanlığını satması caizdir.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ise buna muhaliftir. Ve o "Böyle yapan kimse, onun bedeli ile başka bir kurbanlık satın alır ve ikisinin arasındaki farkı, tasadduk eder." buyurur.
Kesilen kurbanın karnından sağ bir yavru çıkarsa, bütün âlimler: Anasına yapılan, aynen yavrusuna da yapılır." buyurmuşlardır.
Şayet sahibi onu boğazlamaz ve bayram günleri çıkarsa, onu, sağ olarak tasadduk eder.
Şayet zayi olur veya onu keser ve etini yerse, kıymetini sadaka olarak verir. Kurbanın yavrusunun yünü veya kılı anasınınki gibidir. Sfrft-ciyye'de de böyledir.
Şayet yavru, sahibinin yanında kalıp büyür Ve onu da gelecek yılın kurban bayram günlerinde kurban olarak boğazlarsa, bu caiz olmaz.
Onu o hâlde tasadduk eder ve yeniden kurbanını keser, öncekinin boğazlamakla noksanlanan kıymetimde tasadduk eder. Fetva bunun üzerinedir. Feiâvâyi Kİdftın'da da böyledir. En doğrusunu bilen Allahu Teâlâ'dır. [17]
Kurbanhğı bu şekilde süsleyen kimsenin, onu kestiği zaman, gerdanlığını ve çulunu tasadduk etmesi müstehaptır. Sirâdyye'de de böyledir.
Bir adam, kurbanlık için bir koyun satın aldığında, onu sağıp sütünü içmesi veya yününü kırkması ve ondan faydalanması mekruhtur. Çünkü o hayvan bütünüyle kurbet (= Allah'a yakınlık) içindir. Ve kesmeden önce ondan faydalanmak mekruhtur. Vakti gelmeden önce kesipte etinden faydalanmanın helâl olmadığı gibi...Âlimlerden bazıları: "Bu, nezredilen hayvan hakkındadır. Nezreden şahıs ister fakir olsun, isterse zengin olsun bu böyledir. Bu, bir de fakir olduğu hâlde, kurban olsun diye bir hayvan alan kimse hakkındadır.
Fakat, zengin olan zatın kurban niyetiyle aldığı hayvanın sütünden ve yününden faydalanmasın da bir beis yoktur. Bedâi'de de böyledir.
Sahih olan kavle göre, bir kimsenin zengin olsun, fakir olsun kurbanlığının sütünden ve yününden faydalanması doğru değildir. Bu hususta fakir ve zengin müsavidir. Gyasiyye'de de böyledir.
Bir kimse, kurbanlık hayvanını boğazlamadan önce, sütünü sağar veya yünün kırkarsa, onu tasadduk eder ve ondan menfaat temin eylemez. Zahîriyye'de de böyledir.
Tam vaktinde kesilen kurbanın sütünden ve yününden faydalanmak caizdir. Çünkü onun kesilmesiyle kurbet vâki olmuştur. Hakka kur-bet (- yakınlık ) vâki olduktan sonra ondan faydalanmak, etini yemek gibi caizdir. Muhiyt'te de böyledir.
Şayet kurbanlık hayvanın memesinde süt olur ve bunun memesine zarar vermesinden korkulursa, hayvanın memesi soğuk su ile yıkanır.
Şayet bu hal faydalı olmazsa, hayvanın sütü sağılır ve tasadduk edilir.
Kurbanlık hayvana binmek ve onu çalıştırmak mekruhtur.
Hac kurbanında olduğu gibi. .Eğer çalıştırıp hayvanı zayıflatırsa, o nisbette tasaddukta bulunur.
Eğer icara verirse, aldığı ücreti tasadduk eder.
Bir adam sütlü bir inek satın alıp, onu kurban etmeye niyet eder; onu, sütünden de mal edinirse, (para kazanırsa) o kazandığı malın benzerini tasadduk eder. Hatta o ineğin gübresini de bir fakire verir. Fakir ondan faydalanır.
Şayet ineği yayıp otlatarak besliyor ve sütünden para kazanıyor veya gübresinden faydalanıyorsa o kendine âit olur. Ondan bir şey tasadduk etmesi gerekmez. Serahsî'nin Muhiyt'nde de böyledir.
Kişi kestiği kurbanın derisini sadaka olarak verir veya onu kalbur, dağarcık yaparak kullanır. Bunda bir beis yoktur. Onun bedeli ile bir şey satın alıp ondan faydalanamaz ve o deriyi, nefsine ve ailesi fertlerine harcamak üzere para ile satamaz.
Kurbanın eti de bu hususta deri gibidir. Sahih rivayete göre onu da satamaz. Şayet, kurbân etini para mukabili satacak olursa, o parayı tasadduk eder. Çünkü, kurbet tasadduk gibidir. Tebyin'de de böyledir.
Hidâye ve Kâfi'de de bu böyledir.
Bir adam, kurban etini satarak bunun bedeli ile dağarcık satın alsa, bu caiz olur.
Şayet bir kimse, kurban etine bedel, hububat satın alırsa, bu caiz olur.
Keza, bir kimse kurban eti bedeli ile et satın alırsa, bu da caiz olur. Alimler: Esahh olan yenilen başka bir şey ile yenilen başka bir şeyi satın almak caiz olur. Yenilmeyen bir şey ile, de yenilmeyen başka bir-şeyi satın almak caiz olur. Yenilmeyen birşey ile, yenilen bir şeyi satın almak caiz olmadığı gibi, yenilen ile de yenilmeyeni satın alm;ık caiz olmaz. Zahîriyye ve Fetâvâyi Kâdihân'da da böyledir.
Bir adam, kurban derisini yemiş sepetinin içine geçirir veya onu dağarcık yaparak kullanırsa, bu caiz olur.
Eğer o sepeti veya dağarcığı icara verirse, bu caiz olmaz. Onun ücretini tasadduk eder. Âlimler şöyle demişlerdir: ('Duruma bakılır: Eğer sebze sepeti yeni ise kirasını tasadduk etmek gerekmez; eski ve yırtık ise, icarının yarısını tasadduk etmek gerekir.
İki dânik ücret almışsa, bir dânikini tasadduk eder. Çünkü sepet yeni olursa, kurban derisine muhtaç olmaz ve deri ona tâbi olur. îcârın tamamı sepete aittir.
Eğer sepet eski ise, kurban derisinden faydalandığı için, icarının yarısı tasadduk edilir. Zira icarın yarısı sepete, yansı da deriye aittir. Zahî-riyye'de de böyledir.
Kurbanın iç yağını, baş ve ayaklarını, yününü, kılım, tüyünü ve sütünü satmak helâl olmaz.
Ve bunları, deveyi veya koyunu ve sığın kesen şahsa kesme ücreti olarak vermek de doğru olmaz.
Bu söylediklerimizden bir şey satanın kurbanı, İmâm Ebû Hanîfe ve İmâm Muhsmmed (R.A.)'e göre geçerli olur.
İmâm Ebu Yûsuf (R.A.)'a göre, kurban geçerli olmaz; onun bedeli tasadduk olunur.
Bir adamın, kurban günlerinde, kurbanlık hayvanının sağ ve solundan, belli olsun diye yününü yolması caiz olmaz.
Şayet böyle bir şey yaparsa, o yünü kaldırıp bir yere atamaz; ba-ğışda yapamaz. Ancak sadaka olarak bir fakire verir. Feiâvâyi Kâdihân'da da böyledir.
Hamile olan bir kurbanlık doğurursa, yavru da anası ile birlikte boğazlanır. Bu görüş, bizim âlimlerimizin görüşüdür. Şayet o kurbanlığın sahibi fakir ise, böyle yapar. Fakat zengin biriyse, o doğan yavruyu boğazlamaz.
Şayet bayram günlerinde o yavruyu anasından önce veya sonra boğazlarsa, bu da caiz olur. Boğazlamaz ve olduğu gibi bir fakire sadaka olarak verirse bu da caiz olur.
Münteka'da şöyle zikredilmiştir. Eğer, doğan yavruyu, sağ olarak, bayram günlerinde sadaka verirse; ayrıca bedelini de tasadduk etmesi gerekir.
Eğer kurban günlerinde onu satarsa, parasını tasadduk eder.
Şayet satmaz ve boğazlamaz ve bayram günlüri de geçerse o yavruyu sağ olarak tasadduk eder.
Eğer anası ile birlikte boğazlarsa, anasının da yavrusununda etini yer.
İmâm Ebû Hanife (R.A.)'ye göre, yavrunun etini yemez. Eğer yerse bedelini sadaka olarak verir.
Bize göre en sevimli olanı o yavruyu sağ olarak tasadduk eylemektir. Hulâsa'da da böyledir.
Bir kimsenin, kurbanlığını satması caizdir.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ise buna muhaliftir. Ve o "Böyle yapan kimse, onun bedeli ile başka bir kurbanlık satın alır ve ikisinin arasındaki farkı, tasadduk eder." buyurur.
Kesilen kurbanın karnından sağ bir yavru çıkarsa, bütün âlimler: Anasına yapılan, aynen yavrusuna da yapılır." buyurmuşlardır.
Şayet sahibi onu boğazlamaz ve bayram günleri çıkarsa, onu, sağ olarak tasadduk eder.
Şayet zayi olur veya onu keser ve etini yerse, kıymetini sadaka olarak verir. Kurbanın yavrusunun yünü veya kılı anasınınki gibidir. Sfrft-ciyye'de de böyledir.
Şayet yavru, sahibinin yanında kalıp büyür Ve onu da gelecek yılın kurban bayram günlerinde kurban olarak boğazlarsa, bu caiz olmaz.
Onu o hâlde tasadduk eder ve yeniden kurbanını keser, öncekinin boğazlamakla noksanlanan kıymetimde tasadduk eder. Fetva bunun üzerinedir. Feiâvâyi Kİdftın'da da böyledir. En doğrusunu bilen Allahu Teâlâ'dır. [17]
Konular
- Zengin Kimdir
- Kurban Kime, Ne Zaman Ve Nasıl Vacip Olur?
- Niyâbeten Kurban Kesmek
- Vaktinde Kesilmeyen Kurban
- 2- ADAK VE ADAK MAHİYETİNDEKİ KURBANLARIN VACİP OLMASI
- 3- KURBAN KESMENİN VAKTİ
- Kurban Ve Teşrıyk Günleri
- Kurban Kesmenin Müstehap Olduğu Vakit
- 4- KURBAN KESME HUSUSUNDA MEKÂN VE ZAMANA TEALLUK EDEN MES'ELELER
- 5- KURBAN OLARAK KESİLEBİLECEK HAYVANLAR
- Kurban Kesilecek Hayvanın Yaşı
- Bir Koyun Veya Sığır, Kaç Kişiye Kurban Olur?
- Kurban Edilecek Hayvan Nasıl Olmalıdır?
- Kurban Etinden Yemek
- Adak Kurbanının Eti
- 6- KURBAN HUSUSUNDA MÜSTEHAP OLAN ŞEYLER
- 7- BAŞKASININ YERİNE KURBAN KESMEK VE BAŞKASININ KURBANINI KENDİ ADINA KESMEK
- 8- KURBANDA ORTAKLIĞA TEALLUK EDEN MESELELER
- 9- KURBAN HUSUSUNDA ÇEŞİTLİ MES'ELELER
- KİTÂBÜ'L-LEKIYT TERKEDİLMİŞ ÇOCUKLAR
- KİTÂBÜ'L-LÜKATA BULUNAN MALLAR
- Beklemeye Tahammülü Olmayan Meyveler
- Lükatadan Faydalanmak
- KİTABUD-DAVA
- (DAVALAR)
- 1- DA'VÂ'NIN ŞER'I MANASI, RÜKNÜ, CAİZ OLMASININ ŞARTLARI, HÜKMÜ, ÇEŞİTLERİ VE MÜDDEÎ İLE MÜDDEÂALE
- Da'vâ'nın Şeri Manası
- Da'vanın Sıhhatinin Şartları
- Da'vânın Hükmü