Çandarlı Halil Paşa
Padişah Hazretlerinin tek meşgalesi Kostantaniyye'nin fethi idi. Bazı vezirler ve sadrazam Halil Paşa fetihten pek ümit-var değildiler. Bu mesele dîvanda konuşulduğu zaman bazı itirazlarda bulunurlardı. Hatta bazı tarihlerde muhasara sırasında Bizans halkının ümidi kırılıp teslime hazırlandığı sırada güya, Halil Paşa haber göndermiş biraz daha dayansınlar, muhasara yakında kalkar, diye haber göndermiş de Bizans halkı yeniden gayrete gelmiş, muhasara o yüzden uzam:ş. Biz deriz ki, bu mümkün değildir Çünkü Çandarh ailesi, bu devletin kuruluşunda büyük vazifeler almış insanlardan müteşekkildir. Belki dîvanda itirazlarda bulunmuştur.
Çünkü bu yaşlı veziriazam, Timur belâsının devleti ne hallere düşürdüğünü görmüş, devr-i fetreti geçirmiş Osmanlı Devletinin ne fitne ve fesatlar içinde kaynadığını müşahede etmiş ne zorluklar geçirilerek bugünlere gelindiğini biliyordu.
Veziriazam Halil Paşa ve itiraz eden zevat ihanetten değil geçirdikleri badirelerin acısını unutamamış ve yine o badirelere düşülme korkusundan itiraz ediyorlardı. Bu yalan ve iftiralar tarihlerimizden inşallah temizlenir ve bu yüksek karakterli insanların haklan yerine konur. Daha da ileri giderek şunu deriz ki, Fatih Sutan Mehtned gibi bir fetih ve gönül sulta-nının Çandarh'nın hiyaneti olsaydı o mücessem kai'anın sûr'una o zatın ismini verdirir ve o ismin kullanılmasının devamına müsaade eder miydi? diye biz de bir sual sorarız.
Buraya bir film olayının da koyarak bu mevzudaki görüşümüze son vermek isteriz. 1950'den sonra bir mason'un idaresinde çevrilen «İstanbul'un Fethi» adlı film'de ki, bu yerli bir filmdir. Bu filmin maalesef Koca Veziriazam bir hain olarak gösterilmiştir. Çok uzun yıllar islâmî bir susamışlık içinde olan müslümanlar, o tarihlerde çevrilen bu filme akın akın gitmişler ve susuzluklarının bir bölümünü bu aldatma dolabında hafifletmişlerdi. O filme göre, Büyük Çandariı Hali] Paşanın hiyanet içinde olduğuna inanarak yılarca bu görüşe sahip olarak kalmışlardı. Tabiiki hakikatları bilenler ve Hazreti Fatih'in ihraz etmiş olduğu mertebei makamın ne olduğunu anlayanlar hamdolsun bu görüşlere iştirak etmemişlerdir.
Evet... Sultan 2. Mehmed Hazretlerinin fetih gayretinin, maazallah kötü bir akıbetle sonuçlanması, bu güngörmüş vezirlere mazideki acı hatıralarını akıllarına düşürüyordu. Bu vezirler yine birtakım itirazlarla seslerini yükseltirlerken Hazreti Padişahtan şu cevabı aldıklarının Samiha Ayverdi Hanımefendinin «Türk Tarihinde Osmanlı Asırları» adlı eserinin 1. ciltinin 281. sh.inde, Tâcizade Cafer Çelebi'nin «Mahrûse-i İstanbul» adlı eserinden nakletmeyi pek lüzumlu bulduk. «Bİr şeye Allah'ın iradesi taaluk edecek, bütün kâinat aksine çalışsa geri döndüremez. Eğer ol kal'anın (Bizans) benim elimle feth olması mukadder olmuş ise, burç ve bârusu taştan topraktan değil de, demirden olmuş olsa, mum gibi eritip yumuşak eylerim.»
Kılıcı gibi, sözü gibi kalemi keskin azîm ve irade sahibi, mânâ deryalarında kulaçlar atan Padişahın yukarıdaki sözleri artık her türlü itirazın kapısını kapatmıştı.
Çünkü bu yaşlı veziriazam, Timur belâsının devleti ne hallere düşürdüğünü görmüş, devr-i fetreti geçirmiş Osmanlı Devletinin ne fitne ve fesatlar içinde kaynadığını müşahede etmiş ne zorluklar geçirilerek bugünlere gelindiğini biliyordu.
Veziriazam Halil Paşa ve itiraz eden zevat ihanetten değil geçirdikleri badirelerin acısını unutamamış ve yine o badirelere düşülme korkusundan itiraz ediyorlardı. Bu yalan ve iftiralar tarihlerimizden inşallah temizlenir ve bu yüksek karakterli insanların haklan yerine konur. Daha da ileri giderek şunu deriz ki, Fatih Sutan Mehtned gibi bir fetih ve gönül sulta-nının Çandarh'nın hiyaneti olsaydı o mücessem kai'anın sûr'una o zatın ismini verdirir ve o ismin kullanılmasının devamına müsaade eder miydi? diye biz de bir sual sorarız.
Buraya bir film olayının da koyarak bu mevzudaki görüşümüze son vermek isteriz. 1950'den sonra bir mason'un idaresinde çevrilen «İstanbul'un Fethi» adlı film'de ki, bu yerli bir filmdir. Bu filmin maalesef Koca Veziriazam bir hain olarak gösterilmiştir. Çok uzun yıllar islâmî bir susamışlık içinde olan müslümanlar, o tarihlerde çevrilen bu filme akın akın gitmişler ve susuzluklarının bir bölümünü bu aldatma dolabında hafifletmişlerdi. O filme göre, Büyük Çandariı Hali] Paşanın hiyanet içinde olduğuna inanarak yılarca bu görüşe sahip olarak kalmışlardı. Tabiiki hakikatları bilenler ve Hazreti Fatih'in ihraz etmiş olduğu mertebei makamın ne olduğunu anlayanlar hamdolsun bu görüşlere iştirak etmemişlerdir.
Evet... Sultan 2. Mehmed Hazretlerinin fetih gayretinin, maazallah kötü bir akıbetle sonuçlanması, bu güngörmüş vezirlere mazideki acı hatıralarını akıllarına düşürüyordu. Bu vezirler yine birtakım itirazlarla seslerini yükseltirlerken Hazreti Padişahtan şu cevabı aldıklarının Samiha Ayverdi Hanımefendinin «Türk Tarihinde Osmanlı Asırları» adlı eserinin 1. ciltinin 281. sh.inde, Tâcizade Cafer Çelebi'nin «Mahrûse-i İstanbul» adlı eserinden nakletmeyi pek lüzumlu bulduk. «Bİr şeye Allah'ın iradesi taaluk edecek, bütün kâinat aksine çalışsa geri döndüremez. Eğer ol kal'anın (Bizans) benim elimle feth olması mukadder olmuş ise, burç ve bârusu taştan topraktan değil de, demirden olmuş olsa, mum gibi eritip yumuşak eylerim.»
Kılıcı gibi, sözü gibi kalemi keskin azîm ve irade sahibi, mânâ deryalarında kulaçlar atan Padişahın yukarıdaki sözleri artık her türlü itirazın kapısını kapatmıştı.
Konular
- İstanbul'un Müharasa Edilmesi
- Küçük Şehzade Mustafa Sultan İsyanı
- Rumeli'de Durum
- Padişahın Tahtı Bırakması Ve Sebebleri
- Sultan Mehmed Han'ın Tahta İlk Geçişi
- Varna Meydan Muharebesi
- Sultan Murad'ın Yeniden Tahta Geçişi
- Germehisar'fn Yıkılışı Ve İşin Ehline Verilmesi
- İkinci Kosova Meydan Muharebesi
- Sultan 2. Murad'ın Hanımları Ve Çocukları
- Sultan Mürad-I Sâni'nin Vefatı
- SULTAN 2. MEHMED (FÂTİH)
- Tahta Geçişi
- Yine Karamanoğlu
- Boğaz Kesen Hisarı'nın İnşaası
- Çandarlı Halil Paşa
- Topların Dökülmesi
- Sûrların Önünde İslâm Mücahidleri
- Fetih'de Osmanlı Donanması
- Topların Dökülmesi
- Surların Önünde İslâm Mücahidleri
- Fetih'de Osmanlı Donanması
- Topların Dökülmesi
- Surların Önünde İslâm Mücahidleri
- Fetih'de Osmanlı Donanması
- Topların Dökülmesi
- Surların Önünde İslâm Mücahidleri
- Fetih'de Osmanlı Donanması
- Ak Şeyhin Kerameti
- Gemilerin Karadan Yürütülmesi