Yavuz Ali Paşa'nın Vefatı
Sadrazam Yavuz Ali Paşa, Hazreti padişahtan aldığı talimatları havi olarak geldiği yere yâni Macaristan ovalarındaki orduya iltihak etmek üzere yola çıkmıştı. Yolda hastalanan Sadrazam, Belgrad'a vardığında rahmet rahmana erişti. Hazreti padişah, Sadrazamın vefat haberini aldığında hemen gereken istişareleri yaparak bilhassa hocası, Hoca Mustafa Efendinin tavsiyesine uygun olarak Lala Mehmed Paşa'yı sadarete tayin eyledi. Lala Mehmed Paşa, hemen Budin ve Es-tergon üzerine gitmişse de harb mevsiminin geçmiş olması hasebiyle bir netice alamadı ve kışlamak üzere Belgrad'a dönüldü. Hicri 1013 Milâdi 1604.
Bu sırada Şeyhülislâmlık makamına İkinci defa olarak Sunuhi Efendi tayin buyruldu. Bâb-ı Alî; Fransa, İngiltere ve Venedik ile diplomatik münasebetler teminini araştırıyordu.
Çünkü İran Şahı Abbas, devleti aliyye aleyhinde Papalık dahi! bütün Avrupa devletleri ile ittifak edici münasebetler kurmaya çalışıyor ve bunda bilhassa Papa ile ittifak temin etmeye muvaffak olmuştu. Fakat bu ittifak askeri sahada değil, politik alanda kurulabilmişti.
Bundan dolayıdır ki; Osmanlı Devletinin artık Avrupa saraylarında cevelan eden politikaları gayet yakından takip etmesi icab ediyordu. Çünkü vazgeçilmez bir metod vardır ki o da yabancı devlet adamlarının politikasında kendi emel ve arzularına uygun müşterek hedeflere varacak dönemeçler temin meselesidir. Bunlar onları kâh pohpohlamak kâh mali destek sağlamakla mümkündür; fakat bütün bunları yapabi-mek için evvelâ o ülke ile diplomatik münasebetlerin bilfiil başlaması ile mümkündür.
İşte bu sebeble Osmanlı Devleti yukarıda mezkûr devletlerle politik münasebetler araştırma cihetine gitmeye karar vermişti- Tabii bunda padişahın gösterdiği hedefler esas unsurdu. Hazreti padişahın tahta geçişi sırasında sadaret kaymakamı olan Kasım Paşa bir müddet sonra Anadolu Beylerbeyliğine tayin olunmuştu. Ne var ki bu paşanın yaptığı zulüm ve gün geçtikçe irtikap ettiği zulmün artması ardı arkası kesilmeyen şikâyetlerin ta padişahın kulağına kadar gelmesine müncer oldu.
Hazreti padişah bu zalim adam için bir hatt-ı şerif yazdırıp idamını emretti. Bostancıbaşı bu emri icraya memur olundu. Hakkında hükmü padişah fermanını ve yerine getirmek üzere bostancı başının Anadolu'ya geçtiği adamları vasıtasıyla haber alan Kasım Paşa hemen tedbirler aldı. Hakkındaki hükmün infazını önletti. Hazreti padişah bunun üzerine ikinci bir ferman göndererek Kasım Paşayı kethüdalığa, Anadolu Beylerbeyliğine de Derviş Paşayı tayin etti. Tabii bu Kethü-dalık tevcihi Kasım Paşayı Dersaadete bir fitne çıkarmadan getirtebilmek için ince bir tuzaktı. Bu tuzağa düşen Kasım Paşa Dersaadete geldi ve Kethüda olarak girdiği divan toplantısında, çocuk zannedilen genç padişahın şu sualine muhatap olup hazan yaprağı gibi sararıp titremeye başladı. Sual şuydu:«Biz seni iki defa yanımıza çağırdık niçin gelmesiz» titremesinin bu suale cevap olamayacağı aşikâr olduğundan Kasım Paganın işi bitmişti. Divanda bulunan Şeyhülislâmdan alınan fetva idam kararının dini müsaadesi oluyordu. Kasım Paşanın boynu vurulup hayat defteri dürülüvermişti. Kasım Paşa Kethüdahk mevkiinde ancak yirmidört saat kalabilmişti. Kethüdalığa tayin edilen Sarıkçı Mustafa Paşaya, Hazreti Padişah; «Selefinin halini görürsün, ona göre hizmet eyle yoksa akıbet bu haldir.» diyerek ikaz etmek lüzumunu duymuştu. Çok geçmeden padişahın ikazından korkan Sarıkçı Mustafa Paşa yerini muhafaza edebilmek için kulis faaliyetlerine girişti. Her taraftan bu kulislerin ihbarını alan padişah işin sonunu beklemeye başladı. Şimdi kethüda, Şeyhülislâmın ayağının altına karpuz kabuğu koyma çalışmalarına başlamıştı. İşte bu Sarıkçı'nın sonu oldu. Vazifeye başlarken yapılan ikaz genç padişahın dudakları arasında bu sefer tek kelime olarak çıkmıştı; «Kaldırın.» Bu söz Sarıkçı Mustafa Paşanın selefi gibi boynunun vurulması emriydi. İcabı yerine getirildi. Geçen zaman padişahın onbeş yaşını doldurmasına ve ilk evladı Osman sultanın dünyaya gelmesine şahid oldu. Osman adlı bu şehzade ileride kendi safhai hayatı anlatılırken görüleceği gibi Osmanlı tarihinin en acı vak'aları-ndan birine uğratılacaktır. Şehzadenin doğumu yedi gün yedi gece şenliklerle te'sit olundu. Fakirler doyurulup ceplerine harçlıklar konuldu.
Konular
- Birinci Bölüm Beşinci Kısım
- İkinci Bölüm
- Padişahın Karşılanışı
- Sulh Müzakereleri
- Yanık Kalenin Elden Gitmesi
- Kanijenin Fethi
- Kanije Savunması
- Hasan Paşa'nın İki Kölesinin Kaçışı
- Son Mektup
- Sadrıazamın İstanbul'a Dönüşü
- Şehzade Mahmüd'ün Ölümü
- 3. Mehmed'in Vefatı
- Sultan 3. Mehmed'in Hanımları Ve Çocukları
- 3. Mehmed'in Sadrîazam Ve Şeyhülislâmları
- SULTAN 1. AHMED
- Yavuz Ali Paşa'nın Vefatı
- Batı Cephesinde Sulh Çalışmaları
- İran Cephesinden Haberler
- Yine Batı Cephesi
- Celali Tenkiline Padişahı Davet
- Derviş Paşa'nın Sadareti
- Ferhad Paşa'nın Serdarlığı
- Derviş Paşa'nın İdamı
- Zitvatorok Antlaşması
- Kuyucu Mürad Paşa'nın Sadareti Ve Celâli İsyanlarının Tenkili
- Kuyucu Mürad Paşa'nın İran Seferi Ve Vefatı
- Damad Nasuh Paşa'nın Sadareti Ve İdamı
- Damad Mehmed Paşanın Sadareti
- Damad Halil Paşa'nın Sadareti
- Galata Kadı'sının Şapka Giyenden Vergi Alması Ve Cizvitler