Ferhad Paşa'nın Serdarlığı
Nihayet Deli Ferhad Paşa, İran seferi üzerine Serasker tayin olundu. Yaz mevsimi başlangıcında sefere çıkmak üzere Üsküdar'a geçildi. Serasker, ordugâhını kurmuş ve askerin maaşının gelip dağıtılmasından sonra yola çıkmayı düşünüyordu. Fakat maaşlar bir türlü gelmiyor, asker ise homurdanmaya başlıyordu. Daha merkeze yakın yerlerde maaşlar aksarsa üçbin kilometre gittikten sonra maaş nasıl gelirdi? düşüncesine kapılmışlardı. Bu düşünce gittikçe dal budak sardı.
Bir gün yeniçeriler de sipahiler de isyan ettiler. Deli Ferhad paşanın çadırının iplerini kestiler. Kesmekle iktifa etmeyen isyancılar çadırı da taşlamaya başladılar. Çadırın kesilmesinden az evel durumu anlayan Ferhad Paşa bir yolunu bularak çadırdan çıkmıştı ve böylece çadırın içinde kalıp taşlanmaktan kurtulmuştu.
Emsali az bulunur bir akıllık göstererek yerden bulduğu taşlarla biraz evvel kendisinin de içinde olduğu çadırı isyancılarla beraber taşlamaya başladı. Bu durumu gören isyancılar şaşırdılar kimisi hayretle bakıyor, kimiside kahkahalarla gülüyordu. Ferhad Paşa ise durmadan taşlamaya devam ediyor hemde çok büyük bir tesir gösteren şu sözleri bağıra bağıra söylüyordu: «Sîz askersinizde, ben değilmiyim, siz maaş almadınızda ben aldımmı?» Bu ha! asakiri İslama çok tesir etmiş ve isyan derhal son bulup sefere çıkılmıştır. Bu seferde daha nice komiklikler olduğu rivayet olunur. Bunlardan bir tanesi de şudur. Konya civarında askere maaş dağıtımı başlamış ve yeniçerilere ancak yeten maaş bitince durum sipahiler tarafından iyi karşılanmamış, Ferhad Paşa'dan maaş talebinde bulundukları zaman Ferhad Paşa «Buyurun İstanbul yolu şurasıdır» diyerek isyan edenlere İstanbul yolunu göstermiştir.
Bunları göz önüne alırsak bu seferden iyi bir netice çıkmayacağı aşikârdır. Nitekim öyle olmuş yalnız bir fayda husule gelmiş Hazreti padişah, Derviş Paşa'ya bu düzensizlikler yüzünden gazap etmiş ve tufan'a dönüşmesini kollamaya başlamıştır. Tufan'ın ilk belirtisi eceli ile vefat eden Şeyhülislâm Ebu-1 Meyamin Mustafa Efendinin yerine bu makama eski Şeyhülislâm Hacı Mustafa Sunullah Efendi Hazretleri padişah tarafından yeniden tayin olunmuştu.
Kurnaz Derviş Paşa bunun bir meydan okuma olduğunu anlamış fakat ses çıkaracak gücü kendisinde bulamamıştı.
İşte padişah kudreti böyle idi, ipi istediği kadar gevşetir seni serbest bırakır sen istidadını gösterirsin müsbet olursa yıldızının parlaması devam eder. Ama bir tökezlersen ipi çektiğin gibi her şeyi kaybedersin. Bu sebepten celâîli padşahın bu tayini Derviş Paşaya bir itiraz kapısı bırakmıyordu.
Bir gün yeniçeriler de sipahiler de isyan ettiler. Deli Ferhad paşanın çadırının iplerini kestiler. Kesmekle iktifa etmeyen isyancılar çadırı da taşlamaya başladılar. Çadırın kesilmesinden az evel durumu anlayan Ferhad Paşa bir yolunu bularak çadırdan çıkmıştı ve böylece çadırın içinde kalıp taşlanmaktan kurtulmuştu.
Emsali az bulunur bir akıllık göstererek yerden bulduğu taşlarla biraz evvel kendisinin de içinde olduğu çadırı isyancılarla beraber taşlamaya başladı. Bu durumu gören isyancılar şaşırdılar kimisi hayretle bakıyor, kimiside kahkahalarla gülüyordu. Ferhad Paşa ise durmadan taşlamaya devam ediyor hemde çok büyük bir tesir gösteren şu sözleri bağıra bağıra söylüyordu: «Sîz askersinizde, ben değilmiyim, siz maaş almadınızda ben aldımmı?» Bu ha! asakiri İslama çok tesir etmiş ve isyan derhal son bulup sefere çıkılmıştır. Bu seferde daha nice komiklikler olduğu rivayet olunur. Bunlardan bir tanesi de şudur. Konya civarında askere maaş dağıtımı başlamış ve yeniçerilere ancak yeten maaş bitince durum sipahiler tarafından iyi karşılanmamış, Ferhad Paşa'dan maaş talebinde bulundukları zaman Ferhad Paşa «Buyurun İstanbul yolu şurasıdır» diyerek isyan edenlere İstanbul yolunu göstermiştir.
Bunları göz önüne alırsak bu seferden iyi bir netice çıkmayacağı aşikârdır. Nitekim öyle olmuş yalnız bir fayda husule gelmiş Hazreti padişah, Derviş Paşa'ya bu düzensizlikler yüzünden gazap etmiş ve tufan'a dönüşmesini kollamaya başlamıştır. Tufan'ın ilk belirtisi eceli ile vefat eden Şeyhülislâm Ebu-1 Meyamin Mustafa Efendinin yerine bu makama eski Şeyhülislâm Hacı Mustafa Sunullah Efendi Hazretleri padişah tarafından yeniden tayin olunmuştu.
Kurnaz Derviş Paşa bunun bir meydan okuma olduğunu anlamış fakat ses çıkaracak gücü kendisinde bulamamıştı.
İşte padişah kudreti böyle idi, ipi istediği kadar gevşetir seni serbest bırakır sen istidadını gösterirsin müsbet olursa yıldızının parlaması devam eder. Ama bir tökezlersen ipi çektiğin gibi her şeyi kaybedersin. Bu sebepten celâîli padşahın bu tayini Derviş Paşaya bir itiraz kapısı bırakmıyordu.
Konular
- Kanije Savunması
- Hasan Paşa'nın İki Kölesinin Kaçışı
- Son Mektup
- Sadrıazamın İstanbul'a Dönüşü
- Şehzade Mahmüd'ün Ölümü
- 3. Mehmed'in Vefatı
- Sultan 3. Mehmed'in Hanımları Ve Çocukları
- 3. Mehmed'in Sadrîazam Ve Şeyhülislâmları
- SULTAN 1. AHMED
- Yavuz Ali Paşa'nın Vefatı
- Batı Cephesinde Sulh Çalışmaları
- İran Cephesinden Haberler
- Yine Batı Cephesi
- Celali Tenkiline Padişahı Davet
- Derviş Paşa'nın Sadareti
- Ferhad Paşa'nın Serdarlığı
- Derviş Paşa'nın İdamı
- Zitvatorok Antlaşması
- Kuyucu Mürad Paşa'nın Sadareti Ve Celâli İsyanlarının Tenkili
- Kuyucu Mürad Paşa'nın İran Seferi Ve Vefatı
- Damad Nasuh Paşa'nın Sadareti Ve İdamı
- Damad Mehmed Paşanın Sadareti
- Damad Halil Paşa'nın Sadareti
- Galata Kadı'sının Şapka Giyenden Vergi Alması Ve Cizvitler
- Sultan Ahmed Camii Ve Azız Mahmüd Hüdai Hazretleri
- Sultan Ahmed Hazretlerinin Vefatı
- Sultan 1. Ahmed'ın Hanımları Ve Çocukları
- Sultan 1. Ahmed'in Sadrıazamları Ve Şeyhülislâmları
- SULTAN I. MUSTAFA VE SULTAN 2. OSMAN (GENÇ)
- Sultan 1. Mustafa