Dini Vatanı Ve Milleti Uğrunda İfnayı Vucüd Eden Gayet Şecî Bir Şehidin Mühtasar-I Târihçe-Hayatıdı
1270/1853 senesinde Kırım savaşında İspartanın eşrafından Hacı Ateş adıyla nâm Salmış dilâver, sipahi askerine serdar yâni kumandan tâyin olunarak, Giridli Mehmed Paşanın kafilesini muharebeye sevk etdiği sırada 12 yaşında bulunan mahdumu (oğlu) Feyzullah, babasının yanından bir dakika bile uzaklaşdırılamamış, Sivas topol'da, Silistre'ye bir' saat mesafede Aydemir Köyü'nün üst tarafında meydana gelen bir muharebede sipahilerin serdarı bulunan pederi, Hacı Ateş'in rütb^i şehadeti ihraz eylemesini müteakip Rus Kazaklarının kancalı mızraklarından Avn-i Hakla kurtularak ordu karargâhına ilticaya muvaffak olmuştu. Bosna'daki bir bahadırın her zaman için vatan uğrunda canını vermekten çekinmeyeceğini defaatle gözleriyle görmüş bulunan Serasker merhum Rıza Paşa; vatanperver Feyzullah'ı cephe safında parlayan nûr-u zadegan istidad-ı fıtriyyesinin parlaklığını keşfederek o günden sonra Bursa'ya tahsile göndermiş Bursa rüşdiye ve idadisini bitirip, 1276/1859'da mektebi harbi-yei şahaneye girmiştir. Feyzullah girmiş olduğu bu mekteb-de, şehidzâde ve Gazi namı ile şöhret bulmuştur. 1280/1863'de göz ağrıları münasebetiyle buradan müazim rütbesiyle çıkmıştır. Eğer göz ağrıları olmasaydı erkân-ı harb yâni kurmay subay olarak mezun olması muhakkak idi.
Piyade teğmenliğiyle orduya katılmış ve lityakat-ı askeriy-yesi ve besaleti sayesinde çok kısa zaman içinde mirlivalığa yükselmiştir. Bu başarıyı Osmanlı ordusunda daha bir çok kişide gösterbilme fırsatı bulmuştur. Çünkü Osmanlı ordusunda liyakat her şeyden önce gözönüne alman bir ölçüydü. Feyzullah Paşa Mirat-i Mekteb-i Harbiye adlı eserin 344. sa-hifesinde adı çok takdir edici bir lisanla yâd edilen İspartah Gazi Feyzullah Efendi mektebden subaylıkla çıktığı zaman, merhum Nafiz Paşa maiyetinde bulunarak Kanun Zabitliğini ihdas etmiş ve 12/haziran/1283/1866 senesinde terfi etmek suretiyle Girid'e gitmiştir ki ( Kandiye'de Feyzi İlâhiyye adıyla inşa eylediği kaleler hâlâ mevcud ve ortadadır) isyancıları takibe bu işe tahsis olunmuş taburlarla vazifelendiği sırada eşkiya başını ele geçirme muvaffakiyetine erişince hükümet-den hem terfii hemde hediye ile taltif edilmişti.
Çetebaşının derdest edilmesiyle Girid karışıklıklarına şimdilik nihayet verilmiş olmasının arkasından 1286/1869 nisanında Vali Halid Paşa ve dört tabur Osmanlı askeri ile Trab-lusgarb'e azimet ederek, orada da devam eden pek ateşli karışıklıkların teskini işinde görülen fevkalâde hizmetleri tekrar İstanbul'un takdirlerine ve bir rütbe daha mükafaten terfi-ine 12/aralık/1286/1870'e rastlayan ramazan-ı şerif bayramı gecesi İstanbul'dan hareket eden birkaç taburla birlikte Yemen'e varmak üzere yola çıkmış ve orada da bir çok ve pek kanlı savaşlara iştirak etmiştir. Muhtelif mevkiilerde ve harp esnasında cephane ve suyun azlığı hasebiylede bir kaç defa mahv olmak tehlikelerinden kurtarılarak (Yemen Târihine Bir Nazar) Müşir Gazi Ahmed Muhtar Paşa hazretlerinin maiyetlerinde Yemen'in bütün zorluklarına göğüs gererek 10/ni-san/1287/1870'de Rüyde adlı kaleyi fethettiği gibi bu kabilenin müfsid reisinin kuyudunu silmeğe muvaffak olmuş bir arslan idi.
1289/1872'de takdire şayan olarak beşinci orduya bağlı 3. nizamiye alayına kaymakam (yarbay) nasbedildiğinden, Yemen'den dönmüş bahse konu beşinci ordunun dahilinde bulunan Trablusşam mevkii kumandanı bulunduğu sırada Lazkiye civarında Dürzilerle, ahalinin meydana getirdiği kavga ve çarpışmayı başarılı tedbirle ortadan kaldırmayı başarmıştır. Kaymakam Feyzullah Efendi evinde hiç bir vakit rahat oturup yatmağa alışamamıştır. Bir cengâver davranışı içinde olduğundan, Bosna-Hersek ve Rus vak'alanmn çıkmasıyla beraber derhal bu savaşa alınmasını defaatie istirham etmiştir. Orduda zâten üstün hizmet vasıflan ile sık sık mükâfata nail olduğunu bildiğinden 2/haziran/1292/1875 senesinde bu cepheye bakan ordunun 1. nizamiye alayına miralay tayin olunarak 14/temmuz/1292/l 875'de Sırbistan'a gönderilmiştir. 9/ağustos/1292/l 875'de Aieksinaç'a hareket etmiştir. Burada ağustos ayı içinde vukubulan savaşlar esnasında sağ koluna gülle parçası isabet ettiğinden Kumandan müşir Ahmed Eyyüb Paşa merhum, tedavisi için Dersaadet'e dönmesini tavsiye etmesine rağmen (beni millet ancak bu gün için besledi ve benden bu gün için hizmet bekliyor) yolunda son derece mert ve vatanperverce cevaplarla oradan ayrılmağa yanaşmadı. Ayaküstü tedavi ve kolu boynunda asılı olarak savaşlara iştirak etmiştir. 17/teşrin-i evvel/1292 yâni; 17/ekim/1875'de pazar günü Kızıltepe'nin fethini görmesi müyesser olmuştur.
Konular
- Ördü Kıvamını Buluyor!
- Gaazi Ethem Paşa Anlatıyor
- Yunan'lıların Faaliyetleri
- Alasonya Ve Civar Muharebeleri
- Milona Muharebesi
- Yanya Civarındaki Muharebeler
- Teselya Topraklarının Fethi
- Çatalca Muharebeleri Ve Zaptı
- Velestin Golos
- Golos'ün Fethi
- Dömeke Zaferi
- Ermiye'nin Fethi
- Mütareke İlânı
- Bir Şehidin Târihçe-İ Hayatı
- Mukaddime
- Dini Vatanı Ve Milleti Uğrunda İfnayı Vucüd Eden Gayet Şecî Bir Şehidin Mühtasar-I Târihçe-Hayatıdı
- Albay Feyzullah - Paşa Ölüyor
- Şehadet Ve İhanet
- Hüvelbakı
- Hatime
- Balkanlar'da Bir Bomba! Makedonya!
- Beka-İ Osmaniyye Mütalaası
- Almanya Ve Avusturya Devletlerine Gelince
- Osmanlı; Hayat Ve İstiklâliyetini Nasıl Teminat Altına Almalı?
- Esbâb-I Mücibeler
- Mücadelesi
- Deli Fuad Paşa
- Gelelim Menfaatçi Guruba
- Huzura Davet
- Sorgu Başlıyor