logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Tevfik Paşanın Karakteri


Dünya malına düşkün olmadığı müşahede olunan Tevfik Paşanın 1911de Londra b.elçisiyken hariciye nezaretinin ki­ralamış olduğu konağın kırk odası ve içinde bir hayli eşyanın yanıp kül olması devlete karşı hiç bir talepte bulunmaması

ile ortaya çıkar. Hariciye Nâzın Asım bey, yangın esnasında bu konakta ikamet etmekteydi. Yakın zamana kadar Taksim'den Dolmabahçe'ye inen yolun sağında uzun yıllar Park Otel adı altında icraayi faaliyet göstermişti. Merhum Adnan Menderes başvekil olduğu on yıl boyunca İstanbul'a geldi­ğinde bu oteli tercih ederdi.
Ahmed Tevfik Paşa'nin ilk sadareti sadece 21 gün sür­müştü. Çünkü İttihatçılar baskılarını göstermek için H.Hilmi Paşayı sadarete getirmek için her türlü dolaba başvurmuş­lardı. Sultan Reşad'ın dönemindeki sadaretinin 2 ay; 2 gün sürmesi İttihatçı kadroyla uyuşamadığıni ortaya serer. Son iki sadaretinin ilki 1 ay 22 gün sürerken ikinciside Osmanlı devletinin son sadnazamı olmasına sebeb olan sadareti 2 se-nGj 14 gün sürmüştür. Bu sadaretleri ise son padişah Sultan Vahideddin ile yaşanmıştır. Ahmed Tevfik Paşanın; son sa­dareti esnasında ülkenin en karanlık günlerini yaşadığında padişaha dâima şunları ilkaa ettiği herkesçe bilinen hakiykattir: "..Efendimizce yapılacak en doğru hareket milli mü­cadeleyi baltalamak değil, bizzat Anadolu'ya geçip milletin bu mukaddes mücadelesine katılmaktır."

Bilindiği gibi Ahmed Tevfik Paşa; Sultan Vahideddin'in kızı Ulviye Sultanı, oğlu süvari zabiti İsmail Hakkı (Okday) beye padişah nezdinde tâleb etmiş ve bundan dolayı dünür olmuş­lardı. İsmail Hakkı bey; Anadolu'ya geçişini ulviye hanım-sultandan dahi gizlemiş idi. Ulviye Sultan bu gidişi kendisine ifade etmiyen zevcine kırılmış ve kendisini boşamıştır. Tevfik Paşa, benim Ankara'ya gideceğimi öğrenmişki bana bu hu-susda bir tek kelime söyleme lüzumunu dahi duymamıştı. Ertesi gün, yola çıktım ve gazeteler kaçışımı yazmışlardı. Babam sadrıazam Ahmed Tevfik Paşa sabahleyin saraya git­tiğinde Sultan Vahideddin, <babama, paşa oğlunuz nerede?> Şeklinde soru yöneltince, babam kendisinin sarayda bulun­duğunu sanıyorum. Cevabını vermiş. Padişah: bakın Anadolu'ya kaçmış dediğinde, ihtiyar sadnazam da: öyle ise vazife­sini yapmağa gitmiş." Cevabını vermiş.
Cihan devleti Osmanlı, İslamların hâmiliğini yapabilme güçlüğünün en zor bölümünü 1. cihan savaşını takip eden günlerde yaşamıştır. Müttefik düşman gemilerinin büyük çaplı toplarını Devlet-i âliyyenin kalbgâhı olan Dolmabahçe Sarayında oturan halife ve padişaha tevcih etmişken mü'minlere karşı ve de asırlardır sadık kalmış reayaya bu elemli günleri daha az ızdırabla geçirtmenin çârelerini ara­maya çalışanın başda sadrazam Paşa olmak üzere bütün ri­calin olduğunu kaydedelim.