logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Bazı Hükümler


1. Çocuğun terbiyesi ve bakımı dinî bir vecibedir.
2. Boşanan eşlerin çocuklarına bakma hakkı ön­celikle kadına verilmiştir. Bu hak evlenmediği sürece öncelikle kadına ait­tir. Fakat evlendiği andan itibaren bu hakkı, kaybeder. Ulemânın büyük çoğunluğu bu görüştedirler. Delilleri ise mevzûmuzu teşkîl eden hadis-i şerîftir. Bu hadis öyle bir hadistir ki, ulemâ bunda Amr b. Şuayb'a muh­taç kalmış ve bu mevzuda onu delîl almaktan başka çare bulamamışlardır. Çünkü hadisin yegâne dayanağı Amr b. Şuayb'dır. Boşanan kadının evlenmekle çocuğu himayesine alma hakkım kaybedeceğine delâlet eden bun­dan başka bir hadis yoktur. Dört mezhebin imamları ile daha başka ilim adamlarının görüşü de budur. Buhârî,Sahih'inin dışındaki eserlerinde bu hadisi delîl olarak zikretmiştir. Hâkim, Ma'rifetu Ulûmi'l-hadis isimli ese­rinde bu hadisin sahîh olduğuna dâir icma bulunduğunu söylemiştir. İbn Hazm gibi bazı kimseler senedinde Amr b. Şuayb bulunduğu için bu hadi­sin zayıf olduğunu söylemişlerse de bu söz doğru değildir. Bu söz ancak senedinde Amr b. Şuayb'ın bulunup da Abdullah b. Amr b. As'dan riva­yet edildiğine dâir Şuayb'ın açıklaması bulunmadığı hadisler için geçerli­dir. Halbuki burada bu hadisin Amr'ın dedesi Abdullah b. Amr. b. As'­dan rivayet edildiğine dâir Şuayb'ın açıklaması vardır. Binaenaleyh bu ha­dis şahindir. Humeydî, İbnü'l-Medînî, Buhârî, Ahmed b. Hanbel ve İbn Râhûye gibi hadis imamlarının bu hadisle amel etmeleri de bunu isbat etmektedir.

Nitekim İmâm Mâlik'in rivayet ettiği şu hadis-i şerîf de bu hadisi teyîd etmektedir: "el-Kasım b. Muhammed (r.a.) der ki:

Ömer b. el-Hattâb (r.a.) ensârdan bir kadınla evliydi. Bu kadından Âsim adında bir oğlu oldu, sonra boşandılar. Hz. Ömer Kubaya geldiğin­de oğlu Âsım'ı mescidin avlusunda oynarken gördü. Onu kucakladı. Hay­vanın üzerinde önüne oturttu. Bunun üzerine ninesi yetişti, çocuğu Hz. Ömer'den almak istedi. O da vermedi. Birlikte Hz. Ebubekir'in yanına geldiler. Hz. Ömer;

Bu benim oğlumdur. dedi. Hz. Ebubekir de Hz. Ömer'e hitaben;
Çocukla onun arasına girme, onları serbest bırak dedi. Hz. Ömer de cevap vermedi. İmâm Mâlik der ki: "Ben de böyle amel ediyorum."[487]
İbn Abdilberr'de bu hadisin muttasıl ve munfasıl olarak pekçok yol­lardan rivayet edildiğini ve ilim erbabının tasvibine mazhar olduğunu ifâ­de etmiştir.[488]

Şevkânî'nin beyânına göre çocuğu himayesine almaya hak kazanan bir kadın evlendiği andan itibaren bu hakkını kaybeder. Şafiî ulemâsı ile Hanefî ulemâsı ve İmâm Mâlik bu görüşte icmâ' bulunduğunu söyle­miştir.
Hz. Osman'ın, "Kadının çocuğu yanına ahn.a hakkının bakî olduğu ve bu hakkın ondan hiçbir zaman alınamayacağı" görüşünde olduğu riva­yet edilmiştir. Hasan el-Basrî ile İbn Hazm da aynı görüştedirler. Delilleri ise, tercümesini sunacağımız 2278 numaralı hadis-i şerîftir.
"Kadın evlenmekle, çocuğunu yanına alma hakkını kaybeder" diyen­lere göre Hz. Osman'ın sözünü "boşanan bir kadının çocuğunu yanına alma hakkı hiçbir zaman kadının elinden çıkmaz" şeklinde anlamak doğ­ru olamaz. Çünkü Hz. Osman'ın bu sözü sadece annesinden başka hiçbir yakını olmayan çocuklar için söylemiş olması mümkündür. 2278 numaralı hadis-i şerîf ise anne ile değil teyze ile ilgilidir. Bu meselede anneyi teyzeye kıyaslamak doğru değildir.

Hanefî ulemâsına göre kocasından boşanıp da çocuğunu kendi himâ­yesi altına alma hakkına sahip olan bir kadın her ne kadar evlenmekle bu hakkını kaybederse de evlendiği kimsenin çocuğun amcası gibi yakınla­rından biri olması halinde yine de bu hakkını kaybetmeden elinde tutar. Bu durumda olup da annesini kaybettiği için anneannesinin himayesine geçen bir çocuğun anne-annesi çocuğun babasının babasıyla evlenirse ço­cuk yine anne-annesinin yanında kalmaya devam eder. Bu hakkın kendisi­ne intikâl ettiği bir teyze, çocuğun amcasıyla evlenecek olsa bu hak kendi­sinden geri alınamaz.
3. Kocasından boşanan bir kadının çocuğunu yanına alması onun le­hine olan bir haktır. Dolayısıyla çocuğun masraflarını karşılamak annesi­ne değil, babasına düşen bir görevdir. Anne arzu ederse bu hakkını çocu­ğun diğer akrabalarına bağışlayabilir. Ancak ulemâ bu mevzuda ihtilâf etmiştir.[489]
2277. ...Medîne halkından doğru sözlü bir kimse olan (ve) Selmâ (diye anılan) Ebü Meymûne demiştir ki; Ben Ebu Hureyre ile beraber otururken İranlı bir kadın oğlu ile birlikte (yanımıza) geldi ve (ikisi birden) kadım kocasının boşadığını iddia ettiler. Hemen arkasından, kadın, farsça olarak;

Ey Ebu Hureyre! kocam beni boşadı. Oğlumu da (benden alıp) götürmek istiyor dedi. Ebû Hureyre de;

Onun hakkında kura çekiniz, cevâbını verdi ve ona yine Fars­ça birşeyler söyledi. O anda (kadının) kocası geldi ve;

“Çocuğum hakkında kim bana karşı hak iddâ edebilir? dedi. Ebû Hureyre de;

Allah için ben böyle bir şey söylemiyorum ancak (şunu ifâde etmek istiyorum). Ben Rasûlullah (s.a.)'uı yanında otururken bir kadının Peygamber (s.a.)'e gelip de;

Ey Allah'ın Rasûlü kocam (beni boşadıktan sonra bir de) oğ­lumu (yanımdan alıp) götürmek istiyor. Oysa oğlum bana Ebû Ine-be kuyusundan su (getirip) içirdi. (Oğlum) bana faydalı oldu, dedi. Rasûlullah (s.a.) de (onlara);

"Onun hakkında kur'a çekiniz" buyurdu. Bunun üzerine (ka­dının) kocası;

Çocuk hakkında bana karşı kim hak iddia edebilir? dedi. Pey­gamber (s.a.) de (çocuğa dönerek);
"Şu babandır. Şu da annendir, onlardan istediğinin elini tut" buyurdu. (Çocuk da) annesinin elini tuttu. Bunun üzerine (kadın) çocukla (birlikte oradan uzaklaşıp) gitti dedi.[490]