Onikinci Seferi Hümayun Nahcivan Seferi Veya Üçüncü İran Seferi
jkinci Vezir Ahmed Paşa batı hududlarımizda serdar olarak ;ırn bayrağını şerefle dalgalandırıyor, kale üstüne kale fe-jhleri yapıyordu. Bu cümleden olmak üzere Tamışvar, Lippa Salimos kaleleri Osmanlı'nın oldu. Bu arada Hadim Ali .jısa da birçok muvaffakiyetlerden sonra Bûdin şehrine dönüğünde yanında dörtbin esir vardı. Macaristan ovalan üze-, Avrupa nehirlerinin sularında susuzluk gideren Osanlı ordusunun atlan, zafer üzerine zafer kazanan süvarile neşe içinde boy gösteriyorlar, adalet, temizlik ve çalışnlık taşıyorlardı Avrupa'ya...
Bu sırada yine İranlılar Osmanlı hududlarını tecâvüze baş-. Yaşı altmışa yaklaşan Padişah bu sefere gidip gitmemekte veya serdar tayin edip etmemek arasında düşüncelere dalmıştı, üzün ve meşakkatli yolculukların yapıldığı onbir et sefer yapmıştı o kahraman padişah. Seferlerin en gediklisi oydu. Çünkü muvaffakiyet; onun önderliğinde Osmanlı'ya kendisini ikram ediyordu.
Padişah kararını vermişti. İran Seferini Sadrazam Damad üsteni Paşa yönetecek, Macar hududlarını kontrola ise İkin-0 Vezir Ahmed Paşa tayin olundu. Üçüncü Vezir olan Rumeli Şeylerbeyi Sokullu Mehmed Paşa ise İran seferine takviye olmak üzere Tokat'a gönderilmişti.
Bu sırada; Yeniçerilerin, sultan Hazretlerinin yaşlandığını,
;.fere kumanda edemeyecek kadar yorgun olduğunu, bu sebeble Şehzade Mustafa Sultan'ın tahta geçmesi icab ettiğini ileri sürmelerinden bahis eden bir mektup gönderen Veziriam Damad Rüstem Paşa, bu sözlere kendisinden başka herkesin ittifak ettiğini bildirmesi üzerine Hazreti Padişah orduyu istirahata, veziriazamı yanına çağırtan emrini gönderdi. Hicrî 959/Milâdî 1553 tarihinde bizzat Sultan Hazretleri sefere çıkacağını bütün menzillere duyurdu.
Sefere çıkan orduyu hümayun Padişah Hazretlerini başlarında görünce şevkinden ve keyfinden memnuniyetini her an gösteriyordu. Şehzade Bayezid Saltanat Kaymakamı olarak Edirne'ye gönderilmişti.
Şehzade Selim Sultan ise Bolvadin'de pederine mülâki olmuş ve elini öpmüştü.
Şehzade Mustafa Sultan ise Ereğli'de babasını karşılamaya çıkmış fakat bu sefer kendisini bekleyen akıbetten habersiz gelen vüzerayı karşıladı. Resmî merasim yapıldıktan sonra misafirlerinin hediyelerini veren Şehzade Mustafa Sultan ertesi günü babasının elini öpmek üzere Otağı Hümayuna hareket etti. Yolda Yeniçerilerin durmadan Şehzadeyi alkışlamaları, büyük sevgi göstermeleri Şehzade'nin hayatı için bir dönüm noktası teşkil ediyordu. Bu durum kendisine yazılan mektubun doğruluğunu gösteriyordu.
Şehzade Mustafa Sultan Otağa girdiğinde babasının öpeceği elini ararken, kendi hayatına son verecek yedi tane cellâtla karşılaştı. Babasından istimdad ederken bu yedi dilsiz cellât Şehzadenin hayatını sona erdirdiler. Şehzadenin cenazesi Bursa'ya defn olunmak üzere gönderilirken, Yeniçerilerin feveranı üzerine Damad Rüstem Paşa Sadrazamlıktan uzak-iaşıyordu. Şehzade Mustafa Sultan ceddi İkinci Sultan Murad Han'ın türbesine defnolundu. Ağabeysinin durumunu haber alan küçük Şehzade Cihangir Sultan üzüntüsünden hasta olmuş ve kısa bir müddet sonra o da iyileşemiyerek vefat etnişti. Cesedi Şehzadebaşı camiindeki bir türbeye defn olundu.
Hazreti Padişah iki oğlunun bu ölümü üzerine son derece üzülmüştü. Oğlu Cihangir'in adına izafeten bir camii yapılmasını emir buyurdu. Bu camii bugün bulunduğu semte adını vermiştir. Bu seferi hümayun bir İran seferinden ziyade Şehzade Mustafa Sultan Meselesinin halli olarak da vasıflandırılır bir çok tarihlerce...
Bu sırada yine İranlılar Osmanlı hududlarını tecâvüze baş-. Yaşı altmışa yaklaşan Padişah bu sefere gidip gitmemekte veya serdar tayin edip etmemek arasında düşüncelere dalmıştı, üzün ve meşakkatli yolculukların yapıldığı onbir et sefer yapmıştı o kahraman padişah. Seferlerin en gediklisi oydu. Çünkü muvaffakiyet; onun önderliğinde Osmanlı'ya kendisini ikram ediyordu.
Padişah kararını vermişti. İran Seferini Sadrazam Damad üsteni Paşa yönetecek, Macar hududlarını kontrola ise İkin-0 Vezir Ahmed Paşa tayin olundu. Üçüncü Vezir olan Rumeli Şeylerbeyi Sokullu Mehmed Paşa ise İran seferine takviye olmak üzere Tokat'a gönderilmişti.
Bu sırada; Yeniçerilerin, sultan Hazretlerinin yaşlandığını,
;.fere kumanda edemeyecek kadar yorgun olduğunu, bu sebeble Şehzade Mustafa Sultan'ın tahta geçmesi icab ettiğini ileri sürmelerinden bahis eden bir mektup gönderen Veziriam Damad Rüstem Paşa, bu sözlere kendisinden başka herkesin ittifak ettiğini bildirmesi üzerine Hazreti Padişah orduyu istirahata, veziriazamı yanına çağırtan emrini gönderdi. Hicrî 959/Milâdî 1553 tarihinde bizzat Sultan Hazretleri sefere çıkacağını bütün menzillere duyurdu.
Sefere çıkan orduyu hümayun Padişah Hazretlerini başlarında görünce şevkinden ve keyfinden memnuniyetini her an gösteriyordu. Şehzade Bayezid Saltanat Kaymakamı olarak Edirne'ye gönderilmişti.
Şehzade Selim Sultan ise Bolvadin'de pederine mülâki olmuş ve elini öpmüştü.
Şehzade Mustafa Sultan ise Ereğli'de babasını karşılamaya çıkmış fakat bu sefer kendisini bekleyen akıbetten habersiz gelen vüzerayı karşıladı. Resmî merasim yapıldıktan sonra misafirlerinin hediyelerini veren Şehzade Mustafa Sultan ertesi günü babasının elini öpmek üzere Otağı Hümayuna hareket etti. Yolda Yeniçerilerin durmadan Şehzadeyi alkışlamaları, büyük sevgi göstermeleri Şehzade'nin hayatı için bir dönüm noktası teşkil ediyordu. Bu durum kendisine yazılan mektubun doğruluğunu gösteriyordu.
Şehzade Mustafa Sultan Otağa girdiğinde babasının öpeceği elini ararken, kendi hayatına son verecek yedi tane cellâtla karşılaştı. Babasından istimdad ederken bu yedi dilsiz cellât Şehzadenin hayatını sona erdirdiler. Şehzadenin cenazesi Bursa'ya defn olunmak üzere gönderilirken, Yeniçerilerin feveranı üzerine Damad Rüstem Paşa Sadrazamlıktan uzak-iaşıyordu. Şehzade Mustafa Sultan ceddi İkinci Sultan Murad Han'ın türbesine defnolundu. Ağabeysinin durumunu haber alan küçük Şehzade Cihangir Sultan üzüntüsünden hasta olmuş ve kısa bir müddet sonra o da iyileşemiyerek vefat etnişti. Cesedi Şehzadebaşı camiindeki bir türbeye defn olundu.
Hazreti Padişah iki oğlunun bu ölümü üzerine son derece üzülmüştü. Oğlu Cihangir'in adına izafeten bir camii yapılmasını emir buyurdu. Bu camii bugün bulunduğu semte adını vermiştir. Bu seferi hümayun bir İran seferinden ziyade Şehzade Mustafa Sultan Meselesinin halli olarak da vasıflandırılır bir çok tarihlerce...
Konular
- KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (MUHTEŞEM)
- Belgrad Seferi Hümayunu
- Rodos Seferi Hümayunu
- Mısır Valiliği İsyanı
- Mohaç Seferi Hümayunu
- Dördüncü Seferin Yapılmasına Sebeb Olan Vukuat
- Beşinci Seferi Hümayun
- Altıncı Seferi Hümayun Irak Seferi
- Kanüni'nin Yedinci Seferi Korku Seferi
- Kanuni'nin Sekizinci Seferi Boğdan Seferi
- Hindistan'ın İmdadına Gidiş
- Bazı Mühim Vak'alar
- Macaristan Seferi Dokuzuncu Sefer
- Avusturya Seferi Onuncu Sefer
- Iran Seferi Onbirinci Seferi Hümayun
- Onikinci Seferi Hümayun Nahcivan Seferi Veya Üçüncü İran Seferi
- Şehzade Bayezıd Sultan'ın İdamı
- Kanünı'nın Son Seferi
- Hazreti Barbaros Hayreddin Paşa'nın Preveze Zaferi
- Preveze Savaşı
- Kaanüni Sultan Süleyman'ın Hanımları Ve Çocukları
- Kaanüni Sultan Süleyman'ın Sadrıazamları Ve Şeyhülislamları
- SULTAN 2. SELİM (SARI SELİM)
- Tahta Geçişi
- Sokullu'nun Vazifesinde İpka Olunması
- Sakız'ın Fethi
- Alimlerin, Vezirlerin Ve Memurların Mükâfatlandırılması
- Avusturya, İran Ve Lehistan İle Sulh Müzakereleri
- Mimarlar Padişahı Sinan
- Yemen Kıtasının Fethedilmesi