5- TAKSİMDEN RÜCÛ ETMEK VE KURA ÇEKMEK

Hergangi bir mülk, yalnızca taksimle, bir şahsın olmaz. Şu dört ma'nada tevekkuf edilir: (= beklenir)
1-) Teslim alma;
2-) Hâkimin hükmü;
3-) Kur'a çekme;
4-) Bir adamı vekil yapıp, ona taksim ettirme. Zefeyre'de de böyledir.

Koyunlar, iki kişi arasında taksim edilecekse, önce, sayı olarak yan yarıya bölünür; sonra da kura çekilir; hangi taife, kime esabet ederse; o taife, onun olur.

Sonradan, bu ortaklardan birisi nadim olur ve taksimden geri dö­nerse; bunu yapmaya hakkı olmaz. Çünkü taksim sehmine çıkmakla, tamam örmüştür.

Keza, taraflar, bir adamın taksimine rıza gösterirlerse; O şahıs, taksimi yapar; sonra da aralannda kur'a çektirir. Bu da caizdir. Meb-ıfit'ta da böyledir.

Ortaklar üç kişi olurlar ve kur'a birine çıkınca, herbirisi ondan dönmek isterlerse; dönebilirler.

Kur'a onlardan ikisine çıktıktan sonra, birisi dönmek isterse; buna hakkı yoktur.

Şayet ortaklar dört kişi olurlarsa; kur'a üçüne çıkmadıkça, herbiri ondan dönebilir. Muhiyt'te de böyledir.

Taksim eden şahıs, aralarında kendi rızâları ile taksimini yapar; sonra da bâzıları hisselerinden huruç ederse (== çıkarsa), çıkabilir.

Ancak, hepsinin hissesi ayrıldıktan sonra olursa; bu durumda her­kesin hissesine râzi olması gerekir. Fakat, sehimler ayrılmadan olursa dönebilirler. Nifciye'de de böyledir.

Bir topluluk, koyunlara ortak bulunduğu zaman, önce bir tak­sim yaparlar ve önce sehim kime düşerse, o onun olursa; işte bu caiz olmaz.

Şayet miras, deve, sığır, koyun ise, deveyi bir hisse, sığırı bir hisse, koyunu da bir hisse yapıp, bedellerini denkleştirirler ve aralarında kur'a çekerlerse; işte bu taksim caiz olur. Makiyi'te de böyledir.

Şayet mîras, deve, sığır ve koyun ise; develer bir pay, sığırlar bir pay, koyunlar bir pay yapılır ve aralarında kur'a çekilir. Hissesine de­veler düşen şahıs reddedebilir.

tki kişi, ortak bulundukları dirhemleri, müsavi (= eşit) şekilde pay edebilirler. Bu caizdir. MeNU'ta da böyledir.

îki kişi, ortak bulundukları bir yeri, aralarında şöyle taksim ey-teseler: Birinin bütün hakkına karşılık, arka taraftan üçte biri; diğerine |se ön taraftan üçte ikisi verilse; bu taksimden, her ikisi de dönebilir.

Aralarında hudud koymadıkları için, kendi rızalarına da itibar edilmez. Şayet, önceden hududunu ayarlamış olurlarsa; rızalarına itibar edilir. Zehiyre'de de böyledir.

Nitifî, şöyle buyurmuştur Kur'a'Üç nevidir:

Birincisi: Bir kısmının hakkına isabet eder; bir kısmının hakkını da ibtâl eder. işte bu bâtıldır.

Meselâ: Ortaklardan birisi, tayinsiz iki köleyi azâd eder; sonra da kur'a çekerlerse, işte bu bâtıldır.

İkincisi: Güzeldir ve caiz olan kur'adır. Sefere çıkacak kadınlar ara­sında çekilen kur'a gibi...

Üçüncüsü: Ortaklardan her birinin haklarını müsâvî şekilde ayıran kur'a. İşte bu da caizdir. Fetâvikyi Kâdttıânda da böyledir.

Aralarında kur'a çekilecek olan ortaklar için en uygun olanı, her birine: "Kur'a kime önce çıkarsa, onun sehmini ona önce vereceğim; hangi taraftan olursa olsun."denilmesidir. Sonra ikinci sonra üçüncü, —sona kadar— bu sıra takip edilir. Tahini Şerhî'nde de böyledir.
En doğrusu Allahu Teâlâ bilir. [9]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..