Taat Ve İbadet İçin Adam Kiralanır Mı? Bunlar İçin Ücret Verilir Mi?

İbadetlere  karşı  icar (ücret) vermek caiz değildir.  Kur'an öğretmek, Fıkıh Öğretmek, Ezan okumak, Zikretmek, Ders Vermek, Hac ve umre yapmak, ücreti gerektirmez. Hulasa da da böyledir.

Mescid yapmak, misafirhane yapmak, köprü yapmak karşılığında ücret almak caizdir. Bedâi"de de böyledir.
Lügat ve terbiye öğretmek İçin ücret almak, bi'1-icma caizdir. Siracü'I-Vehhâc'da da böyledir.

Belh alimleri: "Kur'an öğretmek için, belirli bir müddet, belirli bir ücrete adam icarlamak caizdir.'' diye fetva vermişlerdir.

Aslında, "bu iş icarsız yapılmış veya icarlarken müddet söylen­memiş ise, Kur'an öğretene ecr-i misil verileceğine dair" fetva vermişlerdir. Muhiyt'te de böyledir.
Şeyhu'1-İmâm Ebû Bekir Muhammed bin Fadl, şöyle buyurmuştur:

Kur'an öğretmek üzre icarlanan zata, ücretin verilmesi için, icar-layana cebredilir. Ve o sebebden dolayı habsedilir.

Bununla fetva verilir.

Fıkıh ve emsali ilimleri öğretmek üzre icarlamak da böyledir. Zamanımızda muhtar olan fetva budur. Fetâvâyi Attabiyye'de de böyledir.
Bir adam, çocuğuna yazı yazmak, yıldız bilgilerini, tıb bilgisini rüya tabirini öğretmek için, bir adam icarlasa, bu bi'1-icma caizdir.

Fadlî'nin Fetvâlan'nda şöyle denilmiştir:

Bir adam, bir muallimi, sabiye (= çocuğa) ezber için veya yazı için yahut elif cüzü (hece) okutmak için icarlarsa, bu caizdir.

Şayet onu hazik yapmayı şart koşarsa, el-Asl Kitabı'nda: "Bu şart, fasiddir. denilmiştir.

Şurût Kitabı'nda şöyle denilmiştir: Bir adam, çocuğuna veya köle­sine, hesab ilmi öğrenmek için, ücret verse, bu caiz olmaz. Bunları öğrenmelerine gayret sarfetmesi caizdir.

Yine  Şurût  Kitabı'nda,   İmâm  Muhammed  (R.A.)'in  şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

Bir adam, çocuğuna san'at öğretmesi için, bir adam icarlayıp, müddetini de açıklasa (Şöyleki: "Şu ameli öğretmen için, seni bir ay icarlıyorum." dese) bu akid caiz olur. O müddet gelince, adam ücreti hak etmiş olur.

Çocuk o müddet içinde, ister o işi öğrensin, isterse öğrenmesin farketniez.

Şayet müddeti belirtmez ise, o akid fasid olur.

Eğer o işi öğretmişse ecr-i misle hak sahibi olur; öğretmemişse bir ücret yoktur.

Netice: îkî rivayetten muhtar olanına göre, öğretim ücreti caizdir. Muzmarat'ta da böyledir.

Bir adam, çocuğunu, bir san'atkanrı yanma, o san'atı öğretmesi için verse, çocuk da o san'atı yarım senede öğrense, öğretene ecr-i misil vardır. Kerderî'nin Vecizi'nde de böyledir.

Bir adam,  diğer bir adamı, bir yere hapsedip, ona terbiye öğretmesi için icarlasa, bir şey gerekir mi?

Bu durumda, baba, mürüvvetine göre, öğreticiye mükâfat verir. Cevahiru'l-Fetâvâ'da da böyledir.

Fetvalarda şöyle zikredilmiştir:

Bir adam, bir muallimi (öğretmeni) aylığı dokuz dirheme, iki çocuğun birisine, terbiye; diğerine de Kur'an öğretmesi için icarlar; adam da: "Kur'an öğretmek benim san'atım değildir. Sen başka muallim icarla; benim ücretimi ona ver." der; o adam da öyle yapar ve sabilerin babası, ücreti ikiye böler ve terbiye hocası: "Muallimin aylığı adet olarak her ay yarım dirhem veya bir dirhemdir. Ben, senin yaptığına razı değilim." derse; baba sonradan tuttuğu muallime vereceği ve onun hakkı kadar olan ücreti, diğerinin ücretinden düşer. Havî'de de böyledir.

Bir adarn» belirli bir ücretle, bir muallim icarladığmda, çocukların sayısını söylemese, bu icare caizdir. Mültekıt'ta da böyledir.

Alimler, kabre karşı, belirli bir müddetle Kur'an okumak için adam icarlamak hususunda ihtilaf eylediler. Bazıları "caiz değil;*' bazı­ları da '' caizdir.'' dediler.

Muhtar olan da,  bunun caiz olmasıdır.  Siracü'l-Vebhâc'da da böyledir.

Bîr adam,  çocuğuna,  şu san'atı  öğretsin diye,  ustaya dört seneliğine verip; baba, "dört seneden önce çocuğu habsederse, ustasına yüz dirhem; iki sene sonra habsederse, yüz dirhem vereceğini" şart koşsa, bu şarta uymak lazım gelmez. Fakat ta'limi için, ecr-i misil vardır. Cevâhirü'I-Fetâvâ'da da böyledir.

Ahû Fetvâlan'nda şöyle zikredilmiştir:

Bir adam, çocuğunu bir muallime yollar ve ona birçok eşya gönderir; o muallim de bir ay öğrettikten sonra, kaybolursa, o çocuğun babası, ona gönderdiği şeyleri alabilir mi?

İmâm şöyle buyurdu:

—  Eğer o şeyleri ücret olarak gönderdi ise, aylık kirasından fazla olanı alabilir. Tatarhâniyye'de de böyledir.

Bir adam, içindeki şiir veya fıkıh yahut başka bilgileri okumak için, kitap içarlarsa, bu caiz olmaz. Her ne kadar, okumuş olsa bile, ücret vermek de gerekmez. Kur'an icarlamak da böyledir.

Bunların tamamı şu kimseye benzemektedir: Bir bağ icarlayıp, kapısını açarak, ünsiyet olsun diye, —içeri girmeden— kapıdan bakmak gibidir... Veya bir güzel icarlayıp da, ünsiyet olsun diye, yüzüne bakan kimse gibidir...                                  .

Bunların tamamı, batıldır. Bu akidlerle, bunlara ecir yoktur. Meb-sût'ta da böyledir.

Bir adam, diğer birini, mushaf veya şiir yazsın-diye icarlayıp, yazı şeklini de açıklarsa, bu şekildeki icarlaması caizdir.

Şeyhu'I-İmâm Haher-Zâde: "Bu mekruh değildir." buyurmuştur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Bir adam, yazı yazmak için, bir kalem icarladığmda, eğer müdde­tini açıklarsa bu icare sahih olur; değilse,    sahih    olmaz. Hizânetü'NMüftîn'de de böyledir.

Bir vasi veya mütevelli, bir yetimin evini veya bir vakfı ecr-i misilden aşağıya icara verirse; bazı alimler: "Bu durumda ecr-i misil gerekir." buyurdular.

Hassâf a:

—Sen, böyle fetva verir misin? denildi. O da:

— Evet, veririm." buyurdu.
Kâdî de: "Ben de bu durumda Hassaf m dediği gibi— ecr-i misil olarak ücret verilmesine fetva veririm." buyurdu. Hâvî'de de böyledir. [32]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..