Temizleme İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler :

Bir adamın bazı azalarına, necaset isabet edip bulaştığı za­man, o kimse, necasetin eseri (= izi, alameti) gidinceye kadar onu dili ile yalasa, temizlenmiş olur.

Bir kimse, pislenen bıçağı; dili ile yalar veya onu tükrügü ile silerse, bıçak temizlenmiş olur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.

Bir kimse, elbisesinde olan necaseti, eseri kayboluncaya kadar yalamış olsa, o elbise, muhakkakki temizlenmiş olur. Muhiytte de böyledir.

Bir kimse, ağız dolusu kustuğu zaman, ağzını yıkamasa ci«ı. abdest aisa ve namaz kilsa, namazı caiz olur. Çünkü, o kimsenin aptiikrüklc temizlenmiştir.

Sabi çocuk, annesinin memesine kussa, sonra da o memeyi tekrar tekrar emse, meme temiz olur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyle­dir.

Atılan (çırpılan) yün veya pamuk, pis olursa; atılıp didildiği vakit, eğer tamamı veya yansı pis idi ise, o temizlenmez. Fakat, eğer pis olan kısmı, az olurda, atılıp - çırpılmakla temizlenme ihtimali bu­lunursa, bu işlemden sonra, temizlenmiş olduğuna hükmedilir. Hu-lâsa'da da böyledir.

«Harmanda düven sürerken, öküzün veya eşeğin, bevl veya terslerinin isabet etmiş olduğu buğdayların  bazısı, bazısına (yani, pisi temizine) karışsa, sonra, bunlardan bir kısmı, ayrılıp yıkansa, sonra da hepsi birbirine karışmış olsa, bunların yenilmesi mubah olur.» denilmiştir.

Bu durumda olan-buğdaylar, ayrılmış olsa da bir kişiye bağış: lansa veya sadaka olarak verilse, yenilmesi yine mübâh olur.

Pis mum, erimekle temizlenmiş sayılmaz; fakat, pis kalay, erimekle temizlenmiş sayılır. Gunye'de de böyledir.

Donmuş halde bulunan bir yağın içinde, fare ölmüş olsa, farenin olduğu yerin etrafı, oyularak atılır; geri kalan yağ, temizdir, yenilir.

Fakat, eğer yağ, cıvık = akıcı ise, bu durumda yenilmez. An­cak, yemenin dışında, ondan faydalanılır. Meselâ : Onunla kandil ya-kılabilir, deri tabaklanabilir ve benzeri şeyler yapılabilir... Hulâsa'-da da böyledir.

Pis yr^ğla, deri tabaklanmış olursa, o derinin, yıkanılması emre­dilir. Sıküabiliyorsa, üç defa yıkanır ve sıkılır. Fakat, sıkılmaz ise, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) 'a göre, üç defa yıkanır ve her defasında da kurutulur. Bedai'de de böyledir.
Yağın, akıcı veya donucu olduğu şöyle anlaşılır : Oyulup da alman pis yer, aynı saatte —kendiliğinden— düz bir hale gelmezse, o yağ, donmuş — katı yağdır. Fakat, bu durumda, yağ düzelirse, o yağ, akıcı = cıvık bir yağdır. Fetâvâyi GarâiVde de böyledir. [132]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..