7- Köleler[30], Müdebberler Ve Ümm-ü Veledler Nâmına Yapılan Vakıflar
Aslen hür olan bir şahıs: "Şu yerim, kölelerime, sonra da fakirlere karşı vakfedilmiş bir sadakadır." der; bu söze başka bir şey Hâve etmez ve bu şahsın köleleri azâd edilmiş bulunursa, bu vakfın geliri, bu azâd edilmiş kölelere sarfedilir.
Vakfın tesisinden önce ve sonra azâd edilen köleleri de, bu vakfın gelirine dâhil olurlar.
Bu vakfın gelirine, vâkıf ölünce azâd olan ümm-ü veled (= efendisinden çocuk doğuran câriye) ve müdebber (= azâd edilmesi, efendisinin ölümüne bağlanmış köle veya câriye) ve vasıyyeti sebebi ile, vâkıfın ölümünden sonra azâd edilen köleler de dâhil olurlar.
Bu durumdaki kölelerin mü'min, kâfir, erkek, kadın olmaları da müsavidir.
Bunların evlâdlan da bu vakfın gelirine dâhil olurlar. Çünkü, onların vakfedenden başka efendileri yoktur. Hâvî'de de böyledir.
Cariyelerin çocuklarına gelince; bunlar, babalarının velâları sebebi ile vâkıfa dönerlerse; bu vakfın gelirine dâhil olurlar.
Şayet, babalarının velâları başkalarına ait ise, bu çocuklar, bu vakfın gelirine dâhil edilmezler. Hızânetü'l-Müftîn'de de böyledir.
Bu kölelerin köleleri ise, efendileri ölmedikçe bu vakfın gelirine dâhil edilmezler. Efendilerinin ölümünden sonra, bu kölelerin de vakfın gelirine dâhil edilmeleri müstahsendir.
Şayet bu vâkıfın, bir tek kölesi varsa; bu köle, vakfın gelirinin yarısını alır; diğer yansı ise fakirlere verilir. Bu durumda, kölenin kölesine bir şey verilmez.
Şayet vasînin vâkıfın iki kölesi varsa, vakfın geliri bu ikisinin arasında taksim edilir.
Vâkıfın köleleri ve cariyeleri varsa; vakfın geliri, aralarında eşit olarak taksim edilir.
Şayet bu vâkıfın, sadece cariyeleri olursa, vakfın gelirinin tamamı bunların olur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Eğer vâkıfın ve oğlunun köleleri ve cariyeleri bulunursa; bu vakfın geliri, vâkıfın kölelerinin olur; oğlunun kölelerinin olmaz.
Ancak, kendisinin azâd edilmiş kölesi olmadığı halde, oğlunun azâd edilmiş kölesi olursa; bu vakfın geliri, istihsânen ona verilir.
Vâkıf: "Benim ve babamın mevâlisi (= azadlı köleleri) namına vakıftır." derse; bu vakfın gelirine dedesinin mevâlisi dâhil olmaz.
Şayet vâkıf: "...ehl-i beytimin mevâlisi nâmına..." derse; karısının ve dayılarının mevâlisine, bu vakfın gelirinden bir şey verilmez.
Ancak, bunların ayrıca ehl-i beytten de olmaları hâli müstesnadır.
Vâkıf: (' Abbas'm âlinin mevâlisine..." dese bile, onlara, bu vakfın" geliri verilmez. Hâvî'de de böyledir.
Vâkıf: "...mevâlim (= azâdlı kölelerim) ve onların evladı ile nesli namına..." derse; bu vakfın gelirine, vâkıfın mevâlisi, bunların evlâdı ve evlâdının evlâdı erkek olsun, kadın otsun dâhil olurlar.
Bu vakfın gelirine, vâkıfın azâdlı kölesinin kızının oğlu da, velâları başkası olsa bile dâhildir.
Vâkıfın azâdlı kölesinin anası bulunur,|babası da arap olursarbunlar da vakfın gelirine dâhil edilir. Çünkü bunlar, evlâd-ı mevâlidir. Nesil de, erkek ve kadının çocuklarıdır.
Bunlardan bir kadın, bir çocuk bırakarak ölünce, vâkıf bir şart koşmamışsa, onun nasîbi veledine verilir.
Ebû'I-Kâsım, böyle fetva vermiştir:
Şayet, vâkıf: "... Vakfım, mevâlime, onların evlâdına ve velâları bana dönen nesillerine..." demiş olursa, kızların çocuklarından velâları başkasına dönenler, bu vakfın gelirinden hisse alamazlar.
Şayet vâkıf, vakfederken: "... Tarafımdan azâd edilmiş bulunan mevâlime..." derse; mevâlîsinin, daha önce azâd edilmiş olan çocuğu, bu vakfın gelirine dâhil olamaz. Hâvî'de de böyledir.
Bir kimse, evini veya başka bir yerini, mevâlisine ve onların evlâdına karşı vakfeder ve mevâlînin çocuğunun bir çocuğu olursa, bu çocuk da bu vakfın gelirine dâhil olur. Vâkıât'ta da böyledir.
Şayet, vâkıf: "... mevâlinı nâmına..." der ve azâdlı kölesinin bir kardeşi bulunursa, bu, vakfın gelirine dahil olamaz.
Vâkıf: "...Velâsi bana dönene..." demiş; babası da, bir köle azâd etmiş ve onun da bir kardeşi bulunmakta ise, o, vakfın gelirine dâhil olur.
Bir kimse: "Şu yerim, Allah rızâsı için ümm-ü veled ve müdeb-berlere ebediyyen vakfedilmiş bir sadakadır." derse, bu vakıf caiz olur.
Bir kimse: "Şu yerim, benim ölümümden sonra mevâlime karşı vakfedilmiş bir sadakadır." derse; ümm-ü veled ve müdebbere olanlara da bu vakfın gelirinden verilir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir. [31]
Vakfın tesisinden önce ve sonra azâd edilen köleleri de, bu vakfın gelirine dâhil olurlar.
Bu vakfın gelirine, vâkıf ölünce azâd olan ümm-ü veled (= efendisinden çocuk doğuran câriye) ve müdebber (= azâd edilmesi, efendisinin ölümüne bağlanmış köle veya câriye) ve vasıyyeti sebebi ile, vâkıfın ölümünden sonra azâd edilen köleler de dâhil olurlar.
Bu durumdaki kölelerin mü'min, kâfir, erkek, kadın olmaları da müsavidir.
Bunların evlâdlan da bu vakfın gelirine dâhil olurlar. Çünkü, onların vakfedenden başka efendileri yoktur. Hâvî'de de böyledir.
Cariyelerin çocuklarına gelince; bunlar, babalarının velâları sebebi ile vâkıfa dönerlerse; bu vakfın gelirine dâhil olurlar.
Şayet, babalarının velâları başkalarına ait ise, bu çocuklar, bu vakfın gelirine dâhil edilmezler. Hızânetü'l-Müftîn'de de böyledir.
Bu kölelerin köleleri ise, efendileri ölmedikçe bu vakfın gelirine dâhil edilmezler. Efendilerinin ölümünden sonra, bu kölelerin de vakfın gelirine dâhil edilmeleri müstahsendir.
Şayet bu vâkıfın, bir tek kölesi varsa; bu köle, vakfın gelirinin yarısını alır; diğer yansı ise fakirlere verilir. Bu durumda, kölenin kölesine bir şey verilmez.
Şayet vasînin vâkıfın iki kölesi varsa, vakfın geliri bu ikisinin arasında taksim edilir.
Vâkıfın köleleri ve cariyeleri varsa; vakfın geliri, aralarında eşit olarak taksim edilir.
Şayet bu vâkıfın, sadece cariyeleri olursa, vakfın gelirinin tamamı bunların olur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Eğer vâkıfın ve oğlunun köleleri ve cariyeleri bulunursa; bu vakfın geliri, vâkıfın kölelerinin olur; oğlunun kölelerinin olmaz.
Ancak, kendisinin azâd edilmiş kölesi olmadığı halde, oğlunun azâd edilmiş kölesi olursa; bu vakfın geliri, istihsânen ona verilir.
Vâkıf: "Benim ve babamın mevâlisi (= azadlı köleleri) namına vakıftır." derse; bu vakfın gelirine dedesinin mevâlisi dâhil olmaz.
Şayet vâkıf: "...ehl-i beytimin mevâlisi nâmına..." derse; karısının ve dayılarının mevâlisine, bu vakfın gelirinden bir şey verilmez.
Ancak, bunların ayrıca ehl-i beytten de olmaları hâli müstesnadır.
Vâkıf: (' Abbas'm âlinin mevâlisine..." dese bile, onlara, bu vakfın" geliri verilmez. Hâvî'de de böyledir.
Vâkıf: "...mevâlim (= azâdlı kölelerim) ve onların evladı ile nesli namına..." derse; bu vakfın gelirine, vâkıfın mevâlisi, bunların evlâdı ve evlâdının evlâdı erkek olsun, kadın otsun dâhil olurlar.
Bu vakfın gelirine, vâkıfın azâdlı kölesinin kızının oğlu da, velâları başkası olsa bile dâhildir.
Vâkıfın azâdlı kölesinin anası bulunur,|babası da arap olursarbunlar da vakfın gelirine dâhil edilir. Çünkü bunlar, evlâd-ı mevâlidir. Nesil de, erkek ve kadının çocuklarıdır.
Bunlardan bir kadın, bir çocuk bırakarak ölünce, vâkıf bir şart koşmamışsa, onun nasîbi veledine verilir.
Ebû'I-Kâsım, böyle fetva vermiştir:
Şayet, vâkıf: "... Vakfım, mevâlime, onların evlâdına ve velâları bana dönen nesillerine..." demiş olursa, kızların çocuklarından velâları başkasına dönenler, bu vakfın gelirinden hisse alamazlar.
Şayet vâkıf, vakfederken: "... Tarafımdan azâd edilmiş bulunan mevâlime..." derse; mevâlîsinin, daha önce azâd edilmiş olan çocuğu, bu vakfın gelirine dâhil olamaz. Hâvî'de de böyledir.
Bir kimse, evini veya başka bir yerini, mevâlisine ve onların evlâdına karşı vakfeder ve mevâlînin çocuğunun bir çocuğu olursa, bu çocuk da bu vakfın gelirine dâhil olur. Vâkıât'ta da böyledir.
Şayet, vâkıf: "... mevâlinı nâmına..." der ve azâdlı kölesinin bir kardeşi bulunursa, bu, vakfın gelirine dahil olamaz.
Vâkıf: "...Velâsi bana dönene..." demiş; babası da, bir köle azâd etmiş ve onun da bir kardeşi bulunmakta ise, o, vakfın gelirine dâhil olur.
Bir kimse: "Şu yerim, Allah rızâsı için ümm-ü veled ve müdeb-berlere ebediyyen vakfedilmiş bir sadakadır." derse, bu vakıf caiz olur.
Bir kimse: "Şu yerim, benim ölümümden sonra mevâlime karşı vakfedilmiş bir sadakadır." derse; ümm-ü veled ve müdebbere olanlara da bu vakfın gelirinden verilir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir. [31]
Konular
- Altın, Gümüş Ve Paraların Vakfedilmesi
- Dirhemler:
- Yiyecek:
- Giyecek:
- Deva Olan Şeyler
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- Vakf-ı Müşâ' (= Taksim Edilmemiş Bir Yerdeki Hissenin Vakfedilmesi)
- 3- MESÂRİF-İ VAKIF (VAKIF GELİRİNİN SARFEDİLECEĞİ YERLER)
- 1- Vakıf Gelirinin Sarfedilmesinin Çâiz Olup Olmadığı Yerler
- 2- Kendi Nefsi, Evladı Ve Nesli İçin Vakfetmek
- 3 - Akrabaya Vakfetmek Akraba Ne Demektir
- Akraba Namına Meşrut Vakıflar
- 4- Fakir Olan Akrabalara Vakfetmek
- Fakir Kimdir?
- 6- Ehl-i Beyt, Âl, Cins Ve Torunlar Namına Yapılan Vakıflar
- 7- Köleler[30], Müdebberler Ve Ümm-ü Veledler Nâmına Yapılan Vakıflar
- 8- Fakirler Nâmına Vakıfta Bulunduğu Halde Kendisi, Evlâdından Bir Kısmı Veya Akrabası Fakir Düşen K
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 4- VAKFIN BÎR ŞARTA BAĞLANMASI VÂKIFIN, VAKFI KENDİ ŞAHSINA MEŞRUT KILMASI
- Vakfedilen Yerin Değiştirilmesi
- Vakfın Satılması
- 5- VAKFIN İDARESİ KAYYIMIN VAKIF VE VAKFIN GELİRİNİN TAKSİMİ HUSUSUNDAKİ TASARRUFU VAKIF GELİRİNİ BA
- Kayyımın Görev Ve Yetkileri
- Mütevellinin Acze Düşmesi
- Mütevelliye Vekil Tâyin Edilmesi
- Vakfın Geliri Nasıl Taksim Edilir? Vakfın Gelirini, Hak Sahiplerinden Bir Kısmı Kabul Eder, Bir Kısm
- Vakıf Gelirini, Hak Sahiplerinden Bir Kısmı Kabul Eder, Bir Kısmı Kabul Etmezse Ne Olur?
- Hak Sahiplerinden Bir Kısmı Ölür Bir Kısmı Sağ Kalırsa Ne Olur?
- 6- VAKIFTA DÂVA VE ŞEHÂDET