Altıncı Mesele:
Sâri Teâlâ, getirdiği yükümlülüklerle kişilerin meşakkat
ve sıkıntıya sokulmasını istememiştir. Buna şu hususlar delâlet eder: (1)
Bu konuda gelen nasslara örnekler: "O peygamber, ... onların ağır yüklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir"[63] "Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibibize de ağır yükyükleme.RahbimizlBize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma.[64] Hadiste ise: (Kulun bu duası üzerine) Yüce Allah: "(Tamam öyle) yaptım" buyurdu,[65] denilmiştir."[66] Yine Yüce Allah: "Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler.[67] "Allah size kolaylık ister, zorluk istemez[68] "Dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır[69] "İnsan zayıf yaratılmış olduğundan Allah sizden yükü hafifletmek ister[70] "Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesi-niz"[71] buyurur. Hadiste de: "Hanîflik ve hoşgörüye dayalı (bir şeriatla) gönderildim[72] "Hz. Peygamber, iki şey arasında muhayyer kılınmışsa, günah olmadıkça mutlaka daha kolay olanını tercih etmiştir[73] buyrulur. Burada "günah olmadıkça" diye kayıtlanmıştır. Çünkü günahın terkinde onun sırf bir terk olması açısından bir güçlük bulunmamaktadır.[74] Bu mânâda dahapekçoknass bulunmaktadır. Eğer Sâri' Teâlâ meşakkati kastetmiş olsaydı, o zaman kolaylık ve hafifletmeyi murad etmiş olmaz, güçlük ve zorluğu dilemiş olurdu. Bu ise sakattır. (2)
Ruhsatların meşruluğu sabittir ve bu konu gayet kesindir. Bunlar, dinden olduğu zorunlu olarak bilinen konulardandır. Yolculuk sebebiyle namazı kısaltma, oruç tutmama, iki namazı birleştirerek kılma, zaruret halinde haram kılınmış şeyleri yeme ya da içme... gibi. Bunların mevcut ve meşru oluşu, güçlük ve meşakkatin mutlak surette kaldırılmış olduğuna kesin bir delildir. Aynı şekilde aşırılık, tekellüf, amellerin devamlılığını kesintiye uğratacak şeylere sebebiyet vermek gibi şeylerin yasaklanması da konumuza delil olmaktadır. Eğer Sâri' Teâlâ teklifte meşakkat dilemiş olsaydı, o zaman ne ruhsat ne de hafifletme bulunmazdı. (3)
Teklifte meşakkatin bulunmadığına dair icmâ'm bulunuşu. Bu durum, Şâri'in meşakkate yönelik bir kastının bulunmadığının bir delilidir. Eğer bulunsaydı, o zaman şeriat içerisinde çelişki ve tutarsızlık olurdu.[75] Böyle bir şey ise şeriattan uzaktır. Çünkü şeriatın yumuşaklık, hoşgörü ve kolaylık esası üzerine konulmuş olduğu sabit iken, diğer taraftan da onun konulması sırasında mükelleflerin sıkıntıya ve güçlüğe itilmesi gibi bir maksat bulunsaydı, o zaman birbirine zıt olan unsurların şeriat bünyesinde toplanması gibi onun münezzeh olduğu bir durum ortaya çıkardı.
Üçüncü türden olan meşakkate gelince bu da ayrı bir mesele halinde arzedilecektir; [76]
ve sıkıntıya sokulmasını istememiştir. Buna şu hususlar delâlet eder: (1)
Bu konuda gelen nasslara örnekler: "O peygamber, ... onların ağır yüklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir"[63] "Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibibize de ağır yükyükleme.RahbimizlBize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma.[64] Hadiste ise: (Kulun bu duası üzerine) Yüce Allah: "(Tamam öyle) yaptım" buyurdu,[65] denilmiştir."[66] Yine Yüce Allah: "Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler.[67] "Allah size kolaylık ister, zorluk istemez[68] "Dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır[69] "İnsan zayıf yaratılmış olduğundan Allah sizden yükü hafifletmek ister[70] "Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesi-niz"[71] buyurur. Hadiste de: "Hanîflik ve hoşgörüye dayalı (bir şeriatla) gönderildim[72] "Hz. Peygamber, iki şey arasında muhayyer kılınmışsa, günah olmadıkça mutlaka daha kolay olanını tercih etmiştir[73] buyrulur. Burada "günah olmadıkça" diye kayıtlanmıştır. Çünkü günahın terkinde onun sırf bir terk olması açısından bir güçlük bulunmamaktadır.[74] Bu mânâda dahapekçoknass bulunmaktadır. Eğer Sâri' Teâlâ meşakkati kastetmiş olsaydı, o zaman kolaylık ve hafifletmeyi murad etmiş olmaz, güçlük ve zorluğu dilemiş olurdu. Bu ise sakattır. (2)
Ruhsatların meşruluğu sabittir ve bu konu gayet kesindir. Bunlar, dinden olduğu zorunlu olarak bilinen konulardandır. Yolculuk sebebiyle namazı kısaltma, oruç tutmama, iki namazı birleştirerek kılma, zaruret halinde haram kılınmış şeyleri yeme ya da içme... gibi. Bunların mevcut ve meşru oluşu, güçlük ve meşakkatin mutlak surette kaldırılmış olduğuna kesin bir delildir. Aynı şekilde aşırılık, tekellüf, amellerin devamlılığını kesintiye uğratacak şeylere sebebiyet vermek gibi şeylerin yasaklanması da konumuza delil olmaktadır. Eğer Sâri' Teâlâ teklifte meşakkat dilemiş olsaydı, o zaman ne ruhsat ne de hafifletme bulunmazdı. (3)
Teklifte meşakkatin bulunmadığına dair icmâ'm bulunuşu. Bu durum, Şâri'in meşakkate yönelik bir kastının bulunmadığının bir delilidir. Eğer bulunsaydı, o zaman şeriat içerisinde çelişki ve tutarsızlık olurdu.[75] Böyle bir şey ise şeriattan uzaktır. Çünkü şeriatın yumuşaklık, hoşgörü ve kolaylık esası üzerine konulmuş olduğu sabit iken, diğer taraftan da onun konulması sırasında mükelleflerin sıkıntıya ve güçlüğe itilmesi gibi bir maksat bulunsaydı, o zaman birbirine zıt olan unsurların şeriat bünyesinde toplanması gibi onun münezzeh olduğu bir durum ortaya çıkardı.
Üçüncü türden olan meşakkate gelince bu da ayrı bir mesele halinde arzedilecektir; [76]
Konular
- Sekizinci Mesele:
- Dokuzuncu Mesele:
- Onuncu Mesele:
- On Birinci Mesele:
- On İkinci Mesele:
- Dördüncü Mesele:
- Beşinci Mesele:
- ÜÇÜNCÜ NEVİ
- ŞERÎAT, GEREĞİYLE YÜKÜMLÜ TUTULMAK ÎÇÎN KONULMUŞTUR
- Birinci Mesele:
- İkinci Mesele:
- Üçüncü Mesele:
- Dördüncü Mesele:
- Beşinci Mesele:
- Altıncı Mesele:
- Yedinci Mesele:
- Sekizinci Mesele:
- Dokuzuncu Mesele:
- Onuncu Mesele:
- On Birinci Mesele:
- On İkinci Mesele:
- DÖRDÜNCÜ NEVİ
- ŞÂRİ'ÎN, MÜKELLEFİN ŞERÎ HÜKÜMLER ALTINA GİRMESİNDEKİ KASDI
- (MÜKELLEFİN ŞERİATLA YÜKÜMLÜ TUTULMASI)
- Birinci Mesele:
- İkinci Mesele:
- Üçüncü Mesele:
- Dördüncü Mesele:[53]
- Beşinci Mesele: