Sekizinci Mesele:


Nefislerin arzu ettiği şeylere muhalefette bulunmak, nefse çok ağır gelir ve nefisleri arzuladığı şeylerden vazgeçirmek zor olur. Bu yüzdendir ki lıeva ve heves sahipleri, içinde bulundukları bu halleri­nin korunması için, başkalarının gösteremeyeceği-aşırı bir gayret sar-fetmektedirler. Bu konuda âşıkların durumu ile, Hz. Peygamber'in kendilerine gönderildiği ve üzerinde bulundukları hale sıkı sıkıya bağ­lı bulunan müşrik, kitap ehli ve diğei'lerinin durumu tanık olarak ye­terlidir. Bunlar hem kendilerinin hem de mallarının yok olmasını göze almış, fakat heva ve heveslerine muhalefette bulunmaya, (hak ve ha-kikata boyun eğmeye) asla rıza göstermemişlerdir. Öyle ki Yüce Allah onlar hakkında şöyle buyurmuştur: "Hevâ ve hevesini kendine tanrı edinen, bilgisi olduğu halde Allah'ın şaşırttığı... kimseyi gördün mü?[158] "Onlar sadece boş bir hayale ve canlarının istediğine ııymakladırlar[159]"Rabbinin katından bir belgesi olan kimse, kötü işi ken­disine güzel gösterilen kimseye benzer mi ? Bunlar heveslerine uymuş­lardır"[160] Bunlara benzer daha pek çok nass bulunmaktadır.
Ancak Sâri' Teâlâ, şerîatı koyarken sadece mükellefin hevâ ve he­veslerine tâbi olmaktan kurtarılmasını ve böylece sadece Allah'a kul olmasını amaçlamıştır. Şu halde hevâ ve hevese muhalefette bulun­mak, her ne kadar gidişatta ağır ise de, yükümlülükte dikkate alınan meşakkatler türünden değildir. Zire eğer dikkate alınacak olsaydı ve neticede bunlar için hafifletici hükümler getirilseydi, bu durum şeriatın konuluş amacına ters düşerdi. Bu ise sakattır. Böyle bir neti­ceye götüren şey de sakattır. Bu husus  inşâallah sonra açıklana­caktır. [161]


Eser: El-Muvafakat

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

El-Muvafakat

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..