Teyemmümün Sıhhati İçin, Talep De Gereklidir
Bir yolcu (misafir), o civarda suyun bulunduğunu, ga:
lip bîr zann ile zannederse, bir ok atımı 400 arşın kadar--su-vu sorup araması kendisine vacib olur.
Şayet, kendisine haber veren bulunmaz ve orada su bulunabileceğine, kendisinin de galip zannı olmazsa; su araması, o kimse üzerine vacib olmaz. Kâfi'de de böyledir.
O civarda suyun bulunup, bulunmayacağı konusunda şüpheye düşerse, o kimsenin suyu araması müstehâb olur.
Fakat, böyle bir şüpheye düşmezse, teyemmüm eder. Efdal olanı, su aramayı terk etmemesidir. Sîrârüîl - Vehhâc'da da böyledir.
Bir ğulve, 400 arşındır. Zâhîriyye'de de böyledir.
Bir adamın, su aramak için başka birini göndermiş olması, bizzat kendisinin araması gibi kafî gelir.
Bir adam, suyu arayıp sormadan, teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra arayıp sorsa ve fakat bulamazsa; bu durumda» İuaâ-m-ı A'zam (R.A.) ve İmâm Muhammed (R,Â.) 'e göre, o kimsenin namazım iade etmesi gerekir. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre ise, iade etmesi gerekmez. Sirâcü'l-VehKâcda da böyledir.
Bir kimse, soracak kimse bulamadığından ve kendisinin de bilmediğinden dolayı, çojk yakınında bulunan bir suyun yanında, teyemmüm edip namaz kılmış olsa, bu caizdir.
Fakat, eğer soracak kimse olduğu halde, sormadan teyemmüm eder ve namaz kılarsa; namaz kıldıktan sonra da bir kimseye sorar ve o da, suyun, yakın olduğunu haber verirse, kılmış bulunduğu namaz caiz olmaz. Tıpkı bir kimsenin, (yolcunun) ma'mûr bir yere inip de, su aramadan teyemmüm etmesinin caiz olmadığı gibi...
Fakat, bir kimse, suyu gördüğü halde, kendisine haber verilmez, o da, teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra, suyun yakınlığı haber verilirse, o kimsenin namazı caizdir. Çünkü o kimse, üzerine düşeni (arayıp sorma) yapmıştır. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Arkadaşının yanında su bulunan ve istediği zaman kendisine verebileceğini zanneden bir kimse, arkadaşından su istemeden, teyemmüm yapmış olsa, bu teyemmümü caiz olmaz.
Fakat, istediği halde, arkadaşı, yanında olan suyu vermezse» o kimsenin teyemmümü caiz olur.
Fakat, bu kimse, arkadaşının, suyu verip vermiyeceğinde tereddüd eder, istemeden teyemmüm ile namaz kılar ve sonra, isteyince arkadaşı da verirse; o kimse, kılınmış bulunduğu namazını iade eder. 'itâbfnin Ziyâdât Şerlıi'nde de böyledir. Kâfi'de de böyledir.
Fakat, o kimse şayet suyu, teyemmüme başlamadan Önce vermez de, namaz bittikten sonra verirse, o kimsenin, kılmış bulunduğu namazını iade etmesi gerekmez.
Fakat, eğer o adam, suyun değeri kadar para vermeden suyu vermek istemez ve su isteyen kimsenin de parası olmazsa, teyemmüm eder. Fakat, parası varsa, suyu alır ve teyemmüm etmez.
Ancak, su sahibi, gabn-i fahiş değerinin iki misli bedelden aşağıya satmaz, o suyu olmayarak teyemmüm eder. Kâfi'de de böyledir.
Bu durumda, suyun kıymeti takdir edilirken, oraya en yakın olan yerin, suyunun kıymetine i'tibar olunur. Fetavâyi Kâdİ-hân'datf ^ böyledir.
Teyemmüm ile namaz kılmakta olan bir kimse, namaz esnasında, arkadaşının suyunu görse, eğer, o arkadaşının, suyu kendisine vereceğine dair görüşü kuvvetli ise, namazını bozar.
Fakat, arkadaşının suyu verip vermiyeceği hususunda tereddüd ederse, namazına devam eder. Ve, namazını bitirince suyu ister. Şayet, arkadaşı suyu verirse, abdest alıp namazını iade eder. Eğer vermezse, namazını tamamlar.
Fakat, önce suyu vermekten kaçınır ve sonra da verirse, o kimsenin, teyemmümü de namazı da bozulmaz. Serahsî'nin Muhıyt'in-de de böyledir. [95]
lip bîr zann ile zannederse, bir ok atımı 400 arşın kadar--su-vu sorup araması kendisine vacib olur.
Şayet, kendisine haber veren bulunmaz ve orada su bulunabileceğine, kendisinin de galip zannı olmazsa; su araması, o kimse üzerine vacib olmaz. Kâfi'de de böyledir.
O civarda suyun bulunup, bulunmayacağı konusunda şüpheye düşerse, o kimsenin suyu araması müstehâb olur.
Fakat, böyle bir şüpheye düşmezse, teyemmüm eder. Efdal olanı, su aramayı terk etmemesidir. Sîrârüîl - Vehhâc'da da böyledir.
Bir ğulve, 400 arşındır. Zâhîriyye'de de böyledir.
Bir adamın, su aramak için başka birini göndermiş olması, bizzat kendisinin araması gibi kafî gelir.
Bir adam, suyu arayıp sormadan, teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra arayıp sorsa ve fakat bulamazsa; bu durumda» İuaâ-m-ı A'zam (R.A.) ve İmâm Muhammed (R,Â.) 'e göre, o kimsenin namazım iade etmesi gerekir. İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre ise, iade etmesi gerekmez. Sirâcü'l-VehKâcda da böyledir.
Bir kimse, soracak kimse bulamadığından ve kendisinin de bilmediğinden dolayı, çojk yakınında bulunan bir suyun yanında, teyemmüm edip namaz kılmış olsa, bu caizdir.
Fakat, eğer soracak kimse olduğu halde, sormadan teyemmüm eder ve namaz kılarsa; namaz kıldıktan sonra da bir kimseye sorar ve o da, suyun, yakın olduğunu haber verirse, kılmış bulunduğu namaz caiz olmaz. Tıpkı bir kimsenin, (yolcunun) ma'mûr bir yere inip de, su aramadan teyemmüm etmesinin caiz olmadığı gibi...
Fakat, bir kimse, suyu gördüğü halde, kendisine haber verilmez, o da, teyemmüm edip namaz kıldıktan sonra, suyun yakınlığı haber verilirse, o kimsenin namazı caizdir. Çünkü o kimse, üzerine düşeni (arayıp sorma) yapmıştır. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Arkadaşının yanında su bulunan ve istediği zaman kendisine verebileceğini zanneden bir kimse, arkadaşından su istemeden, teyemmüm yapmış olsa, bu teyemmümü caiz olmaz.
Fakat, istediği halde, arkadaşı, yanında olan suyu vermezse» o kimsenin teyemmümü caiz olur.
Fakat, bu kimse, arkadaşının, suyu verip vermiyeceğinde tereddüd eder, istemeden teyemmüm ile namaz kılar ve sonra, isteyince arkadaşı da verirse; o kimse, kılınmış bulunduğu namazını iade eder. 'itâbfnin Ziyâdât Şerlıi'nde de böyledir. Kâfi'de de böyledir.
Fakat, o kimse şayet suyu, teyemmüme başlamadan Önce vermez de, namaz bittikten sonra verirse, o kimsenin, kılmış bulunduğu namazını iade etmesi gerekmez.
Fakat, eğer o adam, suyun değeri kadar para vermeden suyu vermek istemez ve su isteyen kimsenin de parası olmazsa, teyemmüm eder. Fakat, parası varsa, suyu alır ve teyemmüm etmez.
Ancak, su sahibi, gabn-i fahiş değerinin iki misli bedelden aşağıya satmaz, o suyu olmayarak teyemmüm eder. Kâfi'de de böyledir.
Bu durumda, suyun kıymeti takdir edilirken, oraya en yakın olan yerin, suyunun kıymetine i'tibar olunur. Fetavâyi Kâdİ-hân'datf ^ böyledir.
Teyemmüm ile namaz kılmakta olan bir kimse, namaz esnasında, arkadaşının suyunu görse, eğer, o arkadaşının, suyu kendisine vereceğine dair görüşü kuvvetli ise, namazını bozar.
Fakat, arkadaşının suyu verip vermiyeceği hususunda tereddüd ederse, namazına devam eder. Ve, namazını bitirince suyu ister. Şayet, arkadaşı suyu verirse, abdest alıp namazını iade eder. Eğer vermezse, namazını tamamlar.
Fakat, önce suyu vermekten kaçınır ve sonra da verirse, o kimsenin, teyemmümü de namazı da bozulmaz. Serahsî'nin Muhıyt'in-de de böyledir. [95]
Konular
- Tavuk, Kedi, Güvercin ve Benzerlerinin Kuyuya Düşmesi :
- Kuyudan çıkarılması müstehab olan suların miktarı:
- Kendisi İle Abdest Almanın Caiz Olmadığı Sular
- Ma-İ Müstamel (Kullanılmış Su)
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Meseleler
- 4- TEYEMMÜM
- Teyemmüm Hakkında Bilinmesi Zorunlu Olan İşler
- Teyemmümde Ellerî İki Defa Vurmak
- Teyemmüm Edilen Azaların Tamamını Meshetmek
- Kendisi Île Teyemmüm Yapılan Temiz Toprakla İlgili Meseleler
- Toz İle Teyemmüm Nasıl Yapılır:
- Toprağın Bir Başka Şeyle Karışık Halde Bulunması:
- Teyemmüm Ederken Üç Parmakla Meshetmek
- Suyu Kullanmaya Gücü Yetmeme, Teyemmümün Sebeplerindendir
- Mil, Nasıl Bir Uzunluk Ölçüsüdür :
- Teyemmümün Sıhhati İçin, Talep De Gereklidir
- Teyemmümü Bozan Şeyler
- Teyemmümle İlgili Çeşitli Meseleler
- Teyemmümün Yapılışı :
- 5- MESTLER ÜZERİNE MESHETMEK
- Meshin Caiz Olması İçin Gereken Şeyler :
- Meshin Yapılacağı Yer:
- Mesh Nasıl Yapılır :
- Hangi Halde Mestler Üzerine Meshedîlir :
- Meshin Müddeti :
- Mestlerin Delik, Yırtık Veya Sökük Olması:
- Meshi Bozan Şeyler :
- Sargılar Üzerime Meshetmek :
- 6- KADINLARA MAHSUS BAZI HALLER
- Hayız