Daye'nin Çocuğu
Daye'lık Osmanlı sarayında önemli bir mevkiidir. Bu mev-kiide bulunan bayanlar, nice şehzade ve sultanhanımlarin süt anneleri olduğu gibi tahta çıkan padişahlara da, süt annelik etmişlerdi. Dinimiz; süt kardeşliğe pek önem verdiğine göre, süt annelerininde ehemmiyet taşıdığı izahtan varestedir. Do-laysıyla Daye denilen süt anneler Osmanlı hanedanınca pek makbul muameleler gösterilmesi gerekenler olarak kabul edilmişlerdir. Aşağıya almaya çalışacağımız olayın bu tarafını da düşünmeyi okurlarımız göz önüne almalıdırlar. Sultan İbrahim bir gün sarayın harem bölümünde çocuklar ile oynamaktayken oğlu Mehmed yerde kendi kendine oynayarak eğlenmektedir. Padişah ise; dizlerinde hoplattığı şehzade Mehmed'in dâye'si (süt annesinin) çocuğuna gülücükler yapmaktadır. Bu sırada salona giren Turhan Valide Sultan durumu görünce sinirlenerek, padişaha: Efendimiz; kendi çocuğunuz yerlerde, Dâye'nin piçi kucağınızda hoplamakta, bu revâmıdır? Diye söylenir. Sultan İbrahim bu serzenişe adamakıllı sinirlenerek, Dâye'nin oğlunu yavaşça dizlerinden indirir. Kendi çocuğu şehzade Mehmed'i kaptığı gibi, büyük salonun ortasında bulunan içi su dolu/havuza fırlativerir. Şehzadenin kafası, havuzun kenarına çarpar ve ömrü boyunca izini taşıyacağı bir yara meydana gelir. Sultan İbrahim çocuğunu fırlattıktan sonra arkasına bakmadan salonu terk etmişti. Oradaki harem efradından biri havuza athyarak boğulması muhakkak şehzadeyi kurtarır. Bu Dâye meselesindeki piç kelimesinin dayandığı vaka şudur: "Kızlarağası Sünbül Ağa, Sultan İbrahim'in tahta geçtiği günlerde dörtyüzelli al-tuna kendi hizmetine bakmasını temin için bakire bir kız satın alır. Sünbül Ağanın kendisi hadım'dır. Fakat bir kaç ay sonra bu cariye bir oğlan çocuk doğurur. Kesin olarak babası Sünbül Ağa değildir, ancak Ağa bu çocuğu evlâd gibi kabul edip sarayda büyütmeğe başlar. O sıradaysa Turhan Sultan, şehzade Mehmed'i doğurmuştur. Bahse konu câriye, şehzadenin sütanneliğine yâni Dâye'liğine getirilir. İslâm düşmanı tarihçiler, bu çocuğu Sultan İbrahimin süt anneden olmuş gayrimeşru oğlu diye tanımlarsada, aslı yoktur ki, iftiradır. Bu müfteri tarihçiler, Avrupa devletlerinde o devirlerde saltanat sahiplerinin klişe dini gereğince papalıktan müsaade gelmedikçe izdivaç yapamadıkları için, aşağı yukarı her saltanat sahibinin hattâ derebeylerin bile klişece tasvib edilmemiş bu yüzden gayrimeşru addedilmiş izdivaçları bolca olduğundan, bizim şeriatımızın, böyle saçmalıklara müsaade etmediğini bilememek veya hanedanın namusuna iftira için bu yolu seçmişlerdir. Eğer bu müverrihlerin söyledikleri vâki olsa, hiçbir şeyden füturu olmayan Sultan İbrahim, o çocuk kendisinin olsaydı, anneyi câriye hükmünden, yaptığı nikâhla kendine hanım yapar, çocuğu da veliaht şehzade olarak ilân ederdi. Ona kim engel olabilecekti? Çocuğa gösterilen şefkate gelince, kim çocuklara muhabbet göstermez? Hele kendi çocuğuyla başka bir çocuk arasında muhabbet farkı göstermemek her babayiğidin hakkı değildir. Padişah; herne kadar tarihlerimizde delilikle anılmışsa da bu hususda akıllılara taş çıkartacak numune sergilemiştir. Değilmi ki; Efendimiz (s.a.v) bir yetimin başını okşamak dahi insanı cennet ehli eder mealinde bir hadis söylediği rivayattandır.
Konular
- Hekimbaşının Ölümü
- Tayyar Mehmet Paşa'nın Sadareti
- Bagdad Önünde
- Bağdad'dan Dönüş
- Sultan 4. Mürad'ın Vefatı
- Sultan 4. Murad'ın Hanımları Ve Çocukları
- 4. Murad'ın Sadrıazam Ve Şeyhülislâmları
- SULTAN İBRAHİM HAN
- Sultan İbrahim Tahta Oturuyor
- Sadrazam Silahdar Çeşmesi
- Osmanlı Tahtına Vâris
- Turhan Sultan Şanslı İnsan
- Sadrıazamın İdamı
- Yanlış Hesabın Beklenen Sonu
- Sültanzâde Semin Mehmed Paşanın Sadareti
- Daye'nin Çocuğu
- Talihsiz Seyahat
- Şer'den Hayr'a
- Hanya Feth Ölünüyor
- İstanbul'da Yangın Ve Tufan
- Yusuf Paşa'nın Katli
- Girîd Ahvali
- Cinci Hoca Gözden Düşüyor
- Sadrazam Salih Paşa'nîn Katli
- Hezarpare Ahmed Paşa Sadareti
- Şiddetli ve Manidar Bir İtiraz
- Ahmak Sadrıazam
- Saray'ın Vaziyeti
- Varvar Ali Paşa İsyanı
- İbrahim Paşa İsyanı