Koca Yusuf Paşa Yine Sadrazam
Arda arda mağlubiyetlere duçar edilmiş bir ordu, artık başına kim gelirse gelsin, kendine olan güveni kaybetmişse akıbet iyi olamaz. »
Nitekim Koca Yusuf paşa geldiği bu sadaretinde yaptığı savaşlardan yüz güldüren bir netice istihsal edemedi. Ayrıcada mâli sıkıntılar yavaş yavaş kendini gösterince, orduya lâ-zımiyeti olan levazımda temin güçlüğü görülmeye başlandı. Bütün bunlar olmaktayken, Fransa'da meydana gelen ihtilâl dünya devletlerinin her birini, kendi iç vaziyetlerini gözden geçirmeye itti. Avusturya ise bundan asla müstesna olmamakla beraber daha da te'sir altına girebilecek durumda idi, çünkü imparatorları 2. Jozef bu sırada oluvermişti.
Buna bağlı olarak da Rusya ile ittifakından kopmuşlardı. Artık açıkça gözlenen eğilimleri sulh antlaşmalarını imzalamaya dönük olduklarıydı. Devletimiz Osmanlı ise; Ruslar ile kozunu paylaşabilmek için Avusturya ile sulh yapma ihtiyacı, insanın suya ekmeğe olan ihtiyacından daha az değildi. Ziştovi iki devletin sulha ihtiyacının bir imza ile noktalandığı yer oldu. İngiltere, Prusya ile Felemenk devletlerinin tavassutları bu sulhun imzalanmasında epeyce iş gördü. Mezkûr Ziştovi antlaşması Belgrad ile diğer kaleleri Osmanlıya iade etmek şartıyla Osmanlı-Avusturya sulhu yapıldı. 1205/1790
Rusya ile probleme gelince: Padişah 3. Selim, pederi 3. Mustafa gibi samimi bir moskof düşmanıydı. Onları mutlaka mağlup etmek gayesinin zirvesiydi. Avusturya ile yapılan Ziştovi antlaşması nihayetinde, Rusya ile başbaşa kaldığını düşünen padişah, orduyu kesin ve şiddetli bir emirle, Rusya ordularının üzerine atlamalarını istedi. Padişah bu tâleblerini yaparken, ordunun başkomutanı da dâhil olmak üzere bütün güngörmüş askerleri ve subayları şiddetle sulh yapmaya gerek gördüklerini, orduyu değil savaştırmak, geri çekebilmek bile müşküldür beyanlarını ve bunları destekleyen imzalar vermekten imtina etmemeleri, işin vahametini göstermeğe yeterde artardı bile. Prusya ise Osmanlıyla müttefikliğine rağmen, Fransa'da zuhur eden ihtilâlin kendi bacasını da tutuşturacak korkusundan, Ruslara harb ilânına İmkânı bulunmadığını gayet net olarak babıâli'ye bildirdi.
Nitekim Koca Yusuf paşa geldiği bu sadaretinde yaptığı savaşlardan yüz güldüren bir netice istihsal edemedi. Ayrıcada mâli sıkıntılar yavaş yavaş kendini gösterince, orduya lâ-zımiyeti olan levazımda temin güçlüğü görülmeye başlandı. Bütün bunlar olmaktayken, Fransa'da meydana gelen ihtilâl dünya devletlerinin her birini, kendi iç vaziyetlerini gözden geçirmeye itti. Avusturya ise bundan asla müstesna olmamakla beraber daha da te'sir altına girebilecek durumda idi, çünkü imparatorları 2. Jozef bu sırada oluvermişti.
Buna bağlı olarak da Rusya ile ittifakından kopmuşlardı. Artık açıkça gözlenen eğilimleri sulh antlaşmalarını imzalamaya dönük olduklarıydı. Devletimiz Osmanlı ise; Ruslar ile kozunu paylaşabilmek için Avusturya ile sulh yapma ihtiyacı, insanın suya ekmeğe olan ihtiyacından daha az değildi. Ziştovi iki devletin sulha ihtiyacının bir imza ile noktalandığı yer oldu. İngiltere, Prusya ile Felemenk devletlerinin tavassutları bu sulhun imzalanmasında epeyce iş gördü. Mezkûr Ziştovi antlaşması Belgrad ile diğer kaleleri Osmanlıya iade etmek şartıyla Osmanlı-Avusturya sulhu yapıldı. 1205/1790
Rusya ile probleme gelince: Padişah 3. Selim, pederi 3. Mustafa gibi samimi bir moskof düşmanıydı. Onları mutlaka mağlup etmek gayesinin zirvesiydi. Avusturya ile yapılan Ziştovi antlaşması nihayetinde, Rusya ile başbaşa kaldığını düşünen padişah, orduyu kesin ve şiddetli bir emirle, Rusya ordularının üzerine atlamalarını istedi. Padişah bu tâleblerini yaparken, ordunun başkomutanı da dâhil olmak üzere bütün güngörmüş askerleri ve subayları şiddetle sulh yapmaya gerek gördüklerini, orduyu değil savaştırmak, geri çekebilmek bile müşküldür beyanlarını ve bunları destekleyen imzalar vermekten imtina etmemeleri, işin vahametini göstermeğe yeterde artardı bile. Prusya ise Osmanlıyla müttefikliğine rağmen, Fransa'da zuhur eden ihtilâlin kendi bacasını da tutuşturacak korkusundan, Ruslara harb ilânına İmkânı bulunmadığını gayet net olarak babıâli'ye bildirdi.
Konular
- SULTAN I. ABDULHAMİD HAN
- Şark'daki Sıkıntı
- Kaynarca Antlaşmasındaki Yanlışlık
- Eflâk Ve Buğdan Kürgüsü
- Zend Kerim Ve Katerina Uyuşması
- Kırım'ın Derdi
- Fransızların Ruslara Yaklaşması
- Batı Avrupanın Rusya'ya Bakışı
- Padişahın Sulha Eğilimi
- 1. Abdülhamid'in Hanımları
- 1. Abdülhamid'in Çocukları
- 1. Abdülhamid'in Sadrazamları
- 1. Abdülhamid'ın Şeyhülislâmları
- SULTAN 3. SELİM HAN
- Buze Suyu Bozgunu
- Koca Yusuf Paşa Yine Sadrazam
- Yaş Antlaşması
- Karışıklıkların BirıbiriniTakibi
- Gaile'ler
- Avrupa Ahvâli
- Edirne Vakası
- Rusya Savaşı-İngiliz Donanması
- Napolyon'ca
- Sultan 3. Selimin Hâli
- Ilhad Ve Zenadıka
- Kabakçı Vakası
- Nızam-I Cedıd'in Te'sisi
- Şehzade Eğitimi
- 3. Selim Hân'ın Hanımları Ve Çocukları
- 3. Selimin Şeyhülislâmları