Padişahın Mehmed Said Paşa'yı Tanıması
Bu vak'ayı 2. Abdülhamid Hân'ın uzun zaman başkâtipliğini yapan Tahsin Paşa'nın hatıratından takip edelim: "Padişah, ilk başkâtibi olan Said Paşa'y1 da önce Cemile Sultan'ın sarayında pek sık rastladığından tanıma imkânı bulmuştur. Halbuki padişaha başkâtip olarak Mithad Paşa ve arkadaşları Sadullah Paşa'yı hazırlamışlardı. Ancak padişahın hazırlana-nanı değil Damad Mahmud Ceİâleddin Paşa'nın tanıştırmış olduğu Said Efendiyi tercih etmişti.
Günümüzde İstanbul'da yolcu taşıyan şehir hatları vapurları arasında ismi Hüseyin Hâki olan bir vapur vardır. Bu isim umuyorum ki 1870'li yıllarda Şirket-i Hayriye meclis-i idaresi reislerinden olan Hüseyin Hâki Efendi'yi yâd etmek için verilmiş olabilir. Tabii ki böyle kadir bilen müessese ve idarecilerini takdir vazifemizdir. Şimdi bu izahdan sonra, yazımız ile alakalı bahse aid bölüme avdet edelim.
Efendim; Said Efendi ticaret nazırlığı mektupçuluğunda bulunduğu zaman Nazır Suphi Paşa'nın başkanlığında toplanan şirket-i hayriye hissedarları toplantısında, yukarıda bahsi qeçen Hüseyin Hâki Efendi'nin bazı hissedarları kömür işinden dolayı meydana gelen münakaşalar,müzakere niamını bir hayli ihlâl etmiş olmasına rağmen, mektupçu Said bey'in üç saat süren müzakereleri hâvi tanzim ettiği mazbataya herkesin görüş ve rey'ini ayrı ayrı yazabilmiş olması hazır bulunanları hay ete düşürmüştü. Bahse konu meclis de hissedar sıfatıyla hazır bulunan Damad Mahmud Celâieddin Paşa, 2. Abdülhamid hân'a, taht'a geçmesine yakın günlerde bunları anlatmıştı. Taht işi gerçekleştiğinde M. Ceİâleddin Paşa, Said Bey'i hatırladı ve padişaha da hatırlattı. Padişah anlatılanlar1. derhatır edince Said Efendiyi kendisine başkâtip olarak tâvin eyledi. Bizim kaynaklarımızdan olan ve mevcudu hayI: zamandır bulunamayan Mehmed Zeki Pakalın'ın "Son Sadn-azamlar" adlı nefis eserinde Küçük Mehmed Said Paşa'ya tam 890 sahife ayırmıştır. İbnül Emin Mahmud Kemal İnal beyefendi merhumda bir hayli kalem oynatmış. Bunlar ve benzeri eserler mütalaa olunarak müthiş bir hacim İle karşılaşıyoruz Takdir edersiniz ki bol kaynaklardan süzme yapmak çeşitli vecihleri ortaya çıkarmak dikkat gereken bir çalışmaya bağlıdır.
Bu bakımdan Abdülhamid- i Sâni döneminin cidden çok mühim rüknü olan Said Paşa'nın biyografisini diğer iki numaralara nazaran daha geniş olması, şahsiyetin hadiselere adetâ beşiklik, önderlik vqya muhalefet etme gibi hususlarla birlikte, nefsini Osmanlı devletine teslim etmiş kimselerin bağlılığını göstermeyi ihmal etmediklerini guruba dahil olmasından kaynaklanmaktadır. Bizim; Said Paşa'nın mabeyn başkitabettne getirilmesindeki esrarı inceleyip sık dokuma yoluna gidişimizin sebebini, 2. Abdülhamid'in etrafını sarmak isteyen kadrolara teşhis koyabilme içindir. Nitekim bizim anlayabildiğimiz kadarıyla Küçük Mehmed Said Paşa; hiç kimsenin adamı olmayıp kendi kandilini yakmaya, üstüne düşen vazifeyi hakkıyla yapmaya düşkün bir devlet adamı, herkesle iyi geçinmeyi prensip edinmiş bir insan olarak yorumlayabiliriz!
İbnül Emin Bey merhumun; Said Paşa'yı kastederek, "Kendinden işitildiğine göre" kaydıyla şu yazısını özetleyelim: "Çemberlitaş'da Matbai Osmaniye'nin yanındaki merdivenli evde kaim validesiyle birlikte ikamet ettikleri esnada bir gece küçük kardeşi Ferid Bey, biraz sarhoş olarak gelir ve orada kalacağı anlaşılır! Kaimvâlide hanım savulması için ısrar ve şiddet gösterir. Halbuki; Ferid Bey'in evi deniz aşırı olduğundan gece yarısı gidemeyeceği söylenirsede, kaimva-lideyi ikna mümkün olmaz. Sonunda Said bey'in kardeşi Ferid Bey, aşağı kata indirilip aşçının ve uşakların odasında yatırılır. Damad bey yâni Said Paşa bu hâl ve işittiği sözlerden son derece müteessir olduğundan sabaha kadar ağlar. Gözüne uyku girmez!"
Sabaha karşı; gecenin karanlığı devam ederken, evin kapısı çalınır. Kapıyı açan uşağa gelen iki adam: "Said Bey'in evi burasımıdir? Kendisini göreceğiz!" derler, uşak durumu haber verince evin bey'i ürker, görünmemek isterse de, kapıdakiler ısrar ettiklerinden yanlarına gitmeye mecbur olur. Adamlar: "Sizi Saray'dan istiyorlar! Götürmeye geldik dediğinde ürkme korkuya dönüşür. Hızla giyinip gelen adamlarla birlikte, getirilen arabaya binerler ve saraya varırlar. O gün tahta çıkması kararlaştırılan Sultan 2. Abdülhamid'in huzuruna götürürken padişah başkitabete tâyin ettiğini söyler. Birlikte Topkapı Sarayına giderler ve tahta çıkma merasimi yerine getirilir. "
Said Paşa'nın başkâtipliğe geçirilmesinde bir hayli rivayetler bulunrnaktaysada,en doğru olanı M. Celâleddin Paşa'nın şirketi hayriye hikâyesini padişaha nakletmiş olması ve Sultan Hamid'in insanları verimli olarak kullanmasının bir ifadesi olan Said Paşa'nın başkâtipliğe tâyini olayıdır. Mehmed Said Paşa; başkâtipliğe getirildikten sonra devlet adamlarının müşterek kanaatleri, Said Bey bu görevinde padişah'a babı-âliyi kendine bağlama hususunda son derece yardımcı olmuş, neticesinde devlet İdaresi babıâli memurlarının elinden, padişahın mutlak yönetimine geçmiştir. 3 Zilkade/1294-1 O/kasım /I 877'de Said Bey'e başkatiplik vazifesine zami-meten Hazine i Hassa nezareti de tevcih buyruldu. Esvat-ı Sudur adlı eserin yazarı, dahiliye eski nazırlarından Sağır Memduh Paşa 71. sh. de Said Bey için 2. meşrutiyetin ilânından sonra şunları yazıyor: "Başkitabetde, mizâc-ı şahaneye göre hizmeti ve hususat-i mühimmenin ta'dil ve tesviye-since meziyyeti ve bütün icraatı babıâliden Saray'a çekmeğe masru mahareti, fart-ı fetanetine delil addedilmesiyle yüksek mertebelere is'ada (çıkmaya) mukaddime olmak üzere uhdesine hazine-i hassa-i şahane nezareti tevcih buyruldu.
Memduh Paşa; Said Paşa ile olan aralarındaki burudet ve münaferattan dolayı bahse konu Esvat-ı Sudûr'dan yaptığı iğnelemeleri, yukarıdaki satırları dikkatle okursak fark ederiz! Hâttâ Memduh Paşa'nın, Said Paşa'yı iğnelemek uğruna 2. Abdülhamid hân'ı da çıkarılan mânaya bakarsak ateş hattına almış oluyor! 7/muharrem/1295-12/ocak/1878'de 40 bin kuruş maaşla dahiliye rtâzırlığma tâyin edilen Said Paşa, Hamdi Paşa'nın kabinesinde yer almıştı. Bu tâyini yorumlayan İbnül Emin Mahmud Kemal İnal Bey şunları kaydediyor: "Harndi Paşa'nın kabine teşkil olunurken Said Paşa'yı da hili-ye nezaretine tâyin ettirmekten maksadının, padişahdan uzaklaştırmak olduğunu bazı kimselere söylemişti." Demekte.
Mirat-ı Hakikat yazan Çorluluzâde Mahmud Celâleddin Paşa diyor ki; Ahmed Hamdi Paşanın kabinesine dahiliye nâzın olarak aldığı Küçük Said Paşa'nın işleminde yatan esas Said Paşa'yi Saray'dan uzaklaştırmak niyetine müteaalik olduğu, bazı kimselere Hamdi Paşa tarafından söylendiği pek yaygın rivayettendir. Bir kısım devlet adamlarının görüşüne göre Said Paşa Babıâlîyi Saray'a taşıyan devletin tamamen sa-ray'dan İdare edildiğinin baş mekanizması idi. Vükelâ heyetinden olması tabiatıyla, baş kitabetten ayrılmasını intaç edecekti.
Hakikaten A. Hamdi Paşa kabinesinde dahiliye nazırlığını uhdesine alan Mehmed Said Paşa, 11/ ocak/1878'de işbaşı yapan hükümetde 24 gün sonra A. Hamdi Paşa'nın kabinesinin son bulmasıyla infisal ettiler. Bu kabinenin ömrü 4/şu-bat/1878'de bitmiş oldu. Yeni kabinenin Ahmed Vefik Pa-şa'ya teklif olunduğu görüldü. Ancak Paşa bir takım talepler sıraladı. İlki sadrıazamlık değil başvekil ün vanıyla kabine kurmak olduğu gibi, vekillerinde me'suliyetinin ihdası gibi yine Mahmud Celâleddin Paşa'nın Tophane Müşirliğinden, Said Paşa'ninda dahiliye nazırlığından alınmasını, çünkü bu neza-retide uhdesine alacağını bildirdiği şartlarda bunlar. Bu talepleri kabul eden 2. Abdülhamid han; 2 ay, 9 gün sürecek Ah-med Vefik Paşa hükümetini 4/şubat/1878'den geçerli oimak üzere tasdik eyledi.
Dahiliye nezaretinden adeta atılmasını sağlayan Ahmed Vefik Paşa'ya nefsince haklı olarak kırıldı. Bu yüzden de Ahmed Vefik Paşa aleyhinde olanlar ile aynı mesleği seçmiştir. Çerkeş Deli Nusret Paşa, padişahın başdoktoru Mavroyani efendilerin padişah nezdinde başvekil hakkındaki atıp tutmalara iltihak etdi. Bunların padişah üzerinde değişiklik yaptığı düşünülebilir. Bu arada saray'a gelen bir jurnalde başvekil'in bineyi teşkil eden vükela ile fikir birliği yaptığı, hâi edilmesi sağlayacaklar mealindeki jurnal, Ahmed Vefik Paşa'nın azlini temine kâfi geldi. Ahmed Vefik Paşa bir hayli düşman kazanmıştı. Bu sıralarda Said Paşa'ya Ankara Valiliğine tâyin emri geldi. 25 bin krş. aylıkla 5/cemaziyelahir/1295-7/hazi-ran/1878 tarihli tâyindi. 18/nisan/1878'den itibaren sadaret Mehmed Sadık Paşa'ya tevcih olundu. Fakat 1 ay, 10 gün sonra onun da infisalini görüyoruz, istanbul'da sadaretler kısa sürede el değiştirmede, Said Paşa ise; Ankara Valiliği vazifelerinden, hem şartlarını ileri sürerek rahat sızlandığını yerinin değiştirilmesini isteyen feryadnâmeler yazıp durmaktadır. Mehmed Sadık Paşa' dan sonra Mehmed Esat Savfet Paşa, Tunuslu Hayreddin Paşa, ondan da Ahmed Arifi Paşa'ya tevcih olunan makam-ı sadaret, 18/ekim/1879'da Ankara Valiliğinden, hazine-i hassa nazırlığına, Tunuslu Hayreddin Paşa kabinesinde Adliye nazırlığı görevlerinden sonra, Küçük Mehmed Said Paşa'ya tevcih olunur ki bu sadaret bahse konu zâtın ilk sadareti olur. 7 ay, 27 gün süren bu sadaret 9/haziran/ 1880'de nihayet bulur.
Konular
- Plevne Nasıl Düştü?
- Sırplar Ve Karadağlılar
- Anadolu Cephesi
- Gazı Ahmed Muhtar Paşa'nın Ikazı
- Durum Tesbiti
- Seraskerin Telgrafı
- Talih Dönüyor!
- Edirne Mütarekesi
- Büyük Tatil Hakkında Mütalaa
- Ali Süâvi Olayı
- Kıbrıs'ın İngiltere'ye İkramı
- Berlin Konferansı
- 1293/1878 Harbi Kayıpları
- Küçük Mehmed Saıd Paşa
- Bir İhtilafın Neşeti!
- Padişahın Mehmed Said Paşa'yı Tanıması
- Hatt-I Hümayun
- Said Paşa'nın 3. Düşüşü
- Said Paşa'nın Hapisten Kurtuluşu
- Sübhiye Hanım Vakası
- Filibe Vak'ası!
- Kapitilasyon İlgaasına Teşebbüs
- Hayatımı Muhafaza Tedbiri
- Hilâl İle Haç Arasındaki Mücadele
- Mektep Ve İlahiyat
- Edebiyat-San'at Ve Kültür
- Düyün-I Ümümî'yenin Te'sisi
- Yıldız Mahkemesi
- Padişah İle Görüşme
- Dış Müdehale Varmı?