Midhat Paşa'nın Mahkemesi
Midhat Paşa yukarıda izah ettiğimiz gibi, gece yarısı saraya çağrılıp, Izzeddin vapuruna bindirilip, avrupaya menfaya gönderildiğinde 20 ay kadar gurbet-i vatan çekti. Ancak hiç başına gelenden mütenebbih olmamış, dilin kemiği olmadığından ileri-geri konuşuyor vede ne konuştuysa ilaveleriyle birlikte Sultan Hamid'e duyuruluyordu. Kontrolsuz bir şekilde ecnebi diyarlarda hangi hataları icra edeceği meçhul bir Mid-hat Paşa yerine, affa nail olmuş ve valilik görevinde bir yerde istihdamının daha iyi olacağını düşünen padişah tarafından geri dönüş alt yapısı hazırlandı ve 4/Ağustos/1880 târihinde ülkenin önemi büyük bir vilâyeti olan Aydtn'a tâyin ediliyordu. Bu vilâyet o zaman İzmİrde dâhil Ege Bölgesinin tamamını içinde bulunduruyordu. Midhat Paşa; buradaki valiliğinin 9. Ayının 12. günü, yâni 16/Mayıs/Î881'de tevkif emriyle karşılaştı. Sultan Abdülaziz'in şehadeti üzerine açılan tahkikatta ifadesi alınmak gerekçesiyle. Bu tevkif emri için Midhat Paşa'nın yaptığı uzakta olan İngiliz elçiliğine gidemyece-ğini anladığından hemen yakınındaki Fransa konsolosluğuna kapağı atmak oldu. Bu sığınma talebi idi ki, sadaret de bulunmuş bir kimse için yapılacak işlerden değildi. Ama dikkat buyurursak, sadrıazam Said Paşa'da bir keresinde ingiliz b. elçiliğine sığınmıştır ve de daha sonra 2. Abdülhamid han, bu paşayı yine sadarete getirmiştir. Pek tuhaf hallerdendir. Demekki sadrıazamlık yapan zevat biie hayatlarını tehlikede gördükleri an dost düşman demeyipde, ecnebi misyona iltica etmekten içtinap etmiyorlar. Öztuna Bey; Midhat Paşanın bu yaptığına aynen: "Eski bir sadnazamın ve hâlen devletin en büyük eyaletinin başında bulunan bir umûmî valinin bu hareketi, son devir Türkiye târihinin en çirkin olaylarından biridir ve Midhat Paşa İçin gerçek bir lekedir. Bunun şahsı için bir leke olduğunu Paşa'da, hatıralarında <yalnız bana değil, evlâdıma da kalacak târiM ömrümün lekesidir> şeklinde itiraf etmekte ancak can kaygusuna düştüğünü ileri sürerek, şahsını savunmaya çalışmaktadır." Demektedir. Biz de hemen ilâve edelim ki, bu fahiş hatayı 2. Abdülhamid dönemi sadnazamlarından iki kişide daha ecnebi sefaretlere iltica yoluna başvurduğunu görüyoruz. Bunlardan birisi hatıratlarından alıntı yaptığımız, Erzurumlu, Şâpur Çelebi İakablı ve
Abdülhamid Hân tarafından dokuz defa sadarete getirilmiş bulunan Küçük Mehmed Said Paşa'dırki İngilizlere iltica etmiştir. Diğeride yine hatıratından alıntılar aldığımız Kıbrıslı Mehmed Kâmil Paşa'dır ki bu zatda, İngiliz konsolosluğuna iltica etme yanlışını sergilemiştir. Bu hatırlatmayı yapmaktan maksad Midhat Paşa'nın böyle bir davranışda tek olmadığını amma yine de ilk olduğuna okurlarımızın dikkatini çekelim
istedik.
Midhat Paşa'nın bu ilticası üzerine Sultan Hamid, Fransa'nın İstanbul b. elçisini çağırttı ve derhal sığınmacının konsolosluk dışına çıkarılmasını tehdit yollu talep etti. Fransızların elçisi Tissoti'yi tehdidiyle bunaltan padi şah büyük elçinin İzmir konsoloslarına talimat göndermesini temin etmişti. B. elçi Tissoti, İzmir'deki konsolos Pelissirey'e çektiği telgrafla Midhat Paşa'yı ihraç etmesini İstedi, çünkü az bir zaman önce Fransa, Tunus'u işgal etmiş, Osmanlı devletinin heran kendilerine savaş açacaklar korkusunu taşıdığından, Midhat Paşa olayı buna kapı açmasın diye dikkatli olmayı tercih etmişler ve kendilerin iltica edeni dışarı koymak suretiyle sahibi oldukları hürriyetçilerin abidesi Fransa lakabının gölgelenmesine katlandılar.
Konular
- Padişahın Mehmed Said Paşa'yı Tanıması
- Hatt-I Hümayun
- Said Paşa'nın 3. Düşüşü
- Said Paşa'nın Hapisten Kurtuluşu
- Sübhiye Hanım Vakası
- Filibe Vak'ası!
- Kapitilasyon İlgaasına Teşebbüs
- Hayatımı Muhafaza Tedbiri
- Hilâl İle Haç Arasındaki Mücadele
- Mektep Ve İlahiyat
- Edebiyat-San'at Ve Kültür
- Düyün-I Ümümî'yenin Te'sisi
- Yıldız Mahkemesi
- Padişah İle Görüşme
- Dış Müdehale Varmı?
- Midhat Paşa'nın Mahkemesi
- Mahkeme Kararları
- Tâif'de Akıbetleri
- İngiltere Mısır'ı İşgal Ediyor!
- Ermeniler Ve Meselesi
- Bir Gaazı'nın Beyanatı
- Ördü Kıvamını Buluyor!
- Gaazi Ethem Paşa Anlatıyor
- Yunan'lıların Faaliyetleri
- Alasonya Ve Civar Muharebeleri
- Milona Muharebesi
- Yanya Civarındaki Muharebeler
- Teselya Topraklarının Fethi
- Çatalca Muharebeleri Ve Zaptı
- Velestin Golos