Bilgi Bankası 48:
Eyalet Askeri Eskidenberi Osmanlı devleti eyalet ve sancaklara ayrılmış bir idare tarzına sahipti. Eyalet, adeta vilayet demektir. Eyaletlerde vezirler, beyberbeyîeri, mirmiran-lar, sancaklarda da, mirlivalar, beyler bulunurdu. Vezirlerden başkalarına ümera (kumandan) denirdi.
Osmanlı devleti sırf bir askeri hükümet olduğundan vezirlerle, komutanlar hem devlet işlerini hem de askeri işleri yaparlardı.
Eski tabirlerden Dirlik, geçinecek toprak demektir. Senede yüzellibin akçeden çok değerli olan tımarlara Has denir. Bunlar vezirler ile kumandanlara tevcih olunurdu. Has sahibi olan eyalet paşaları ile sancak beyleri savaşlara gittiklerinde diriik'ieri kaçyüzbin akçeden ibaret ise, beher beşbin akça İçin bir cebeiü, yani silahlan mükemmel ve kendisi savaşa elverişli bir süvari götürmeye mecburdu. Mesela: üçyüzbin akça hassı olan bir vezir, mutlaka altmış cebeli götürecekti.
Eyalet askeri: Bir kolu piyade, serhad kulu ve topraklı isimli süvari askerinden kurulmuştu.
Yerli kolu; eyalet paşaları ile sancak beylerinin kumandası ve idaresi altındaydı. Bu asker hizmete girdiği zaman maaş ve tayin alırdı. Bunlar; Azab, Sekban, Tüfenkçi, Acaralı, lağımcı ve müsellimler adları ile anılan beş sınıfa ayrılmıştır.
Azab sınıfı; Sırf beygirlerden kurulmuştu. Sekbanlar: fevkalade ihtiyaç zamanında kendi arzularıyla asker olan köylülerdi. Acaralılar: Hudutlarda bulunan kaleler ve şehirlerdeki topçulardı. Bunlar ücret verilerek istihdam olunduklarından Acaralı namını almışlardı. Müsellimler: Ordu öncülerinin de önünde gidip, yollar ve köprüleri keşf ve Tâmİr ederlerdi. Müsellimler, çoğunlukla Rumeli tarafından olup, ekseriya hristiyanlardan olurdu. Anadolu müseilimlerine Yörük adı verilir, Serhad Kolu: Hudud boylarında düşmanın yapacağı tecavüzleri men etmek için kurulmuştur.
Bir süvari sınıfıydı. Devamlıydılar. Bunların deli (delil), gönüllü ve beşli (helak edici) adlarıyla üç şubeye ayrılmışlardı.
Topraklı süvari: Has Umar ve zeamet sahiblerinin savaş zamanında çıkardıkları cebelü askeriydi ki sulh zamanlarında devletin gösterdiği toprağı ekerler ve bu ürünün öşürü ile geçinirlerdi. Yirmibin akçadan, yüzbin akçaya kadar kayıtlı hasılatı olan dirliğe zeamet üç veya altibin akçadan yirmibin akçaya kadar olan dirliğe de, tımar denirdi.
Osmanlı devleti sırf bir askeri hükümet olduğundan vezirlerle, komutanlar hem devlet işlerini hem de askeri işleri yaparlardı.
Eski tabirlerden Dirlik, geçinecek toprak demektir. Senede yüzellibin akçeden çok değerli olan tımarlara Has denir. Bunlar vezirler ile kumandanlara tevcih olunurdu. Has sahibi olan eyalet paşaları ile sancak beyleri savaşlara gittiklerinde diriik'ieri kaçyüzbin akçeden ibaret ise, beher beşbin akça İçin bir cebeiü, yani silahlan mükemmel ve kendisi savaşa elverişli bir süvari götürmeye mecburdu. Mesela: üçyüzbin akça hassı olan bir vezir, mutlaka altmış cebeli götürecekti.
Eyalet askeri: Bir kolu piyade, serhad kulu ve topraklı isimli süvari askerinden kurulmuştu.
Yerli kolu; eyalet paşaları ile sancak beylerinin kumandası ve idaresi altındaydı. Bu asker hizmete girdiği zaman maaş ve tayin alırdı. Bunlar; Azab, Sekban, Tüfenkçi, Acaralı, lağımcı ve müsellimler adları ile anılan beş sınıfa ayrılmıştır.
Azab sınıfı; Sırf beygirlerden kurulmuştu. Sekbanlar: fevkalade ihtiyaç zamanında kendi arzularıyla asker olan köylülerdi. Acaralılar: Hudutlarda bulunan kaleler ve şehirlerdeki topçulardı. Bunlar ücret verilerek istihdam olunduklarından Acaralı namını almışlardı. Müsellimler: Ordu öncülerinin de önünde gidip, yollar ve köprüleri keşf ve Tâmİr ederlerdi. Müsellimler, çoğunlukla Rumeli tarafından olup, ekseriya hristiyanlardan olurdu. Anadolu müseilimlerine Yörük adı verilir, Serhad Kolu: Hudud boylarında düşmanın yapacağı tecavüzleri men etmek için kurulmuştur.
Bir süvari sınıfıydı. Devamlıydılar. Bunların deli (delil), gönüllü ve beşli (helak edici) adlarıyla üç şubeye ayrılmışlardı.
Topraklı süvari: Has Umar ve zeamet sahiblerinin savaş zamanında çıkardıkları cebelü askeriydi ki sulh zamanlarında devletin gösterdiği toprağı ekerler ve bu ürünün öşürü ile geçinirlerdi. Yirmibin akçadan, yüzbin akçaya kadar kayıtlı hasılatı olan dirliğe zeamet üç veya altibin akçadan yirmibin akçaya kadar olan dirliğe de, tımar denirdi.
Konular
- Bilgi Bankası 34:
- Bilgi Bankası 35:
- Bilgi Bankası 36:
- Bilgi Bankası 37:
- Bilgi Bankası 38:
- Bilgi Bankası 39:
- Bilgi Bankası 40:
- Bilgi Bankası 41:
- Bilgi Bankası 42:
- Bilgi Bankası 43:
- Bilgi Bankası 44:
- Bilgi Bankası 45:
- Bilgi Bankası 46:
- Bilgi Bankası 47:
- Bilgi Bankası 48:
- Bilgi Bankası 49:
- Bilgi Bankası 50:
- Bilgi Bankası 51:
- Bilgi Bankası 52:
- Bilgi Bankası 53:
- Bilgi Bankası 54:
- Bilgi Bankası 55:
- Bilgi Bankası 56:
- Bilgi Bankası 57:
- Bilgi Bankası 58:
- Bilgi Bankası 59:
- Bilgi Bankası 60:
- Bilgi Bankası 61:
- Bilgi Bankası 62: