Padişah İle Görüşme


Saray'da yemiş olduğumuz yemekden sonra bahçenin bir köşesinde bulunan küçük bir köşke götürüldük. Sul­tan Abdülhamid hân hz. leri de oradaydı. Emir ve işaretle­ri üzerine oturduk. Padişah; Sultan Aziz hadisesinden ba­his açarak hemen yanında bulunan ağzı mühürlü bir boh­çayı açıp içerisinden çıkarılan kanlı elbiseleri bize göster­di. Daha sonra çıkardıklarını aynı torbaya doldurup ağzı­nı da kendi mührüyle bana mühürlettirrnişdi. Kaatiller hakkında hep birlikte lanetler yağdırdıktan sonra elem ve kederle dolu olarak vak'aya dâir biraz daha konuşmamız­dan sonra zât-ı şahanenin müsadei seniyyeleri üzerine sadan ayrıldık. Daha sonra anlaşıldıki Said ve Mahmud dim paşalar bu kanlı çamaşırlar ve saray' in içindeki ri "süncelerden olsun, dışarıdaki efkârdan olsun haberdar-mis/ar. Esas olan kanlı elbiseyi göstermekle gerek Asım Paşa7yi gerekse beni cinayetin sıhhatine kanaat getirme hususunda güçlendirmekmiş." Yine; Ressam Naciye Ney-Val hanımın: "Mutlakiyet Meşrutiyet ve Cumhuriyet Anılarım" adlı hatıratını Fatma Rezan Hürmen hanımefendinin nefis bir İstanbu! Türkçesiyle hazırladığı eserden Sultan Aziz 'in akı­betiyle ilgili satırları alıntılayalım: "Sultan Aziz'in kalfaların­dan Sermed Kalfa Valide Sultan hanımında hizmetine ko­şan biridir. Diyorki; '.Efendimiz (Sultan Aziz) daima vâli-desiyle birlikte kalmakta olduğundan, biz lazım olduğu­muz zaman içeriye giriyorduk. Buda abdest filân aldır­mak içindi. O gün abdest alıp odasına girdi. Seccadesini yayarak çekildim. Valide Sultan efendimizde abdest al­mak için abdest mahalline geçmişdi. Ben on-oniki yaşla­rındaki yanımızda bulunan kıza sen havluyu al, kapının Önünde bekle. Valide Sultan efendimiz çıkınca eline verir­sin. Ben şimdi gelirim, azıcık işim var dedim. Abdestha-nede cennetmekân efendimizin (Sultan Aziz) odasının tam karşısında, yâni divanhanenin öbür uçundaydı. Bi­rinde çıt çıksa, öbüründe işitmemek kabil değil sarayda velinimetlere böyle havlu tutmak adet olduğundan kızı orada bırakıp, koşarak yuk&rı çıkacak ve hemen inip Va-

Ldesultanın seccadesini yayacaktım. Benim yukarıya çık-mamın üzerinden iki dakika geçmemişti ki küçük kız, elerı ayaklan buz kesilmiş, tir tir titremekte olduğu halde raıven basamaklarını ikişer ikişer çıkarak yanıma gel-dı «e eteklerime sarılarak:

~Aman, aman, kalfam! Aman üç-dört fena kıyafetli Efendimizin odasına girdiler. Ben bağıracaktım.

Sus! Dediler. Korktum bayılacağım buraya dar geldim. Diyerek ağlamaya başladı.

-Nereden geldiler?

-Amanın kalfam amanın hasırların arkasından çıktılar!

-Sus! Hınzır kâfir! Sus! Kaç saatdir orada dolaşıyoruz. Hasırların arkasında kimse bir şey görmedide sen mi gör­dün? Hayalet görünmüş sana.. Sus sakın bunu kimsenin yanında ağzına alma başımıza belâ getirirsin! Diyerek aşağı indim" Demekte Sermed Kalfa! Bu da; Sultan Aziz'in akıbeti hakkında işin ne yolda gerçekleştiğine dâir bir done sayılabilir!


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..