Tuzak Kuruluyor

Enver Paşa; Mevlânzâde'nin yazdığına göre İttihad ve Te­rakkinin ruhu olan Talat bey'i tebrik eder. Çünkü Almanlarla bir müddet evvel mutabakata vardıkları ittifak hususunu Meclisi mebusanda görüşmek mecburiyetinde kalsalardı, iş hem bozulur hemde maksad-ı hakiki dışarısızardı. Talat bey'in mebusanı bir müddet daha kapalı tutma tedbiri verdi­ği sonuç bakımından bu tebriki yerinde bulmamak kabil de­ğildi. Millet ve memleket mi dediniz? Aman efendim İt'in hül­yalarının yanında bir değerimi olur?

Yine Mevlanzâde burada şu ifadeyle üzerinde teemmül et­memiz gereken bir hususu aklımıza düşürüyor. Demekte ki: "Said Halim Paşa; oynanan bu komedyanın bir tertib eseri olduğunu bilmediğinden hayretler içine düşmüştü. Bir taraf­tan İngiliz elçisi Sir Malet'e tarafsız kalacaklarına dâir verdi­ği namus sözünü tutamamaktan çok müteessirdi. Bir de uğradığı hakarete rağmen bir türlü istifa yolunu tutamamiş-

" Bu ifadeden anlaşılan kabinede bir tesanüd ve işbirliği oldıqu gibi) sadnazamda olduğu zannedilen nihai karar En­er  Talat ve Cemâl triomvirasında temerküz etmiş, sadrızam ise, kabineye tam manasıyla hakim olup olmadığının idrakinde olmadan tarafsızlık bahsinde İngiltere elçisine hem de namus sözü vermek gibi bir ihtiyatsızlık yapıyordu. Enver bey; Alman b.elçisinin kendisine prestij kazandıran jestine teşekkür etmek üzere ziyarete gitmiş ve b.elçiden kendisini pohpohlıyan şu sözler karşısında adetâ mest olmuştu: ".Zah­met buyurmuşsunuz. Zât-ı devletlerine karşı emniyet ve iti­madımız tabiidir. Haşmetli İmparatorumuzun emniyet ve iti­madını kazanmış olan General Enver'e İstanbul sefiri iti-matda tereddüd edermi? İttifak meselesini matlubumuz Uz-re hâl ederek, dostunuzu meslekdaşları arasında mahcup olmaktan kurtarmış bulunmanızdan dolayı asıl teşekkür va­zifesi bana düşer. Teşekkür ederim General Hazretleri!" En­ver Paşa:

-  Cidden çok nâzik, çok lütufkârsınız. Walkenhaim:

-  Zannederim gemilerle deniz manevrasına başlayacaksı­nız! Enver Paşa:

-  Evet, Bahriye Nâzın yarın yapılacağını söyledi. Walken-haim:

-  Bu manevraları Marmara'dan Karadeniz'e taşıyacağınızı duydum öyle mi? Oh ne güzel düşünmüşsünüz! Her halde hükümetinizin emrine verilen Alman bahriyesinin cesaret, taharet ve kudretlerini görmüş, gemilerin savaş kıymetlerini anlamış olacaksınız. Enver Paşa:
(Hayretle) Asaletmeab, Karadeniz'de manevra yapılaca-9'ndan haberdar değilim. Zannedersem ki böyle bir hareket erhal fj^a'nin muhalefetine uğrar, bir mesele çıkmasına ebeb.elçi: - (Şeytani bir gülüşle) Son ekselans, bundan sonra Rusya'nın hâttâ İngiltere ve Fransa'nın muhalefeti­nin ne kıymeti olabilir. Almanya ile Osmanlı Devleti arasında ittifak yapılmıştır, bu günden itibaren dost ve düşmanları müşterektir. Almanya, Rusya ile harp halinde olduğundan Osmanlı hükümeti dahi Rusya ile harp halinde demektir. Bu­nun için Osmanlı filosu, Marmara'daki manevraları nı gazete ile ilân etmiş bulunduğundan, bu manevraları tamamladıktan sonra (gülerek) yeni satın aldığı Alman gemilerinin savaş kudretlerini ordusuna dahil ettiği kumanda heyeti ve_müret­tebatının iktidar ve ustalıklarını denemek için Karadeniz'e taşırırsa buna kimin ne diyeceği olabilir?. Enver:

-  Arzunuzu tam kavrayamadım. Walkenhaim:

Mesele basittir!. Osmanlı filosu, Marmara havzasındaki manevrayı kâfi görmemiş Karadeniz'de de manevraya de­vam etmiş olur. Yolda Rus filosuna rastgelinir ve filonun taar­ruzuna uğramış olunur. Osmanlı filosu tarafsızlığı bozmamak için savunma vaziyeti alarak, Odesa istihkâmlarından üzeri­ne ateş açılmış, iki ateş arasında kalmış olur. Osmanlı filosu da kendisini savunmak gayretiyle Odesa istihkâmlarını tah-rib ve iskat, Rus filosunu da kısmen batırmak, kısmende fira­ra mecbur bırakarak İstanbul'a dönmüş olur. Osmanlı hükü­meti de bu beklemediği hadise üzerine Rusya'ya haklı olarak protesto çeker. Enver Paşa:

-  (Hayretle) Ne güze! plân!.. Harp ilânı için başka sebeb aramaya hacet kalmaz!.. Walkenhaim:

-  Bu vaka olmayacak hadiselerden değildir!

Görüyorsunuz sevgili okuyucular, Alman b.elçisi, müthiş kurmayımıza savaş nasıl çıkartılır öğretisinde bulunuyor. Bi­zimki de müteşekkir!

Si

Evet; Amiral Şoson komutasındaki Alman gemiler topları-Karadenizde Odesa üzerinde toplarını endaht ettirdiklerin-,   seren direğinde Osmanlı Sancağı vardı amma mürettebat

de kaptan Osmanlı'nın başını kendi ülkeleri Almanya için yakmaktan çekinmemişlerdi.

Bu haberler İstanbul'a ulaştığında ahali, İttihat ve Terakki­nin propagandası ile Rusların Yavuz ve Midilli'ye saldırdıkları­nı bu gemilerin ve mürettebatın Ruslara lâyık oldukları ceva­bı vermek suretiyle Odesa istihkâmlarını yerle bir ettiğini Rus donanmasının hayli gemisini de Karadeniz'in dibine yolla­mıştır haberleri ustalıkla yayması, Boğazdan giriş yapan ge­milerimizin İstanbul halkı tarafından Yaşasın Yavuz! Yaşasın Midilli! Kahrolsun Ruslar! Nidalarıyla karşılanırken, ülkenin mahvoluşunun startını vermiş oluyorlardı.


Eser: Büyük Osmanlı Tarihi

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Büyük Osmanlı Tarihi

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..