logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Balkan Savaşının İkincisi


Takvimler 29/Haziran/1913'de, M.Şevket Paşa suikastı­nın, 18. gününde olduğumuzu gösterirken 2.Balkan harbinin çıktığı görüldü. Ne çâreki savaş başlamış, ancak bundan bir fayda görülmemiştir. Binlerce Osmanlı askeri şehid olmuş­tur. Enver Paşa'nın mecnûnâne hareketleriyle, Bolayır ve Şarköy bölgesinde bir çok vatan evlâdı denize döktürülmüş-tür. Eski kabine tarafından, Edirne, İşkodra ve Yanya kalele­rinde ki, toplar ve silahlar ile vesairenin, devlete teslimi tale­bi, kaldıktan başka adı geçen kalelerde muhasara altında ki Askerlerimizin binlercesi şehid ve telef olup gitmiştir.

Kalelerimiz, topuyla, tüfeğiyle, askerimizle düşman eline düşürülmüştür. Salgın hastalıkların savaş yüzünden yaygın­laşmasının getirdiği telefat da başkadır. Bu arada da, Asar-ı Tevfik zırhlısı ile bir kaç gemimizin battığı görüldü. Bu sava­şın bir kaç milyon Osmanlı lirası masrafı açdığına ilaveten Edirne, İşkodra, Yanya kalelerinde bulunup, düşman eline kalan milyonlarca liraya varan silah ve de cephane masrafını da ilâve etmemiz lâzım gelir. Kâmil Paşa kabinesince ve o kabine vükelasınca hazırlanmış ve Osmanlı devletinin şân ve şerefine uygun olduğuna hiç şüphe bırakmayan şekilde bir sulhun imzalanması çalışmalarındaki kabineyi devirerek hü­kümeti ele alan bu cani ihtilâlciler sonunda tabiatıyla başarı elde edemeyerek evvelce verdikleri nota ile terk etmeye ha­zırlandıkları Edirne'nin yarısı yerine, tamamını vermek sure­tiyle, Enez ve Midye hatt-ı hududunu kabul eylemişlerdir.

Kâmil Paşa kabinesini ihanet ve hiyanet ile suçlayan bu yeni dipiomatlar(!) kendi yapmış oldukları sulh antlaşmasıy­la ihanet ve hiyaneti kendileri işlemiş oldular. Bunu sadece osmanlı milleti değil beşeriyet âlemi de bu alçaklığı seyret­miş bulunmaktadır. Bu adamların yapmış oldukları davranış ve çıkardıkları mühim meseleler büyük masraflara yol aç­makta, bundan dolayıda memlekette fakirlik, yokluk alıp yü­rümüş idi. Çalışan memurlar ve istihdam edilenlerin çok bü­yük bir kısmının, eytam ve eramil denilen yetim ve dulların maaşları ödenemiyordu. Bunun getireceği sıkıntıyı kaldır­mak için, borç aranmasına girişilirken, devlet mallarını de­ğerinden pek düşük fiyatlarla satmaktan korkmadılar. Yine borç temini için, hiç bir kanuna uymayan, kaideye bağlı ol­mayan imtiyazlarda verdiler. İç ve dış dünyada emniyet olu­nur imajımızı ortadan kaldırdıklarından borç da bulamamak­taydı. Beri yandanda memleketimizde yaşayan çeşitli millet ve dinlere mensup insan topluluklarına, başlarının çâresine bakmaları için arayışa girmelerine sebeb oldular. Çeşitli ka­vimlere mensup bu insanlar çeşitli çeşitli düşüncelere daldı­lar. Yeni sadrıazam dolayısıyla kabinesi, ordu kumandanla­rından en değerli ve namuslulardan olanları, Kâmil Paşa dö­neminde tâyin edilmiş bulunan memurları kâh değiştiriyor, kâh azlederek hâttâ bazılarını da İstanbul'dan sürgüne gön­derme icrai faaliyetindeydiler. Bu sıralarda da bir takım yol­suzluklar yapılmaya başlandı.