24- ACİR VE MA'KÛDÜN ALEYHE KEFALET
İmâm şöyle buyurmuştur:
İcare ücretlerini almaya, ister peşin olsun, isterse vadeli olsun kefalet ve havale caizdir.
Bu durumda onu zamanında almak, menfaati temin yönünden veya şartı yerine getirme bakımından, vaciptir.
Kefil, asılın yaptığını şayet, hilafı şart koşulmamışsa peşin olsun vadeli olsun, yapabilir.
Eğer kefil peşine verirse, asıl va'desi gelmedikçe, ona müracaat edemez. Muhiyt'te de böyledir.
Kefil, müste'cir icarı vermeden önce, almaz; ancak, mal sahibine o ücret lazım olur da, alınmasına kefil bulunduğu şeyi, almasını isterse, o takdirde alıp, mal sahibine verir. Mebsût'ta da böyledir.
Şayet icara veren şahıs, kefil ve müste'cir, icarın miktarı hususunda ihtilafa düşerler ve kefil: "O, bir dirhemdir." der; icara veren "O, iki dirhemdir." der; müste'cir de: "O, yarım dirhemdir/' derse; bu durudma fazlayı inkar eylediğinden dolayı müste'cirin sözü geçerli olur.
Eğer hepsinin de beyyinesi bulunursa, icara veren şahsın beyyinesi geçerli olur. Muhıyt'te de böyledir.
Bir adam, bir terziyi, elbise dikmek üzere icarlar ve dikilen elbiseyi, binefsihi kendisi almayı şart koşar; bir de kefili bulunur ve onu, elbiseyi teslim almaya kefil etmiş olursa, işte bu sahih olur.
Dikme mes'elesine gelince, eğer terzi ona kendisi değil de, kefiline diktirmiş olursa, bu durumda kefil elbise sahibine ecr-i misil olarak müracaat eder. Kefaleti sahih olur ve o dikmiş bulunursa, kefil olunan şahıs, (kefalet onun emri ile olmuşsa) ecr-i mislin en yükseği ile müracaat eder. Muhıyt'te de böyledir.
Bir adam, diğerinden, belirsiz bir deveyi, eşyasını yükletip belirli bir yere götürmek üzre icarlar ve onu yükletmeye de, birini kefil tayin ederse, bu caiz olur.
Belirli bir deveyi icarlayıp, bir adamı da onu yükletmeye kefil ederse, bu kefalet caiz olmaz.
İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe (R.A.) şöyle buyurmuştur: Müste'cir, icarı peşin ödemiş ve bir adamı da kefil tayin ederek bozulan icarenin ücretini almasını istemişse, bu da caizdir. Muhıyt'te de böyledir.
En doğrusunu bilen, noksan sıfatlardan uzak Yüce Allah'dır. [43]
İcare ücretlerini almaya, ister peşin olsun, isterse vadeli olsun kefalet ve havale caizdir.
Bu durumda onu zamanında almak, menfaati temin yönünden veya şartı yerine getirme bakımından, vaciptir.
Kefil, asılın yaptığını şayet, hilafı şart koşulmamışsa peşin olsun vadeli olsun, yapabilir.
Eğer kefil peşine verirse, asıl va'desi gelmedikçe, ona müracaat edemez. Muhiyt'te de böyledir.
Kefil, müste'cir icarı vermeden önce, almaz; ancak, mal sahibine o ücret lazım olur da, alınmasına kefil bulunduğu şeyi, almasını isterse, o takdirde alıp, mal sahibine verir. Mebsût'ta da böyledir.
Şayet icara veren şahıs, kefil ve müste'cir, icarın miktarı hususunda ihtilafa düşerler ve kefil: "O, bir dirhemdir." der; icara veren "O, iki dirhemdir." der; müste'cir de: "O, yarım dirhemdir/' derse; bu durudma fazlayı inkar eylediğinden dolayı müste'cirin sözü geçerli olur.
Eğer hepsinin de beyyinesi bulunursa, icara veren şahsın beyyinesi geçerli olur. Muhıyt'te de böyledir.
Bir adam, bir terziyi, elbise dikmek üzere icarlar ve dikilen elbiseyi, binefsihi kendisi almayı şart koşar; bir de kefili bulunur ve onu, elbiseyi teslim almaya kefil etmiş olursa, işte bu sahih olur.
Dikme mes'elesine gelince, eğer terzi ona kendisi değil de, kefiline diktirmiş olursa, bu durumda kefil elbise sahibine ecr-i misil olarak müracaat eder. Kefaleti sahih olur ve o dikmiş bulunursa, kefil olunan şahıs, (kefalet onun emri ile olmuşsa) ecr-i mislin en yükseği ile müracaat eder. Muhıyt'te de böyledir.
Bir adam, diğerinden, belirsiz bir deveyi, eşyasını yükletip belirli bir yere götürmek üzre icarlar ve onu yükletmeye de, birini kefil tayin ederse, bu caiz olur.
Belirli bir deveyi icarlayıp, bir adamı da onu yükletmeye kefil ederse, bu kefalet caiz olmaz.
İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe (R.A.) şöyle buyurmuştur: Müste'cir, icarı peşin ödemiş ve bir adamı da kefil tayin ederek bozulan icarenin ücretini almasını istemişse, bu da caizdir. Muhıyt'te de böyledir.
En doğrusunu bilen, noksan sıfatlardan uzak Yüce Allah'dır. [43]
Konular
- 2- Mekân Şartı Bulunmasından Dolayı Fasid Olan Akidler
- 3- Değirmencinin Ölçeği Ve Bunun Mahiyeti
- 4- İcarlanan Şeyin, Bir Başkası Tarafından Meşgul Bulunması Halinde İcârenin Fesadı
- 16- ÎCÂREDE ŞÜYÛVMES'ELELERİ VE TA'AT, MEÂSÎ VE MUBAH FULLER İÇİN İSTİ'CAR
- Taat Ve İbadet İçin Adam Kiralanır Mı? Bunlar İçin Ücret Verilir Mi?
- İcâresi (= Kiralanması) Caiz Olmayan Şeyler
- İcâre Hususunda Değişik Mes'eleler
- 17- MÜSTE'CİR VE ÂCİRİN YAPMALARI ÎCABEDEN ŞEYLER
- İcâre İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 18- İKİ ORTAK ARASINDA CEREYAN EDEN İCÂRE VE İKİ ECÎRİN İSTİ'CARI
- 19- ÖZÜR SEBEBİYLE İCÂRENİN FESHİ; İCÂREDE ÖZRÜN SALİH OLUP OLMAYACAĞI VE İCÂRENİN FESHİNE TEALLUK E
- 20- ELBİSE, EMTİA, ZÎNET EŞYASI, GÖÇEBE ÇADIRI VE BENZERLERİNİ İCARLAMA
- 21- MÜSTE'CİRE TESLİM EDİLMESİ GEREKMİYEN İCARE
- 22- MÜSTE'CİRÎN MEN EDİLDİĞİ VE ÂCİRİN MEN EDİLMEDİĞİ TASARRUFLAR
- 23- HAMAM VE DEĞİRMEN İCARLAMAK
- 24- ACİR VE MA'KÛDÜN ALEYHE KEFALET
- 25- ÂCİR, MÜSTE'CİR VE ŞAHİTLER ARASINDA MEYDANA GELEN İHTİLÂF
- 1- Âcir, Müste'cir Ve Şahitler Arasında Bedel Hakkındaki İhtilâf
- 2- Acir'le Müste'cirin, Ücretteki Kusur Hususundaki İhtilafları
- 26- BİNMEK İÇİN HAYVAN İCARLAMAK
- 27- MUHALEFET, İSTİMAL, ZİYA TELEF VE BENZERİ HALLERDE TAZMİNAT MESELELERİ
- 28- HAS VE MÜŞTEREK ECÎRİN HÜKMÜ
- 1- Ecîr-i Hâs Ve Ecîr-i Müşterek Arasındaki Farklar Ve Bunun Hükümleri
- Ecîr-i Hasın Hükmü:
- Ecîr-i Müşterekin Hükmü:
- 2- Ecîr Konusunda Çeşitli Meseleler:
- 29- İCAREDE VEKİL TAYİN ETME
- 30- BUHÂRA'DA YAPILAN UZUN SÜRELİ İCÂRE
- 31- İŞ ÜZERİNE İSTİCAR VE İSTİSNA
- 32- İCARE HAKKINDA MUHTELİF MESELELER