Secdeler.
İkinci secde de, birinci secde gibi, icmâ'ı ümmetle farzdır. Zâhid'î'de de böyledir.
Secdeyi, sünnete tam uygun olacak bir şekilde eda edebilmiş olmak için, alnı ve burnu birlikte yere koymak gerekir. Bunlardan birini, bir özür sebebi ile yere koyamamış olmak, mekruh değildir. Bir kimse, hiç bir özrü olmadan, almm yere koymuş fakat burnunu koymamışsa, bu da, bil - icmâ' caizdir; fakat mekruhtur.
Bir kimse, bunun aksini yapmışsa, yani, burnunu yere koymuş fakat alnını koymamışsa İmâm Ebû Hanîfe (R.AJ göre, yine böyledir. Yani caizdir, fakat mekruhtur. İmâmeyn'e göre ise, bu kimsenin namazı caiz değildir. Fetvâ'da bunun üzerinedir.
Bir kimsenin, secde ederken, bir Özrü olsun veya olmasın, yanağını veya çenesini yere koyması caiz olmaz.
Şayet, namaz kılan kimse, Özürlü bulunduğu için, alnını ve burnunu yere koyamıyorsa, o kimse secde yapmaz; namazını imâ iîe kılar. Hazânetü'l - Müftîyn'de de böyledir.
Bir kimse, sadece burnu ve burnunun sert olan kemiği üzerine secde ettiği zaman, namazı caiz olur; fakat, burnun yumuşak olan uc kısmı üzerine secde edildiği zaman, namaz caiz olmaz. Sirâ-cü'I - Vehhâc ve Cevheretü'n - Neyyire'de de böyledir.
Bir kimse, ot, saman, pamuk, yumuşak döşeme veya kar üzerine secde ettiği zaman, alnı ve burnu istikrar bularak, sabit durur ve sertliği hissederse, secdesi caiz olur. Fakat, bu uzuvları istikrar bulmaz da, bastırdıkça aşağı doğru inmeye devam ederse, secdesi caiz olmaz.
Çamur üzerine secde edilmiş olsa, eğer çamur yerde ise, caiz olur, değilse caiz olmaz.
Serîr, yani koltuk, kanepe ve benzeri şeyler üzerine secde edilmez.
Çuval üzerine secde etmek caizdir. Hulâsa'd a da böyledir. Buğday ve arpa üzerine secde yapılınca, bu caiz olur.
Darı, sarı darı veya dühn denilen bir cins darı ile pirinç üzerine secde edilirse, bu caiz olmaz. Fakat, şayet bu saydığımız şeylerle atılmış pamuk, çuval içine konmuş olursa, üzerlerine secde yapmak caiz olur. Sfcrâcüfl - Vehhâc'da da böyledir.
Namaz kılmakta olan bir kimsenin üzerine, secde edilmiş olsa, bu secde caiz olur. Fakat, üzerine secde edilen şahıs, namaz kılmamakta veya secde eden kimsenin kıldığı namazı kılmamakta ise, Üzerine yapılan secde caiz olmaz.
Bir kimsenin, özürsüz olarak; uyluğunun üzerine secde etmesi caiz olmaz. Fakat, bir özürden dolayı, uyluğu üzerine secde etmek caizdir.
Bir kimsenin, dizlerinin üzerine secde etmesi, özürlü de olsa, özürsüz de olsar caiz değildir. Hulâsa'da da böyledir.
El, yerde bulunduğu takdirde, avucun üzerine secde etmek caiz olur. Esahh olan budur. TebyînMe de böyledir.
Bir kimse, ölünün sırtı üzerine secde etmiş olsa, eğer ölünün üzerine keçe veya yün örtülmüş ve secde eden kimse de ölünün bedenini hissetmezse, bu secde caiz olur. Eğer, ölünün vücudunu hissederse, secde caiz olmaz. Serahsî'riin Muluyt'inde de böyledir.
Bir kimsenin secde ettiği yer, ayaklarının bulunduğu yerden bir kerpiç boyu veya iki kerpiç boyu yüksek, olursa, o kimsenin secdesi caiz olur; daha^fazla yüksek olursa, secdesi caiz olmaz. Zâ-hidt'de de böyledir.
Bir kerpicin yüksekliği ise, dörtte bir arşındır. SirâciTl -Vehhâc'da da böyledir.
Hüccet'de : «Sesde edilen yerde, çokça, diken veya cam kırıkları olsa da secde eden kimse, başını oradan kaldırıp, başka bir yere koysa, bu şekikle yapılmış olan secde caiz olur. Ancak, bu ikinci bir secde sayılmaz, bilakis bu iki hareket tek bir secde olur, Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, secde esnasında, ellerini ve dizilerini yere koy- i mayı terk etmiş olsa, ittifakla namazı caiz olur. Sirâcü'I - Vehhâc'da da böyledir.
Secde eden bir kimse, secde esnasında, ayaklarını yere koy-masa, secdesi caiz olmaz. Şayet, özürsüz olarak, secde esnasında, ayaklarının birini yere koymuş olsa, bu idurumda, secdesi kerahatle caiz olur. Münye Şerhi'nde de böyledir.
Ayağı yere koymak, ayak parmaklarını yere koymak demektir. Bir kimse, tek bir parmağını yere koymuş olsa bile secdesi caiz olur.
Parmakları değil de, ayağının üst kısmını yere koyan kimsenin secdesi de caiz olur. Bir kimse, yerin dar olmasından dolayı, secde esnasında, sadece ayağının birini yere koymuş olsa, bir ayağının üzerinde ayakta durmasının caiz olduğu bu durumda da, secdesi caiz olur. Hulâsa'da da böyledir.
Bir kimse, uyuyarak secde yapmış olsa, o secdeyi iade eder. Fakat, rükû ve secde esnasında uyumuş olan kimsenin, hiç bir şeyi iade etmesi gerekmez. Serahsî'nin Muhıyfünde de böyledir.
Secde esnasında, alnını, küçük bir taşın üzerine koymuş olan kimsenin secdesi, eğer, alnının çoğu yere değiyorsa caiz olur; alnının çoğu yere değiniyorsa, o kimsenin secdesi caiz olmaz. TecmSs' de de böyledir. [26]
Secdeyi, sünnete tam uygun olacak bir şekilde eda edebilmiş olmak için, alnı ve burnu birlikte yere koymak gerekir. Bunlardan birini, bir özür sebebi ile yere koyamamış olmak, mekruh değildir. Bir kimse, hiç bir özrü olmadan, almm yere koymuş fakat burnunu koymamışsa, bu da, bil - icmâ' caizdir; fakat mekruhtur.
Bir kimse, bunun aksini yapmışsa, yani, burnunu yere koymuş fakat alnını koymamışsa İmâm Ebû Hanîfe (R.AJ göre, yine böyledir. Yani caizdir, fakat mekruhtur. İmâmeyn'e göre ise, bu kimsenin namazı caiz değildir. Fetvâ'da bunun üzerinedir.
Bir kimsenin, secde ederken, bir Özrü olsun veya olmasın, yanağını veya çenesini yere koyması caiz olmaz.
Şayet, namaz kılan kimse, Özürlü bulunduğu için, alnını ve burnunu yere koyamıyorsa, o kimse secde yapmaz; namazını imâ iîe kılar. Hazânetü'l - Müftîyn'de de böyledir.
Bir kimse, sadece burnu ve burnunun sert olan kemiği üzerine secde ettiği zaman, namazı caiz olur; fakat, burnun yumuşak olan uc kısmı üzerine secde edildiği zaman, namaz caiz olmaz. Sirâ-cü'I - Vehhâc ve Cevheretü'n - Neyyire'de de böyledir.
Bir kimse, ot, saman, pamuk, yumuşak döşeme veya kar üzerine secde ettiği zaman, alnı ve burnu istikrar bularak, sabit durur ve sertliği hissederse, secdesi caiz olur. Fakat, bu uzuvları istikrar bulmaz da, bastırdıkça aşağı doğru inmeye devam ederse, secdesi caiz olmaz.
Çamur üzerine secde edilmiş olsa, eğer çamur yerde ise, caiz olur, değilse caiz olmaz.
Serîr, yani koltuk, kanepe ve benzeri şeyler üzerine secde edilmez.
Çuval üzerine secde etmek caizdir. Hulâsa'd a da böyledir. Buğday ve arpa üzerine secde yapılınca, bu caiz olur.
Darı, sarı darı veya dühn denilen bir cins darı ile pirinç üzerine secde edilirse, bu caiz olmaz. Fakat, şayet bu saydığımız şeylerle atılmış pamuk, çuval içine konmuş olursa, üzerlerine secde yapmak caiz olur. Sfcrâcüfl - Vehhâc'da da böyledir.
Namaz kılmakta olan bir kimsenin üzerine, secde edilmiş olsa, bu secde caiz olur. Fakat, üzerine secde edilen şahıs, namaz kılmamakta veya secde eden kimsenin kıldığı namazı kılmamakta ise, Üzerine yapılan secde caiz olmaz.
Bir kimsenin, özürsüz olarak; uyluğunun üzerine secde etmesi caiz olmaz. Fakat, bir özürden dolayı, uyluğu üzerine secde etmek caizdir.
Bir kimsenin, dizlerinin üzerine secde etmesi, özürlü de olsa, özürsüz de olsar caiz değildir. Hulâsa'da da böyledir.
El, yerde bulunduğu takdirde, avucun üzerine secde etmek caiz olur. Esahh olan budur. TebyînMe de böyledir.
Bir kimse, ölünün sırtı üzerine secde etmiş olsa, eğer ölünün üzerine keçe veya yün örtülmüş ve secde eden kimse de ölünün bedenini hissetmezse, bu secde caiz olur. Eğer, ölünün vücudunu hissederse, secde caiz olmaz. Serahsî'riin Muluyt'inde de böyledir.
Bir kimsenin secde ettiği yer, ayaklarının bulunduğu yerden bir kerpiç boyu veya iki kerpiç boyu yüksek, olursa, o kimsenin secdesi caiz olur; daha^fazla yüksek olursa, secdesi caiz olmaz. Zâ-hidt'de de böyledir.
Bir kerpicin yüksekliği ise, dörtte bir arşındır. SirâciTl -Vehhâc'da da böyledir.
Hüccet'de : «Sesde edilen yerde, çokça, diken veya cam kırıkları olsa da secde eden kimse, başını oradan kaldırıp, başka bir yere koysa, bu şekikle yapılmış olan secde caiz olur. Ancak, bu ikinci bir secde sayılmaz, bilakis bu iki hareket tek bir secde olur, Tatarhâniyye'de de böyledir.
Bir kimse, secde esnasında, ellerini ve dizilerini yere koy- i mayı terk etmiş olsa, ittifakla namazı caiz olur. Sirâcü'I - Vehhâc'da da böyledir.
Secde eden bir kimse, secde esnasında, ayaklarını yere koy-masa, secdesi caiz olmaz. Şayet, özürsüz olarak, secde esnasında, ayaklarının birini yere koymuş olsa, bu idurumda, secdesi kerahatle caiz olur. Münye Şerhi'nde de böyledir.
Ayağı yere koymak, ayak parmaklarını yere koymak demektir. Bir kimse, tek bir parmağını yere koymuş olsa bile secdesi caiz olur.
Parmakları değil de, ayağının üst kısmını yere koyan kimsenin secdesi de caiz olur. Bir kimse, yerin dar olmasından dolayı, secde esnasında, sadece ayağının birini yere koymuş olsa, bir ayağının üzerinde ayakta durmasının caiz olduğu bu durumda da, secdesi caiz olur. Hulâsa'da da böyledir.
Bir kimse, uyuyarak secde yapmış olsa, o secdeyi iade eder. Fakat, rükû ve secde esnasında uyumuş olan kimsenin, hiç bir şeyi iade etmesi gerekmez. Serahsî'nin Muhıyfünde de böyledir.
Secde esnasında, alnını, küçük bir taşın üzerine koymuş olan kimsenin secdesi, eğer, alnının çoğu yere değiyorsa caiz olur; alnının çoğu yere değiniyorsa, o kimsenin secdesi caiz olmaz. TecmSs' de de böyledir. [26]
Konular
- 3- NAMAZIN ŞARTLARI
- Taharet Ve Setrü'l Avret
- Kendisi İle Avret Mahalli Örtülebilecek Şeyler :
- Dokuz Yerde Namaz Kılmak Mekruhtur :
- İstikbâli Kıble (Namazda Kıbleye Dönmek)
- Kâbede Kılınan Namazlar:
- Namazda Nıyyet
- Bilgi Durumları İtibariyle, Namaz Kılan Kimselerin Dereceleri
- Farz mı. Nafile ini Kıldığını Bilmeyen Kimse:
- 4- NAMAZIN SIFATI
- Namazın Farzları
- I - Namazın Farzı :
- Kıyam
- Kıraat
- Rükû
- Secdeler.
- Ka'deî Ahîre (Son Oturuş) :
- Namazın Vacibleri
- Namazın Sünnetleri:
- Namazın Edebleri:
- Namazın Keyfiyyetî (=Nâmaz Nasıl Kılınır?)
- Kıraat
- Zelletü'l Kârî (Namazda Kur'ân Okuyan Kimsenin Hata Etmesi)
- 5- İMAMET
- Cemâat
- İmamete Kimin Daha Çok Hak Sahibi Olduğu
- Başkasına İmâm Olması Caiz Olan Ve Olmayan Kimseler
- İktidânın Sıhhatine Manî Olan Ve Olmayan Hâller
- İmâmın Ve İmâma Uyan Kimselerin Yerleri
- İmâma Tabi Olunacak Ve Olunmayacak Yerler