C- Edasının Sahih Olmasının Şartı :
Orucun edasının sahih olmasının ik; şarts vardır
1) Niyyet,
2) Hayız ve nifâstan temiz oİmak. Kâfî'de ve Nihâye de de böyledir.
Niyyet; Kişinin, oruç tutacağını kalbi île bilmesidir. Serah-eî'nın Muhıyt'inde de böyledir.
Kişirrin, niyyeti dili ile söylemesi de sünnettir. Ne h Ki'I -Fâik'ta da böyledir.
Bize göre, Ramazanda her gün için ayn ayrı niyyet etmek gereklidir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Ramazanda sahura kalkmak da bir nlyyettir. Necmeddin Ne-sefî böyle söylemiştir. Ancak, sahura kalkmış olmak, o günün orucu için niyyet yerine geçer; başka bir günün orucu için niyyet yerine geçmez.
Bir kimse, geceden her ;hangi bir oruca niyyet etse ve fecrin doğmasından önce de bu niyyetinder; geri dönse, bu dönmesi sahih olur. Sirâeü'i - Vehhâc'da da böyledir.
Bir kimse : «Altehu Teâİâ iziri verirse, yarın oruç tutmaya niyyet ettim. demiş olsa, bu niyyeti sabin o!ur. Sa-hı'h olan görüş de budur. Zâhîriyye'de de böyledir.
Bir kimse eğer : ,«Ysnn davet ediiirsom yerim; değilse oruç tutarım.» diye niyyet etmiş oisa, bu niyyetle tutulan oruç sahih ctmazmaz,
Bir kimse, ramazanda oruç tutmaya veya iftar etmeye niyyet etmeden kalksa, eğer o günün ramazan olduğunu iyice biliyorsa, -en açık rivayete göre bu kimse oruçlu bulunmuş sayılmaz. Şemsü'İ - Eİmme Hdvânî'nin Fakîh Ebû Ca'fer'den nakli de böyledir. Muhıyt'te de böyledir. .
Oruçlu bulunan bir kimse, kalbinden orucu yemeye niyyet etse ve fakat bir şey yemese, bu kimsenin orucu tamamdır. İzâh-ı Kirmânî'de de böyledir.
Niyy3tin vakti, her gün güneş battıktan sonradır; daha önce .niyyet edilmesi caiz olmaz. Serâhsî'min Muhıyt'inde de böyledir.
Bir kimse, güneş batmadan önce, bir sonraki günün orucuna niyyet etmiş olsa, sonra da uyuşa, hayılsa veya güneşin zevali vaktine kadar gaflet etse, (yani, bu vakta kadar niyyetini yenilememiş olsa} !bu kimsenin niyyeti caiz olmaz. Ancfak, gün;eş battıktan sonra niyyet etmiş bulunursa, caiz olur. Hulâsa'da da böyledir.
Ramazan orucuna, muayyen nezir orucuna ve nafile oruçlara : «Bu günün orucuna...» diye niyyet edilerek, tutulması caiz olur. Bunlar : «Oruç tutmaya niyyet ettim» şeklinde, mutlak oruç niyyeti ile de caiz olur.
Nafüe oruca, 'bu günün gecesinden, bir gün sonranın gündüzünün ortasına kadar niyyet etmek de caizdir. Câmİu's - Sâğîr'de böyle zikredilmiştir. Kudürî'de de : «Zevale kadar olan niyyet sahihtir.» denilmiştir.
Niyyet hususunda misafir ile mukîm arasımda bir fark yoktur. Tefa-yîn'de de böyledir.
Fecrin tulû'undan, o zamana kadar, eğer oruca münâfî yemek, İçmek ve cima' etmek gibi bir hal vuku' bulmamışs.3, zevalden önce yapılmış olan niyyet caizdir. Ancak, bu haller kasden veya unutarak vuku' bulmuş olursa, bundan sonraki niyyet sahih ve câ'iz olmaz. Tahâvî Şerhî'nde de böyledir.
Oruca gündüz niyyet etmiş olan kimse, o günün evvelinden itibaren niyyet eder. Şayet, niyyet ettiği andan itibaren oruçlu olmaya niyyet ederse, bu niyyeti caiz olmaz. Cevheretü'n - Neyyire'de ve Si-râcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Ramazan gecesinde veya gündüzünde bayılmış olan kimse, zevalden önce ayılır ve oruca niyyet ederse, niyyeti caiz olur. Mecnûnun durumu da böyledir. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Keza, bir kimse günün evvelinde irtidad etse ve zevalden önce de, yeniden islâma girse, sonra da oruca niyyet etse, bu niyyeti caiz olur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Efdâl olan, niyyeti yerinde yâni gece yapmaktır Fakat, gündüz iniyyet edilmesi de caizdir. Orucun niyyetini açıklamak, yâni hangi oruca niyyet ettiğini belirtmek de evlâdır. Ihtiyâr'da da böyledir.
Bir kimse, ramazanda, ramazan orucundan başka farz olan bir oruca niyyet etmiş olsa, bu oruç ramazan orucu sayılır.
İmameyne göre, bu hususta da misafirle mukim arasında bir fark yoktur. İmâm-ı A'zam'a göre ise, misafir olan kimse, ramazanda, ramazan orucundan başka farz olan bir oruca niyyet ederse, niyyet etmiş bulunduğu bu orucu tutmuş olur.[9]
Ramazanda nafile tutmaya n'iyyet etmiş olan kimse ise sahih olan kavle göre ramazan orucu tutmuş olur. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Hastaya gelince, sahi'h olan kavle göre, onun da bu niyyetle tutmuş olduğu oruç, ramazan orucu sayılır .Kâfî'de böyledir.
Misafir ve hastalar, ramazanda mutlak oruca niyyet etmiş olsalar, bu niyyetle tutmuş bulundukları oruç da, ramazan orucu olur, Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Muayyen bir günde, nezri olan bir kimse, bu günde keffâ-ret veya namazan orucunun kazası gibi farz olan başka bir oruca niyyet etmiş olsa, bu oruç niyyet etmiş bulunduğu oruç olarak makbul olur. O muayyen nezrini ise, sonradan kaza etmesi gerekir. Sirâcü'l - Veh-hâc'da da böyledir.
Esahh olan budur. Bahrü'r - Râık'ta da böyledir.
Kaza ve keffâret oruçlarında, niyyeti gece yapmak ve tutacağı orucu ta'yin etmek şarttır. Nikâye'de de böyledir.
Mutlak nezirlerde de böyledir. Yani muayyen olmayan nezirlerde de niyyet geceden yapılır. Sirâcü'l - Vehhâc'da da. böyledir.
Hapiste veya esir bulunan bir kimse, ramazanın girip girmediği konusunda şüpheye düşse, taharri ederek (~ araştırarak) kanaatine göre oruç tutar. Sonra bakılır : Eğer» tuttuğu bu oruç ramazan ayma rastlamışsa veya bu oruçlar ramazandan sonra ve oruç tutmanın yasak olmadığı günlerde; geceleyin niyyet edilerek tutuimuşsa, ramazan orucu olarak caiz olur. Fakat, bu oruçlar ramazandan ence-ye rastlsmışsa, ramazan orucu olarak caiz olmaz. (Bunlar nafile oruç olmuş olur.) SerahsVnin Muhıyt'inde de böyledir.
Üzerinde kaza orucu bulunan kimsenin, bu orucu ızıâ vövr ken, kazaya niyyet etmesi şart değildir; böyle niyyet etmesi de câıî ve sahih olmakla beraber; «üzerinde tutmast icâbeden ramazan orucunu tutmaya niyyet etmesi» daha uygundur. Bu hususta, hasta olanlarla, sıhhatli bulunanlar arasında bir fark yoktur. Bedâi'de de böyledir 0 Bir kimse, şevval ayında[10] keffâret orucu tutmaya başlarsa, !bu durumda bu ayların Irsmszan ve şevvâl'in) ikisi de ya tam ( otuzar gün) veya noksan ( yirmi dokuzar gün) olurlar. Her iki halde de, ket-fâret orucu ds bir gün daha tutularak tamamlanmış olur.
Eğer ramazan tam. fakat şevval noksan olursa; keffâret, iki gün daha oruç tutularak tamamlanır. Ramazan noksan, fakat şevval tamam ' olursa, bu durumda bir şey lâzım gelmez.
Bir kimse, keffâret orucunu tutmaya zilhicce ayında başlarsa; zilhicce ve onu takip eden ay ya ilcisi de tam veya noksan olurlar Bu durumda müteakip ayda dört gün daha oruç tutulur. Eğer zilhicce tamam olur da, önceki ay noksan bulunursa, müteakip zamanda üç gün daha oruç tutulur. Eğer önceki ay tamam olur da, zilhicce noksan olursa, müteakip günlerde beş gün daha oruç tutulur. Eğer bîr kimsenin orucu zilkadeye tesadüf ederse veya başka bir aya rastlarsa, bu aylar ya tam veya* noksan olurlar. Zilkade tamam olur da, diğer ay noksan olursa, bir gün daha oruç tutulur. Zilkade noksan olur da, diğer ay tamam olursa, bir şey lâzım gelmez. Sirâcü'l Veh d böldi olur d ğhâc'da da böyledir.
Hamazan-ı Şerlfden onrMü.
Bir kimse, dâr-i harbde senelerce, ramazandan önce ramazan orucu "tutmuş olsa; birinci senede tuttuğu oruç ittifakla caiz olmaz, ikinci, üçüncü... senelerin orucu, bir önceki senelerin orucunun kazası olarak caiz olur mu?
Fakih Ebû Ca'fer bu hususta : «O kimse, möbhem olarak, yalnızca ramazan orucu tutmaya niyyet etmjşse, bu caiz olur. Ancak, tiçin-de bulunduğu yılın orucunu tutmayı belirterek niyyet etmişse, bu caiz olmaz Esahh olan kavil de budur.» demiştir. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Bir kimsenin, bir ramazanda iki günlük orucu kazaya kalmış olursa, bunları kaza ederken, ilk günün orucunu kaza etmeye niyyet etmesi uygun olur Ancak, böyle ilk günün orucu diye belirtmese de, kazası caiz olur.
İki ramazandan iki orucu kazaya kalmış olan krmse de, böyle ta'yîn etmeden kazaya niyyet etmiş olsıa, muhtar olan kavle göre bu kazası caiz olur. Hulâsa'da da böyledir.
Ramazanda kasden orucunu bozmuş olan kimse, eğer fakir İse, kaza ve keffâret olarak 61 gün oruç tutar. Kazası gereken, o bir gün orucu, ta'yin etmeden tutması da caiz olur. Fakîh Ebû'I - Leys de böyle söylemiştir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bir kimsenin iki ayrı oruca, birini diğerine tercih etmeden eşit şekilde niyyet etmesi bâtıldır. Bu kimse, birini diğerine tercih etmiş olursa, tercih edilen [hakkındaki niyyet) sabit olmuş olur. Se-rahaî'nm Muhıyt'inde de böyledir.
Bîr kimse hem ramazan orucunun kazasına hem dö nezre niyyet etmiş olsa, bu kimse istihsânen ramazan orucunun kazasına niyyet etmiş olur.
Bir kimse, hem muayyen bir nezre ve hem de nafileye gece veya gündüz niyyet etmiş olsa veyahud da muayyen bir nezir ile kefîârete yine aynı zamanda geceden niyyet etmiş bulunsa, bu kimse» bil-icmâ' muayyen nezre niyyet etmiş sayılır. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Bir kimse, aynı zamanda hem kazaya hem de keffâret-i zmar'a niyyet etmiş olsa, bu kimse, istihsânen kazaya niyyet etmiş sayılır. Fetâvâyi Kâdîhân'cla da böyledir.
Bir kimse, yine aynı zamanda ramazan orucunun kazası ile nafileye niyyet ederse, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un Imfinvı A'i-am (R.A.)'d'an rivayet ettiği kavle göre, bu kimse ramazan orucunun kazasına niyyet etmiş sayılır. Zehıyre'de de böyledir.
Bir kimse, aynı zamanda hem keffâret-i zıhar'a ve hem de keffâret-i katii'e; veya hem ramazan orucunun kazasına ve hem de keffâret-i katii'e niyyet etmiş olsa, bu kimse bil -ittifak keffâret-i kaiÜ'e niyyet etmiş sayılır. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Bir kimse, laynı zamanda hem k-effarefe ve hem de nafileye niyyet etmiş olsa, bu kimse istihsânen keffârete niyyet etmiş saythr. Zehıyre'de de'böyledir. ,.
Hayızh haide'olan bir kadın, oruca niyyet etmiş olsa, sonra da fecrin tulû'undan önce temizlenmiş bulunsa, o kadının orucu sahih olur. Sirâcü'!-Vehhâc'da da böyledir.
Bîr kimse, aynı zamanda hem kazaya va hem de keffâret-i yemin'e niyyet etmiş olsa, İmâm Ebü Yûsuf (RA.)'a göre, birbirlerine zıt oldukları için bu iki oruç da câiız olmaz. İmâm Muham-med (R.A.)'e göre de, bu oruçlar birbirlerine rnünâfî oldukları İçin, caiz olmaz. Fakat, bu oruç nafile yerine geçer. Muhıyt'te de böyledir.
Bir kimse, kara orucu için, fecrin tulÖ'ıw>dah sonra niyyet et-tiğ'i zaman, bu niyyetis kaza âa>hitt olmayacağı için. bu kimse nafile oruca başlamış sayılır. Şayet, bu orucu bozacak olursa, kaza etmesi gerekir. Zehıype'dp de böyledir. [11]
1) Niyyet,
2) Hayız ve nifâstan temiz oİmak. Kâfî'de ve Nihâye de de böyledir.
Niyyet; Kişinin, oruç tutacağını kalbi île bilmesidir. Serah-eî'nın Muhıyt'inde de böyledir.
Kişirrin, niyyeti dili ile söylemesi de sünnettir. Ne h Ki'I -Fâik'ta da böyledir.
Bize göre, Ramazanda her gün için ayn ayrı niyyet etmek gereklidir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Ramazanda sahura kalkmak da bir nlyyettir. Necmeddin Ne-sefî böyle söylemiştir. Ancak, sahura kalkmış olmak, o günün orucu için niyyet yerine geçer; başka bir günün orucu için niyyet yerine geçmez.
Bir kimse, geceden her ;hangi bir oruca niyyet etse ve fecrin doğmasından önce de bu niyyetinder; geri dönse, bu dönmesi sahih olur. Sirâeü'i - Vehhâc'da da böyledir.
Bir kimse : «Altehu Teâİâ iziri verirse, yarın oruç tutmaya niyyet ettim. demiş olsa, bu niyyeti sabin o!ur. Sa-hı'h olan görüş de budur. Zâhîriyye'de de böyledir.
Bir kimse eğer : ,«Ysnn davet ediiirsom yerim; değilse oruç tutarım.» diye niyyet etmiş oisa, bu niyyetle tutulan oruç sahih ctmazmaz,
Bir kimse, ramazanda oruç tutmaya veya iftar etmeye niyyet etmeden kalksa, eğer o günün ramazan olduğunu iyice biliyorsa, -en açık rivayete göre bu kimse oruçlu bulunmuş sayılmaz. Şemsü'İ - Eİmme Hdvânî'nin Fakîh Ebû Ca'fer'den nakli de böyledir. Muhıyt'te de böyledir. .
Oruçlu bulunan bir kimse, kalbinden orucu yemeye niyyet etse ve fakat bir şey yemese, bu kimsenin orucu tamamdır. İzâh-ı Kirmânî'de de böyledir.
Niyy3tin vakti, her gün güneş battıktan sonradır; daha önce .niyyet edilmesi caiz olmaz. Serâhsî'min Muhıyt'inde de böyledir.
Bir kimse, güneş batmadan önce, bir sonraki günün orucuna niyyet etmiş olsa, sonra da uyuşa, hayılsa veya güneşin zevali vaktine kadar gaflet etse, (yani, bu vakta kadar niyyetini yenilememiş olsa} !bu kimsenin niyyeti caiz olmaz. Ancfak, gün;eş battıktan sonra niyyet etmiş bulunursa, caiz olur. Hulâsa'da da böyledir.
Ramazan orucuna, muayyen nezir orucuna ve nafile oruçlara : «Bu günün orucuna...» diye niyyet edilerek, tutulması caiz olur. Bunlar : «Oruç tutmaya niyyet ettim» şeklinde, mutlak oruç niyyeti ile de caiz olur.
Nafüe oruca, 'bu günün gecesinden, bir gün sonranın gündüzünün ortasına kadar niyyet etmek de caizdir. Câmİu's - Sâğîr'de böyle zikredilmiştir. Kudürî'de de : «Zevale kadar olan niyyet sahihtir.» denilmiştir.
Niyyet hususunda misafir ile mukîm arasımda bir fark yoktur. Tefa-yîn'de de böyledir.
Fecrin tulû'undan, o zamana kadar, eğer oruca münâfî yemek, İçmek ve cima' etmek gibi bir hal vuku' bulmamışs.3, zevalden önce yapılmış olan niyyet caizdir. Ancak, bu haller kasden veya unutarak vuku' bulmuş olursa, bundan sonraki niyyet sahih ve câ'iz olmaz. Tahâvî Şerhî'nde de böyledir.
Oruca gündüz niyyet etmiş olan kimse, o günün evvelinden itibaren niyyet eder. Şayet, niyyet ettiği andan itibaren oruçlu olmaya niyyet ederse, bu niyyeti caiz olmaz. Cevheretü'n - Neyyire'de ve Si-râcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Ramazan gecesinde veya gündüzünde bayılmış olan kimse, zevalden önce ayılır ve oruca niyyet ederse, niyyeti caiz olur. Mecnûnun durumu da böyledir. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Keza, bir kimse günün evvelinde irtidad etse ve zevalden önce de, yeniden islâma girse, sonra da oruca niyyet etse, bu niyyeti caiz olur. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Efdâl olan, niyyeti yerinde yâni gece yapmaktır Fakat, gündüz iniyyet edilmesi de caizdir. Orucun niyyetini açıklamak, yâni hangi oruca niyyet ettiğini belirtmek de evlâdır. Ihtiyâr'da da böyledir.
Bir kimse, ramazanda, ramazan orucundan başka farz olan bir oruca niyyet etmiş olsa, bu oruç ramazan orucu sayılır.
İmameyne göre, bu hususta da misafirle mukim arasında bir fark yoktur. İmâm-ı A'zam'a göre ise, misafir olan kimse, ramazanda, ramazan orucundan başka farz olan bir oruca niyyet ederse, niyyet etmiş bulunduğu bu orucu tutmuş olur.[9]
Ramazanda nafile tutmaya n'iyyet etmiş olan kimse ise sahih olan kavle göre ramazan orucu tutmuş olur. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Hastaya gelince, sahi'h olan kavle göre, onun da bu niyyetle tutmuş olduğu oruç, ramazan orucu sayılır .Kâfî'de böyledir.
Misafir ve hastalar, ramazanda mutlak oruca niyyet etmiş olsalar, bu niyyetle tutmuş bulundukları oruç da, ramazan orucu olur, Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Muayyen bir günde, nezri olan bir kimse, bu günde keffâ-ret veya namazan orucunun kazası gibi farz olan başka bir oruca niyyet etmiş olsa, bu oruç niyyet etmiş bulunduğu oruç olarak makbul olur. O muayyen nezrini ise, sonradan kaza etmesi gerekir. Sirâcü'l - Veh-hâc'da da böyledir.
Esahh olan budur. Bahrü'r - Râık'ta da böyledir.
Kaza ve keffâret oruçlarında, niyyeti gece yapmak ve tutacağı orucu ta'yin etmek şarttır. Nikâye'de de böyledir.
Mutlak nezirlerde de böyledir. Yani muayyen olmayan nezirlerde de niyyet geceden yapılır. Sirâcü'l - Vehhâc'da da. böyledir.
Hapiste veya esir bulunan bir kimse, ramazanın girip girmediği konusunda şüpheye düşse, taharri ederek (~ araştırarak) kanaatine göre oruç tutar. Sonra bakılır : Eğer» tuttuğu bu oruç ramazan ayma rastlamışsa veya bu oruçlar ramazandan sonra ve oruç tutmanın yasak olmadığı günlerde; geceleyin niyyet edilerek tutuimuşsa, ramazan orucu olarak caiz olur. Fakat, bu oruçlar ramazandan ence-ye rastlsmışsa, ramazan orucu olarak caiz olmaz. (Bunlar nafile oruç olmuş olur.) SerahsVnin Muhıyt'inde de böyledir.
Üzerinde kaza orucu bulunan kimsenin, bu orucu ızıâ vövr ken, kazaya niyyet etmesi şart değildir; böyle niyyet etmesi de câıî ve sahih olmakla beraber; «üzerinde tutmast icâbeden ramazan orucunu tutmaya niyyet etmesi» daha uygundur. Bu hususta, hasta olanlarla, sıhhatli bulunanlar arasında bir fark yoktur. Bedâi'de de böyledir 0 Bir kimse, şevval ayında[10] keffâret orucu tutmaya başlarsa, !bu durumda bu ayların Irsmszan ve şevvâl'in) ikisi de ya tam ( otuzar gün) veya noksan ( yirmi dokuzar gün) olurlar. Her iki halde de, ket-fâret orucu ds bir gün daha tutularak tamamlanmış olur.
Eğer ramazan tam. fakat şevval noksan olursa; keffâret, iki gün daha oruç tutularak tamamlanır. Ramazan noksan, fakat şevval tamam ' olursa, bu durumda bir şey lâzım gelmez.
Bir kimse, keffâret orucunu tutmaya zilhicce ayında başlarsa; zilhicce ve onu takip eden ay ya ilcisi de tam veya noksan olurlar Bu durumda müteakip ayda dört gün daha oruç tutulur. Eğer zilhicce tamam olur da, önceki ay noksan bulunursa, müteakip zamanda üç gün daha oruç tutulur. Eğer önceki ay tamam olur da, zilhicce noksan olursa, müteakip günlerde beş gün daha oruç tutulur. Eğer bîr kimsenin orucu zilkadeye tesadüf ederse veya başka bir aya rastlarsa, bu aylar ya tam veya* noksan olurlar. Zilkade tamam olur da, diğer ay noksan olursa, bir gün daha oruç tutulur. Zilkade noksan olur da, diğer ay tamam olursa, bir şey lâzım gelmez. Sirâcü'l Veh d böldi olur d ğhâc'da da böyledir.
Hamazan-ı Şerlfden onrMü.
Bir kimse, dâr-i harbde senelerce, ramazandan önce ramazan orucu "tutmuş olsa; birinci senede tuttuğu oruç ittifakla caiz olmaz, ikinci, üçüncü... senelerin orucu, bir önceki senelerin orucunun kazası olarak caiz olur mu?
Fakih Ebû Ca'fer bu hususta : «O kimse, möbhem olarak, yalnızca ramazan orucu tutmaya niyyet etmjşse, bu caiz olur. Ancak, tiçin-de bulunduğu yılın orucunu tutmayı belirterek niyyet etmişse, bu caiz olmaz Esahh olan kavil de budur.» demiştir. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Bir kimsenin, bir ramazanda iki günlük orucu kazaya kalmış olursa, bunları kaza ederken, ilk günün orucunu kaza etmeye niyyet etmesi uygun olur Ancak, böyle ilk günün orucu diye belirtmese de, kazası caiz olur.
İki ramazandan iki orucu kazaya kalmış olan krmse de, böyle ta'yîn etmeden kazaya niyyet etmiş olsıa, muhtar olan kavle göre bu kazası caiz olur. Hulâsa'da da böyledir.
Ramazanda kasden orucunu bozmuş olan kimse, eğer fakir İse, kaza ve keffâret olarak 61 gün oruç tutar. Kazası gereken, o bir gün orucu, ta'yin etmeden tutması da caiz olur. Fakîh Ebû'I - Leys de böyle söylemiştir. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bir kimsenin iki ayrı oruca, birini diğerine tercih etmeden eşit şekilde niyyet etmesi bâtıldır. Bu kimse, birini diğerine tercih etmiş olursa, tercih edilen [hakkındaki niyyet) sabit olmuş olur. Se-rahaî'nm Muhıyt'inde de böyledir.
Bîr kimse hem ramazan orucunun kazasına hem dö nezre niyyet etmiş olsa, bu kimse istihsânen ramazan orucunun kazasına niyyet etmiş olur.
Bir kimse, hem muayyen bir nezre ve hem de nafileye gece veya gündüz niyyet etmiş olsa veyahud da muayyen bir nezir ile kefîârete yine aynı zamanda geceden niyyet etmiş bulunsa, bu kimse» bil-icmâ' muayyen nezre niyyet etmiş sayılır. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Bir kimse, aynı zamanda hem kazaya hem de keffâret-i zmar'a niyyet etmiş olsa, bu kimse, istihsânen kazaya niyyet etmiş sayılır. Fetâvâyi Kâdîhân'cla da böyledir.
Bir kimse, yine aynı zamanda ramazan orucunun kazası ile nafileye niyyet ederse, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un Imfinvı A'i-am (R.A.)'d'an rivayet ettiği kavle göre, bu kimse ramazan orucunun kazasına niyyet etmiş sayılır. Zehıyre'de de böyledir.
Bir kimse, aynı zamanda hem keffâret-i zıhar'a ve hem de keffâret-i katii'e; veya hem ramazan orucunun kazasına ve hem de keffâret-i katii'e niyyet etmiş olsa, bu kimse bil -ittifak keffâret-i kaiÜ'e niyyet etmiş sayılır. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Bir kimse, laynı zamanda hem k-effarefe ve hem de nafileye niyyet etmiş olsa, bu kimse istihsânen keffârete niyyet etmiş saythr. Zehıyre'de de'böyledir. ,.
Hayızh haide'olan bir kadın, oruca niyyet etmiş olsa, sonra da fecrin tulû'undan önce temizlenmiş bulunsa, o kadının orucu sahih olur. Sirâcü'!-Vehhâc'da da böyledir.
Bîr kimse, aynı zamanda hem kazaya va hem de keffâret-i yemin'e niyyet etmiş olsa, İmâm Ebü Yûsuf (RA.)'a göre, birbirlerine zıt oldukları için bu iki oruç da câiız olmaz. İmâm Muham-med (R.A.)'e göre de, bu oruçlar birbirlerine rnünâfî oldukları İçin, caiz olmaz. Fakat, bu oruç nafile yerine geçer. Muhıyt'te de böyledir.
Bir kimse, kara orucu için, fecrin tulÖ'ıw>dah sonra niyyet et-tiğ'i zaman, bu niyyetis kaza âa>hitt olmayacağı için. bu kimse nafile oruca başlamış sayılır. Şayet, bu orucu bozacak olursa, kaza etmesi gerekir. Zehıype'dp de böyledir. [11]
Konular
- Arz-ı Mevâîtn Hükmü:
- 2- KANAL KAZMAK VE MEVCUT BİR KANALİ TAMİR ETMEK
- ORUÇ
- (Kitabü's-Savm)
- 1- ORUCUN TARİFİ, KISIMLARI, SEBEBİ, VAKTİ VE ŞARTI
- Orucun Tarifi :
- Orucun Çeşitleri:
- Orucun Sebebi:
- Orucun Vakti:
- Güneşin Batıp Batmadığında Tereddüt
- Sahur Vaktinde Tereddüt
- Orucun Şartları
- A- Orucun Farz Olmasının Şartları
- B- Orucun Edâsînin Şartı
- C- Edasının Sahih Olmasının Şartı :
- 2- RAMAZAN HİLÂLİNİ GÖRMEK (RÜYET-I HİLÂL)
- Şevval Hilâlini Gözetleme
- 3- ORUÇLUYA MEKRUH OLAN VE MEKRUH OLMAYAN ŞEYLER
- Sahur Yemeği
- İftar Ve İftar Duâsı
- Şek Gününde Oruç
- Oruç Tutmanın Mekruh Olduğu Gönler :
- Savm-ı Misal:
- 4- ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN ŞEYLER
- Orucu Bozup Sadece Kazayı İcabettlren Şeyler :
- Orucu Bozup Kazayı Ve Hem De Keffâreti İcâbettiren Şeyler
- Bu Konu İle İlgili Bazı Mes'eleler
- 5- ORUÇ TUTMAMAYI MUBAH KILAN ÖZÜRLER
- 1- Yolculuk: