Hangi İ'tikâf Daha Efdâldir
İ'tikâfin en efdali, Mescîd-i Hsrarn'da f= Beytullah'da = Kâ'be'de) yapılan i'tikâftır. Sonra, i'iikâfîar fazilet dereceleri i'tiba-riyle şöylece sıralanır: MescîcS-i Nebî'de {= Medînc-i Münevvere'-deki Ravza-i Muta-hnara'da), sonra Kudüs'teki Mcscid'i Aksâ'da, sonra camilerde ve sonra da cemâati çok olan mescid'erde yapılan i'ti-kâflar efdaldir. Tebyîn'de de böyledir.
Kadınlar, kendi evlerinin mescidinde (= namaz kıldığı odasında] i'tikâf yaparlar. Bu durumda, i'tikâf yaptıklar: yerler kadınlar hakkında cemaatin namaz kıldığı mescidfer gibi olur. Kadınlar, zaruri ve insani ihtiyaçları olmadıkça, i'tikâf müridetînce buradan çıkmazlar, Mebsût Şerfıî'nde de böyledir.
Kadınların, dışarıdaki mescidlerde f'tifcâfa girmeleri caizdir ve fakat bu mekruhtur. Serahsî'nin Muhıyt'indo de böyledir.
Kadınların evlerinde i'tikâf yapmaları, mescidde Tîikâf yapmalarından; mah~İ!e mescidinde i'tikâf yapmaları da, büyük rnescid-de i'tikâf yapmalarından daha efdâldir. Evinde i'tikâf yapacak oian kadın, nama? kılmaya tahsis edilmiş bir yer yoksa: evinde namaz kıldığı yerin hâricinde i'tikâf yapabilir
Bîr kadının evinde mescid yoksa, bir yeri mescîd ittiha? edip, orada i'tiköf yapar. Zâhidî'ds de böyledir.
3- İtirafın şartlarından bîri de oruçtur: Oruçlu olmak, vacip olan i'tikâflar için şarttır ve lâzımdır. Zâhirü'r - rivây-ede, bu hususta İmâm Ebû H&nîfe (R.A.)'den bir rivayet vardır. İmâmeyn (R.A.)'in kavillerine göre : Nafile olan İ'tikâfîarda oruç şart değildir. Hatta, mescide girmiş bulunan bir kimse, ordan çıkıncaya kadar i'ti-kâfa nlyyet etmiş olsa, bu büe sahih olur. Tebyîn'de de böyledir.
Bir kimse, bir gece ve bir gündüz i'tikâf etmeyi nezretmiş olsa ve fakat o gün oruç tutmasa, bu i'tikâfı sahih olmaz.
Bir kimse, şayet: «Allah rızâsı için, oruçsuz olarak bir ay i'tikâf yapayım.» diye nezretmiş olsa; bu kimsenin hem i'tikâf yapması ve hem de oruç tutrnas; iâsım gelir. Zahîriyye'de de böyledir.
Orucun kendisinin bulunması şart kılınmıştır; i'tikâf yönünden oruç şart kılınmamıştır. Hatta, bir kimsenin ramazan i'tikâfını nezretmesi de sahihtir. Zshıyrs'a'e de böyledir.
Ramazan i'tikâfını nezreden bir kimse, ramazan orucunu tutsr da, i'tikâf yapmazsa; >bu kimsenin diğer bir ayda ard arda ol-. mak şartı ile i'tikâf yapması ve bu i'tikâf günlerinde de- oruç tutması gerekir. Mtslıtyt'te. de böyledir.
Bu kimse, eğer ikinci ramazan gelene kadar î'tikâfa girmez, ve bu gelen ramazanda i'tikâfa girerse, caiz olmaz (Nezri yerine gelmiş bulunmaz.) Çünkü, oruç o kimsenin zimmetinde borç olmuş olmaktadır.'Bunun, da vaktini zayi etmiş olduğu İçin, bu oruç binefsihî maksûd olmuş bulunmaktadır. Maksûd olan ise, başkası ile edâ olunmaz. Hatta, bir ay i'tikâfa girmeyi nezretmiş olan bir kimse, sonra da ramazanda i'tikâf yapsa, bu caiz olmaz. (Yani, nezri yerine gelmiş bulunmaz.) Bu kimse, oruç tutmasa ve o ayın orucu ile beraber, i'tikâfını da kaza etse, bu caiz olur. Çünkü kaza, edâ gibidir. Serahsî'-nîn Muhıyt'inde de böyledir.
Nafile oruç tutmaya niyyetli olarak sabaha erişen bir kimse, gündüzün bir bölümünde «Allah İçin i'tikâf yapmak üzerime nezir olsun.» dese, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'nın kavline göre, o kimsenin î'tikâfı kıyâsa göre olmaz. Çünkü, adanan bu, İ'tikâf vaciptir. Bu da ancak vacip olan bir oruçla sahih olur. Halbuki, bir kimsenin önceden niyyet etmiş olduğu orucu nafile bir oruçtur ve onu vacip kılmak mümkün değildir. Muhiyt'te de böyledir. [37]
Kadınlar, kendi evlerinin mescidinde (= namaz kıldığı odasında] i'tikâf yaparlar. Bu durumda, i'tikâf yaptıklar: yerler kadınlar hakkında cemaatin namaz kıldığı mescidfer gibi olur. Kadınlar, zaruri ve insani ihtiyaçları olmadıkça, i'tikâf müridetînce buradan çıkmazlar, Mebsût Şerfıî'nde de böyledir.
Kadınların, dışarıdaki mescidlerde f'tifcâfa girmeleri caizdir ve fakat bu mekruhtur. Serahsî'nin Muhıyt'indo de böyledir.
Kadınların evlerinde i'tikâf yapmaları, mescidde Tîikâf yapmalarından; mah~İ!e mescidinde i'tikâf yapmaları da, büyük rnescid-de i'tikâf yapmalarından daha efdâldir. Evinde i'tikâf yapacak oian kadın, nama? kılmaya tahsis edilmiş bir yer yoksa: evinde namaz kıldığı yerin hâricinde i'tikâf yapabilir
Bîr kadının evinde mescid yoksa, bir yeri mescîd ittiha? edip, orada i'tiköf yapar. Zâhidî'ds de böyledir.
3- İtirafın şartlarından bîri de oruçtur: Oruçlu olmak, vacip olan i'tikâflar için şarttır ve lâzımdır. Zâhirü'r - rivây-ede, bu hususta İmâm Ebû H&nîfe (R.A.)'den bir rivayet vardır. İmâmeyn (R.A.)'in kavillerine göre : Nafile olan İ'tikâfîarda oruç şart değildir. Hatta, mescide girmiş bulunan bir kimse, ordan çıkıncaya kadar i'ti-kâfa nlyyet etmiş olsa, bu büe sahih olur. Tebyîn'de de böyledir.
Bir kimse, bir gece ve bir gündüz i'tikâf etmeyi nezretmiş olsa ve fakat o gün oruç tutmasa, bu i'tikâfı sahih olmaz.
Bir kimse, şayet: «Allah rızâsı için, oruçsuz olarak bir ay i'tikâf yapayım.» diye nezretmiş olsa; bu kimsenin hem i'tikâf yapması ve hem de oruç tutrnas; iâsım gelir. Zahîriyye'de de böyledir.
Orucun kendisinin bulunması şart kılınmıştır; i'tikâf yönünden oruç şart kılınmamıştır. Hatta, bir kimsenin ramazan i'tikâfını nezretmesi de sahihtir. Zshıyrs'a'e de böyledir.
Ramazan i'tikâfını nezreden bir kimse, ramazan orucunu tutsr da, i'tikâf yapmazsa; >bu kimsenin diğer bir ayda ard arda ol-. mak şartı ile i'tikâf yapması ve bu i'tikâf günlerinde de- oruç tutması gerekir. Mtslıtyt'te. de böyledir.
Bu kimse, eğer ikinci ramazan gelene kadar î'tikâfa girmez, ve bu gelen ramazanda i'tikâfa girerse, caiz olmaz (Nezri yerine gelmiş bulunmaz.) Çünkü, oruç o kimsenin zimmetinde borç olmuş olmaktadır.'Bunun, da vaktini zayi etmiş olduğu İçin, bu oruç binefsihî maksûd olmuş bulunmaktadır. Maksûd olan ise, başkası ile edâ olunmaz. Hatta, bir ay i'tikâfa girmeyi nezretmiş olan bir kimse, sonra da ramazanda i'tikâf yapsa, bu caiz olmaz. (Yani, nezri yerine gelmiş bulunmaz.) Bu kimse, oruç tutmasa ve o ayın orucu ile beraber, i'tikâfını da kaza etse, bu caiz olur. Çünkü kaza, edâ gibidir. Serahsî'-nîn Muhıyt'inde de böyledir.
Nafile oruç tutmaya niyyetli olarak sabaha erişen bir kimse, gündüzün bir bölümünde «Allah İçin i'tikâf yapmak üzerime nezir olsun.» dese, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'nın kavline göre, o kimsenin î'tikâfı kıyâsa göre olmaz. Çünkü, adanan bu, İ'tikâf vaciptir. Bu da ancak vacip olan bir oruçla sahih olur. Halbuki, bir kimsenin önceden niyyet etmiş olduğu orucu nafile bir oruçtur ve onu vacip kılmak mümkün değildir. Muhiyt'te de böyledir. [37]
Konular
- Orucu Bozup Kazayı Ve Hem De Keffâreti İcâbettiren Şeyler
- Bu Konu İle İlgili Bazı Mes'eleler
- 5- ORUÇ TUTMAMAYI MUBAH KILAN ÖZÜRLER
- 1- Yolculuk:
- 2- Hastalık:
- 3- Hamilelik Ve Çocuk Emzirmek:
- 4- Hayız Ve Nifas Hali:
- 5- Şiddetli Açlık Veya Susuzluk :
- 6- İhtiyarlık:
- 6- NEZİRLER (=ADAKLAR)
- 7- İTİKÂF
- a) İtikâfin Manası:
- b) İtirafın Kısımları:
- c) İtikâfın Şart Ve Rükünleri:
- Hangi İ'tikâf Daha Efdâldir
- 4- Müslüman Olmak, Akıllı Bulunmak, Cünüplükten, Hayız Ve Nifastan Temiz Bulunmak Da İ'tikâfın Şartl
- D)- İtikâfın Edebleri
- E)- İ'tîkâfın Güzellik Ve Üstünlükleri
- F- İtikâfı Bozan Şeyler :
- 1- Mazeretsiz Mescidden Çıkmak:
- 2- Cima' Ve Cimâ'ın Davetçileri De İtikâfı Bozar:
- 3- Bayılmak Ve Cinnet Getirmek De İtikâfı Bozar:
- 5- İtikafın Mekruhları:
- İtikâflâ İlgili Diğer Bazı Meseleler :
- Oruçla İlgili Bazı Mes'eleler
- KITABU'R-REHN
- (REHİNLER)
- 1- RKHİN NE DEMEKTİR? RKHNİN RÜKNÜ, ŞARTLARI VE HÜKMÜ NEDİR? RK1IİN BİRAKİLMASİ CAİZ OLAN VEYA CAİZ
- 1- Rehinin Manası, Rüknü. Şartlari Ve Hükmü