4- VÜCUH ŞİRKETİ VE A'MÂL ŞİRKETİ VÜCÛH ŞİRKETİ
Vücûh Şirketi: İki (veya daha fazla) kimsenin, sermâyeleri olmadığı halde, ortak olmalarıdır.
Bu şahısların, malları bulunmamakla beraber, halk arasında itibarları vardır.
Bunlar, kendi aralarında: "Veresiye satın alıp, peşin satmak üzere, Allahu Teâlâ'nın takdir edeceği kâra, aramızda ortak olmak üzere, ortaklaştık." derler. Bedâi"de de böyledir.
Bu şahısların ortaklıkları, müfâveda olur. Bunlar, birbirlerinin kefili olurlar. Satın aldıkları şeylere, yan yarıya ortak olurlar.
Bunların herbiri, satın aldıkları şeyin yarısına borçlanmış olurlar. Bu ortaklar, kârı da eşit olarak bölüşürler.
Bu ortaklar, müfâveda.sözünü söylerler veya bunun gerektirdiği' şeyden (bahsederler.
Bu şekilde, satın alınan şeyler ve bedelleri hakkında, vekâlet ve kefalet tahakkuk etmiş olur. Bunların birisinin olmaması hâlinde, ortaklıkları, ınân ortaklığı olur. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Inân ortaklığında, ortaklardan her hangi birinin, şart koşulmuşsa, satılanın mülkünde fazlalığı caiz olur.
Uygun olan da, bu ortaklıkta, kârın, satılanın nisbetinde olmasını şarta bağlamaktır.
Hatta, satılanda fazlalık kabul edildiği hâlde, kârın eşit olması, veya bunun aksi şart koşulsa, bu şart caiz olmaz. Kâr, aralarında, herkesin sattığı mal nisbetinde taksim edilir. Muhıyt'te de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.) şöyle buyurmuştur:
İki kişi mal ve şahısla, ınân ortaklığı tahsis ederler ve birisi eşya satın alır; diğeri ise: "Bu şirketimize aittir." deyince, satın alan ortak:
"Bu, benimdir. Ben, bunu kendi malımla, kendim için aldım." der ve bunu, ortaklıktan sonra aldığını iddia eder ve bu eşya ticâret yaptıkları cinsten olursa, ortaklığa âit olur.
İddia sahibi, "bu malı, daha ortak olmadan önce aldığını" söyler; diğeri de: "Hayır, sen, bu malı, ortaklık sözleşmesi yaptıktan sonra aldın." derse; bu durumda bakılır: Eğer, malın alınış tarihi de, ortaklık tarihi de belli ve almış tarihi önce olursa; bu mal, Allah adına yemin etmesi hâlinde, müşterinin (= satın alan şahsın) olur.
Yemin ederken de: "Bu mal, ortaklık malı değildir." Demesi gerekir.
Şayet, ortaklığın tesis tarihi, malın alınış tarihinden daha önce ise, bu durumda, o mal şirkete ait olur.
Malın satın almış tarihi, bu münazaadan bir ay kadar önce olur; şirketin kuruluş tarihi ise bilinmezse; bu durumda mal, hassaten satın alan şahsa ait olur.
Şirketin kuruluş tarihi belli ve bu, münazaadan bir ay kadar önce olur; malın satın alınma tarihi ise asla bilinmezse, bu durumda da, bu mal, ortaklığa aittir.
Ancak, bu tarihlerden hiç biri bilinmiyorsa; bu durumda, satın alan ortağın: "Allaha yemin olsun ki, bu mal, ortaklığımızın değildir." demesi ile, bu mal, ona ait olur. Çünkü, tarihler bilinmeyince, sanki bu işler, aynı zamanda vuku bulmuş gibi olur. Böyle olunca da, satın alınan bu mal, ortaklığın olmaz. Muhıyt'te de böyledir.
Bu ortaklardan birisi: "Ben, eşya satın aldım. Bedelinin yarısını sen ver." der; ortağı ise, buna inanmaz Ve satın alınan mal durmakta olursa, birinci ortağın sözü geçerli olur.
Ancak, bu mal zayi olmuşsa, bu birinci ortağın sözü tasdik edilmez.
Keza, ortaklardan biri satın aldığım söylediği halde, diğeri bunu inkâr ederse; inkar eden ortak bilip-bilmediği hususunda yemin eder.
Satın alan ortak, bu hususta şahit getirirse, kabul edilir.
Helak olduğunu söyler ve yemin ederse, sözü kabul edilir. Serahsî'nin Muhıyü'nde de böyledir.
Müntekâ'da şöyle denilmiştir:
Müfâveda ortaklığı yapmak isteyen, iki kişiden birinin evi veya . hizmetçisi yahut eşyaları bulunur; diğerinin ise hiç bir şeyi olmaz ve ortak olup şahsen çalışmaya başlarlar ve ortaklıkları hakkında, diğerinin eşyasından hiç söz etmezlerse; bu ortaklık, müfâveda olarak caiz olur.
Bu eşyalar ise, hassaten sahibine ait olur.
Bu şirket, şahıslar şirketidir.
Keza, bu ortaklardan birinin sikkesiz altını bulunur; diğerinin ise, bir şeyi olmazsa, durum yine böyledir. Muhıyt'te de böyledir. [34]
Bu şahısların, malları bulunmamakla beraber, halk arasında itibarları vardır.
Bunlar, kendi aralarında: "Veresiye satın alıp, peşin satmak üzere, Allahu Teâlâ'nın takdir edeceği kâra, aramızda ortak olmak üzere, ortaklaştık." derler. Bedâi"de de böyledir.
Bu şahısların ortaklıkları, müfâveda olur. Bunlar, birbirlerinin kefili olurlar. Satın aldıkları şeylere, yan yarıya ortak olurlar.
Bunların herbiri, satın aldıkları şeyin yarısına borçlanmış olurlar. Bu ortaklar, kârı da eşit olarak bölüşürler.
Bu ortaklar, müfâveda.sözünü söylerler veya bunun gerektirdiği' şeyden (bahsederler.
Bu şekilde, satın alınan şeyler ve bedelleri hakkında, vekâlet ve kefalet tahakkuk etmiş olur. Bunların birisinin olmaması hâlinde, ortaklıkları, ınân ortaklığı olur. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Inân ortaklığında, ortaklardan her hangi birinin, şart koşulmuşsa, satılanın mülkünde fazlalığı caiz olur.
Uygun olan da, bu ortaklıkta, kârın, satılanın nisbetinde olmasını şarta bağlamaktır.
Hatta, satılanda fazlalık kabul edildiği hâlde, kârın eşit olması, veya bunun aksi şart koşulsa, bu şart caiz olmaz. Kâr, aralarında, herkesin sattığı mal nisbetinde taksim edilir. Muhıyt'te de böyledir.
İmâm Muhammed (R.A.) şöyle buyurmuştur:
İki kişi mal ve şahısla, ınân ortaklığı tahsis ederler ve birisi eşya satın alır; diğeri ise: "Bu şirketimize aittir." deyince, satın alan ortak:
"Bu, benimdir. Ben, bunu kendi malımla, kendim için aldım." der ve bunu, ortaklıktan sonra aldığını iddia eder ve bu eşya ticâret yaptıkları cinsten olursa, ortaklığa âit olur.
İddia sahibi, "bu malı, daha ortak olmadan önce aldığını" söyler; diğeri de: "Hayır, sen, bu malı, ortaklık sözleşmesi yaptıktan sonra aldın." derse; bu durumda bakılır: Eğer, malın alınış tarihi de, ortaklık tarihi de belli ve almış tarihi önce olursa; bu mal, Allah adına yemin etmesi hâlinde, müşterinin (= satın alan şahsın) olur.
Yemin ederken de: "Bu mal, ortaklık malı değildir." Demesi gerekir.
Şayet, ortaklığın tesis tarihi, malın alınış tarihinden daha önce ise, bu durumda, o mal şirkete ait olur.
Malın satın almış tarihi, bu münazaadan bir ay kadar önce olur; şirketin kuruluş tarihi ise bilinmezse; bu durumda mal, hassaten satın alan şahsa ait olur.
Şirketin kuruluş tarihi belli ve bu, münazaadan bir ay kadar önce olur; malın satın alınma tarihi ise asla bilinmezse, bu durumda da, bu mal, ortaklığa aittir.
Ancak, bu tarihlerden hiç biri bilinmiyorsa; bu durumda, satın alan ortağın: "Allaha yemin olsun ki, bu mal, ortaklığımızın değildir." demesi ile, bu mal, ona ait olur. Çünkü, tarihler bilinmeyince, sanki bu işler, aynı zamanda vuku bulmuş gibi olur. Böyle olunca da, satın alınan bu mal, ortaklığın olmaz. Muhıyt'te de böyledir.
Bu ortaklardan birisi: "Ben, eşya satın aldım. Bedelinin yarısını sen ver." der; ortağı ise, buna inanmaz Ve satın alınan mal durmakta olursa, birinci ortağın sözü geçerli olur.
Ancak, bu mal zayi olmuşsa, bu birinci ortağın sözü tasdik edilmez.
Keza, ortaklardan biri satın aldığım söylediği halde, diğeri bunu inkâr ederse; inkar eden ortak bilip-bilmediği hususunda yemin eder.
Satın alan ortak, bu hususta şahit getirirse, kabul edilir.
Helak olduğunu söyler ve yemin ederse, sözü kabul edilir. Serahsî'nin Muhıyü'nde de böyledir.
Müntekâ'da şöyle denilmiştir:
Müfâveda ortaklığı yapmak isteyen, iki kişiden birinin evi veya . hizmetçisi yahut eşyaları bulunur; diğerinin ise hiç bir şeyi olmaz ve ortak olup şahsen çalışmaya başlarlar ve ortaklıkları hakkında, diğerinin eşyasından hiç söz etmezlerse; bu ortaklık, müfâveda olarak caiz olur.
Bu eşyalar ise, hassaten sahibine ait olur.
Bu şirket, şahıslar şirketidir.
Keza, bu ortaklardan birinin sikkesiz altını bulunur; diğerinin ise, bir şeyi olmazsa, durum yine böyledir. Muhıyt'te de böyledir. [34]
Konular
- Müfâveda'nın Şartları
- 2- Müfâveda'nın Hükümleri
- 3- Müfâveda Ortaklarından Her Birinin Diğerine Kefalet Etmesi
- 4- Müfâveda'yı Bozan Ve Bozmayan Şeyler
- 5- Müfâveda Ortaklarından Her Birinin Ortaklık Malındaki Tasarruf Yetkisi
- 6- Müfâveda Ortaklarından Birinin, Diğerinin Sözleşmesi Hakkındaki Tasarrufu
- 7- Müfâveda Ortaklarının İhtilafları
- 8- Müfâveda Ortaklarının Üzerine Tazminatın Gerekliliği
- 3- INÂN ORTAKLIĞI
- 1- Inân Ortaklığı Nedir? Şartları Ve Hükümleri Nelerdir?
- Inân Ortaklığının Caiz Olmasının Şartı
- Inân Ortaklığının Hükümleri
- 2- Inân Ortaklığında Kâr-Zarar Ve Malın Zayi Olmasının Şartı
- 3- Inân Ortaklarının Şirket Mallarındaki Tasarrufları
- 4- VÜCUH ŞİRKETİ VE A'MÂL ŞİRKETİ VÜCÛH ŞİRKETİ
- A'mâl Şirketi
- 5- FÂSİD ORTAKLIK
- Ortaklığın Bozulması
- 6- ŞİRKETLERLE İLGİLİ MUHTELİF MES'ELELER
- Boğazlanan Ortak Hayvanların Durumu
- KİTABÜ'Ş-ŞÜFA
- (ŞÜF'A)
- 1- ŞÜFANIN MÂNÂSI, ŞARTI, SIFATI VE HÜKMÜ
- Şüfanın Tarifi
- Şüf'anın Şartları
- Şüf'anın Mahiyeti
- Şüf'anın Hükmü
- 2- ŞÜF'ANIN MERTEBELERİ
- 3- ŞÜFA TALEBİ