Şüf'anın Şartları
Şüf anın çeşitli şartlan vardır:
1-) Şüf a hakkının sabit olması için, meşfûun bir başkasına, mü-aveza (= malî bir karşılık) akdi ile intikal etmesi şarttır. Bu da satış veya bu mânâda bir şey yapmak demektir. Bunlar olmadan şüf a hakkı vacip olmaz.
Bundan dolayıdır ki, hîbe yapılsa, tasadduk edilse, miras kalsa veya vasıyyet edilse, şüf a gerekmez. Çünkü, şüf a şüf a olmak, kendisinden alınana karşı, mülkiyet edinmektir, müâveda mânâsında da bu yoktur.
Şayet şefi alacaksa; ya kıymetiyle alır veya meccânen alır; öncekine yol yoktur; çünkü kendisinden alınan şahıs, onun kıymetine mâlik olmamıştır; ikinci ye de sahip olmamıştır. Çünkü, cebir teberruda caiz değildir; onu almak aslen mümtenidir.
Şayet, ivaz ( = bedel) şartıyla karşılıklı hîbe olur ve teslim tesellüm yaparlarsa; şüf a vacip olur.
Onlardan birisi teslim alıp, diğeri almasa üc imâmıza göre de şüfa olmaz.
Şayet, bir kimse, akarım bedelsiz hîbe ettikten sonra, kendisine bağış
yapılan zat, o yerden dolayı bedel verse; her iki yerde de şüf a olmaz.
Ne bağış yapılan yerde; ne de ivaz (= karşılık) olarak verilen yerde...
Bedel oları yerin sathında şüf a olur. İster şüfa, ikrar yoluyla
olsun; ister inkâr yoluyla veya susmakla olsun farketmez.
Keza, ikrarla kendinden dolayı anlaşma yapılan evdeki gerekçe, inkâr olursa; şüf a gerekmez.
Lâkin şefi, belge getirmekde, iddia sahibi yerinde olur. Eğer, evin müddeînin olduğuna dair belge getirir veya iddia olana yemin verir, o da yemin etmezse; onun için şüf a hakkı vardır.
Keza sükûttan dolayı kendisinde sulh yapılan evde, şüfa gerekmez. Çünkü şart olmadığından hüküm sabit olmamıştır.
Şek (= Şüphe) ile de şüphe şartın varlığında olursa hüküm sabit olmaz.
Şayet sulh bedeli menfaat veriyorsa, bu durumda sulh yapılan evde şüfa yoktur. Sulh, ister ikrar; ister inkârla yapılsın farketmez.
Eğer müddeî evi almak için anlaşma yapıyor ve ona da başka ev veriliyor; sulh da inkârdan ileri geliyorsa; her iki evin diğerindeki şüfa kıymetini bilmek vaciptir.
İkrardan dolayı yapılıyorsa, sulh caiz olmaz ve iki evde de şüfa gerekmez. Çünkü, o müddeînın mülküdür.
2-) Şüf anın şartlarından birisi de, bir mili diğerine bedel (atmıktır. Buna göre: cinayetten dolayı yapılan anlaşma şüf adan hâriçtir ve kısası gerektirir.
Şayet cinayetten dolayı anlaşma yapılmışsa, kısasın dışında kendinde şüfa hakkı bulunan eve karşı sulh yapılmış olması hâlinde, diyet gerekir. Keza, bir eve karşı, bir köle azâd ederse, şüfa gerekmez.
3-) Şüf anın şartlarından birisi de; satılan mafan akar olması veya o hükümde, o manada obuadır. Eğer başka şey olursa» bi'1-icma onda şuf a hakkı olmaz.
Akar, ister taksimi muhtemel olsun; ister, (hamam, değirmen, kuyu, kanal, kaynak veya küçük bir ev gibi) taksimi muhtemel olmasın müsavidir.
4-) Şüf anın şartlarından birisi de: Satılan şeyden, satıcının mülkiyet hakkının çıkmanar.
Şayet, hakkı kesilmez ise şüfa yoktur. Satıcının, muhayyerlik şartıyla satması gibi.
Satıcıdan muhayyerlik hakkının düştüğü zaman, şüfa vacip olur.
Şayet muhayyerlik müşteride ise, şüfa hakkı gerekir.
Eğer her iki taraf da muhayyer olursa yine şüfa hakkı gerekmez.
Eğer satıcı şüfa sahibini muhayyer bırakmışsa, yine şüfa yoktur.
Şayet şefi* (= şüfa hakkı sahibi olan) izin verirse; satış caiz olur ve ona şüfa hakkı yoktur. Satışı fesh etse de, bu hakkı yoktur. Burda şüfa hakkı olana çâre, satıcı izin verene kadar veya izin müddeti geçene kadar fesh de etmez izin de vermez. O zaman, ona şüfa hakkı vardır.
Kusur görme muhayyerliği, şüfa hakkına mâni olmaz.
5-) Şüf anın şartlarından birisi de: Satıcının haklanın gitmesidir. Fâsid satışda şüfa gerekmez.
Şayet müşteri fasid satışla aldığı şeyi, sahih satışla satar; şüfa sahibi de gelirse; muhayyerdir: isterse, önceki satışla satın alır; isterse, ikinci satışla satın alır.
Eğer ikinci satışla satın alırsa, onun parası mukabiliyle alır.
Şayet önceki satışla alırsa, satılan şeyin teslim alındığı günkü kıymetiyle satın alır. Çünkü o satış fasid satıştır; mağsûp gibidir.
Bu asla göre, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'m: "Bir kimse, fâsid satışla bir yer satın alıp, üzerine bina yaparsa; onun üzerine şefi hakkı gerekir." Kavli çıkar.
İmftmeyn'e göre ise, sabit olmaz.
6-) Şüf anın şartlarından biride: Satış vaktinde şüf a »bibinin, süf a aldığı evde mülkiyelinin bnlnnmandır.
İcarda oturduğu ev için şüf a hakkı yoktur.
âriyyet de böyledir.
Ev satılmadan önce, kendi hakkım satmış olması da böyledir.
Kendi hissesini mescid yapması da böyledir.
7-) ŞüPaın şartlarından biriside: Hakkı inkâr edildiği zaman, mutlaka hüccetinin balonmasıâır. O bey yine, (= senet) şahittir veya diğerinin onu tasdik etmesidir.
Bu hakkın zuhurunun şartıdır; sübûtunun şartı değildir.
Müşterinin şefi'in mülküyet hakkının olduğunu, inkâr etme hakkı yoktur. Bu, İmim Ebû Hanîfe (R.A) ve İmam Muhammed (R.A.)'in kavlidir. Bu hususta, İmam Ebû Yûsuf (R.A.)'tan da bir rivayet vardır.
8-) Şü'anm şartlarından birisi de: Mesfâa olacak evin, satış zamanı, şufa sahftmiı ntiUti otauaıa»kr. Şayet öyle olursa, şuf a icab eylemez.
9-) Şüf'anın şartlarından birisi de: Safa sahibinin satışa veya hükmüne rızasının bunuıaBaaar. ister, sarahaten; isterse delâleten olsun...Şayet satışa veya hükmüne sfarahaten veya dalâleten razı olursa; şöyleki: Ev sahibi, evin satışına bir vekil tayin eder; o da evi satarsa şüf'a hakkı olmaz.
Müdârib de böyledir. Müdârip, müdârebe malını satar; halbuki, mal sahibi onun için başka bir eve şefi olursa; ev sahibine, şüf'a hakkı yoktur, ister evde fazlalık olsun, isterse olmasın farkı yoktur.
Şüf a sahibinin müslüman olması, şüf ânın vücûp şartlarından değildir.
İki zimmî arasında da şüf a hakkı geçerlidir. Müslümana karşı, bir zimmînin de şüf'a hakkı vardır. Keza şüf ada erkek olmak kadın olmak, hür olmak, akıllı olmak, bulûğa erişmiş olmak ve adalet sahibi olmak şart değildir.
İzinli köle, mükâtep, bir kısmı azad edilmiş köle, kadınlar, çocuklar, deliler zulüm ehli olanlara da şüf a hakkı vardır.
Şabî için veya onun malında tasarruf hakkı bulunan velisi, babası, vasisi, babasının babası, vasisi, (hâkim veya hakimin tayin eylediği va-sî) için de şüf a hakkı vardır. Bedâi'de de böyledir. [2]
1-) Şüf a hakkının sabit olması için, meşfûun bir başkasına, mü-aveza (= malî bir karşılık) akdi ile intikal etmesi şarttır. Bu da satış veya bu mânâda bir şey yapmak demektir. Bunlar olmadan şüf a hakkı vacip olmaz.
Bundan dolayıdır ki, hîbe yapılsa, tasadduk edilse, miras kalsa veya vasıyyet edilse, şüf a gerekmez. Çünkü, şüf a şüf a olmak, kendisinden alınana karşı, mülkiyet edinmektir, müâveda mânâsında da bu yoktur.
Şayet şefi alacaksa; ya kıymetiyle alır veya meccânen alır; öncekine yol yoktur; çünkü kendisinden alınan şahıs, onun kıymetine mâlik olmamıştır; ikinci ye de sahip olmamıştır. Çünkü, cebir teberruda caiz değildir; onu almak aslen mümtenidir.
Şayet, ivaz ( = bedel) şartıyla karşılıklı hîbe olur ve teslim tesellüm yaparlarsa; şüf a vacip olur.
Onlardan birisi teslim alıp, diğeri almasa üc imâmıza göre de şüfa olmaz.
Şayet, bir kimse, akarım bedelsiz hîbe ettikten sonra, kendisine bağış
yapılan zat, o yerden dolayı bedel verse; her iki yerde de şüf a olmaz.
Ne bağış yapılan yerde; ne de ivaz (= karşılık) olarak verilen yerde...
Bedel oları yerin sathında şüf a olur. İster şüfa, ikrar yoluyla
olsun; ister inkâr yoluyla veya susmakla olsun farketmez.
Keza, ikrarla kendinden dolayı anlaşma yapılan evdeki gerekçe, inkâr olursa; şüf a gerekmez.
Lâkin şefi, belge getirmekde, iddia sahibi yerinde olur. Eğer, evin müddeînin olduğuna dair belge getirir veya iddia olana yemin verir, o da yemin etmezse; onun için şüf a hakkı vardır.
Keza sükûttan dolayı kendisinde sulh yapılan evde, şüfa gerekmez. Çünkü şart olmadığından hüküm sabit olmamıştır.
Şek (= Şüphe) ile de şüphe şartın varlığında olursa hüküm sabit olmaz.
Şayet sulh bedeli menfaat veriyorsa, bu durumda sulh yapılan evde şüfa yoktur. Sulh, ister ikrar; ister inkârla yapılsın farketmez.
Eğer müddeî evi almak için anlaşma yapıyor ve ona da başka ev veriliyor; sulh da inkârdan ileri geliyorsa; her iki evin diğerindeki şüfa kıymetini bilmek vaciptir.
İkrardan dolayı yapılıyorsa, sulh caiz olmaz ve iki evde de şüfa gerekmez. Çünkü, o müddeînın mülküdür.
2-) Şüf anın şartlarından birisi de, bir mili diğerine bedel (atmıktır. Buna göre: cinayetten dolayı yapılan anlaşma şüf adan hâriçtir ve kısası gerektirir.
Şayet cinayetten dolayı anlaşma yapılmışsa, kısasın dışında kendinde şüfa hakkı bulunan eve karşı sulh yapılmış olması hâlinde, diyet gerekir. Keza, bir eve karşı, bir köle azâd ederse, şüfa gerekmez.
3-) Şüf anın şartlarından birisi de; satılan mafan akar olması veya o hükümde, o manada obuadır. Eğer başka şey olursa» bi'1-icma onda şuf a hakkı olmaz.
Akar, ister taksimi muhtemel olsun; ister, (hamam, değirmen, kuyu, kanal, kaynak veya küçük bir ev gibi) taksimi muhtemel olmasın müsavidir.
4-) Şüf anın şartlarından birisi de: Satılan şeyden, satıcının mülkiyet hakkının çıkmanar.
Şayet, hakkı kesilmez ise şüfa yoktur. Satıcının, muhayyerlik şartıyla satması gibi.
Satıcıdan muhayyerlik hakkının düştüğü zaman, şüfa vacip olur.
Şayet muhayyerlik müşteride ise, şüfa hakkı gerekir.
Eğer her iki taraf da muhayyer olursa yine şüfa hakkı gerekmez.
Eğer satıcı şüfa sahibini muhayyer bırakmışsa, yine şüfa yoktur.
Şayet şefi* (= şüfa hakkı sahibi olan) izin verirse; satış caiz olur ve ona şüfa hakkı yoktur. Satışı fesh etse de, bu hakkı yoktur. Burda şüfa hakkı olana çâre, satıcı izin verene kadar veya izin müddeti geçene kadar fesh de etmez izin de vermez. O zaman, ona şüfa hakkı vardır.
Kusur görme muhayyerliği, şüfa hakkına mâni olmaz.
5-) Şüf anın şartlarından birisi de: Satıcının haklanın gitmesidir. Fâsid satışda şüfa gerekmez.
Şayet müşteri fasid satışla aldığı şeyi, sahih satışla satar; şüfa sahibi de gelirse; muhayyerdir: isterse, önceki satışla satın alır; isterse, ikinci satışla satın alır.
Eğer ikinci satışla satın alırsa, onun parası mukabiliyle alır.
Şayet önceki satışla alırsa, satılan şeyin teslim alındığı günkü kıymetiyle satın alır. Çünkü o satış fasid satıştır; mağsûp gibidir.
Bu asla göre, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'m: "Bir kimse, fâsid satışla bir yer satın alıp, üzerine bina yaparsa; onun üzerine şefi hakkı gerekir." Kavli çıkar.
İmftmeyn'e göre ise, sabit olmaz.
6-) Şüf anın şartlarından biride: Satış vaktinde şüf a »bibinin, süf a aldığı evde mülkiyelinin bnlnnmandır.
İcarda oturduğu ev için şüf a hakkı yoktur.
âriyyet de böyledir.
Ev satılmadan önce, kendi hakkım satmış olması da böyledir.
Kendi hissesini mescid yapması da böyledir.
7-) ŞüPaın şartlarından biriside: Hakkı inkâr edildiği zaman, mutlaka hüccetinin balonmasıâır. O bey yine, (= senet) şahittir veya diğerinin onu tasdik etmesidir.
Bu hakkın zuhurunun şartıdır; sübûtunun şartı değildir.
Müşterinin şefi'in mülküyet hakkının olduğunu, inkâr etme hakkı yoktur. Bu, İmim Ebû Hanîfe (R.A) ve İmam Muhammed (R.A.)'in kavlidir. Bu hususta, İmam Ebû Yûsuf (R.A.)'tan da bir rivayet vardır.
8-) Şü'anm şartlarından birisi de: Mesfâa olacak evin, satış zamanı, şufa sahftmiı ntiUti otauaıa»kr. Şayet öyle olursa, şuf a icab eylemez.
9-) Şüf'anın şartlarından birisi de: Safa sahibinin satışa veya hükmüne rızasının bunuıaBaaar. ister, sarahaten; isterse delâleten olsun...Şayet satışa veya hükmüne sfarahaten veya dalâleten razı olursa; şöyleki: Ev sahibi, evin satışına bir vekil tayin eder; o da evi satarsa şüf'a hakkı olmaz.
Müdârib de böyledir. Müdârip, müdârebe malını satar; halbuki, mal sahibi onun için başka bir eve şefi olursa; ev sahibine, şüf'a hakkı yoktur, ister evde fazlalık olsun, isterse olmasın farkı yoktur.
Şüf a sahibinin müslüman olması, şüf ânın vücûp şartlarından değildir.
İki zimmî arasında da şüf a hakkı geçerlidir. Müslümana karşı, bir zimmînin de şüf'a hakkı vardır. Keza şüf ada erkek olmak kadın olmak, hür olmak, akıllı olmak, bulûğa erişmiş olmak ve adalet sahibi olmak şart değildir.
İzinli köle, mükâtep, bir kısmı azad edilmiş köle, kadınlar, çocuklar, deliler zulüm ehli olanlara da şüf a hakkı vardır.
Şabî için veya onun malında tasarruf hakkı bulunan velisi, babası, vasisi, babasının babası, vasisi, (hâkim veya hakimin tayin eylediği va-sî) için de şüf a hakkı vardır. Bedâi'de de böyledir. [2]
Konular
- Inân Ortaklığının Caiz Olmasının Şartı
- Inân Ortaklığının Hükümleri
- 2- Inân Ortaklığında Kâr-Zarar Ve Malın Zayi Olmasının Şartı
- 3- Inân Ortaklarının Şirket Mallarındaki Tasarrufları
- 4- VÜCUH ŞİRKETİ VE A'MÂL ŞİRKETİ VÜCÛH ŞİRKETİ
- A'mâl Şirketi
- 5- FÂSİD ORTAKLIK
- Ortaklığın Bozulması
- 6- ŞİRKETLERLE İLGİLİ MUHTELİF MES'ELELER
- Boğazlanan Ortak Hayvanların Durumu
- KİTABÜ'Ş-ŞÜFA
- (ŞÜF'A)
- 1- ŞÜFANIN MÂNÂSI, ŞARTI, SIFATI VE HÜKMÜ
- Şüfanın Tarifi
- Şüf'anın Şartları
- Şüf'anın Mahiyeti
- Şüf'anın Hükmü
- 2- ŞÜF'ANIN MERTEBELERİ
- 3- ŞÜFA TALEBİ
- Şahid Talebi
- Mülküyet Talebi:
- Mülkiyet Talebinde Bulunmanın Şekli:
- 4- ŞEFÎ, SATILAN ŞEYİN TAMAMINDA VEYA BİR KISMINDA HAK SAHİBİ OLMASI
- 5- ŞÜFADA DAVALAŞMA VE HÜKÜM
- 6- ŞEFİ'LERİ OLAN BİR YERİN SATILMASI
- 7- MÜŞTERİNİN, BİR YERDE VE ORAYA BİTİŞİK YERLERDE ŞÜFA BULUNDUĞUNU İNKAR ETMESİ
- 8- SATİN AIAN ŞAHSIN, ŞÜFA HAKKI BULUNAN BİR YERDE TASARRUFTA BULUNMASI
- 9- ŞÜF'A HAKKI SABİT OLDUKTAN SONRA, ONU İBTAL EDEN VE ETMEYEN ŞEYLER
- Şüf'a Hakkının Zarurî Olarak İbtâl Olması