9- ŞÜF'A HAKKI SABİT OLDUKTAN SONRA, ONU İBTAL EDEN VE ETMEYEN ŞEYLER
Sabit olduktan sonra, şüf'a hakkını bozan şeyler iki nevidir:
1-) İhtiyarî
2-) Zarurî.
İhtiyari olan da iki nevidir:
a-) Sarih (= açık)
b-) Gayr-ı sarih (= açık olmayan ve delâleti, mecrası câri bulunmayan) İhtiyarî ve sarih olarak şüf'a hakkını ibtâl eden lafızlar şunlardır:
Şefî'in "Ben, şüf'ayı ibtâl ettim (= bozdum) veya "onu iskat ettim. (= düşürdüm)" yahut: "Onu, sana ibra eyledim. (= vazgeçtim)" veya "Onu, sana teslim eyledim." demesi veya bunlara benzeyen açık bir söz söylemesidir.
Bu durumda, şefî'in, o yerin satıldığını bilip, bilmemesi de bu sözler satıştan sonra söylendi ise, farketmez> Çünkü burda hakkın düşmesi açıkdır ve bilmekle bilmemek müsavidir.
Delâlet yoluyla ıskat buna muhaliftir. Çünkü, orda hakkı, ancak satışı bildikten sonra sakıt olur.
Delâlete gelince, bu şefî'in, müşteri için hükme ve yapılan akid ve pazarlığa rızâsına delâletin olmasıdır.
Meselâ: satışı öğrenince, şüf'a istemeyi, özrü olmaksızın terketme-si veya, o meclisten kalkıp başkaişle meşkul olması gibi... Bu durumlara göre, iki ayrı rivayet vardır.
Keza, müşteriden, o yeri icarlaması veya ziraatcıhkyahut içinde bir muamele yapmak için istemesi ve benzeri şeyler; satışı bildikten sonra yapılmışsa; bunlar delâleten razı olduğunun alâmetleridir. Bedâr'de de böyledir.
Şayet şefi, o yerin emânet bırakılmasını veya onun vasiyyet edilmesini yahut onun tasadduk edilmesini isterse, bu, şefî'in hakkını ona teslim olur. Zehıyre'de de böyledir. [15]
1-) İhtiyarî
2-) Zarurî.
İhtiyari olan da iki nevidir:
a-) Sarih (= açık)
b-) Gayr-ı sarih (= açık olmayan ve delâleti, mecrası câri bulunmayan) İhtiyarî ve sarih olarak şüf'a hakkını ibtâl eden lafızlar şunlardır:
Şefî'in "Ben, şüf'ayı ibtâl ettim (= bozdum) veya "onu iskat ettim. (= düşürdüm)" yahut: "Onu, sana ibra eyledim. (= vazgeçtim)" veya "Onu, sana teslim eyledim." demesi veya bunlara benzeyen açık bir söz söylemesidir.
Bu durumda, şefî'in, o yerin satıldığını bilip, bilmemesi de bu sözler satıştan sonra söylendi ise, farketmez> Çünkü burda hakkın düşmesi açıkdır ve bilmekle bilmemek müsavidir.
Delâlet yoluyla ıskat buna muhaliftir. Çünkü, orda hakkı, ancak satışı bildikten sonra sakıt olur.
Delâlete gelince, bu şefî'in, müşteri için hükme ve yapılan akid ve pazarlığa rızâsına delâletin olmasıdır.
Meselâ: satışı öğrenince, şüf'a istemeyi, özrü olmaksızın terketme-si veya, o meclisten kalkıp başkaişle meşkul olması gibi... Bu durumlara göre, iki ayrı rivayet vardır.
Keza, müşteriden, o yeri icarlaması veya ziraatcıhkyahut içinde bir muamele yapmak için istemesi ve benzeri şeyler; satışı bildikten sonra yapılmışsa; bunlar delâleten razı olduğunun alâmetleridir. Bedâr'de de böyledir.
Şayet şefi, o yerin emânet bırakılmasını veya onun vasiyyet edilmesini yahut onun tasadduk edilmesini isterse, bu, şefî'in hakkını ona teslim olur. Zehıyre'de de böyledir. [15]
Konular
- 1- ŞÜFANIN MÂNÂSI, ŞARTI, SIFATI VE HÜKMÜ
- Şüfanın Tarifi
- Şüf'anın Şartları
- Şüf'anın Mahiyeti
- Şüf'anın Hükmü
- 2- ŞÜF'ANIN MERTEBELERİ
- 3- ŞÜFA TALEBİ
- Şahid Talebi
- Mülküyet Talebi:
- Mülkiyet Talebinde Bulunmanın Şekli:
- 4- ŞEFÎ, SATILAN ŞEYİN TAMAMINDA VEYA BİR KISMINDA HAK SAHİBİ OLMASI
- 5- ŞÜFADA DAVALAŞMA VE HÜKÜM
- 6- ŞEFİ'LERİ OLAN BİR YERİN SATILMASI
- 7- MÜŞTERİNİN, BİR YERDE VE ORAYA BİTİŞİK YERLERDE ŞÜFA BULUNDUĞUNU İNKAR ETMESİ
- 8- SATİN AIAN ŞAHSIN, ŞÜFA HAKKI BULUNAN BİR YERDE TASARRUFTA BULUNMASI
- 9- ŞÜF'A HAKKI SABİT OLDUKTAN SONRA, ONU İBTAL EDEN VE ETMEYEN ŞEYLER
- Şüf'a Hakkının Zarurî Olarak İbtâl Olması
- 10- ŞEFİ, MÜŞTERİ VE SATICI ARASINDAKİ İHTİLAF VE ŞÜF'ADA ŞEHADET
- 11- ŞÜF'ADA VEKİL TÂYİN ETMEK; VEKİLİN ŞÜF'AYI TESLİM ETMESİ VE BUNUNLA İLGİLİ MES'ELELER
- 12- KÜÇÜK ÇOCUĞUN ŞÜTASI
- 13- URUZ İLE SATILAN ŞÜFANIN HÜKMÜ
- 14- ŞÜF'ADA SATIŞIN FESHİ VE İKÂLESİ UE BUNLARLA İLGİLİ HALLER
- 15- EHLİ KÜFRÜN ŞÜF'ASI
- 16- HASTANIN ŞÜFASI
- 17- ŞÜF'A İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ MES'ELELER
- KİTÂBÜ'S-SULH
- 1- SULHUN ŞER'Î MÂNASI, RÜKNÜ, HÜKMÜ ŞARTLARI VE NEVİLERİ
- Sulhun Şer'î Manâsı
- Sulhun Rüknü
- Îcap Ve Kabul