4- Dühûlden Önceki Talâk

Bir kims-e, dâhil'olmadığı  f= cima' etmediği) karısını, öç talâk boşadiğı zaman; kadın, ûç talâk boş oiur.

Koca, talâkları birbirinden ayırırsa; birinci talâk, bâin olur, ikinci ve üçüncü talâklar ise, vâki olmaz.

Kocanın, talâkları, birbirinden ayırması; karısına: «Sen boşsun; boşsun; boşsun.» demesîdir.

Keza, kocanın, karısına : «Sen bir talâk boşsun ve bir talâk boş­sun ve bir talâk boşsun.» demesi hâli de, böyledir. Yani, bu durum­larda bir talâk vâki olur. Hidâye'de de böyledir.

Bu mes'elelerde asıl kaide şudur: Gerçekten, önce söyle­nen Lafız, evvelâ vâki olursa; bu durumda, 'bir talâk vâki olur.

Önce söylenen lafız, sonradan vâki olursa; bu durumda, iki talâk vâki olur.

Koca : «Birden önce, bir talâk boşsun.» derse; bir talâk vâki olur.

Keza, koca : «Bir talâktan sonra, bir talâk -boş ol.» derse; yine bir talâk vâki olur.

Fakat, koca, karısına: «Bir talâk, boşsun; ondan önce de, bir talâk boşsun.» derse; iki talâk vâki olur.

Keza, koca : «Bir talâktan sonra, bir talâk boşsun.» derse; iki ta­lâk vâki oiur.
Keza, koca karısına : «Bir talâkla beraber, 'bir talâk boş.ol.» veya «Onunla beraber, bir talâk boş ol.» derse; yine, iki talâk vaki olur. — Görüldüğü gibi— bu şekillerin tamamında,    kocanın cima1 etmiş

bulunduğu karışla, iki talâk vâki olur. Sirâcü'l - Vehhâc'da da böyle­dir.

Bir koca, karısına : «Bir talâk, onun önünde de İki talâk, boş­sun.» derse; bu durumda kadın ,üç talâk boş olur.

Kocanın : «İki talâkla birlikte, bir talâk boş ol.» veya «Bir talâk­la bera'ber, iki talâk, boş ol.» demesi halleri de böyledir.

Keza, koca : «Bir talâk, ondan önce de, iki talâk boş ol.» veya «İki talâktan sonra, bir talâk, boş ol.» demesi halterinde de, karısı, üç talâk, boş olur. Itâbiyye'de de böyledir.

Bir kimse, karısını, bir taiâk boşasa da : «Seni boşamamla birlikte, iki talâk boşsun.» dese; bu durumda, bir taiâk vâki olur.

Koca, karısına : «Sen boşsun ve sonra eve girersen, sen boşsun.» dese; kadının eve girmesi sebebi ile, iki talâk vâki olur. ZEhîrüyye'de de böyledir.

Bir koca, dahil olduğu karısına : «Sen, yirmi bir talâk, boş­sun.» dese; üç talâk vâki olur. Üç İmamımızın kavli de böyledir.

Koca :  «On bir talâk, boşsun.» derse; karısı, üç talâk boş olur.

Fakat, koca : «Bir ve on talâk, boşsun.» derse; karısı, bir talâk, boş olur.

Kooa : «Bir ve yüz talâk, boşsun.» veya «Bir vs bin talâk, boş­sun.» derse; kadın, İmâm Ebû Hsnîfe (R.A.)'ye göre, yine, bir talâk; İmâm Ebû Yûsuf (RA.)'a göre ise, üç talâk, boş o!ur. Muhiyî'te de böyledir.

Müntefcâ'da zikredildiğine göre :

Bir kimse, dâhil olmadığı karısını, iki talâk boşadiktan sonra : «İki talâktan önce, bir talâk daha boşadım.» âer ve «Ben ondan, iki tolâk-ı iptal etmiyorum.» diye İsrar edip; ikrar ettiği durumu, ona il­zam ederse; bu şahıs, o kadını, kadın başka kocaya gitmeden nikâh-layamaz. Zehıyre'de de böyledir.
Koca, karısına :    «Seni, bir talâk ve onun yansı boşadım.1» dese; bil - icmâ' iki talâk vâki olur.

Fakst, koca : «Onun yarısı ve bir taiâk boşadım.» darse; bu du­rumda, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, yine iki talâk; İmâm Muhammed (R.A.)'e göre jse, bir taiâk vâki olur. Sahih olan da budur. Cevhere-tü'n - Neyyfre'de de böyledir.

Bir koca, karısına : «Sen, bir talâk boşsun ve bir taiâk daha boşsun.» dese;  iki talâk vâki olur. Bsbru'r-Râık'ta da böyledir.

Bir koca, karısına : «Sen, üç talâk boşsun.» diyeceği veya bu­na benzer ;bir şey söyliyeceği sırada; «Sen 'boşsun.» dese fakat, «üç talâk» ve benzeri sözleri söylemeden kadın ölse; bu durumda, hiç bir şey vâki olmaz. Tebyîn'de de'böyledir.

Bir koca, karısına : «Sen boşsun, ei'bette.» veya «Sen boşsun, talâk-ı bâîn ile.» diyeceği srada, «Sen boşsun.» dese de, «elbette» veya «talâk-ı bâin ile» demeden, kadın ölse; bu durumda de, hiç bir şey vâki olmaz. Bahru'r- Râık'ta da böyledir.

Bu koca : «Sen boşsun; şahit olunuz; üç talâk.» dese; karı­sı, üç talâk, boş olur. Itâbiyye'de de böyledir.

Bir kimse, karısına: «Eğer eve girersen, sen bir talâk boş­sun ve 'bir talâk boşsun.» der ve kadın eve girerse; İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre, bir talâk; İmâmeyn'e göre ise, iki talâk, vâki olur.

Ancak, bu durumda; kadın evden çıkınca, bil - İcmâ', iki talâk vâki olur. Cevheretü'n - Neyyire'de de böyledir.

Bir kimse, talâkı şarta bağlar ve şartı da önce zikrederse; kadının, dâhil olduğu 'bir kadın olmaması halinde şart yerine gelince; karısı, bir talâk-ı bâin İle boş olur.

Meselâ: Koca, 'bu durumdaki karısına: Eğor, eve girersen, sen boşsun.» der ve: «Sen, boşsun. Sen, boşsun.» diye tekrarlarsa; kadın, eve girince, bîr talâk-ı bâin ile boş olur. Diğer talâklar ise, ge­çersiz olur. Bu kavil, Imâm-ı A'zam EbD Hanîfe (R.A.)'nin kavlidir.

İmâmeyn'e göre ise, bu durumda, üç talâk, vâki olur.

Fakat, kadın; kocasının cima' ettiği bir kadınsa; bu durumda', bil -İcmâ, üç talâk vâki olur.

Ancak, İmâm-ı A'zam (R.A.)'in kavline göre, bu durumda, talâklar, birbirlerini takip ederek, vuku' bulur. İmâmeyn'e göre ise; bu üç talâk birlikte vâki olur.

Eğer koca, şartı sonradan veya «fe» harfi ile (talâkı açıklamak maksadı ile) söylerse; bu durumda kadın, ister dâhil olduğu, ister dahil olmadığı bir kadın olsun, bil - icmâ' üç talâk, hâine olur.

Meselâ : Koca, karısına : «Sen, boşsun ve sen, boşsun ve sen, boşsun;  eğer eve girersen.» derse; kadın üç talâk, bâin oiur.
Bu hüküm, talâk lafızları, atıf harfi [— «ve» bağlacı) l!e söylen­diği zaman geçerirdir.

Koca, bu lafızları, atıf harfi (= aralarında «ve» bağlacı) olmadan ve şartı öne alarak : «Eğer eve girersen, işte sen, boşsun; boşsun, boşsun.» şeklinde söyler ve kadın da, dâhil olmadığı bir kadın olur­sa; birinci talâk şarta bağlıdır. İkinci talâk ise, o anda vâki olur. Üçün­cü talâk, geçersizdir.

Bundan sonra; koca, bu kadını nikâhlar ve o da, eve girerse kadın boş olur.

Ancak, kadın; ayrıldıktan sonra fakat nikahlamadan önce eve gi­rerse; kocanın yemini bozulur ve hiç bir şey vâki olmaz.

Şayet, bu kadın, kocasının clmâ' ettiği bir kadınsa; talâk lafız­larından birincisi, şarta taalluk eder. İkinci ve üçüncü lafızlar İse, söylendiği anda, vâki olur.

Koca, şayet: «Sen, boşsun; boşsun, boşsun; eğer eve girersen.» diyerek; şartı sonraya bırakır; karısına da cima' etmemiş olursa; bu lâfızları söylediği sırada, birinci talâk vâki olur. Diğerleri İse, lağv (= geçersiz, boş söz) olur.
Şayet, kadın, cima1 etmiş bulunduğu bir. kadınsa; birinci ve ikin­ci talâk, söylendiği anda vâki olur. Üçüncü talâk'ise, şarta bağlıdır. Sirâcü'l-Vehhâc'da da böyledir.

 «Fe» harfinin ifade ettiği manâyı bilen feir kimse, cima' et­miş bulunduğu karısına : «Eğer, eve girersen, sen, boşsun; fe.tâhkun, fe tâlıkun (= işte boşsun, işte boşsun.) der ve kadın eve girmiş bu­lunursa; durumun ne olacağı hususunda, ihtilâf edilmiştir:

Kerhî: «Imâm-ı A'zam (RA)'a göre, bu durumda, talâklardan bîri tebeyyün eder. £= açığa çıkar; vâki olur.) Diğerleri ise, sakıt oiur. (= düşer.) İmâmeyn'e göre İse, bu talâklardan üçü de vâki olur.» de­miştir.

Fakıyh Ebû'l Uys de : «Bu sözle, brl - ittifak, bir talâk vâki olur.» demiştir. Esahh olan da budur.

Talâk lafızları, sümme (= «sonra» manasına gelen bir adet) ile atfedilir £= birbirine bağlanır) ve şart tehir edilerek (= sonraya bıra­kılarak) «Sen boşsun; sonra boşsun, sonra boşsun: eğer eve girersen.» derse; ve kadın da, kocanın cima' ettiği bir kadın olursa; İmâm Efeû Hanîfe (R.AJ'ye göre, o anda iki talâk, vâki olur. Üçüncü talâk ise, şarta bağlı olur.

Eğer kadın, kocanın cima' etmediği bir kadınsa; birinci talâk, o anda vâki olur. Diğer talâklar ise, geçersizdir.

Şayet koca, şartı öne alıp: «Eğer, eve girersen, işte sen boş­sun; sonra boşsun; sonra boşsun.» der ve kadın da, dâhil olduğu bir kadın olursa; birinci talâk, şarta tealluk eder. (= bağlı olur.) İkin­ci ve üçüncü talâklar ise, vâki olurlar.

Eğer kadın, kocanın dâhil olmadığı bir kadınsa; birinci talâk şarta taalluk eder. İkinci talâk, o anda vâki olur. Üçüncü talâk ise, lağv (—beş ve geçersiz) olur.

İmâmeyn'e göre ise; talâkların önce olanı da, spnna olanı da, hepsi, şarta taalluk eder. Fethu'l - Kedîr'âe de böyledir.

Karısına : «Sen boşsun; eğer, eve girersen.» demek isteyen bir şahıs : «Sen boşsun.» der ve «eğer, eve girersen.» demeden, ka-nsi ölürse; bu kadın, boş olmaz.

Karısına : «S-en, boşsun ve sen, boşsun; eğer, eve girersen.» di­yecek olan şahsın karısı; kocası, birinci veya ikinci cümleyi söyleyin­ce, ölse; yine talâk vâki olmaz. Bdıru'r - Râjk'ta da böyledir.

Bir kimse, dâhil olmadığı karısına : «Sen, boşsun ve sen, boşsun; eğer, eve girersen.» derse; kadın, birinci lafızla, bâin-s olur. İkinci lafız, kadının eve girme şartına, bağh olmaz.

Şayet kadın, kocasının dmâ' ettiği kadınsa; birinci lafızda, talâk vâki olur. Diğer talâk ise, eve girme şartına bağlıdır.

Bu durumda, kadın, iddeti içinde, eve girerse; o talâklar da vâki olur. Zahîriyye'de de böyledir.

Müntekâ'da zikredildiğine göre : İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) şöyle buyurmuştur:

Bir kimse, dâhM olmamış bulunduğu kansıÜa : «Sen, bir talâk boş­sun; bir talâktan sonra. Eğer eve girersen.» demiş olsa; birinci sözü ile, kadın bâine olur. Yemin gerekmez. Çünkü, bu ayrılıktır.

Şayet koca, bu karısına: «Sen, bir talâktan önce, bir talâk boş­sun; eğer eve girersen.» derse; kedin, eve girmedikçe boş olmaz.

Bu durumda, kadın, eve girerse; bir talâk boş olur.

Eğer, koca, karısına : «Sen, bir talâk, boşsun; ondan önce de, bir talâk boşsun; eğer eve girersen.» veya «Bir talâkla beraber, boşsun; eğer eve girersen.» yahut: «Onunla beraber, bir talâk boşsun; eğer eve girersen.» derse; kadın, eve girmedikçe boş olmaz.

Kadın, eve girerse, iki talâk, boş olur.

Koca, karısına : «Eğer, eve girersen, sen bir talâk boşsun; ondan sonrada bir diğeri.» derse; kadın, eve -girmeyince, talâk vâki olmaz.
Kadın, eve girerse, yine, iki talâk vâki olur. Muhıyt'te de böyledir. [21]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..