Boşanmış Kadına Helâl Olan Şeyler
Eğer, talâk, hâin olur ve üçden aşağı bulunursa; boşanmış bu kadını, iddeîi içinde kocası nikahlayabilir. îddeti bittikten sonra da nikahlayabilir.
Eğer hür olan kadın, üç talâk, câriye olan kadın, iki talâk boşanmış olursa; başka bir erkek, onu sahih nikâhla nikahlayıp ve cima edip, sonra da boşamadan veya adam ölmeden, bu kadm, önceki kocasına helâl olmaz. Hidâye'de de böyledir,
Bu hususta, boşanan kadının, cima' edilmiş veya edilmemiş olmasında da bir fark yoktur. Fethu'I - Kadîr'de de böyledir.
Zekerin, ferce girmesinde, güslün icâbetmesi şart kıhnmış-tır. Kenz Şerhi'nde de böyledir,
Boşanmış kadının, önceki kocasına helâl olması hususu-sunda, mücâmaat zamanında inzal şart değildir.
Bu kadını, zina ile bir insanın vat etmesi veya şüphe ile cima' eylemesi, önceki kocasına helâl kılmaz. Çünkü, nikâh bulunmamaktadır.
Keza, efendisinin mülkünde bulunan cariyeyi, onun cima' eylemesi ile de iddet bittikten sonra, efendisi ona cima yaparsa kocasına helal olmaz; hürmeti galîza ile haram olur. Bedâi'de de böyledir.
Şayet, ikinci koca, kadını hayız ve nifas halinde veya ihramh yahut oruçlu iken cima' ederse; bu kadm önceki kocasına, helâl olur. Serahsî nin Muhıytı'nde de böyledir.
Boşanmış kadın müfdât (= Ferci ile dübürü bir olan kadın) ise; hamiie kalmadan önce, birinci kocasına helâl olmaz.
Eğer boşanan küçük ise, onun misli cima' olunmuyorsa; o, muhallel olmaz.
Eğer, misli cima' olunuyor ve ona da cima' ediliyorsa; helâl olur. Nehru'I - Fâik'ta da böyledir.
Enfâ'da zikredildiğine göre : Tahlilde[6] nıürâhik olan sâbî ( = çocuk) bâîiğ gibidir. Ancak, buluğa erişmeden cima' olunmuş; buluğdan sonra da, boşanmış olması gerekir. Çünkü, buluğdan önce talâk vâki olmamıştır. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Câmiü's - Sağîr'de, mürahık şöyle beyan edilmiştir : Bulûğa ermemiş oğlan, onun benzeri karısına, cima eyleyebiliyor; bu sebeple, gusül kadına vacip oluj^or ve önceki kocasına helâl oluyorsa, bu sözün mânası : «zekeri hareket ediyor ve iştahı bulunuyor.» demektir.) bu çocuk, mürailiktir. Hidâye'de de böyledir.
Eğer ikindi koca, mecnun ise, kadın birinci kocasına helal olur. Hülâsâ'da da böyledir.
Eğer ikinci koca, köle müdebbir veya mükâtep ise; efendisinin izni ile o kadını-nikâhlar ve ona cima' ederse; bu kadın da önceki kocasına, helâl olur. Muhiyt'te de böyledir.
Eğer, köle, efendisinin izni olmaksızın nikâhlar sonra da, efendisi izin evrir ve bu şahıs, bu kadını, cima' etmeden boşarsa, o kadm, önceki kocasına efendisi izin verdikten sonra, ona cima' etmedikçe, helâl olmaz. Fethu'I - Kadîr'de de böyledir.
Eğer, ikinci kocanın zekeri kesikse; kadm, Önceki kocasına helâl olmaz. Ancak, gebe olur ve doğum yaparsa, helâl olur. Bu kadm, İmâm Ebû Yûsuf (R.A) 'a göre muhsane olur. Serahsî'nin Muhıyt'inn de de böyledir.
Eğer, ikinci koca, hayaları olmayan bir kimse olursa, kadın birinci kocaya helâl olur. Muhıyt'te de böyledir.
Fetâvâyi, Süğrâ'da şöyle zikredilmiştir :
İkinci koca, zekerine bez dolayıp kadının fercine girdirse; eğer, fercin sıcaklığını hissederse, kadın, önceki kocasına helâl olur; değilse, olmaz. Hulâsa'da da böyledir.
az olursa, kadına inanılmaz. İmâm Muhammed (R.A.) ve Hasan'in rivayetine göre, yüz günden aşağıda, kadına inanılmaz.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, altmış beş günden aşağı olursa, kadına inanılmaz.
İmâm Muhammed (R-A.)'den gelen bir rivayete göre de, elli dört günden aşağıda, kadına inanılmaz.
Bu, boşanan kadının hür olduğu zamandadır. Eğer, kadın câriye ve hayız gören biri ise, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ye göre, kırk günden aşağı olan sözüne inanılmaz.
İmâm Muhammed (R.A.) ve Hasan'm rivayetine göre, otuz beş günden az olursa; kadına inanılmaz.
İmâmeyn'in kavline göre, yirmi bir günden aşağı olursa; o zaman, kadının sözüne inanılmaz.
Eğer, boşama, doğumun akabinde olursa; bu durumda, kadına altmış beş günden aşağıda inanılmaz. Bu, İmâm Muhammed (R.A.) den gelen rivayettir. Hasan'm rivayetine göre (R.A.) yetmiş beş günden aşağı olursa kadına inanılmaz. Fakat, İmâm, Ebû Yûsuf (R.A.) 'a göre, kırk yedi günden az olursa, kadına inanılmaz.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre otuz altı günden az oüursal,( inanılmaz.
Eğer, boşanan kadın, ay sahibi ve hür ise, bu kadına üç aydan aşağıda inanılmaz, ve eğer câriye ise bir buçuk aydan aşağıda ona inanılmaz. Bu, bil-icmâ böyledir. Muzraarât'ta da böyledir.
Mecmuu n - Nevazilde şöyle zikredilmiştir:
Üç talâk boşanan bir kadın, dört ay sonra gelip : «İkinci kocamdan, iddetim tamam oldu.» der ve önceki kocasına nikâh olmak isterse sözüne inanılır mı? suâline; Şeyhul-İmâm Necmü'd-Dîn Ömer en-Mesefî şu cevabı vermiştir: «Gerçekten, ona inanılmaz.» Doğrusu da budur. Zehıyre'de de böyledir.
Şayet kadın önceki kocasına : «Senin için, helâl oldum.» der; o da, onu nikahladıktan sonra, kadın : «Gerçekten, ikinci adam bana cima' eylemedi.» derse; eğer, o kadın, önceki kocaya helâl olmanın şartını biliyor ise; kadına inanılmaz, değilse inanılır. Nihâye'de de böyledir.
Bu hal, ikinci kocanın, cima' ettiğini, ikrar etmeden önce olursa; böyledir. Tatarhaniyye'de de böyledir.
Şayet, kadın, Önceki kocasına : «Ben, sana helâlim» dese; kocanın, onu nikahlaması; insanların ihtilâfları açakhk kazanmadıkça, helâl olmaz. Zehıyre'de de böyledir.
İmâm: «Doğrusu budur.» demiştir, Gunye'de de böyledir.
Boşanan katlın ikinci kocanın kendisine cima' ettiğini haber verdiği halde, o da inkâr etse; kadm, birinci kocaya helâl olur.
Eğer, birinci kocanın kalbinde, kadını inkâr, kocasını ikrar olursa; o zaman, o kadını nikahlaması helâl olmaz.
Şayet, kadın : «İkinci kocam, bana cima' eyledi.» der; birinci kocası da, onu nikahladıktan sonra: «Hayır sana, ikinci kocan cima' etmedi,» derse aralan açılır ve bu kadına, kocası, mehr-i mislinin yansım verir.
Fetvalarda :
Kadını, birinci kocası nikahladıktan sonra, kadım ; «Ben, ikinci kocaya gitmedim.»; birinci kocası ise, ona «sen, kocaya gittin; kocan da sana, cima' etti.» derse; bu durumda, kadının sözüne inanılmaz.
Eğer, ikinci kocası : «Nikâh fâsid oklu. Çünkü, ben, bu kadı nın anasını, cima etmiştim.» der; kadm da, bu sözü doğrularsa; o kadın, birinci kocaya helâl olmaz.
Şayet, kadın kocasını yalanlarsa; o zaman, helâl olur. Kâdı'l-İmâm da, böylece cevap vermiştir. Hulâsa'da da böyledir.
Şayet, fâsid bir nikâhla nikahlar ve üç talâkta boşarsa; o kadını nikahlamak, başka kocaya gitmese bile, caiz olur. Sirâ-cü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Bir kimse, tahlil niyye tiyle, bir kadını nikâhlasa, bu kadının, önceki kocaya helâl olması için, bu şart değildir. Ancak, bu şahsın bir şeye niyyeti yoksa, bu duranı mekruh da değildir. Fakat böyle bir şart olursa; mekruh olur. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) vu İmâm Züfer (R.A.)'e göre, önceki kocaya da, helâl olur. Hulâsada da böyledir. Sahih olan da budur.
Bir adam karısını bir talak veya iki talak boşadığı zaman; kadının iddeti bitince, başka bir kocaya gitse; o koca da, ona cima' ettikten sonra, onu boşasa; ve ondan da, iddeti tamam olsa; sonra da, o kadını, önceki kocası nikâhlasa; bu kocasına, üç talâkla dönmüş olur. ikinci koca, birincinin bir ve iki talâkını yıkmış olur, üç (aîâkı yıktığı gibi. İhtiyâr'da da böyledir. Sahih olan da böyiedir. Nevârfl'de :
İki şahit, kadını, bir adamın nikahladığını ve üç talâk boşadığı-ni söylese; kocası da gaip olsa; kadın, başka kocaya gidebilir. Eğer, koca, hazırda ise, gidemez. Hulâsa'da da böyledir.
Bir kimse, üç talâkı bir şarta bağlar; bu şart bulunur ve kadın, kocasına haber verince; onun inkâr edeceğinden korkar ve fetva ister; bunun üzerine üç talâkın vukuuna, fetva verilirse; keza, kadın bilir ve kocasının inkâr edeceğinden korkarsa, bu kadın, başka kocaya gidebilir. Bu kadın, kocasından gizli olarak, nefsini ana helâl kılar; kocası, bir yolculukta gaip olur, sonra da, geri dö ner ve kadın; kalbinden şüpheyi çıkarmak için, nikâh tazelemesini isterse; kocanın boşamayı inkâr etmesinden dolayı bu olmaz. Ker-derînin Vecîzi'nde de böyledir.
Şeyhu'I - İslâm Yûsuf bin'İshâk'tan.soruldu: Ki, karısını üç talâk boşayjp, bu durumu, karısından saklayan ve ona cima' eden; ayrıca, durumu üç hayız müddeti geçtikten sonra, haber veren, bir şahsın karısının, ikinci bir evlilik yapması helâl olur mu? İmâm:
«Hayır, olmaz. Çünkü, cima' aralarında şüphe ile cereyan eylemiştir. Bu ise, iddeti gerektirir. Ancak, son cima'smdan itibaren, üç hayız geçerse; o zaman olur.
İmâm a soruldu:
Eğer lıer ikisi de, bilmelerine ve bunun haram olduğunu ikrar etmelerine rağmen cima' eylemişler ve kadın, üç defa hayz olduktan sonra, ikinci bir koca, dilemişse ne olur?
İmâm. şöyle buyurmuştur: .
«Nikâhı caiz dîıır. Çünkü, ikisi dv, onıın.haramiiğım ikrar eylemişler w'bu .sebeple cima', zina olmuştur.
Zinada ise, iddet yoktur ve onu, başkasının nikahlamasına mâni değildir. «Biz de bunu alırız. Ancak, hâmile olması, müstesnadır. İmameyn'e ve İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) 'ye göre, zinadan hamile olanın, nikâhı caizdir. Tatarhaniyye'de de böyledir.
Şeyhu'I - İslâm Ebûl Kasım'dan soruldu :
Kocasından kendini üç talâk boşadığını duyan ve nefsini kocasına teslim etmemeye gücü yetmeyen bir kadının kocasını öldürmeye müsâade var mı? [7]
Eğer hür olan kadın, üç talâk, câriye olan kadın, iki talâk boşanmış olursa; başka bir erkek, onu sahih nikâhla nikahlayıp ve cima edip, sonra da boşamadan veya adam ölmeden, bu kadm, önceki kocasına helâl olmaz. Hidâye'de de böyledir,
Bu hususta, boşanan kadının, cima' edilmiş veya edilmemiş olmasında da bir fark yoktur. Fethu'I - Kadîr'de de böyledir.
Zekerin, ferce girmesinde, güslün icâbetmesi şart kıhnmış-tır. Kenz Şerhi'nde de böyledir,
Boşanmış kadının, önceki kocasına helâl olması hususu-sunda, mücâmaat zamanında inzal şart değildir.
Bu kadını, zina ile bir insanın vat etmesi veya şüphe ile cima' eylemesi, önceki kocasına helâl kılmaz. Çünkü, nikâh bulunmamaktadır.
Keza, efendisinin mülkünde bulunan cariyeyi, onun cima' eylemesi ile de iddet bittikten sonra, efendisi ona cima yaparsa kocasına helal olmaz; hürmeti galîza ile haram olur. Bedâi'de de böyledir.
Şayet, ikinci koca, kadını hayız ve nifas halinde veya ihramh yahut oruçlu iken cima' ederse; bu kadm önceki kocasına, helâl olur. Serahsî nin Muhıytı'nde de böyledir.
Boşanmış kadın müfdât (= Ferci ile dübürü bir olan kadın) ise; hamiie kalmadan önce, birinci kocasına helâl olmaz.
Eğer boşanan küçük ise, onun misli cima' olunmuyorsa; o, muhallel olmaz.
Eğer, misli cima' olunuyor ve ona da cima' ediliyorsa; helâl olur. Nehru'I - Fâik'ta da böyledir.
Enfâ'da zikredildiğine göre : Tahlilde[6] nıürâhik olan sâbî ( = çocuk) bâîiğ gibidir. Ancak, buluğa erişmeden cima' olunmuş; buluğdan sonra da, boşanmış olması gerekir. Çünkü, buluğdan önce talâk vâki olmamıştır. Tatarhâniyye'de de böyledir.
Câmiü's - Sağîr'de, mürahık şöyle beyan edilmiştir : Bulûğa ermemiş oğlan, onun benzeri karısına, cima eyleyebiliyor; bu sebeple, gusül kadına vacip oluj^or ve önceki kocasına helâl oluyorsa, bu sözün mânası : «zekeri hareket ediyor ve iştahı bulunuyor.» demektir.) bu çocuk, mürailiktir. Hidâye'de de böyledir.
Eğer ikindi koca, mecnun ise, kadın birinci kocasına helal olur. Hülâsâ'da da böyledir.
Eğer ikinci koca, köle müdebbir veya mükâtep ise; efendisinin izni ile o kadını-nikâhlar ve ona cima' ederse; bu kadın da önceki kocasına, helâl olur. Muhiyt'te de böyledir.
Eğer, köle, efendisinin izni olmaksızın nikâhlar sonra da, efendisi izin evrir ve bu şahıs, bu kadını, cima' etmeden boşarsa, o kadm, önceki kocasına efendisi izin verdikten sonra, ona cima' etmedikçe, helâl olmaz. Fethu'I - Kadîr'de de böyledir.
Eğer, ikinci kocanın zekeri kesikse; kadm, Önceki kocasına helâl olmaz. Ancak, gebe olur ve doğum yaparsa, helâl olur. Bu kadm, İmâm Ebû Yûsuf (R.A) 'a göre muhsane olur. Serahsî'nin Muhıyt'inn de de böyledir.
Eğer, ikinci koca, hayaları olmayan bir kimse olursa, kadın birinci kocaya helâl olur. Muhıyt'te de böyledir.
Fetâvâyi, Süğrâ'da şöyle zikredilmiştir :
İkinci koca, zekerine bez dolayıp kadının fercine girdirse; eğer, fercin sıcaklığını hissederse, kadın, önceki kocasına helâl olur; değilse, olmaz. Hulâsa'da da böyledir.
az olursa, kadına inanılmaz. İmâm Muhammed (R.A.) ve Hasan'in rivayetine göre, yüz günden aşağıda, kadına inanılmaz.
İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, altmış beş günden aşağı olursa, kadına inanılmaz.
İmâm Muhammed (R-A.)'den gelen bir rivayete göre de, elli dört günden aşağıda, kadına inanılmaz.
Bu, boşanan kadının hür olduğu zamandadır. Eğer, kadın câriye ve hayız gören biri ise, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ye göre, kırk günden aşağı olan sözüne inanılmaz.
İmâm Muhammed (R.A.) ve Hasan'm rivayetine göre, otuz beş günden az olursa; kadına inanılmaz.
İmâmeyn'in kavline göre, yirmi bir günden aşağı olursa; o zaman, kadının sözüne inanılmaz.
Eğer, boşama, doğumun akabinde olursa; bu durumda, kadına altmış beş günden aşağıda inanılmaz. Bu, İmâm Muhammed (R.A.) den gelen rivayettir. Hasan'm rivayetine göre (R.A.) yetmiş beş günden aşağı olursa kadına inanılmaz. Fakat, İmâm, Ebû Yûsuf (R.A.) 'a göre, kırk yedi günden az olursa, kadına inanılmaz.
İmâm Muhammed (R.A.)'e göre otuz altı günden az oüursal,( inanılmaz.
Eğer, boşanan kadın, ay sahibi ve hür ise, bu kadına üç aydan aşağıda inanılmaz, ve eğer câriye ise bir buçuk aydan aşağıda ona inanılmaz. Bu, bil-icmâ böyledir. Muzraarât'ta da böyledir.
Mecmuu n - Nevazilde şöyle zikredilmiştir:
Üç talâk boşanan bir kadın, dört ay sonra gelip : «İkinci kocamdan, iddetim tamam oldu.» der ve önceki kocasına nikâh olmak isterse sözüne inanılır mı? suâline; Şeyhul-İmâm Necmü'd-Dîn Ömer en-Mesefî şu cevabı vermiştir: «Gerçekten, ona inanılmaz.» Doğrusu da budur. Zehıyre'de de böyledir.
Şayet kadın önceki kocasına : «Senin için, helâl oldum.» der; o da, onu nikahladıktan sonra, kadın : «Gerçekten, ikinci adam bana cima' eylemedi.» derse; eğer, o kadın, önceki kocaya helâl olmanın şartını biliyor ise; kadına inanılmaz, değilse inanılır. Nihâye'de de böyledir.
Bu hal, ikinci kocanın, cima' ettiğini, ikrar etmeden önce olursa; böyledir. Tatarhaniyye'de de böyledir.
Şayet, kadın, Önceki kocasına : «Ben, sana helâlim» dese; kocanın, onu nikahlaması; insanların ihtilâfları açakhk kazanmadıkça, helâl olmaz. Zehıyre'de de böyledir.
İmâm: «Doğrusu budur.» demiştir, Gunye'de de böyledir.
Boşanan katlın ikinci kocanın kendisine cima' ettiğini haber verdiği halde, o da inkâr etse; kadm, birinci kocaya helâl olur.
Eğer, birinci kocanın kalbinde, kadını inkâr, kocasını ikrar olursa; o zaman, o kadını nikahlaması helâl olmaz.
Şayet, kadın : «İkinci kocam, bana cima' eyledi.» der; birinci kocası da, onu nikahladıktan sonra: «Hayır sana, ikinci kocan cima' etmedi,» derse aralan açılır ve bu kadına, kocası, mehr-i mislinin yansım verir.
Fetvalarda :
Kadını, birinci kocası nikahladıktan sonra, kadım ; «Ben, ikinci kocaya gitmedim.»; birinci kocası ise, ona «sen, kocaya gittin; kocan da sana, cima' etti.» derse; bu durumda, kadının sözüne inanılmaz.
Eğer, ikinci kocası : «Nikâh fâsid oklu. Çünkü, ben, bu kadı nın anasını, cima etmiştim.» der; kadm da, bu sözü doğrularsa; o kadın, birinci kocaya helâl olmaz.
Şayet, kadın kocasını yalanlarsa; o zaman, helâl olur. Kâdı'l-İmâm da, böylece cevap vermiştir. Hulâsa'da da böyledir.
Şayet, fâsid bir nikâhla nikahlar ve üç talâkta boşarsa; o kadını nikahlamak, başka kocaya gitmese bile, caiz olur. Sirâ-cü'l - Vehhâc'da da böyledir.
Bir kimse, tahlil niyye tiyle, bir kadını nikâhlasa, bu kadının, önceki kocaya helâl olması için, bu şart değildir. Ancak, bu şahsın bir şeye niyyeti yoksa, bu duranı mekruh da değildir. Fakat böyle bir şart olursa; mekruh olur. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) vu İmâm Züfer (R.A.)'e göre, önceki kocaya da, helâl olur. Hulâsada da böyledir. Sahih olan da budur.
Bir adam karısını bir talak veya iki talak boşadığı zaman; kadının iddeti bitince, başka bir kocaya gitse; o koca da, ona cima' ettikten sonra, onu boşasa; ve ondan da, iddeti tamam olsa; sonra da, o kadını, önceki kocası nikâhlasa; bu kocasına, üç talâkla dönmüş olur. ikinci koca, birincinin bir ve iki talâkını yıkmış olur, üç (aîâkı yıktığı gibi. İhtiyâr'da da böyledir. Sahih olan da böyiedir. Nevârfl'de :
İki şahit, kadını, bir adamın nikahladığını ve üç talâk boşadığı-ni söylese; kocası da gaip olsa; kadın, başka kocaya gidebilir. Eğer, koca, hazırda ise, gidemez. Hulâsa'da da böyledir.
Bir kimse, üç talâkı bir şarta bağlar; bu şart bulunur ve kadın, kocasına haber verince; onun inkâr edeceğinden korkar ve fetva ister; bunun üzerine üç talâkın vukuuna, fetva verilirse; keza, kadın bilir ve kocasının inkâr edeceğinden korkarsa, bu kadın, başka kocaya gidebilir. Bu kadın, kocasından gizli olarak, nefsini ana helâl kılar; kocası, bir yolculukta gaip olur, sonra da, geri dö ner ve kadın; kalbinden şüpheyi çıkarmak için, nikâh tazelemesini isterse; kocanın boşamayı inkâr etmesinden dolayı bu olmaz. Ker-derînin Vecîzi'nde de böyledir.
Şeyhu'I - İslâm Yûsuf bin'İshâk'tan.soruldu: Ki, karısını üç talâk boşayjp, bu durumu, karısından saklayan ve ona cima' eden; ayrıca, durumu üç hayız müddeti geçtikten sonra, haber veren, bir şahsın karısının, ikinci bir evlilik yapması helâl olur mu? İmâm:
«Hayır, olmaz. Çünkü, cima' aralarında şüphe ile cereyan eylemiştir. Bu ise, iddeti gerektirir. Ancak, son cima'smdan itibaren, üç hayız geçerse; o zaman olur.
İmâm a soruldu:
Eğer lıer ikisi de, bilmelerine ve bunun haram olduğunu ikrar etmelerine rağmen cima' eylemişler ve kadın, üç defa hayz olduktan sonra, ikinci bir koca, dilemişse ne olur?
İmâm. şöyle buyurmuştur: .
«Nikâhı caiz dîıır. Çünkü, ikisi dv, onıın.haramiiğım ikrar eylemişler w'bu .sebeple cima', zina olmuştur.
Zinada ise, iddet yoktur ve onu, başkasının nikahlamasına mâni değildir. «Biz de bunu alırız. Ancak, hâmile olması, müstesnadır. İmameyn'e ve İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) 'ye göre, zinadan hamile olanın, nikâhı caizdir. Tatarhaniyye'de de böyledir.
Şeyhu'I - İslâm Ebûl Kasım'dan soruldu :
Kocasından kendini üç talâk boşadığını duyan ve nefsini kocasına teslim etmemeye gücü yetmeyen bir kadının kocasını öldürmeye müsâade var mı? [7]
Konular
- 3- Talâkı Kadının İsteğine (= Dilemesine, Meşietine) Bırakmak
- 4- TALÂKIN ŞARTA BAĞLANMASI
- 1- Şart Lafızarı
- 3- İn, İzâ Ve Başka Kelimelerle, Talâkı Şarta Bağlamak Talâkı, Nikâha İzafe Etmek :
- Talâkı Sarih Şarta Bağlamak:
- 4- İstisna
- İstisnanın Şartı
- İstisna Nın Sıhhatinin Şartı
- 5- HASTA KİMSELERİN TALÂKI
- Hasta Kimselerin Talâkı
- 6- TALÂKI RİC'İ
- Talâk-ı Ric i
- Boşanmış Kadına Helâl Olan Şeyler
- İmâm :
- 7- İLÂ
- Îlâ
- İlâda Kullanılan Lafızlar
- Dört Çeşit Îlâ Vardır
- 8- HULÛ' (=MUHÂLEA)
- 1- Muhâlea'nın Şartları, Hükmü Ve Bu Konu İle İlgili Mes'eleler
- 2- Muhâleaya Âit Caiz Olan Ve Olmayan Bedeller
- 3- Mal Karşılığı Talâk
- 9- ZIHÂR
- Zıhâr
- Zıhârın Şartı
- Zıhârın Rüknü
- Zıhâr'ın Hükmü :