Boşanmış Kadına Helâl Olan Şeyler

Eğer, talâk, hâin olur ve üçden aşağı bulunursa; boşanmış bu kadını, iddeîi içinde kocası nikahlayabilir. îddeti bittikten sonra da nikahlayabilir.

Eğer hür olan kadın, üç talâk, câriye olan kadın, iki talâk bo­şanmış olursa; başka bir erkek, onu sahih nikâhla nikahlayıp ve ci­ma edip, sonra da boşamadan veya adam ölmeden, bu kadm, önceki kocasına helâl olmaz. Hidâye'de de böyledir,

Bu hususta, boşanan kadının, cima' edilmiş veya edilmemiş olmasında da bir fark yoktur. Fethu'I - Kadîr'de de böyledir.

Zekerin, ferce girmesinde, güslün icâbetmesi şart kıhnmış-tır. Kenz Şerhi'nde de böyledir,

Boşanmış kadının, önceki kocasına helâl olması hususu-sunda, mücâmaat zamanında— inzal şart değildir.

Bu kadını, zina ile bir insanın vat etmesi veya şüphe ile cima' eylemesi, önceki kocasına helâl kılmaz. Çünkü, nikâh bulunmamak­tadır.

Keza, efendisinin mülkünde bulunan cariyeyi, onun cima' eyle­mesi ile de —iddet bittikten sonra, efendisi ona cima yaparsa— ko­casına helal olmaz; hürmeti galîza ile haram olur. Bedâi'de de böy­ledir.

Şayet, ikinci koca, kadını hayız ve nifas halinde veya ihramh yahut oruçlu iken cima' ederse; bu kadm önceki kocasına, helâl olur. Serahsî nin Muhıytı'nde de böyledir.

Boşanmış kadın müfdât (= Ferci ile dübürü bir olan ka­dın) ise; hamiie kalmadan önce, birinci kocasına helâl olmaz.

Eğer boşanan küçük ise, onun misli cima' olunmuyorsa; o, muhallel olmaz.

Eğer, misli cima' olunuyor ve ona da cima' ediliyorsa; helâl olur. Nehru'I - Fâik'ta da böyledir.
Enfâ'da zikredildiğine göre : Tahlilde[6] nıürâhik olan sâbî ( = çocuk) bâîiğ gibidir. Ancak, buluğa erişmeden cima' olunmuş; buluğdan sonra da, boşanmış olması gerekir. Çünkü, buluğdan önce talâk vâki olmamıştır. Tatarhâniyye'de de böyledir.

Câmiü's - Sağîr'de, mürahık şöyle beyan edilmiştir : Bulûğa ermemiş oğlan, onun benzeri karısına, cima eyleyebiliyor; bu sebep­le, gusül kadına vacip oluj^or ve önceki kocasına helâl oluyorsa, bu sözün mânası : «zekeri hareket ediyor ve iştahı bulunuyor.» demek­tir.) bu çocuk, mürailiktir. Hidâye'de de böyledir.

Eğer ikindi koca, mecnun ise, kadın birinci kocasına helal olur. Hülâsâ'da da böyledir.

Eğer ikinci koca, köle müdebbir veya mükâtep ise; efendi­sinin izni ile o kadını-nikâhlar ve ona cima' ederse; bu kadın da ön­ceki kocasına, helâl olur. Muhiyt'te de böyledir.

Eğer, köle, efendisinin izni olmaksızın nikâhlar sonra da, efendisi izin evrir ve bu şahıs, bu kadını, cima' etmeden boşarsa, o kadm, önceki kocasına efendisi izin verdikten sonra, ona cima' et­medikçe, helâl olmaz. Fethu'I - Kadîr'de de böyledir.

Eğer, ikinci kocanın zekeri kesikse; kadm, Önceki kocasına he­lâl olmaz. Ancak, gebe olur ve doğum yaparsa, helâl olur. Bu kadm, İmâm Ebû Yûsuf (R.A) 'a göre muhsane olur. Serahsî'nin Muhıyt'inn de de böyledir.

Eğer, ikinci koca, hayaları olmayan bir kimse olursa, ka­dın birinci kocaya helâl olur. Muhıyt'te de böyledir.

Fetâvâyi, Süğrâ'da şöyle zikredilmiştir :

İkinci koca, zekerine bez dolayıp kadının fercine girdirse; eğer, fercin sıcaklığını hissederse, kadın, önceki kocasına helâl olur; değilse, olmaz. Hulâsa'da da böyledir.

az olursa, kadına inanılmaz. İmâm Muhammed (R.A.)  ve Hasan'in rivayetine göre, yüz günden aşağıda, kadına inanılmaz.

İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre, altmış beş günden aşağı olur­sa, kadına inanılmaz.

İmâm Muhammed (R-A.)'den gelen bir rivayete göre de, elli dört günden aşağıda, kadına inanılmaz.

Bu, boşanan kadının hür olduğu zamandadır. Eğer, kadın câ­riye ve hayız gören biri ise, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ye göre, kırk günden aşağı olan sözüne inanılmaz.

İmâm Muhammed (R.A.) ve Hasan'm rivayetine göre, otuz beş günden az olursa; kadına inanılmaz.

İmâmeyn'in kavline göre, yirmi bir günden aşağı olursa; o za­man, kadının sözüne inanılmaz.

Eğer, boşama, doğumun akabinde olursa; bu durumda, kadına altmış beş günden aşağıda inanılmaz. Bu, İmâm Muhammed (R.A.) den gelen rivayettir. Hasan'm rivayetine göre (R.A.) yetmiş beş günden aşağı olursa kadına inanılmaz. Fakat, İmâm, Ebû Yûsuf (R.A.) 'a göre, kırk yedi günden az olursa, kadına inanılmaz.

İmâm Muhammed (R.A.)'e göre otuz altı günden az oüursal,( inanılmaz.

Eğer, boşanan kadın, ay sahibi ve hür ise, bu kadına üç aydan aşağıda inanılmaz, ve eğer câriye ise bir buçuk aydan aşağıda ona inanılmaz. Bu, bil-icmâ böyledir. Muzraarât'ta da böyledir.

Mecmuu n - Nevazilde şöyle zikredilmiştir:

Üç talâk boşanan bir kadın, dört ay sonra gelip : «İkinci ko­camdan, iddetim tamam oldu.» der ve önceki kocasına nikâh ol­mak isterse sözüne inanılır mı? suâline; Şeyhul-İmâm Necmü'd-Dîn Ömer en-Mesefî şu cevabı vermiştir: «Gerçekten, ona inanıl­maz.» Doğrusu da budur. Zehıyre'de de böyledir.

Şayet kadın önceki kocasına : «Senin için, helâl oldum.» der; o da, onu nikahladıktan sonra, kadın : «Gerçekten, ikinci adam bana cima' eylemedi.» derse; eğer, o kadın, önceki kocaya helâl olmanın şartını biliyor ise; kadına inanılmaz, değilse inanılır. Nihâye'de de böyledir.

Bu hal, ikinci kocanın, cima' ettiğini, ikrar etmeden önce olursa; böyledir. Tatarhaniyye'de de böyledir.

Şayet, kadın, Önceki kocasına : «Ben, sana helâlim» dese; kocanın, onu nikahlaması; insanların ihtilâfları açakhk kazanma­dıkça, helâl olmaz. Zehıyre'de de böyledir.

İmâm:  «Doğrusu budur.» demiştir, Gunye'de de böyledir.

Boşanan katlın ikinci kocanın kendisine cima' ettiğini ha­ber verdiği halde, o da inkâr etse; kadm, birinci kocaya helâl olur.

Eğer, birinci kocanın kalbinde, kadını inkâr, kocasını ikrar olursa; o zaman, o kadını nikahlaması helâl olmaz.

Şayet, kadın : «İkinci kocam, bana cima' eyledi.» der; birinci kocası da, —onu nikahladıktan sonra—: «Hayır sana, ikinci kocan cima' etmedi,» derse aralan açılır ve bu kadına, kocası, mehr-i mis­linin yansım verir.

Fetvalarda :   

Kadını, birinci kocası nikahladıktan sonra, kadım ; «Ben, ikin­ci kocaya gitmedim.»; birinci kocası ise, ona «sen, kocaya gittin; kocan da sana, cima' etti.» derse; bu durumda, kadının sözüne ina­nılmaz.

Eğer, ikinci kocası : «Nikâh fâsid oklu. Çünkü, ben, bu kadı nın anasını, cima etmiştim.» der; kadm da, bu sözü doğrularsa; o kadın, birinci kocaya helâl olmaz.

Şayet, kadın kocasını yalanlarsa; o zaman, helâl olur. Kâdı'l-İmâm da, böylece cevap vermiştir. Hulâsa'da da böyledir.

Şayet, fâsid bir nikâhla nikahlar ve üç talâkta boşarsa; o kadını nikahlamak, —başka kocaya gitmese bile—, caiz olur. Sirâ-cü'l - Vehhâc'da da böyledir.

Bir kimse, tahlil niyye tiyle, bir kadını nikâhlasa, bu kadı­nın, önceki kocaya helâl olması için, bu şart değildir. Ancak, bu şah­sın bir şeye niyyeti yoksa, bu duranı mekruh da değildir. Fakat böyle bir şart olursa; mekruh olur. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) vu İmâm Züfer (R.A.)'e göre, önceki kocaya da, helâl olur. Hulâsada da böyledir. Sahih olan da budur.

Bir adam karısını bir talak veya iki talak boşadığı zaman; ka­dının iddeti bitince, başka bir kocaya gitse; o koca da, ona cima' ettikten sonra, onu boşasa; ve ondan da, iddeti tamam olsa; sonra da, o kadını, önceki kocası nikâhlasa; bu kocasına, üç talâkla dön­müş olur. ikinci koca, birincinin bir ve iki talâkını yıkmış olur, üç (aîâkı yıktığı gibi. İhtiyâr'da da böyledir. Sahih olan da böyiedir. •    Nevârfl'de :

İki şahit, kadını, bir adamın nikahladığını ve üç talâk boşadığı-ni söylese; kocası da gaip olsa; kadın, başka kocaya gidebilir. Eğer, koca, hazırda ise, gidemez. Hulâsa'da da böyledir.

Bir kimse, üç talâkı bir şarta bağlar; bu şart bulunur ve kadın, kocasına haber verince; onun inkâr   edeceğinden korkar ve fetva ister; bunun üzerine üç talâkın vukuuna, fetva verilirse; ke­za, kadın bilir ve kocasının inkâr edeceğinden korkarsa, bu kadın, başka kocaya gidebilir. Bu kadın, kocasından gizli olarak, nefsini ana helâl kılar; kocası, bir yolculukta gaip olur, sonra da, geri dö ner ve kadın; kalbinden şüpheyi çıkarmak için, nikâh tazelemesini isterse; kocanın boşamayı inkâr etmesinden dolayı bu olmaz. Ker-derînin Vecîzi'nde de böyledir.

Şeyhu'I - İslâm Yûsuf bin'İshâk'tan.soruldu: Ki, karısını üç talâk boşayjp, bu durumu, karısından saklayan ve ona cima' eden; ayrıca, durumu üç hayız müddeti geçtikten sonra, haber veren, bir şahsın karısının, ikinci bir evlilik yapması helâl olur mu? İmâm:

«Hayır, olmaz. Çünkü, cima' aralarında şüphe ile cereyan eyle­miştir. Bu ise, iddeti gerektirir. Ancak, son cima'smdan itibaren, üç hayız geçerse; o zaman olur.

İmâm a soruldu:

Eğer lıer ikisi de, bilmelerine ve bunun haram olduğunu ik­rar etmelerine rağmen cima' eylemişler ve kadın, üç defa hayz ol­duktan sonra, ikinci bir koca, dilemişse ne olur?

İmâm. şöyle buyurmuştur: .

«Nikâhı caiz dîıır. Çünkü, ikisi dv, onıın.haramiiğım ikrar eyle­mişler w'bu .sebeple cima', zina olmuştur.

Zinada ise, iddet yoktur ve onu, başkasının nikahlamasına mâ­ni değildir. «Biz de bunu alırız. Ancak, hâmile olması, müstesnadır. İmameyn'e ve İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) 'ye göre, zinadan hamile ola­nın, nikâhı caizdir. Tatarhaniyye'de de böyledir.

Şeyhu'I - İslâm Ebûl   Kasım'dan soruldu :
Kocasından kendini üç talâk boşadığını duyan ve nefsini koca­sına teslim etmemeye gücü yetmeyen bir kadının kocasını öldürme­ye müsâade var mı? [7]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..