İmâm :


«Kendine, yaklaşma istediği zaman, öldürmemek suretiyle men1-ine gücü yetmezse, öldürebilir.» demiştir.

Şeyhu'I - İslâm Ebûl - Hasan Ata bin Hamza ve İmâm Ebû Şü-

câ da böyle fetva vermişlerdir.

Kâdi'I-İmâm İsbîcâbî ise : «Kadının, kendini boşayaıı; .sonra da, zoraki cima' eylemek isteyen, kocasını öldürme hakkı yoktur.» buyurmuştur. Muhiyt'te de böyledir.

Mültekıt'ta da : «Fetva, buna göredir.» denilmiştir. Şeyhu'I -İmânı Necmü'd - Dîn, Seyyidül - İmâm Ebî Şücâ'dan «Kadın, onu ödürecektir.» şeklinde rivayet etmiştir. Bu zat, büyük bir kişidir. Onun, büyük üstadları vardır. İtimad edilmeyen, ve sahih olmayan sözü söylemez.» Duyurulmuştur. Tatarhaniyye'de de böyledir.

Kadının, âdil iki şahidi olsa ve bunlar : «Koca, bu kadım nikâh eyledi ve üç talâk boşadı. Sonra da, onu inkâr eyledi.» dese­ler. Şahitler, kadı efendinin huzurunda şehâdette bulunmadan ön­ce, ölse veya gaip olsa, kadının, o kocanın yanında durmasına ve ça­ğırdığında ona yaklaşmasına ruhsat yoktur.

Eğer koca : «Bu böyledir, şahitler ise ölmüşlerdir.» diye yemin ederse; kadı efendi, onu reddeder : Kadının, orada durmasına mü­sâade edilmez. Fetvasını alıp, ondan ayrılması uygun olur, ayrılmak­tır. Eğer; buna gücü yetmezse, her ne zaman, onun, kendisine zora­ki yaklaşacağını bilirse, onu öldürür. Uygun olan, onu ilâçla öldür­mesi; bizzat kendinin öldürmemesidir. Ondan kaçtığı zaman, iddet beklemesine ruhsat yoktur ve başka kocaya gidebilir. Şeyh Şem-sül-Eimme Halvânî İstihsâli Kitabının Şerhi'ndc : «Bu cevap hü­kümdür. Fakat, durum Alkıhu Teâlâ ile kadın arasındadır. Kocadan firar edince, kadın iddetini bekler. Sonra, kocaya gider. Muhıyt'te de böyledir.

Nesefiyye'de şöyle zikre di lmştir :

Bir kimse, kendisine haram olan karısından kurtulamıyor. Ne zaman, ondan gaip olsa; kadın, ona sihü yapıp geri yanına getiriyor. Bu şahıs, o kadını, zehir veya benzeri bir şeyîe öldürüp, ondan kur­tulabilir mi?

İmâm su cevabı vermiştir :

Bu helâl olmaz. Gücünün yettiği kadar ondan uzaklaşır. Tatar-hariiyye'de de böyledir.

Latâifü^l - Hiyel'de şöyle mezkûrdur :

Boşanmış bir kadın, küçük bir köleye nikâhİaıısa ve onun ze­kerin harekete geçirse; sonra da, her hangi bir sebeple ona mâlik olsa; —cima'dan sonra aralarındaki nikâh fesh olur. Tebyîn'de de böyledir.

Bir kimse : «Eğer, bir kadın alırsam; işte, o üç talâk boş­tur.» dese, bunun çâresi : Aralarındaki nikâh sözleşmelerini fuzûli bir şahsın yapması gerekir. Bu koca, o fuzûlîye fiili ile izin verince, yemini bozulmaz. Fakat, sözüyle izin verirse; yemini bozulur, îti-mad bunun üzerinedir. Zâhîriyye'de de böyledir.

Eğer kadın kendinin boşanmış olduğunu ikinci kocasından giz­ler ve : «Sana nefsimi nikahladım.» Selâhiyet elimde olmak üzere ki, nefsimi boşayabilirim... «Her ne zaman istersem.» der; kocası da, onu, kabul ederse; nikâh caiz ve talâk yetkisi, kadının elinde olur. Tebyîn'de de böyledir.
Boşanmış kadın, ikinci kocanın tamamı kesmek ister ve ona : «Beni, üç talâk boşamaya yemin etmezsen; sana, icabet etmem. Sen, bana muhalefet etme.» der; koca da, yemin ederse; ona, bir defa yaklaşınca, kocasından talâkını ister. Eğer boşarsa; kadın, boş olur. Boşamazsa, yine boş olur. Sirâciyye'de de böyledir. [8]


Eser: Fetvayı Hindiye

  • Yeni Ekle
Yorumlar (0)

Fetvayı Hindiye

 

Son eklenen ruyalar

Sitemizde yer alan soruların cevapları özenle islami eserlerden seçilerek yazılmaktadır.
..