Mütevelliye Vekil Tâyin Edilmesi
Vakfın nâzın (- gözeticisi), mütevelliye yardımcı olmak üzere bir vekil tâyin edip, bu kayyımın maaşının bir kısmını ona tahsis ederse; kayyım, memnun olmaması hâlinde, bu vekili değiştirebilir. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Vâkıf, vakıf işlerine bakacak olan kayyum için, bir mal ayırır; o kayyım da, bu mal için, başka bir kayyım tayin ederse; bu caiz olmaz.
Ancak, vâkıf, mütevellinin böyle yapmasına izin vermiş olursa, o zaman böyle yapması caiz olur. Hâvî'de de böyledir.
Vâkıfın tâyin ettiği kayyım, vakfa bir vekil tâyin eder veya böyle yapmasını, bir başka şahsa vasıyyet eder ve kendisine verilen ücretin tamamını veya bir kısmını, ona verdikten sonra; tevkilini (= vekil tayin etmesini) veya vasıyyetini ibtâl edecek (= geçersiz kılacak) bir şekilde, cünûn-i mutbik) ile tecennî ederse (= delirirse), vekil veya vasî o mala (ücrete) hak sahibi olamazlar.
Bunlar, vakfın gelirine müracaat ederler.
Ancak, vâkıfın, önceki kayyımın işinin sona ermesi üzerine, bizzat kendisi, başka bir yönden infâkmı yaparsa, bu durum müstesnadır. Bahru'r-Râık'ta da böyledir.
Bu durumda, vakfa yeni bir kayyım tâyin etmesi için, hâkime baş vurulur. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Cünün-i mutbik: Bir sene süren delilik demektir. Hâvî'de de böyledir.
Bir mütevellinin aklı, bir sene gidip, vakfın işlerini yürütmekten âciz kaldıktan sonra, aklı geri gelip, sıhhat bulursa, bu mütevelli, vakfın işlerine tekrar döner. Muhıyt'te de böyledir.
Bir hâkimin kanâati, o mütevellinin, bu vakfın işlerini yürütemiyeceği şeklinde olur ve bu şahsı görevinden alıp, yerine başka bir şahsı tâyin ettikten sonra, bu hâkimin yerine başka bir hâkim gelir ve kayyım, bu yeni hâkim karşısında: "Görevimden alınmamı gerektirecek bir durumum olmadığı halde, eski hâkim bu vakfın kayyımlığından haksız olarak çıkardı." diye iddiada bulunursa, onun bu sözü ve dâvası kabul edilmez.
Ancak, yeni hâkim, bu kayyıma: "Kanâatime göre, sen, bu vakfın işlerini idare edebilirsin. Senin kayyımlığını iade edeceğim." deyip, onu görevine iade ederek, vakfın gelirinden, ücretini tayin edebilir. Zehıyre'de de böyledir.
Keza, hâkim, bir kayyımın, fışkından ve hıyanetinden dolayı görevine son verdikten sonra, bu şahıs aradan geçen zaman içinde, tev-bekâr olur ve ehliyetini isbât ederse, vazîfesine iade edilir. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Hâkim, bazı yönlerinden dolayı, bir kayyımı görevinden alıp, yerine başka bir şahsı tayin ederse; bu yeni kayyıma, biraz ücret verip, fazlasını ise, vakfın gelirine bırakması uygun olur. Muhıyt'te de böyledir.
Şayet, vakfeden şahıs: "Bu kayyımın ücreti, hâkim görevinden çıkarsa bile^- devam edecektir veya ".. evlâdına, evlâdının evlâdına, bu ücret devam edecektir." derse; bu şart sahih olur. Hâvî'de de böyledir.
Bir yerini, azâdlı kölelerine, sahih olarak vakfeden bir şahıs ölür; hâkim, bu vakfın gelirinin onda birini kayyıma tahsis eder; bu vakfın içinde de, bir şahsın idaresi altında, bir un değirmeni bulunur ve bu şahıs kayyıma muhtaç olmadan, değirmenin gelirini alırsa; değirmenin gelirinin onda birini, kayyıma vermesi gerekmez. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bir hâkimin azlettği kayyım, "ücretinin devam edeceğini iddia ederse, bunu isbât etmedikçe sözüne inanılmaz.
Eğer ücret, mütevellinin, bizzat çalışmasının karşılığı veya ondan aşağı ise, bu ödenir.
Hâkim tarafından tayin edilen bir mütevelli, bizzat vazife yapmaktan kaçınırsa; yerine, bir başka şahıs tayin edilebilir mi?
Necinü'd-dîn: "Hayır, tayin edilemez." buyurmuştur.
Hâkimin görevlendirdiği şahıs, vazifesini yapmazsa, günahkâr olmazsa, günahkâr olmaz mı?
Yine, Necmü'd-dîn: "Hayır, olmaz." demiştir.
Bir vakfın mütevellisi, alıp, bunu ne yaptığını açıklamadan da ölse, bunun tazmini gerekmez. Muzmarat'ta da böyledir. [42]
Vâkıf, vakıf işlerine bakacak olan kayyum için, bir mal ayırır; o kayyım da, bu mal için, başka bir kayyım tayin ederse; bu caiz olmaz.
Ancak, vâkıf, mütevellinin böyle yapmasına izin vermiş olursa, o zaman böyle yapması caiz olur. Hâvî'de de böyledir.
Vâkıfın tâyin ettiği kayyım, vakfa bir vekil tâyin eder veya böyle yapmasını, bir başka şahsa vasıyyet eder ve kendisine verilen ücretin tamamını veya bir kısmını, ona verdikten sonra; tevkilini (= vekil tayin etmesini) veya vasıyyetini ibtâl edecek (= geçersiz kılacak) bir şekilde, cünûn-i mutbik) ile tecennî ederse (= delirirse), vekil veya vasî o mala (ücrete) hak sahibi olamazlar.
Bunlar, vakfın gelirine müracaat ederler.
Ancak, vâkıfın, önceki kayyımın işinin sona ermesi üzerine, bizzat kendisi, başka bir yönden infâkmı yaparsa, bu durum müstesnadır. Bahru'r-Râık'ta da böyledir.
Bu durumda, vakfa yeni bir kayyım tâyin etmesi için, hâkime baş vurulur. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Cünün-i mutbik: Bir sene süren delilik demektir. Hâvî'de de böyledir.
Bir mütevellinin aklı, bir sene gidip, vakfın işlerini yürütmekten âciz kaldıktan sonra, aklı geri gelip, sıhhat bulursa, bu mütevelli, vakfın işlerine tekrar döner. Muhıyt'te de böyledir.
Bir hâkimin kanâati, o mütevellinin, bu vakfın işlerini yürütemiyeceği şeklinde olur ve bu şahsı görevinden alıp, yerine başka bir şahsı tâyin ettikten sonra, bu hâkimin yerine başka bir hâkim gelir ve kayyım, bu yeni hâkim karşısında: "Görevimden alınmamı gerektirecek bir durumum olmadığı halde, eski hâkim bu vakfın kayyımlığından haksız olarak çıkardı." diye iddiada bulunursa, onun bu sözü ve dâvası kabul edilmez.
Ancak, yeni hâkim, bu kayyıma: "Kanâatime göre, sen, bu vakfın işlerini idare edebilirsin. Senin kayyımlığını iade edeceğim." deyip, onu görevine iade ederek, vakfın gelirinden, ücretini tayin edebilir. Zehıyre'de de böyledir.
Keza, hâkim, bir kayyımın, fışkından ve hıyanetinden dolayı görevine son verdikten sonra, bu şahıs aradan geçen zaman içinde, tev-bekâr olur ve ehliyetini isbât ederse, vazîfesine iade edilir. Fethu'l-Kadîr'de de böyledir.
Hâkim, bazı yönlerinden dolayı, bir kayyımı görevinden alıp, yerine başka bir şahsı tayin ederse; bu yeni kayyıma, biraz ücret verip, fazlasını ise, vakfın gelirine bırakması uygun olur. Muhıyt'te de böyledir.
Şayet, vakfeden şahıs: "Bu kayyımın ücreti, hâkim görevinden çıkarsa bile^- devam edecektir veya ".. evlâdına, evlâdının evlâdına, bu ücret devam edecektir." derse; bu şart sahih olur. Hâvî'de de böyledir.
Bir yerini, azâdlı kölelerine, sahih olarak vakfeden bir şahıs ölür; hâkim, bu vakfın gelirinin onda birini kayyıma tahsis eder; bu vakfın içinde de, bir şahsın idaresi altında, bir un değirmeni bulunur ve bu şahıs kayyıma muhtaç olmadan, değirmenin gelirini alırsa; değirmenin gelirinin onda birini, kayyıma vermesi gerekmez. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Bir hâkimin azlettği kayyım, "ücretinin devam edeceğini iddia ederse, bunu isbât etmedikçe sözüne inanılmaz.
Eğer ücret, mütevellinin, bizzat çalışmasının karşılığı veya ondan aşağı ise, bu ödenir.
Hâkim tarafından tayin edilen bir mütevelli, bizzat vazife yapmaktan kaçınırsa; yerine, bir başka şahıs tayin edilebilir mi?
Necinü'd-dîn: "Hayır, tayin edilemez." buyurmuştur.
Hâkimin görevlendirdiği şahıs, vazifesini yapmazsa, günahkâr olmazsa, günahkâr olmaz mı?
Yine, Necmü'd-dîn: "Hayır, olmaz." demiştir.
Bir vakfın mütevellisi, alıp, bunu ne yaptığını açıklamadan da ölse, bunun tazmini gerekmez. Muzmarat'ta da böyledir. [42]
Konular
- 2- Kendi Nefsi, Evladı Ve Nesli İçin Vakfetmek
- 3 - Akrabaya Vakfetmek Akraba Ne Demektir
- Akraba Namına Meşrut Vakıflar
- 4- Fakir Olan Akrabalara Vakfetmek
- Fakir Kimdir?
- 6- Ehl-i Beyt, Âl, Cins Ve Torunlar Namına Yapılan Vakıflar
- 7- Köleler[30], Müdebberler Ve Ümm-ü Veledler Nâmına Yapılan Vakıflar
- 8- Fakirler Nâmına Vakıfta Bulunduğu Halde Kendisi, Evlâdından Bir Kısmı Veya Akrabası Fakir Düşen K
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 4- VAKFIN BÎR ŞARTA BAĞLANMASI VÂKIFIN, VAKFI KENDİ ŞAHSINA MEŞRUT KILMASI
- Vakfedilen Yerin Değiştirilmesi
- Vakfın Satılması
- 5- VAKFIN İDARESİ KAYYIMIN VAKIF VE VAKFIN GELİRİNİN TAKSİMİ HUSUSUNDAKİ TASARRUFU VAKIF GELİRİNİ BA
- Kayyımın Görev Ve Yetkileri
- Mütevellinin Acze Düşmesi
- Mütevelliye Vekil Tâyin Edilmesi
- Vakfın Geliri Nasıl Taksim Edilir? Vakfın Gelirini, Hak Sahiplerinden Bir Kısmı Kabul Eder, Bir Kısm
- Vakıf Gelirini, Hak Sahiplerinden Bir Kısmı Kabul Eder, Bir Kısmı Kabul Etmezse Ne Olur?
- Hak Sahiplerinden Bir Kısmı Ölür Bir Kısmı Sağ Kalırsa Ne Olur?
- 6- VAKIFTA DÂVA VE ŞEHÂDET
- 1- Vakıfta Dâva
- 2- Vakıf Dâvalarında Şehâdet
- Bu Konu İle İlgili Diğer Bazı Mes'eleler
- 7- VAKFİYE İLE İLGİLİ MES'ELELER
- 8- VAKFI İKRAR VAKFI HABER VERME VE VAKFI KABUL ETME
- 9- VAKFIN ASBEDİLMESİ
- 10- HASTA OLAN KİMSELERİN YAPTIKLARI VAKIFLAR
- 11- MESCID VE MESCİDLE ÎLGİ MES'ELELER
- 1- Bir Yerin, Nasıl Mescid Yapılacağına Dâir Hükümler